Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/550 E. 2022/136 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/550 Esas
KARAR NO: 2022/136
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ: 27/10/2020
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka ve Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının —– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı şirket—- muhtelif tarihlerde imzalanan —- müvekkili banka tarafından borçlular lehine ticari kredi kullandırıldığını, borçluların kredi borçlarını ödemede temerrüte düşmeleri üzerine müvekkili tarafından —- ilgili maddeleri uyarınca kredi borcunun ödenmesi hususunun —-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile muhataplara ihtar edildiğini, borçluların çekilen ihtarnameye rağmen herhangi bir ödemede bulunmamaları üzerine —– genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı şirkete ve kefiline gönderilen ödeme emirlerinin muhtelif tarihlerde muhataplara tebliğ edildiğini, bunun üzerine hem davalı şirketin hem de kefilin vekilleri aracılığıyla icra takibindeki borca ve ferilerine haksız olarak itiraz ettiklerini ve takibin durdurulduğunu, itirazın ardından arabuluculuk sürecinin başlatıldığını, borçlu tarafların görüşmeye katılmaması sebebiyle görüşme yapılamadan anlaşama ile sonuçlandığını , davalıların —- bulunduğunu, bu teminatlı kredisine istinaden —- tanzim ediliğini, ancak tanzim edilen bu tutarın —- geri ödeme kapsamında olduğundan, başlatılan takibe devam etme ve borçludan tahsilat sağlama yükümlülüklerinin devam ettiğini, tüm bu nedenlerle davalıların——– sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlu şirketin ve kefilin asgari %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkilleri aleyhine haksız ve hukuka aykırı bir takip başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini, davacı tarafın eldeki davaya açmasının kötü niyetli olduğunu, müvekkilleri hakkında açılan işbu itirazın iptali davasının esastan reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller,——-mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —– tarihinde tebliğ edildiği, davalılar tarafından —-tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal— yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan —tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ——-dahilinde sözleşmede kefil olarak imzasının bulunması nedeniyle kendi temerrüt tarihinde kefalet limiti dahilinde söz konusu banka alacaklarının ödenmesinden davalı şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, davacı banka tarafından davalı şirkete kullandırılan kredinin ilk —- tarihinde davalılara ihtarname gönderilerek kredinin —itibariyle kat edildiğinin bildirildiği, ancak bu tarihten sonra —— tahsil etmesinin davalı şirket kredilerinin kat edilmesinden rücu edildiği şeklinde değerlendirildiği, icra takip tarihine kadar olan süreçte başka bir ihtarname de gönderilmemesi nedeniyle kat ve temerrütün icra takip tarihi olan — tarihinde gerçekleştiği, davacı banka tarafından davalı firmaya kullandırılan krediden kaynaklanan alacak tutarlarının ödenmesi talebiyle davalılar aleyhinde —-başlattığı icra takibine konu alacak tutarının; tamamı asıl alacak niteliğinde olmak üzere — olarak hesaplandığı,










—-
Davacı bankanın davalılar hakkında—- başlattığı icra takibine konu talep edilebilir alacak tutarının taleple bağlılık ilkesi doğrultusunda —– talep edebilmesi hususunun mahkemenin takdirinde bulunduğu, davacı bankanın icra takip tarihinden itibaren tespit edilen alacağın yanı sıra—- edilebileceği, asıl borçlu davalı — yanında diğer davalı — müteselsil kefil sıfatıyla söz konusu konusu borçların ödenmesinden davalı asıl borçlu ile müteselsilen sorumlu bulunduğu, dava dışı —— bedelin — gereğince, kredi alacağına ilişkin takip sorumluluğunun kredi veren bankada olması ve yaptığı tahsilat oranında—- bulunulacağı göz önüne alınarak icra takibinde talep edilen alacağa yönelik bir etkisinin bulunmadığı, tarafların tazminat , yargılama giderleri ve vekalet ücreti gibi taleplerinin mahkemenin takdiri içinde kaldığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edildiği, taraf vekillerinin rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın önceki bilirkişiye tevdine karar verilmiştir.
— tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı banka tarafından davalılardan —— tarihli ihtarnamenin tebliği bilgisinin itiraz dilekçesi ekinde ibraz edildiği buna göre, davalının sözleşmede yer alan ve yasal ikametgahı niteliğini haiz adresine gönderilen ihtarnamenin —-tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasının mahkemenin takdirinde olduğu, davacı banka tarafından davalı şirkete kullandırılan kredinin — ödemesinden sonra —tarihinde davalılara ihtarname gönderilerek kredinin— itibariyle kat edildiğinin bildirildiği, ancak bu tarihten sonra—- altında tahsil etmesinin davalı şirket kredilerinin kat edilmesinden rücu edildiği şeklinde değerlendirildiği, icra takip tarihine kadar olan süreçte başka bir ihtarname de gönderilmemesi nedeniyle kat ve temerrütün icra takip tarihi olan —- tarihinde gerçekleştiği yönünde kök raporda yer alan görüş ve kanaati değiştirecek herhangi bir hususun bulunmadığı görüşüne varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; açılan davanın davacı bankanın kredi kullandırmış olduğu davalı—- kredi borcunu ödememesi üzerine kredi sözleşmesine müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatı ile imza koyan diğer davalı—– müteselsil kefil sıfatıyla aynı miktarla dahilinde kredi asıl borçlusuna kefil olduğu, mahkememizce incelenen kefalet sözleşmeleri değerlendirildiğinde kefaletin tüm hükümleri ile beraber geçerli olduğu ve davalıların davacıya karşı sorumluluğunun bulunduğu, dosya özelinde incelenmesi ve irdelenmesi gereken diğer hususun ise davacı bankanın kredi hesabını ne zaman kat ettiği ve işlemiş faiz hesabının hangi tarih baz alınarak yapılması gerektiği hususunda olduğu, bankacı bilirkişiden alınan kök ve ek raporda da bahsedildiği ve tartışıldığı üzre davacı bankanın kredi sözleşmesinin katına ilişkin ihtarnamenin —– tarihinde tebliğ edildiğinin dosya kapsamında sabit olduğu, ancak davacı banka tarafından davalı şirkete kullandırılan kredinin ilk — taksit ödemesinden sonra — tarihinde davalılara ihtarname gönderilerek kredinin— kat edildiğinin ihtarname ile davalılara bildirildiği, lakin bu tarihten sonra da davalılar tarafından yapılan — ödemesinin de taksit —- adı altında davalı bankaca tahsil edilegeldiği, davacı bankanın yapmış olduğu kat ihtarından sonra alacağını takip hesaplarına aktarmayarak kredi taksitlerinin tahsiline devam etmesinin mahkememizce de yapılan kat ihtarının artık geçersiz olduğu ve kredilerinin kat edilmesinden rücu manasına geldiğinin değerlendirildiği, yine davacı bankaca mahkememizce geçerli addedilmeyen kat ihtarından sonra icra takip tarihine kadar olan süreçte de başkaca bir ihtarname de gönderilmemesi nedeniyle kat ve temerrütün icra takip tarihi olan— tarihinde gerçekleştiği kabul edilmiş , tüm açıklanan bu gerekçelerle , gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun bankacı bilirkişinin kök ve ek raporu hükme esas alınmış ve açılan davanın kısmen kabulü ile —- asıl alacak, üzerinden dava kabul edilmiş, alacak likit olmakla icra inkar tazminatına hükmedilmiş, fazlaya ilişkin talep reddedilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
——asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak yıllık –temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden — — isabet eden takip giderleri ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalıların—-dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin belirtilen şekilde devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alacak likit olmakla asıl alacağın %20’si oranında hesap edilen 35.550,85‬ TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2- KARAR HARCI;
Davanın kabul edilen 177.754,25 TL’lik bölümü üzerinden belirlenen 12.142,39-TL nisbi karar harcının 2.335,87-TL’lik bölümü dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan, geriye kalan 9.806,52‬-TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 20.836,65-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 2.335,87-TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı ve 7,80 TL vekalet harcı toplamı 2.398,07-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 1.200,00-TL bilirkişi ücreti ve 78,75-TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.278,75-TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 1.175,26-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan 103,49 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
c-Davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde———— nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 17/02/2022