Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/527 E. 2022/532 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/527 Esas
KARAR NO: 2022/532
DAVA: İtirazın İptali ( Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ: 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Muvekkili bankanın —- davalılardan — imzalanan —–diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğunu, müvekkili banka tarafından ilgili kredi sözleşmesine istinaden davalı — ticari kredi kullandırıldığı, davalı —— yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili bankanın taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesini feshettiğini, ilgili fesih işleminin——-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlulara bildirildiğini, müvekkili bankanın bildirimine rağmen borcun ödenmediğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine ——–sayılı dosyası üzerinden davalılar aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların takibe itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, işbu davanın açılmasından önce yapılan arabuluculuk toplantısında taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını belirterek borçluların haksız itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalıların takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine dayanak olan kefalet sözleşmesinin —— hükümlerine göre kefalet sözleşmesi için aranan geçerlilik şartlarını taşımadığını, ilgili kefalet sözleşmesinde kefilin yükümlülük altına girdiğini ortaya koyan bir el yazısı metni bulunmadığını, söz konusu kefalet sözleşmesinin tarih yönünden de eksik olduğunu, kefaletin geçerlilik şartlarından biri olan belirlilik ilkesinin somut olayda mevcut olmadığını, davacı banka tarafından davaya konu edilen sözleşmelerin —– başlıklı bölümünde ——— Müşteriye kullandırılacak tüm nakdi/gayri nakdi krediler genel olarak bu sözleşmede yer alan kredi işlemlerini kapsadığı gibi, ileride banka tarafından uygulamaya konulan/konulacak diğer kredileri de kapsar.” şeklinde bir hükme yer verildiğini, fakat ilerde doğması muhtemel borçları da kapsayacağına dair kaydın kefaletin belirli olması şartını ortadan kaldırdığını, öğretide reisoğlu tarafından bu tür kayıtların geçersiz olduğunun ifade edildiğini, gerek ——Mahkemesi kararlarında kefaletin ferdileştirilmesinin zorunlu olduğunun belirtildiğini, bir an için kefalet sözleşmesinin geçerliliği kabul edilse dahi “Banka nezdinde doğmuş doğacak her türlü hak ve alacağına kefil olunması” şeklindeki kaydın kefaletin fer-i niteliğine aykırı olduğunu, sonraki tarihli kredi sözleşmeleri bakımından kefilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, asıl borçlu ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmelerinden kefil konumundaki müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını, davacının dayandığı kefalet sözleşmesinin belirlilik ilkesine aykırı olması dolayısıyla müvekkillerinden talep edilen alacağın hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece kefalet sözleşmesinin geçerli olduğuna kanaat getirilse dahi müvekkilleri aleyhine başlatılan icra takiplerinin usulüne uygun olmadığını, somut olayda müvekkillerine usulüne uygun bir ihtarname tebliğ edilmediğini, muaccel olmayan alacakla ilgili müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hesap kat işlemi için yapılacak ihtarın TTK m.18/3’te belirtilen usullerden biri ile yapılması gerektiğini, somut olayda müvekkillere ya da yetkili temsilcilerine tebliğ edilen herhangi bir ihtarname bulunmadığını, davacı bankanın ihtarname ile kat edildiğini iddia ettiği hesaplar ile takibe konu hesaplar karşılaştırıldığında hangi hesapların kat edildiğinin anlaşılamadığını, davacı ile davalı —— arasında birden çok ———bulunduğunu, davacı banka tarafından kat edildiği ileri sürülen hesapların hangi sözleşmeye veya sözleşmelere ait olduğu hakkında müvekkillerine herhangi bir bilgi verilmediğini, davacı bankanın talep ettiği temerrüt faizinin fahiş olduğunu, müvekkillerin takip tarihi itibariyle temerrüde düşmediğini, müvekkillerine hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davacı bankanın alacağının muaccel olmadığını, ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edildiği ve kefaletlerin geçerli olduğu varsayılsa dahi takip talebine konu sözleşmelerin tamamının müvekkillerinden —- tarafından imzalanmadığını, hangi hesabın —– açısından kat edildiğinin belirsiz olduğunu, müvekkillerinden ——- aleyhine başlatılan takibin tümüyle haksız olduğunu, bir an için müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatılabileceği kabul edilse dahi ilgili takipte davacı bankanın müvekkillerinden temerrüt faizi talep edemeyeceğini, kefillerin yalnızca kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu tutulabileceğini, davacı bankanın temerrüt faizi talebinin mevzuata ve temel hukuk kurallarına aykırı olduğunu, takipte talep edilen temerrüt faiz oranına dayanak teşkil edecek herhangi genel işlem koşulu bulunmuş olsaydı dahi bu yükseklikteki bir faiz oranı öngören hükmün taraflar açısından bağlayıcı olmayacağını belirterek davanın reddine, davacı bankanın müvekkillerine % 20 oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava ; taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı bildirilen alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67/1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Davacı bankanın —- ihtarname masrafı olmak üzere toplam—- alacağın tahsili için ilamsız icra takibine başladığı, davalıların süresinde itiraz ettikleri ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ve ek raporu , tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde;Davacı banka ile davalı —- adet — bulunduğu, ilgili kredi sözleşmelerinin toplam tutarının — olduğu, anılan sözleşmelerde diğer davalıların —— limit dahilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu,Davacı bankanın keşide etmiş olduğu ihtarnamenin davalılardan —- tarihinde tebliğ edildiği, bu bağlamda, davalılardan —-tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü; davalılardan —- usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılmadığı için davalılardan —– tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü,—– kararlarında istikrarlı bir biçimde kabul edildiği gibi hesap kat tarihi ile temerrüt tarihi arsındaki dönem için işleyen aktif faizin icar takibindeki asıl alacağa ilavesiyle davacının takip tarihi itibariyle davalı —- ihtarname masrafı olmak üzere toplam —— alacağı olduğu, Davalı —– ihtarname masrafı olmak üzere toplam —— alacağı olduğu, ancak davacının takip talebiyle bağlı olduğu, bu nedenle davalı —– talep edilebileceği, toplam tutarın —- ihtarname masrafı olmak üzere toplam — olduğu,
Davalı —- ihtarname masrafı olmak üzere toplam —- alacağı olduğu, davalıların takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettikleri görülmekle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile,
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla —- sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin;
A-Davalı —- yönünden;
—- asıl alacak
—- temerrüt faizi,
—-
— ihtarname masrafı olmak üzere toplam —-üzerinden;
B-Davalı—- yönünden;
— asıl alacak
—- akdi faiz
—ihtarname masrafı olmak üzere toplam — üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağın;
—–
—-

— kısmına —oranında temerrüt faizi ve faizin —uygulanmak suretiyle devamına,
Davacının alacağı likit olduğundan belirlenen alacağın % 20’si oranında inkar tazminatının davalılardan sorumlulukları oranında tahsiline,
Aşan istemin reddine,
2-KARAR HARCI;
Alınması gerekli 266.295,17 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 266.375,87 TL harcın —— davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-VEKALET ÜCRETİ
a-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 127.608,34 TL nispi vekalet ücretinin ( davalı —– sorumlu olacak şekilde ) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
b-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalılar vekili için taktir olunan 8.435,38 TL ( davalılar ——-ödenecek şekilde ) davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-ARABULUCULUK ÜCRETİ
5-6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi gereği Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-YARGILAMA GİDERLERİ
6-Davacı tarafından sarf edilen 2.000,00 TL bilirkişi ücreti , 2.000 TL ek bilirkişi ücreti ve 300,50 TL posta ücreti olmak üzere toplam yargılama gideri olan 4.300,50 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 4.288,69 TL’sinin ( davalı —-sorumlu olacak şekilde ) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan 64,62 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———–Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/06/2022