Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/53 E. 2023/483 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/53
KARAR NO : 2023/483

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili——Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.

DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı arasında yapılan 23/020/2017 tarihli ”—- Uygulama Sözleşmesi” uyarınca müvekkili şirketin —– çalışması hizmeti sağlandığını, müvekkili tarafından yapılan çalışmaya ilişkin davalı tarafa 13/04/2018 tarihli fatura gönderildiğini davalının bu fatura bedeline itiraz etmediğini ve faturaya ilişkin kısmi ödeme yaptığını, ancak düzenlenen fatura karşılığında borç bakiyesi olan 39.800,00 TL asıl alacak miktarını ödemediğini, bakiye fatura alacağına ilişkin taraflar arasında yapılan görüşmelerden sonuç alınamaması ve ödemenin yapılmaması nedeniyle müvekkili şirket tarafından —- İcra Müdürlüğü’nün—–Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, asıl alacak ve işlemiş faiz ile birlikte 44.852,41 TL takip bedeline ilişkin ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ edildiğini, borçlu tarafından 29/07/2019 tarihinde haksız şekilde borcu itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkilinin kayıtlarında davalının müvekkiline borçlu olduğunun anlaşıldığını, borcun ve ticari ilişkinin varlığının fatura, cari hesap ekstresi ve diğer belge ve kayıtlarla sabit olduğunu, alacağa konu fatura ve belgelerin dilekçe ekinde sunulduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle—-. İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında akdedilen sözleşme kapsamında davacının—– Parsel imar sınırları içerisinde inşa edilecek yapı için davalı tarafından hazırlanmış ve taşerona verilen 30cm çaplı iksa uygulama projesine göre —- kazık çalışması işini yüklendiğini, sözleşmenin 2.maddesi gereğince —– delgilerinin yapılması,—–donatısının kuyuya atılması ve yine betonun kuyuya yerleştirilmesinin davacının yükümlülüğünde olduğunu, imalatların projesine ve teknik şartnamelere uygun yapılması gerektiğinin de aynı maddede düzenlendiğini, imalatlara başlayan davacıya müvekkili tarafından sözleşme kapsamında 23/02/2017 tarihinde 30/08/2017 vade tarihli 50.000 TL bedelli çekin verildiğini, 06/03/2017 tarihinde 20.000 TL ve 10/03/2017 tarihinde 20.000 TL olmak üzere topla 40.000 TL’nin banka hesabına ödendiğini, ayrıca taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince yüklenici sorumluluğunda bulunan 896,02 TL —-ödemesinin müvekkili tarafından yapıldığını, davacının cari hesabına yansıtıldığını, yine —– Belediyesi tarafından davacının şantiyede çalıştığı sırada gürültü kirliliği nedeniyle kesilen 3.750,00 TL idari para cezasının da müvekkili tarafından ödenerek davacının cari hesabına yansıtıldığını, ancak davacının işi sözleşmenin 5.maddesinde kararlaştırılan 45 günlük süre içerisinde teslim edilmediği gibi sözleşme kapsamında yüklendiği edimleri gereği gibi yerine getirmediğini, iksa projesine aykırı imalat yaptığını, zemine kadar beton doldurulması gerekirken demir donatıların en az yarısına beton ulaşmadığını, işbu eksikliğin olası toprak kaymalarına ve komşu binaların zarar görmesine sebebiyet verecek ciddi bir hata olduğunu, —–projesine aykırı imalat yapıldığını, kazık çaplarının aralıkları ve demir donatılarının projeye uygun olmadığını, işçilik ve imalat hataları bulunduğunu, kazık imalatında beton boşlukları bulunduğunu, söz konusu hususların fark edildiği gibi davacıya bildirildiğini ve projeye aykırı hatalı imalatların düzeltilmesinin talep edildiğini, ancak davacı tarafça ayıplı imalatların düzeltilmediğini, ayıplı imalat yaptığı halde imalatı düzeltmeyen davacı bakiye bedelin ödemesini talep ettiğini, müvekkilinin bu talebi kabul etmeyerek ayıplı imalatın düzeltilmesi halinde bakiye bedelin ödenebileceğini bildirdiğini, bunun üzerine davacı tarafça 13/04/2018 tarihli usulsüz faturanın müvekkili adına tebliğ yetkisi olmayan personele tebliğ edildiğini, davacının iddialarının aksine fatura tarihinden sonra müvekkili tarafından yapılmış herhangi bir ödeme olmadığını, daha önce yapılmış olan ödemelerin faturaya dahil edildiğin,i söz konusu faturanın taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle haksız, kötü niyetli ve mesnetsiz davanın reddini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller, tarafların BA ve BS formları, —–. İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyası, tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir. —-. İcra Müdürlüğü’nün —-Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 39.800,00-TL Bakiye Alacak, 5.052,41-TL Faiz olmak üzere toplam 44.852,41-TL’nin tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 26.