Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/528 E. 2022/531 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/528 Esas
KARAR NO : 2022/531

DAVA : İtirazın İptali ( Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın—- imzalanan —-diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğunu, müvekkili banka tarafından ilgili kredi sözleşmesine istinaden davalı —– ticari kredi kullandırıldığını, davalı —–yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili — arasında akdedilen kredi sözleşmesini feshettiğini, ilgili fesih işleminin——– ihtarnamesi ile borçlulara bildirildiğini, müvekkili bankanın bildirimine rağmen borcun ödenmediğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların takibe itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, işbu davanın açılmasından önce ——-taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını belirterek borçluların haksız itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalıların takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine dayanak olan kefalet sözleşmesinin TBK maddesi 583 vd. hükümlerine göre kefalet sözleşmesi için aranan geçerlilik şartlarını taşımadığını, ilgili kefalet sözleşmesinde kefilin yükümlülük altına girdiğini —– bulunmadığını, söz konusu kefalet sözleşmesinin —— olduğunu, kefaletin geçerlilik şartlarından biri olan belirlilik ilkesinin somut olayda mevcut olmadığını, davacı ———-” —- bölümünde “Kredi müşterisi, müteselsil kefiller ve borçla ilgili diğer kişiler bu sözleşme hükümlerini kabul ve taahhüt ettiklerini beyan ederler… Müşteriye kullandırılacak—– nakdi krediler genel olarak bu sözleşmede yer alan kredi işlemlerini kapsadığı gibi, — tarafından uygulamaya konulan/konulacak diğer —- kapsar.” şeklinde bir hükme yer verildiğini, fakat—— doğması muhtemel borçları da kapsayacağına dair kaydın kefaletin belirli olması şartını ortadan kaldırdığını,——— kayıtların geçersiz olduğunun ifade edildiğini, gerek ————- kararlarında kefaletin —– olduğunun belirtildiğini, bir an için kefalet sözleşmesinin geçerliliği kabul edilse dahi —-doğmuş doğacak her türlü hak ve alacağına kefil olunması” şeklindeki kaydın kefaletin fer-i niteliğine aykırı olduğunu, sonraki tarihli kredi sözleşmeleri bakımından kefilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, asıl borçlu ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmelerinden kefil konumundaki müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını, davacının dayandığı kefalet sözleşmesinin belirlilik ilkesine aykırı olması dolayısıyla müvekkillerinden talep edilen alacağın hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece kefalet sözleşmesinin geçerli olduğuna kanaat getirilse dahi müvekkilleri aleyhine başlatılan icra takiplerinin usulüne uygun olmadığını, somut olayda müvekkillerine usulüne uygun bir ihtarname tebliğ edilmediğini, muaccel olmayan alacakla ilgili müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hesap kat işlemi için yapılacak ihtarın TTK m.18/3’te belirtilen usullerden biri ile yapılması gerektiğini, somut olayda müvekkillere ya da yetkili temsilcilerine tebliğ edilen herhangi bir ihtarname bulunmadığını, davacı bankanın ihtarname ile kat edildiğini iddia ettiği hesaplar ile takibe konu hesaplar karşılaştırıldığında hangi hesapların kat edildiğinin anlaşılamadığını, davacı ile davalı ———- birden çok —- bulunduğunu, davacı banka tarafından kat edildiği ileri sürülen hesapların hangi sözleşmeye veya sözleşmelere ait olduğu hakkında müvekkillerine herhangi bir bilgi verilmediğini, davacı bankanın talep ettiği temerrüt faizinin fahiş olduğunu, müvekkillerin takip tarihi itibariyle temerrüde düşmediğini, müvekkillerine hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davacı bankanın alacağının muaccel olmadığını, ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edildiği ve kefaletlerin geçerli olduğu varsayılsa dahi takip talebine konu sözleşmelerin tamamının müvekkillerinden —— imzalanmadığını,—- edildiğinin belirsiz olduğunu, müvekkillerinden —– aleyhine başlatılan takibin tümüyle haksız olduğunu, bir an için müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatılabileceği kabul edilse dahi ilgili takipte davacı bankanın müvekkillerinden temerrüt faizi talep edemeyeceğini, kefillerin yalnızca kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu tutulabileceğini, davacı bankanın temerrüt faizi talebinin mevzuata ve temel hukuk kurallarına aykırı olduğunu, takipte talep edilen temerrüt faiz oranına dayanak teşkil edecek herhangi genel işlem koşulu bulunmuş olsaydı dahi bu yükseklikteki bir faiz oranı öngören hükmün taraflar açısından bağlayıcı olmayacağını belirterek davanın reddine, davacı bankanın müvekkillerine % 20 oranında kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava ; taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı bildirilen alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67/1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Davacı bankanın —- asıl alacak, —–işlemiş % 39 temerrüt faizi, —- ihtarname masrafı olmak üzere toplam 2.718.556,09 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibine başladığı, davalıların süresinde itiraz ettikleri ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ve ek raporu , tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı banka ile davalı ——— bulunduğu, ilgili—– olduğu, anılan sözleşmelerde diğer davalıların ————- dahilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu,
Davacı bankanın keşide etmiş olduğu ihtarnamenin davalılardan —– tarihinde tebliğ edildiği, —- —–itibariyle temerrüde düşürüldüğü; davalılardan———-uygun bir şekilde tebligat yapılmadığı için davalılardan ——– tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü,
Davacı —- tarihinde ——— tazmin ettiği —– kredilere ilişkin yasal düzenlemeler ve —- gereğince, kredi alacağına ilişkin takip sorumluluğunun kredi veren bankada olması ve yaptığı ——-bulunulacak olması göz önünde bulundurularak|) davalıların tespit edilen borç tutarlarına yönelik herhangi bir etkisinin bulunmadığı
——kararlarında istikrarlı bir şekilde kabul edildiği gibi, hesap kat tarihi ile temerrüt tarihi arasındaki dönem için işleyen akti faizin icra tarihindeki asıl alacağa ilavesiyle davacının takip tarihi itibariyle;
Davacı bankanın davalı ————ihtarname masrafı olmak üzere toplam———— tutarında alacaklı olduğu,
İcra takip talebi ile bağlı olan davacı bankanın davalı ——talep edebileceği toplam ——- temerrüt faizi, —–masrafı olmak üzere——-talep edebileceği—- ihtarname masrafı olmak üzere —– olduğu,
Davalıların takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettikleri belirlenmekle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile,
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla——takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin;
A-Davalı ———yönünden;
—— asıl alacak
—— temerrüt faizi,
————-
—- ihtarname masrafı olmak üzere toplam ——– üzerinden;
B-Davalı ———-yönünden;
2.196.885,92 TL asıl alacak
147.088,84 TL akdi faiz
7.354,44 TL —-
976,72 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 2.352.305,92 TL üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa % 39 temerrüt faizi ve faizin % 5′ —–uygulanmak suretiyle devamına,
Davacının alacağı likit olduğundan belirlenen alacağın % 20’si oranında inkar tazminatının davalılardan sorumlulukları oranında tahsiline,
Aşan istemin reddine,
2-KARAR HARCI;
Alınması gerekli 175.206,04 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 266.375,87 TL harcın ( davalı —— sorumlu olacak şekilde ) davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-VEKALET ÜCRETİ
a—— tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan ——- nispi vekalet ücretinin ( davalı ——- sorumlu olacak şekilde ) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
b—— ücret tarifesine göre davalılar vekili için taktir olunan —- ( davalıla—.—- ödenecek şekilde ) davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-ARABULUCULUK ÜCRETİ
5-6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi gereği Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan ——- davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-YARGILAMA GİDERLERİ
6-Davacı tarafından sarf edilen 2.000,00 TL bilirkişi ücreti , 2.000 TL ek bilirkişi ücreti ve 290,50 TL Posta ücreti olmak üzere toplam yargılama gideri olan 4.290,50 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 4.047,96 TL’sinin ( davalı —- sorumlu olacak şekilde ) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan 578,03 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.