Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/551 E. 2021/1162 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/551 Esas
KARAR NO: 2021/1162
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 28/10/2020
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının —– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile —- arasında gerçekleşen kargo hizmeti neticesinde müvekkilinin davalı borçludan —- tutarında alacağı bulunduğu, müvekkili şirketin davalıya ait taşıma işlemleri gerçekleştirdiği, bu taşıma ilişkisi sonucu karşı tarafın ödemesi gereken hizmet bedeli borcu doğduğu ancak davalının borcunu ödemediği, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca kez müracaat edilmiş ise de herhangi bir olumlu netice elde edilemediği ve bunun üzerine davalıya karşı —– sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının haksız ve hukuka aykırı itirazı üzerine takibin durduğu, davalı kendisine tebliğ edilen ödeme emrine rağmen borcunu ödemediği, arabuluculuk toplantısına katılmadığı, borca, masrafa, faize ve tüm ferilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği, tüm bu nedenlerle davalının haksız ve kötü niyetli borca, masrafa, faize ve tüm ferilerine itirazlarının iptaline, davalı aleyhine %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, arabuluculuk sürecine katılım göstermeyen karşı tarafa yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ticari kayıtlarına göre borcu bulunmaması nedeniyle icra takibine itiraz edildiği, davacı yanın arabuluculuk toplantısına icabet etmediğimiz hususu gerçeği yansıtmadığı, son tutanaktan da anlaşılacağı üzere sürece icabet edildiği ancak anlaşma sağlanamadığı, ——— tarihli hizmetler dışında diğer hizmetlerin dahil olduğu faturaların kayıtlı olduğunu ve ödenmiş olduğunu tespit ederek bu faturalardan kaynaklanan borcu bulunmadığından icra takibine itiraz edildiği, davacı yanın dava dilekçesinin ekinde ödenmediğini iddia ettiği —-faturayı sunduğu, bu faturaların tespit edilemeyen hizmetleri içerdiği, asıl alacak miktarından dahi düşük olduğu gibi bildirilen faturaların ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle müvekkili şirket kayıtlarında mevcut ve ödenen faturalar olduğu, müvekkili şirketin ticari kayıtlarında bulunmayan iki adet faturanın da davacının banka hesabına yapıldığı, müvekkili şirketin icra takibine konu edilen üç adet faturayı ödediği, diğer hizmetlere ilişkin fatura bulunmadığı için icra takibine itiraz ettiği, takibe konu edilmeyen ve müvekkili şirket kayıtlarında bulunmayan iki adet faturayı da tespit eder etmez ödemesini gerçekleştirdiklerini, müvekkili şirketin itirazının haklı olduğu, alacağı kabul anlamına gelmemekle davacı yanın asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı talep etmiş ise de izah edildiği üzere müvekkili şirketin kötü niyetli olarak itirazının söz konusu olmadığı, bildirilen faturaların ticari kayıtlarında mevcut olması ve ödenmiş olmaları nedeniyle itirazda bulunduğu göz önüne alınarak tazminat talebinin reddini, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa ——karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller,—- Esas sayılı dosyası ve mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —-asıl alacağın tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından—– tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal —- yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların sunduğu deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılmak üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından inceleme sunulan —- yılı ticari defterlerinin —– yönünden; süresinde açılış tasdiklerinin yapıldığı, kural ve standartlara uygun tutulduğu, ticari defterlerin birbirini teyit ettiği, süresinde kapanış tasdikinin yapıldığı görüldüğünden davacı lehine delil vasfının bulunduğu, davacı tarafa ait incelenen —- ticari defterlerinde, davalı ile aralarında bir ticari ilişkinin bulunduğu, davacının bu ticari ilişkisini —-nolu alıcılar —- takip ettiği, davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen faturanın bu hesabın borcunda ve davalı tarafından davacı tarafa yapılan ödemelerin ise bu hesabın alacağında kayıt altına alındığı, davacının incelenen ticari defterlerinde özetle; taraflar arası ticari ilişkinin—- tarihinde başladığı , davacının — tarihi itibariyle davalıdan — alacaklı olduğu, takibin dayanağının davacı tarafından davalıya düzenlenen — tutarlı fatura olduğu, bu faturaların —yılına ait toplam — davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, —- yılında düzenlenen takip talebi ekinde —- tutarlı olduğu anlaşılan faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, takip tarihi olan — tarihi itibariyle davacının davalıdan —- alacaklı olduğu, takip talebi ekinde listesi