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 29/07/2019 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkememizin 30/09/2021 tarihli celsesinde dinlenen davacı tanığı … ” ben halen davacı şirkette jeoloji mühendisi olarak çalışmaktayım, biz 2017 yılında davalının iksa işlerini yapmak için anlaşma imzaladık, bu projeye göre daha büyük çaplı —– işlemiş uygulanacakken daha ekonomik olduğu için davalı taraf—–sistemine çevirdi, bu imalatları yaptık, hakedişleri faturaları her şeyi düzenledik, faturamız en son 2018 tarihinde kesildi, onları 5-6 ay ödeme yapması için bekledik, faturalara herhangi bir itiraz olmadı ancak ödeme talep edince ödeme yapmamak için eksik ayıplı imalat iddiasını ortaya attılar bize herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadı, bize yapmış olduğumuz imalattan ek imalat yapacaklarını söylediler fakat teknik olarak bizim yaptığımız işlerin üzerine ek imalat yapılması söz konusu olamaz, ek imalat yapılmış ise bunun belediyece projesinin onaylanması,—–firmasının denetiminden geçmesi gerekmektedir, böyle bir hususta yoktur, böylece davalının iddiaları ödeme yapmamak içindir”. beyanında bulunmuş ve beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizin 30/09/2021 tarihli celsesinde dinlenen davacı tanığı … ” davacı şirkette iş makinesi operatörü olarak çalışıyorum, bizim adına çalışmış olduğumuz davalı şirket —–önce—– için bize müracaat etti daha sonra bunu —-olarak güncellediler bizde —- üretimine başladık, ben operatör olarak iş makinesiyle demir doldurulacağı alanı kazıyordum sonrasında demirleri kazılan çukura atıp beton döküyordum, ancak beton dökülmesi demirin indirilmesinden hemen sonra yapılması gerekirken davalı firmadan kaynaklı betonun 3-4 gün sonra gelmesi sebebiyle imalatlarda bir kısım hatalar oluşmuş, bunun sebebi beton atılıncaya kadar kuyunun dip kısımlarında çökmeler olmasıdır, 3 gün sonra beton pompası getirildi, yolda kuramadıkları için pompa geri gitti 4. Yahut 5. Gün pompa tekrar gelip beton ancak dökülebildi, yapılan imalatta demir ve beton davalı—– aitti, normalde yapılmış olan kazıkların birbirine bağlanması için 3 sıra — yapılması gerekirken davalının talebiyle biz ancak birer sıra —— yaptık, ayırca püskürtme beton işlemini de biz gereğince yaptık buna rağmen kazıya devam ettiler, biz daha şantiyeyi terketmeden kısım kısım imalatımız devam ederken bizim yapmış olduğumuz mini kazıklar üzerine temel attılar yani herhangi bir eksik ayıplı imalat söz konusu değildir” beyanında bulunmuş ve beyanını imzası ile tasdik etmiştir.Mahkememizin 30/09/2021 tarihli celsesinde dinlenen davalı tanığı … ”ben müteahhitlik yapıyorum, davacıyı ve davalıyı da aynı sektörde olduğumuz için tanıyorum, davalının yetkilisi ile uzun yıllardır arkadaşlığım vardır, dava dosyasında bulunan resimleri ben çekmiştim, o dönemde davalı şirket yetkilisi olan —- yanına gitmiştim, —–kaba inşaat bitinceye kadar şantiyede yardımcı olmuştum, o dönemde yapılan imalata şahidim resimlerde de görüldüğü üzere —– yaklaşık 2-3 metreden sonrasına beton gitmemiş ve açık kalmıştır, dolayısıyla davacı tarafından yapılan imalat eksik ve hatalı yapılmıştır, o dönem taraf firmalarının temsilcileri oturup konuştu, davalı şirket yetkilisi —- ve davacı yetkilisi —–böyle imalat olmayacağını, düzeltilmesini talep eder şekilde ayıp ihbarında bulunduğu, ancak anlaşamadılar bizde etrafta kayabilecek binalar olduğundan davacının yapmış olduğu imalatların üzerine herhangi bir ekleme yapmadan temelimizi döktük ve perde betonlarımızı çektik bu sayede toprak kaymasını önledik, davacının yapmış olduğu ayıplı —– halen ayıplı olarak durmaktadır, üzerine yeni bir imalat yapılmamıştır ancak şuan perde betonumuzu ve dolgumuzu yaptığımızdan herhangi bir risk