Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/552 E. 2022/67 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/552
KARAR NO : 2022/67

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/10/2020
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yana verilen —– neticesinde müvekkilinin davalıdan 10.772,35 TL tutarında alacağının bulunduğu, müvekkilince davalıya ait taşıma işlerinin gerçekleştirildiğini, ancak hizmet bedelinin ödenmediğini, davalı aleyhine—– — sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe haksız olarak itirazda bulunulduğunu, alacağın likit olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili—– davacı alacağının bulunmadığını, davacının alacağını ispat ile yükümlü olduğunu, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, alacağın likit olmadığını, davacının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğunu savunarak; davanın reddine ve %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların —- dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz edilen tüm deliller, faturalar, ——— sayılı dosyası, bilirkişi kök ve ek raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—-Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından açık hesaptan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine ——– tarihinden itibaren işleyecek yıllık %19,50 avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmediği, davalı — sunulan dilekçe ile borca itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından —- raporda özetle; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasındaki—– tarihinde başladığı, davacı tarafından davalı —– tutarında——— düzenlendiği, davalı yan tarafından yapılan herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı, davalı yanın ticari defter kayıtlarını ibraz etmediği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan —– alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı tarafından dosyaya sunulan —– defterleri üzerinde inceleme yapılması nedeniyle bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 26/11/2021 tarihli ek raporda özetle; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin —-başladığı, davacı tarafından davalı yana ——– fatura düzenlendiği, davalı tarafından davacı yana —— kadar toplam —- yapıldığı, davacının — sonu itibariyle davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı, davacı tarafından — tutarlı fatura ile davalıdan alacaklı hale geldiği, davalı yanın ticari defter kayıtlarını ibraz etmediği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan — alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; davacı tarafça, açık hesaptan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; takip konusu —- defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak — düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle — ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.—- Sayılı İlamı)
Somut olay bakımından ise; davacı ——-düzenlene 7 adet faturadan kaynaklı açık hesaba dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı tarafından ise verilen kesin süreye rağmen ticari defter kayıtlarının ibraz edilmediği, davacı tarafından düzenlenen —–dönemine ilişkin olan —- taraflarca karşılıklı olarak —- formları ile beyan edildiği, işbu faturalar davalı tarafça —- dairesine beyan edildiğine göre davalı — kayıtlarında yer aldığının ve işbu faturalara konu hizmetin verildiğinin kabulünün gerektiği, — dönemine ilişkin — beyan sınırının altında kaldığı, davacı vekilince dosyaya sunulan taşıma belgelerine göre fatura konusu hizmetlerin davalı yana verildiğinin sabit olduğu, bu hali ile işbu 4 adet fatura konusu hizmetin de davalı yana verildiğinin kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak davacı tarafça takip talebinde ve ödeme —- asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında avans faizi isteminde bulunmuştur. Bu hali ile davacının talebi HMK md. 26 uyarınca aşılamayacağından —- Sayılı İlamı,— —Karar Sayılı İlamı,— — Karar Sayılı İlamı); taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %19,50 avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ İLE;
Sabit olan—– takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %19,50 avans faizi oranını aşmayacak avans faizi ile birlikte ve isabet eden takip giderleri ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere, borçlu davalının —— esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 735,86.-TL harçtan, dava açılırken peşin olarak yatırılan 130,11.-TL harcın mahsubu ile bakiye 605,75.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça yatırılan toplam 130,11.-TL peşin harç ve 54,40.-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 184,51.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından 45,50.-TL posta gideri 1.200,00.-TL olmak üzere toplam 1.245,50.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan —— belirlenen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında —– 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.