Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/525 E. 2022/534 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/525 Esas
KARAR NO : 2022/534

DAVA :İtirazın İptali ( Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali ( Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; Müvekkili bankanın ——-davalılardan —— imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinde diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğunu, müvekkili banka tarafından ilgili kredi sözleşmesine istinaden davalı —- kredi kullandırıldığı, davalı ——— yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili bankanın taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesini feshettiğini, ilgili fesih işleminin—-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlulara bildirildiğini, müvekkili bankanın bildirimine rağmen borcun ödenmediğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine—- dosyası üzerinden davalılar aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların takibe itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, işbu davanın açılmasından önce yapılan arabuluculuk toplantısında taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını belirterek borçluların haksız itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalıların takip konusu alacağın 620’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkum edilmelerine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi özetle ; İcra takibinin dayanağı olan kefalet sözleşmesinin TBK maddesi 583 vd. Hükümlerinde öngörülen koşulları sağlamadığını, ilgili kefalet sözleşmesinde kefilin yükümlülük altına girdiğini ortaya koyan bir el yazısı metni bulunmadığını, söz konusu kefalet sözleşmesinin tarih yönünden de eksik olduğunu, kefaletin geçerlilik şartlarından biri olan belirlilik ilkesinin somut olayda mevcut olmadığını, davacı banka tarafından davaya konu edilen sözleşmelerin “Taraflar ve —-bölümünde —- müteselsil kefiller ve borçla ilgili diğer kişiler bu sözleşme hükümlerini kabul ve taahhüt ettiklerini beyan ederler… Müşteriye kullandırılacak tüm —-nakdi krediler genel olarak bu sözleşmede yer alan kredi işlemlerini kapsadığı gibi, ileride banka tarafından uygulamaya konulan/konulacak diğer kredileri de kapsar.” şeklinde bir hükme yer verildiğini, fakat ilerde doğması muhtemel borçları da kapsayacağına dair kaydın kefaletin belirli olması şartını ortadan kaldırdığını, —– bu tür kayıtların geçersiz olduğunun ifade edildiğini, gerek —– kararlarında kefaletin ferdileştirilmesinin zorunlu olduğunun belirtildiğini, bir an için kefalet sözleşmesinin geçerliliği kabul edilse dahi “Banka nezdinde doğmuş doğacak her türlü hak ve alacağına kefil olunması” şeklindeki kaydın kefaletin fer-i niteliğine aykırı olduğunu, sonraki tarihli kredi sözleşmeleri bakımından kefilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, asıl borçlu ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmelerinden kefil konumundaki müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını, davacının dayandığı kefalet sözleşmesinin —- ilkesine aykırı olması dolayısıyla müvekkillerinden talep edilen alacağın hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece kefalet sözleşmesinin geçerli olduğuna kanaat getirilse dahi müvekkilleri aleyhine başlatılan icra takiplerinin usulüne uygun olmadığını, somut olayda müvekkillerine usulüne uygun bir ihtarname tebliğ edilmediğini, muaccel olmayan alacakla ilgili müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hesap kat işlemi için yapılacak ihtarın TTK m.18/3’te belirtilen usullerden biri ile yapılması gerektiğini, somut olayda müvekkillerine ya da yetkili temsilcilerine tebliğ edilen herhangi bir ihtarname bulunmadığını, davacı bankanın ihtarname ile kat edildiğini iddia ettiği hesaplar ile ——. sayılı dosyasındaki takibe konu hesaplar karşılaştırıldığında hangi hesapların kat edildiğinin anlaşılamadığını, davacı ile davalı ——-arasında birden çok —- bulunduğunu, davacı banka tarafından kat edildiği ileri sürülen hesapların hangi sözleşmeye veya sözleşmelere ait olduğu hakkında müvekkillerine herhangi bir bilgi verilmediğini, davacı bankanın talep ettiği temerrüt faizinin fahiş olduğunu, müvekkillerin takip tarihi itibariyle temerrüde düşmediğini, müvekkillerine hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davacı bankanın alacağının muaccel olmadığını, ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edildiği ve kefaletlerin geçerli olduğu varsayılsa dahi takip talebine konu sözleşmelerin tamamının müvekkillerinden— imzalanmadığını, hangi hesabın ——– açısından kat edildiğinin belirsiz olduğunu, müvekkillerinden—- aleyhine başlatılan takibin tümüyle haksız olduğunu, bir an için müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatılabileceği kabul