bulunmamaktadır, ” beyanında bulunmuş ve beyanını imzası ile tasdik etmiştir.Uyuşmazlığın çözümü teknik bilgiyi gerektirmekle dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, mahkememizce aldırılan 26/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle: davacı ve davalı tarafından incelemeye sunulan 2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi olan 23/07/2019 tarihi itibariyle davacının davalıdan 39.800 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi olan 23/07/2019 tarihi itibariyle davalının davacıya 35.153,98 TL borçlu olduğu, bu farkın davalının ticari defterlerinde davacı adına yapıldığı gözüken toplam 4.646,02 TL tutarlı ödemenin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davalı tarafından davacı adına 4.646,02 TL ödeme yapıldığına ilişkin dosyada ispata elverişli veri bulunmadığından taraflarınca davacının ticari defterlerine itibar edilerek davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 39.800,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı, davacının TL alacakları için 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 23/07/2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği, davalının ayıp itirazı yönünden yapılacak teknik inceleme ve taraflar arası ticari ilişki üzerinde yapılan hukuki değerlendirme ile davacının alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının diğer bilirkişiler tarafından aşağıdaki şekilde belirlendiği;
Dava konusu işteki kazık çapları, aralıkları ve demir donatıları ile ilgili ayıpların açık ayıp, dökülen betondaki ayıpların ise gizli ayıp niteliğinde olduğu, teslim tarihi kesin belirlenmemekle birlikte inşaatın devam ettiği dikkate alındığında Mayıs 2017 ‘de teslimin gerçekleşmiş sayılacağı, davalının gizli veya açık ayıpların tespiti ve bildirilmesine yönelik bir beyanının dosyada tespit edilemediği, bu anlamda dosya muhtevasında davalının iksa sistemi ile ilgili ayıp ve eksiklikleri davacıya bildirdiğine dair geçerli nitelikte herhangi bir ihbar ve bildirime rastlanmadığı, söz konusu ayıplarla ilgili süresinde ihbar yapılıp yapılmadığı ve geçerliliği konularında takdirin mahkemeye ait olduğu, proje dosyasındaki şantiye fotoğrafı karşılaştırıldığında zemin çivilerinin projeye göre eksik yapıldığının açıkça görüldüğü, ancak projedeki eksiklikler nedeniyle kazıkların ve başlık kirişlerinin sayısı ile boylarının belirlenemediği ve karşılaştırılamadığı, bu nedenle de yapılan işin kesin hesabını yapmanın mümkün olmadığı, davalı tarafından dosyaya sunulan fotoğraflardan —- kazıklardan bazılarının betonlarının düzgün dökülmediği, yer yer boşluklar olduğu, betondaki boşlukların bazılarında demirlerin ortaya çıktığı, beton kalitesinin düşük nitelikli olduğunun görüldüğü, fotoğraflar dışında herhangi bir teknik bilgi, tespit ve proje olmadığından bu konuda kesin tespit ve değerlendirme yapılamadığı, dosya muhtevasından dava konusu iksa sistemindeki ayıp ve eksikler nedeniyle yapılan inşaatta ve çevre binalarda herhangi bir çökme ve risk yaşanmamış olduğu, eksik ve ayıplarına rağmen iksa sisteminin inşaat sürecinde görevini yaptığı, itirazın iptali davasında icra takibinde talep edilen alacağın asıl alacak kısmının talep edilebileceği, talep edilen birikmiş faizin ise talep şartlarının oluşmadığı, tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdiri içinde kaldığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: açılan davanın eser sözleşmesinden kaynaklı alacak talepli başlatılan takibin vaki itiraz sebebiyle durdurulması üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında 23/02/2017 tarihli—– uygulama sözleşmesi imzalandığı, davalı tarafça davacıya öncelikle 90.000,00+-TL avans ödemesi yapıldığı, akabinde davalının davacıya 129.800,00-TL tutarlı fatura düzenleyerek davalıya gönderdiği, bu faturanın da davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura düzenlendikten sonra avans bakiyesi kadar ödeme yapılmayınca bu kez davacı yüklenici tarafından davalı eser sahibine eldeki davaya konu takibin başlatıldığı, dosyaya sunulu olan— uygulama projesi” başlıklı evrakta —– çapları, aralıkları, boyları, demir donatı detayları, başlık kirişlerinin yerleri, boyutları ve demir donatılarının detaylı şekilde belirlenmediği, dolayısıyla