bulunan takibe dayanak — adet toplam—- davacı tarafta kayıtlı olduğu, —– —- tutarlı faturanın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafından davacıya yapılan —- ödeme ile bakiyenin sıfırlandığı taraflar arasında — tarihinden sonra ticari ilişki olmadığı, davacı tarafın — muavin dökümlerinde, davacının davalıdan takip tarihi olan —- alacaklı olduğu, davalı vekili tarafından incelemeye sunulan —– yönünden süresinde açılış tasdiklerinin yapıldığı, — uygun tutulduğu, ticari defterlerin birbirlerini teyit ettiği, süresinde kapanış tasdikinin yapıldığı görüldüğünden, davalı lehine delil vasfının bulunduğu, davalının ticari defterlerinde davacı ile aralarında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalının bu ticari ilişkisini —— satıcılar cari hesap kodunda takip ettiği, davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların ve davalı tarafından davacıya yapılan ödemelerin ve davacı tarafa düzenlenen iade faturalarının davalının ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, davalı tarafın incelenen ticari defterlerinde özetle; taraflar arası ticari ilişkinin — tarihinde başladığı, davalının —- borçlu olduğu, takibin dayanağının davacı tarafından düzenlenen — bedelli fatura olduğu, bu faturaların —davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, —- bedelli olduğu anlaşılan faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği, davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen davalıda kayıtlı olan ——— tutarlı olmak üzere toplam—- bedelli takibe konu edilmeyen üç fatura ile birlikte toplam —-olarak davalı tarafından davacıya—— tarihinde ödendiği, ödemenin davacının ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalıya düzenlenen takibe konu edilen ve davalıda kayıtlı olan— tutarlı faturanın ise davalı tarafından davacı tarafa düzenlenen —- —– mahsubu ile —- olarak davalı tarafından davacıya —– tarihinde ödendiği, ödemenin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği, taraflar arasındaki hukuki ihtilafın davacının —– dosyası ile davalı aleyhine —– bedelli alacağı içi icra takibi başlatması karşısında davalının takibe itiraz etmesi üzerine çıktığı, takibin dayanağının her ne kadar — olduğu yazılmış ise de; takip talebi ekinde toplam —- tutarlı— faturanın listesinin koyulduğu görüldüğünden takibin dayanağının listede belirtilen toplam — adet fatura alacağı olduğu, davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen—- tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, —-tutarlı faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği , davalının ticari defterlerinde takibe konu kayıtlı olan —– tutarlı faturanın ödendiği, ödemelerin davacının ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, bu noktada davalının takibe konu edilen faturalara ilişkin davacıya borçlu olmadığı, diğer bir ifade ile icra dosyasına yapmış olduğu itirazda haklı olduğu, tarafların ticari defterleri ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalının davacıya—— dosyasından takibe konu edilen faturalardan dolayı borçlu olmadığı, davalının itirazının haklı ve yerinde olduğu, tarafların inkar tazminatı taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde;
Dava, açık hesaptan kaynaklanan alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—— açık hesap alacağının tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu anlaşılmıştır.
İcra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
İcra takibi borçlu-davalının itirazıyla durmuş itirazdan sonra ancak dava tarihinden önce davalı-borçlu —– tarihinde dava değeri kadar miktarı davcıya ödemiştir.
—— Celse davacı vekili davalının sadece asıl alacak için yapmış olduğu ödemeyi kabul etmiş ancak davalarına asıl alacağın ferileri ve vekalet ücreti yönünden devam ettiklerini bildirmiştir.
Hukuki Yarar Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür. Bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü de yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamışken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre; gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır——
Takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda; ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından da itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur. —-
Davanın icra takip tarihinden sonraki ferilerine ilişkin olduğu ve davacının asıl alacak yönünden hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek sadece bu kısımlara —- yönelik itirazın iptali ve takibin devamı şeklinde hüküm kurulmakla yetinilmesi gerekir——-
Açıklanan nedenlerle davacının asıl alacak ödenmesine rağmen, alacağın ferileri için itirazın iptali davası açma yetkisi olduğu anlaşıldığından, davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilmiştir.