edilse dahi ilgili takipte davacı bankanın müvekkillerinden temerrüt faizi talep edemeyeceğini, kefillerin yalnızca kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu tutulabileceğini, davacı bankanın temerrüt faizi talebinin mevzuata ve temel hukuk kurallarına aykırı olduğunu, takipte talep edilen temerrüt faiz oranına dayanak teşkil edecek herhangi genel işlem koşulu bulunmuş olsaydı dahi bu yükseklikteki bir faiz oranı öngören hükmün taraflar açısından bağlayıcı olmayacağını belirterek davanın reddine, davacı bankanın müvekkillerine ———- kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ; Taraflar arasındaki Ticari ilişkiden kaynaklandığı bildirilen alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67-1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Davacının ——Esas sayılı icra dosyası ile —–% 39 temerrüt faizi, —–masrafı olmak üzere toplam 1.566.386,70 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibine başladığı, davalının süresinde itiraz ettiği ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı banka ile davalı —- arasında — bulunduğu, ilgili kredi sözleşmelerinin toplam tutarının—–, anılan sözleşmelerde diğer davalıların——–limit dahilinde imzalarının bulunduğu,
Davacı banka ile davalı ——– arasında imzalanan muhtelif tarihli Kredi Genel Sözleşmeleri çerçevesinde davalı —- kefaletli, 36 ay vadeli, ayda bir taksit ödemeli,—- kullandırıldığı, davacı banka tarafından dava dışı firmaya kullandırılan ———–taksitli krediye ilişkin ilk 10 taksitin tamamen ödenmesinden sonra başkaca ödeme yapılmadığı,
Davacı bankanın keşide etmiş olduğu ihtarnamenin davalılardan——— tebliğ edildiği, bu bağlamda, davalılardan ——- temerrüde düşürüldüğü; davalılardan —- usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılmadığı için davalılardan —– icra takip tarihi olan —– tarihi itibariyle temerrüte düşürülmüş olduğunun kabul edilmesi gerektiği,
Davacı bankanın——- kredilere ilişkin yasal düzenlemeler ———, kredi alacağına ilişkin takip sorumluluğunun kredi veren bankada olması ve yaptığı —- oranında ——- bulunulacak olması göz önünde bulundurularak) davalıların tespit edilen borç tutarlarına yönelik herhangi bir etkisinin bulunmadığı,
——–kararlarında istikrarlı bir şekilde kabul edildiği gibi, hesap kat tarihi ile temerrüt tarihi arasındaki dönem için işleyen akdi faizin icra tarihindeki asıl alacağa ilavesiyle davacının takip tarihi itibariyle daval———–ihtarname masrafı olmak üzere toplam 1.518.086,01 TL tutarında alacaklı olduğu, icra takip talebi ile bağlı olan davacı bankanın davalı ——– talep edebileceği
toplam alacak tutarının—— temerrüt faizi ve
—- ihtarname masrafı olmak üzere]—–talep edebileceği toplam alacak tutarının ise
[——– ihtarname masrafı olmak üzere] —–olduğu, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği belirlenmekle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile ;
Tahsilde tekerrür olmamak üzere —- sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin ;
a-Davalı————-yönünden takibin ;
1.311.608,68 TL asıl alacak
187.788,46 TL temerrüt faizi,
9.389,42 TL —-
587,56 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 1.509.374,12 TL üzerinden,
b-Davalı ——–yönünden takibin ;
1.288.128,67 TL asıl alacak,
132.547,71 TL akdi faiz,
6.628,71 TL ———
587,56 TL masraf olmak üzere toplam 1.427.919,14 TL üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa % 39 temerrüt faizi ve faizin % 5’i —–uygulanmak suretiyle devamına,
Davacının belirlenen alacağı likit olduğundan alacağın % 20’si inkar tazminatının davalılardan sorumluluk oranında tahsiline,
Aşan istemin reddine,
HARÇLAR
2-Alınması gerekli 103.105,34 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 103.186,04 TL harcın ( Davalı——sorumlu olacak şekilde ) davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
VEKALET ÜCRETİ
3—– ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 85.628,09 TL nispi vekalet ücretinin ( Davalı —– sorumlu olacak şekilde ) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4——-tarifesine göre davalılar vekili için taktir olunan 17.104,42 TL ( davalılar —– ödenecek şekilde ) davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
ARABULUCULUK ÜCRETİ
5-6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi gereği —- düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
YARGILAMA GİDERLERİ
6-Davacı tarafından sarf edilen 4.000,00 TL Bilirkişi ücreti ve 281,50 TL Posta ücreti olmak üzere toplam yargılama gideri olan 4.281,50 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 4.125, 66 TL’sinin ( davalı —-sorumlu olacak şekilde ) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan 155,84 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, duruşmaya e duruşma ile katılan davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.