eldeki uygulama projesinin metraj ve hesaplama yapmaya uygun nitelikte olmadığı, eser sözleşmesinin hükümlerinin düzenlendiği 6098 sayılı TBK’nın 473/2 maddesinde “Meydana getirilmesi sırasında, eserin yüklenicinin kusuru yüzünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirileceği açıkça görülüyorsa, iş sahibi bunu önlemek üzere vereceği verdireceği uygun bir süre içinde yükleniciye, ayıbın veya aykırılığın giderilmesi, aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, onarımın veya işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği konusunda ihtarda bulunabilir. ” hükmünün mevcut olduğu, bu hükme göre somut olay değerlendirildiğinde, davacının ayıplı imalatının davalı tarafından temel kazısı sırasında dahi tesbit edilmiş olması ve yükleniciden ayıbın giderilmesinin talep edilmesi gerekmesine rağmen talep edilmediği, her iki taraf da ticari şirket olmakla basiretli tacir olma yükümlülüğüne sahip oldukları, somut olayda ise böylesi bir bildirimin yapılmadığının dosya kapsamından anlaşıldığı, taraflar arasındaki işin niteliği gereği, davalının gerçekleştireceği bina imalatının öncülü konumunda olduğu, davacı yüklenici tarafından yapılan imalatlar sonrasında davalı iş sahibi tarafından—– uygulaması yapılan alanda güvenli bir şekilde temel kazısı yapıldığı, akabinde de davacının yapmış olduğu imalatlarda herhangi bir revizyon yapılmadan davalının binayı yaparak tamamladığı, eser sözleşmesinin ayıba ilişkin hükümleri çerçevesinde iş sahibinin eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına imkan bulur bulmazeseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa , bunu uygun süre içerisinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, somut olayımızda ise davalı eser sahibinin bu yükümülüğünü yerine getirmediği gibi davacı yüklenici tarafından adına düzenlenen faturayı dahi itirazsız kabul edip defterlerine kaydettiği, BA formları ile de ilgili vergi dairesine bildirildiği, taraflar arasındaki muhasebesel çekişmenin ise davacının defterlerinde alacağı 39.800,00-TL olmasına rağmen davalının defterlerinde ise davacıya 35.153,98-TL borçlu olarak göründüğü farkın 896,02-TL’sinin davacı yüklenicinin davalı tarafından ödenen —-borcu, bakiye 3.750,00-TL’sinin ise davacıya imalatları yaparken —- BElediyesince kesilen gürültü cezası bedeli 3.750,00-TL olduğu, yapılan tüm bu ödemelere ilişkin kayıt- dekont örneklerinin dosyaya kazandırıldığı, taraflar arasındaki sözleşmelere göre de davalı iş sahibi tarafından ödenen bu bedellerin davacı tarafın alacağından düşülmesi gerektiği bu durumda davacının talep edebileceği asıl alacağının 35.153,98-TL olduğu, işlemiş faiz yönünden ise davacı tarafça davalıya takip öncesinde ihtar mahiyetinde temerrüte düşürücü herhangi bir işlem yapılmadığı, dolayısı ile işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı mahkememizce anlaşılmış 26/08/2022 tarihli bilirkişi raporu gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun bulunmakla hükme esas alınmış ve açılana davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
—–. İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 35.153,98-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,Alacak likit olmakla asıl alacağın %20’si oranında hesap edilen 7.030,79-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
KARAR HARCI
a-Davanın kabul edilen 35.153,98 TL’lik bölümü üzerinden belirlenen 2.401,37-TL nisbi karar harcının 765,97-TL’lik bölümü dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan, geriye kalan 1.635,39-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
a-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 765,97 TL peşin harç olmak üzere toplam 820,37 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 4.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 252,75 TL posta ücreti olmak üzere toplamda 4.752,75 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 3.725,06 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan 1.027,69‬ TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 1.034,58 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan 285,42 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde——BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.