Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/641 E. 2022/251 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/641 Esas
KARAR NO : 2022/251

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/11/2015
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada;
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; —- aracı ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yapması sonucu hayatını kaybettiğini, olayla ilgili olarak —-sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, vefat nedeniyle geriye kalan eş ve çocuklarının murisin desteğinden yoksun kaldıklarını, davalının— sigortacısı olduğunu, bu nedenle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu belirterek; belirsiz alacak davası olarak, davacı— — 2.500,00 TL,—— için 2.500,00 TL destekten yoksun kalmanın ve 500,00 TL cenaze giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; — nezdinde — ile sigortalı olduğunu, davacıların talebinin zamanaşımına uğradığını, cenaze gideri harcaması yapıldığının ispat edilmesi gerektiğini, müvekkilinin poliçe limitleri ve sigortalının kusuru ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacıların talebinin poliçe kapsamında olmadığını, kusur durumunun ve zarar miktarının tespitinin gerektiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen —. Sayılı Dosyası;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — — sevk ve idaresindeki —– plakalı aracı ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yapması sonucu hayatını kaybettiğini, olayla ilgili olarak — sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, vefat nedeniyle geriye kalan anne, eş ve çocuklarının murisin desteğinden yoksun kaldıklarını, davalının —– plakalı aracın — sigortacısı olduğunu, bu nedenle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, eş ve çocuklar yönünden—Sayılı dosyası ile dava açıldığını belirterek; belirsiz alacak davası olarak, davacı anne— — için 500,00 TL kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;– plakalı aracın müvekkili nezdinde — sigortalı olduğunu, davacıların talebinin zamanaşımına uğradığını, cenaze gideri harcaması yapıldığının ispat edilmesi gerektiğini, müvekkilinin poliçe limitleri ve sigortalının kusuru ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacıların talebinin poliçe kapsamında olmadığını, kusur durumunun ve zarar miktarının tespitinin gerektiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada –. Sayılı numaralı karar ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, — Sayılı ilamı ile kararın “Yukarıda açıklandığı üzere, KTK’nin 109’uncu maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca, ceza zamanaşımının uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkûmiyet hükmü verilmesi aranmamakta olup cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterlidir. Bir kişinin ölmesiyle sonuçlanan dava konusu trafik kazası da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğindedir. Yasa koyucunun amacı 2918 sayılı KTK uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı içerisinde yönelmeyi sağlamaktır. KTK’nin 109’uncu maddesinin 2’nci fıkrasındaki “cezayı gerektiren fiil” ifadesinin seçilmesi zamanaşımı yönünden yukarıda da açıklandığı gibi soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurmaktadır. Buna göre;– günü meydana gelen ve 5237 sayılı TCK’nin 85inci maddesinin 1’inci fıkrasına uyan taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunu oluşturan olay için öngörülen cezanın üst sınırına göre, olay tarihinde yürürlükte bulunan aynı Kanunun 66/1-d maddesinde öngörülen dava zamanaşımının 15 yıl olduğu gözetildiğinde, davanın açıldığı 13/11/2015 günü 15 yıllık zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır.” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiş ve dosyanın yukarıda belirtilen esas numarasına kaydı yapılmıştır.
