Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/523 E. 2022/984 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/523 Esas
KARAR NO : 2022/984

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; davalı şirketin % 23,40 oranındaki hissesinin —– Ailesine ait olduğunu, müvekkillerinin ——fertlerinden oluştuğunu, şirketin 1968 yılında iki tarafın murisi olan babaları tarafından kurulduğunu, yaklaşık elli yıl süreyle şirketin uyum içinde yönetildiğini, ancak 2016 yılında yönetim kurulu başkanının değişimi ile şirkette huzursuzlukların baş gösterdiğini, birlik ve beraberliğin bozulduğunu, müvekkillerinin şirketten uzaklaştırılmaya çalışıldığını——-2016 senesinde yönetim kurulu başkanı ve genel müdür olarak göreve başlamasından sonra müvekkillerinin izole edildiğini, şirket içindeki itibarlarının sıfırlandığını, şirketin finans servisinde çalışan davacılardan—— iş akitlerinin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin sonlandırıldığını, yönetim kurulu üyesi olan davacı —— şirket kayıtlarını inceleme taleplerinin engellendiğini, şirketin yönetim kurulu başkanı —— aynı konuda faaliyet gösteren ——ünvanlı bir şirketinin olduğunu, bu şirketin —-kızı ve eşi adına kurduğunu, —— bu şirket ile davalı şirket arasında haksız rekabet teşkil eden ve etik olmayan ticari ilişki içinde bulunduğunu, şirkete ait kayıtların müvekkillerinin inceleme ve denetiminden uzaklaştırıldığını, bunun neticesinde şirkette dolandırıcılık olayının meydana geldiğini ve muhasebe müdürü tarafından şirketin ciddi biçimde zarara uğratıldığını, Yargıtay tarafından kişisel unsurların belirleyici olduğu aile ortaklığı görünümündeki —— şirketlerde, kişisel sebeplerin haklı sebep olarak kabul edildiğini, basiretsiz yönetim sebebiyle şirketin müşteri kaybettiğini ve kâr oranının düştüğünü, bunun sebebinin önemli müşterilerin——kurduğu şirkete aktarılmasından kaynaklandığını, şirketin eski finans sorumlusu —–hesabına usulsüz paralar geçirdiğini tespit edildiğini ve hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu,——Savcılığa verdiği ifade de—— usulsüz işlerine engel olduğu için şirketten uzaklaştırıldığını” söylediğini, kötü yönetimin ve eksik denetimin şirketin dolandırılmasına yol açtığını, şirketin uçuruma sürüklendiğini iddia ederek; dava süresince şirkete yönetim kayyımı atanmasına, şirket yöneticilerinin yetkilerinin kısıtlanmasına, şirketin mal varlığının azaltılmasının tedbiren önlenmesine, defter ve belgelerinin korunmasına, yeni kredi kullanmasının tedbiren durdurulmasına, şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesine, bu talebin kabul edilmemesi halinde müvekkillerinin ortaklıktan çıkarılmalarına, karar tarihine en yakın tarih itibarıyla hisselerinin rayiç değerlerinin tespitine ve dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi özetle ; müvekkili şirketin 52 yıllık geçmişi olduğunu, ölçü —–sektöründe Dünya’da tanındığını, —– en büyük 700 şirket arasında yer aldığını, 600 den fazla kişiyi istihdam ettiğini, üretiminin yarısından fazlasını Yurt dışına gönderdiğini ve —— döviz kazandırdığını, şirketin kurucusu ——2010 senesinde vefat etmesi üzerine büyük oğlu—— yönetim kurulu başkanı olduğunu, bu görevini 2016 senesinde kardeşi davalı ——- devrettiğini, bu süreç zarfında şirketin büyüdüğünü ve düzenli olarak kâr dağıtımı yaptığını, 2018 yılında kredi borçlarının tamamının sıfırlandığını, müvekkili şirketin 1968 yılında —— tarafından kurulduğunu, davacıların babası olan —— şirkete sonradan ortak olduğunu, şirketin 1977 senesinde nevi değiştirerek anonim şirkete dönüştüğü sırada —— % 10 oranında payının bulunduğunu, daha sonra bu payın ” 23,37 oranına yükseldiğini, şirketin 2010 yılından itibaren her yıl ortaklarına kâr dağıttığını, banka kredisine ihtiyacının bulunmadığını, 2019 yılı sonuna kadar davacıların ailesinden 5 kişinin, bu gün ise 3 kişinin davalı şirkette çalıştığı, şirkette % 77,60 oranında paya sahip aileden ise genel müdür hariç olmak üzere kimsenin çalışmadığını, şirketin genel kurullarının halen düzenli olarak yapıldığını, davacıların katıldığını, davacılardan —– yönetim kurulu üyesi olduğunu, davacıların iddialarının hiçbirinin fesih nedeni olmadığını, davacılardan—— annelerine bakmak için şirketten ayrılmak istediklerini, işten ayrılmalarından bir süre sonra finans sorumlusu ——şirketi | milyon Euro’nun üzerinde şirketi dolandırdığının ortaya çıktığını, bu dolandırmayı 14 yıl boyunca yaptığını, aynı ortamda birlikte çalışan