Davacının Talep Ettiği Alacaklar Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı vekili, takip talebinde sadece asıl alacak olarak—– asıl alacak talep etmiştir.
Herşeyden önce davacı vekilinin takip öncesi için işlemiş faiz talebi olmamakla işlemiş faiz için herhangi bir talebi ve alacağı yoktur.
İcra takibine itiraz tarihi olan —- tarihinden sonra, dava açılmadan önce — tarihinde asıl alacak miktarı olan —– ödendiğini, davacı vekili beyanı ve dosyaya sunulu dekont ile sabittir.
Bu noktada şu da açıklığa kavuşturulmalıdır ki, temerrüt faizi başlangıç tarihi yönünden, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş—- sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; borçlu temerrüde düşmüş olur — — Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşir—-
Takip tarihinden sonra yapılan ödemenin alacağın hangi bölümünden mahsubu gerektiği kanusunda —- maddeye göre borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Bunun karşı anlamına göre borçlu faiz ve masrafları ödemede gecikmiş ve özellikle vadesinde borcu ödemediğinden temerrüt faizi işlemeye başlamış ise yapılan ödemelerin öncelikle masraf ve faizlerden mahsubu gerekir.—–
Borçlu tarafından, takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödemenin icra dosyası borcunun tamamını karşılamadığının tespiti halinde, kısmı ödeme olarak kabulü ile —–uyarınca öncelikle faiz ve masraflardan mahsubu ve kalan ana para alacağı için takibin devamı istenebilir ise de somut olayda davacı alacaklı, tercih hakkını bu yönde kullanmamış, ödemeyi ana para ödemesi olarak kabul edip, takibin ferileri—— için itirazın iptalini istemiştir. Taleple bağlılık esastır.
Davacı, davalının yaptığı ödemeyi ana paraya mahsup ettiğinden, icra müdürlüğünün yapması gereken hesaplamayı mahkemenin yapmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü davacı, itirazın iptalini sadece icra dosyasındaki feri alacaklar yönünden istemiştir. Mahkemece itirazın, icra takip giderleri, vekalet ücreti ve takip tarihiyle ödeme tarihi arasındaki temerrüt faizi yönünden iptaline karar vermekle yetinilmelidir——
Açıklanan nedenlerle, davanın kısmen kabulü ile borçlunun icra müdürlüğünün dosyasına yaptığı itirazın asıl alacağa —— takip tarihinden ödeme tarihine kadar yasal faiz işletilmesi, takip gideri ve vekalet ücreti yönünden iptaline, fazla istemin reddine, karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK 67.madde son fıkrası gereğince, tazminata takip talebi ve davadaki talep sonucu üzerinden hükmedilir. Buna göre işlemiş faiz, asıl alacak ayrımına gidilemeyecektir. Sadece işlemiş faize itiraz olsa dahi bu miktar içinde, tazminata hükmedilir. Ancak takipten sonrası için işleyecek faiz için tazminata hükmedilmez.
Somut olayda, davacının takip öncesi için işlemiş faiz talebi olmadığından, keza davalı/borçluca asıl alacağın davadan önce ödenmiş olması nedeniyle, icra inkara tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalı borçlunun — sayılı dosyasında yaptığı itirazın — asıl alacağa takip tarihi olan —— tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte, takip gideri ve vekalet ücreti yönünden iptali ile takibin bu alacak kalemi üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
İcra inkar tazminatı talebinin reddine,
2- KARAR HARCI;
Davanın kabul edilen 907,69-TL’lik bölümü üzerinden belirlenen 62,00-TL nisbi karar harcının 54,40-TL’lık bölümü dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan, geriye kalan 7,60-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Davanın kabul edilen 907,69 TL dava değeri üzerinden davacı yararına Avukatlık asgari ücret tarifesinin 13/2 madde hükmü gereğince hükmedilecek avukatlık ücreti asıl alacağı geçemeyeceğinden, takdir olunan (kabul edilen) 907,69 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan (reddedilen) 41,23-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı toplamı 108,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 750,00-TL bilirkişi ücreti ve 48,25-TL posta ücreti olmak üzere toplam 798,25-TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 763,57-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan 34,68-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
c—— ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin ——- ücretinin davanın kabul ve red oranına göre —- davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine,—- davalı üzerinde bırakılmasına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK ‘nın 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 04/11/2021