Asıl ve birleşen dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş tüm dilekçeler, ibraz edilen tüm deliller, poliçe ve hasar dosyası, —- mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
— Tarafından düzenlenen—incelenmesinde; —- tarihleri arasında sigortalı olduğu, sigortalının —— olduğu, aracın hususi araç olduğu, poliçe limitinin kaza tarihi itibariyle — olduğu, davacılar tarafından davadan önce sigortaya başvuruda bulunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce uyuşmazlık konularına ilişkin olarak bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen — raporda özetle; meydana gelen trafik kazasının tek taraflı olduğu, kazada —%100 oranında kusurlu olduğu, davalı taraftan talep edilebilecek destekten yoksun kalma tazminatı tutarının davacı eş —— olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda — bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli ek raporda özetle; davalı taraftan talep edilebilecek destekten yoksun kalma tazminatı tutarının davacı eş —– — davacı anne —- olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacılar vekilince sunulan 02/03/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile; davacı eş — davacı — davacı ——– ve davacı anne —- destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin talep edildiği, tamamlama harcının yatırıldığı, dilekçenin davalı yana tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; asıl ve birleşen dosya davacıları tarafından, meydana gelen trafik kazası nedeniyle vefat eden murisin desteğinden yoksun kaldıklarının belirtildiği; asıl ve birleşen dosya davalısı tarafından ise davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafından asıl ve birleşen davalar yönünden zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, istinaf mahkemesinin kaldırma kararında da belirtildiği üzere, somut olaya uygulanması gereken uzamış ceza zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu, kazanın 17/01/2007 tarihinde meydana geldiği, asıl davanın — tarihinde, birleşen davanın ise — tarihinde açıldığı, bu hali ile zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
6098 sayılı TBK m. 53 öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun— kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır—– gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde ona yardım eden veya olayların normal akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kişi destek sayılır. Birinci durumda fiili destek, ikinci durumda ise farazi destek kavramı söz konusudur. Bir başka anlatımla; destekten yoksun kalma tazminatı, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminattır. Uygulamada ——- birbirlerine, anne ve babaların çocuklarına, çocukların da anne babaya destek olacağı kabul edilmektedir. Bunların haricindeki kişiler bakımından; destek ilişkisinin eylemli ve düzenli olarak devam ettiği somut delillerle kanıtlanması gerekir.
Somut olayda,—– aracın davalı ———- tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde araç sürücüsü——bilirkişi raporu ile kazanın meydana gelmesinde ——– %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, yapılan tespitin kaza tespit tutanağı ve —–dosyası ile uyumlu olduğu, Mahkememiz davacılarının murisin eşi, çocukları ve annesi olduğu, kazanın ve poliçenin — tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlardan öncesine ait olduğu, Genel Şartların yürürlük tarihi dikkate alınarak yapılan incelemede— yerleşik içtihatları uyarınca; davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin üçüncü kişilere verdiği zararların da teminat altına alındığı ve destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı şirketin zararın tamamından kaza tarihinde geçerli olan trafik sigortası teminat limiti dahilinde sorumlu olacağı, buna göre aktüer bilirkişi tarafından davacı eş —- 52.140,94 TL, —– 1.886,54 TL, —-için 3.787,74 TL ve davacı anne —– için 950,20 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesabının yapıldığı,—– yaşam —— göre —- yapılan hesaplamanın mahkememizce de benimsendiği, davacılar tarafından dava açılmadan önce sigortaya başvuruda bulunulmadığından davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğünün kabulünün gerektiği, sigortalı aracın hususi araç olduğu, bu nedenle yasal faiz talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden;
a)Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davacı eş—için 52.140,94 TL, Davacı —– için 3.787,74 TL ve Davacı —-için 1.886,54 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 23/11/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine,
Davacı—– yönünden fazlaya dair isteminin REDDİNE,
b)Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 3.949,36.-TL’den davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 34,16.-TL peşin harç ve 205,00.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 239,16.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.710,20.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
c)Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 34,16.-TL peşin harç, 27,70.-TL başvurma harcı ve 205,00.-TL ıslah harcı olmak üzere olmak üzere toplam 266,86.-TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
d)Davacılar tarafından yapılan 2.100,00.-TL bilirkişi ücreti, 201,50.-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.301,50.-TL yargılama giderinden davada haklı çıktığı %98 oranında olmak üzere 2.255,47.-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
e)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
f)Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen kısım yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan —- belirlenen 8.315,98.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
g)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen kısım yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan —–vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
2-Birleşen dava yönünden;
a)Davanın KABULÜ İLE,
Davacı anne——— destekten yoksun kalma tazminatını dava tarihi olan ——– itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b)Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 80,70.-TL dava açılırken peşin olarak alındığından tekrar alınmasına yer olmadığına,
c)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70.-TL peşin harç ve 80,70.-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 161,40.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d)Davacı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
e)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
f)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- belirlenen 950,50.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
g)Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.560,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.