davacılar —— olayı fark etmediklerini, her ayın bilânçolarının ve finansal tablolarının davacı——ofisine gönderildiğini, ayrıca odasındaki bilgisayarın muhasebe programına bağlı olduğunu ve tüm hesaplara anlık olarak erişebildiğini, şirket kayıtlarını inceleme taleplerinin engellendiği iddiasının davaya gerekçe olması için uydurulduğunu, davacıların bahsettiği ——tarafından kurulmuş olsa bile daha sonra hissesini kızına devrettiğini, halen şirketi kızı ve eşinin yönettiğini, —— 2016 senesinde davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü olduğunu, davalı şirketin daha önceden de—— ürün satın aldığını,—– ürettiği ürünlerin ——sınırlı sayıda şirket tarafından üretildiğini, davalı şirketin bütün hepsinden ürün satın aldığını, uygun fiyat vereni tercih ettiğini, davalı şirketin tüm satın alma maliyetinin iÇinde——alınan ürünlerin % 2 ile % 3 gibi düşük bir oranı teşkil ettiğini, buna rağmen bu kadar büyütülmesinin iyi niyetli bir davranış sayılamayacağını, davacıların şirketin kötü yönetildiği, müşteri kaybettiği, kâr oranının düştüğü şeklindeki iddialarının ciddiye alınamayacağını, her ne kadar—- ülkelerine yapılan ihracatlarda—— fiyatlarına bağlı bir düşme yaşansa da —– pazarlarına girilerek bu açığın kapatılmaya çalışıldığını, ——salgınından bile çok az etkilenildiğini, davacılardan —— halen daavlı şirketin pazarlama bölümünde çalıştığını, davacıların talep ettiği fesih ve ortaklıktan çıkma şartlarının oluşmadığını, davalı şirketin tüm organlarının mevcut olduğunu, yüklü miktarda kâr dağıtıldığını, şeffaf biçimde yönetildiğini savunarak; şartları oluşmayan yersiz davanın reddine, davacıların tedbir ve kayyırm atanması taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ; hukuki niteliği itibariyle davalı şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesine, aksi halde davacıların ortaklıktan çıkarılması istemine ilişkindir.Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır. Düzenlenen bilirkişi raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları, hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davalı —— sicil numarasıyla kayıtlı olup, 22.04.1968 tarihinde tescil edilerek kurulmuştur. Şirket,——ekipmanlarının imalâtı konusunda faaliyet göstermektedir.
6.500.000.- T.L. lık sermayenin, 4.980.144.- T.L. lık kismı—–, 1.519.856.- T.L. lık kısmı da —–Ailesine aittir. ——Ailesinin hisse oranı ” % 76,62’dür. —— Ailesinin hisse oranı ise 4 23,38’dir.Dava, 7 kişilik —–Ailesinin 6 ferdi tarafından açılmıştır. Dava açan —— Ailesi fertlerinin sermayelerinin tutarı 1.145.000.- T.L. sı olup, hisse oranlarının toplamı da % 17,62 dir.Davacılar vekilinin birinci talebi davalı şirketin fesih ve tasfiye edilmesi, bunun mümkün olmaması halinde ikinci talebi ise davacıların ortaklıktan çıkarılmasıdır.
Davacılar vekili, —— Yönetim Kurulu Başkanı seçildikten sonra davalı şirketin kötü yönetildiğini, zarara uğratıldığını—— kurduğu şirket ile davalı şirketin iş yaptığını, kaynak aktardığını, müvekkillerinin şirketten dışlandığını, şirketin finans sorumlusu —– zimmetine paralar geçirdiğini ve şirketi dolandırdığını ileri sürmüştür.
——davalı şirkette 03.05.2016 tarihinde Yönetim Kurulu Başkanı olmuştur. Davalı şirketin 03.05.2016 tarihinde yapılan genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarında;
——-Yönetim Kurulu Başkanı,
—– Yönetim Kurulu Başkan Vekili,
——- Yönetim Kurulu Üyesi olarak seçilmelerine karar verilmiştir. Bu husus 20.06.2016 tarihinde tescil edilmiş, 24-06-2016 tarihli ve 9104 sayılı —— yayımlanmıştır.
—– 03-05-2016 tarihinde Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilmiş, 21-11-2016 tarihinde de Genel Müdür olmuştur.Davalı şirkette suistimal yaptığı, şirketi dolandırdığı belirtilen —— 14-02-2005 tarihinde Finans Sorumlusu olarak işe girmiş ve 23-03-2020 tarihinde de işten çıkarılmıştır.Davalı şirketin Türk Ticaret Kanuna göre seçilmiş Bağımsız Denetim Şirketi ve Vergi Kanunlarına göre görevlendirilmiş Yeminli Mali Müşaviri bulunmaktadır. Genel kurullarda da Bağımsız Denetim Şirketi’nin raporları okunarak, yönetim kurulu ibra edilmiştir.
—— davalı şirketin Finans Sorumlusudur. Muhasebe servisinde —— ile birlikte çalışan başka yetkililer daha vardır.
Davacılardan——davalı şirkette 11-06-1987 tarihinden beri Maliyet Muhasebesi Yöneticisi olarak çalışmakta iken, 01-11-2019 tarihinde iş akdi davalı şirket tarafından feshedilmiştir.
Davacılardan——-davalı şirkette 24-03-2006 tarihinderı beri Genel Muhasebe ve Finans Uzmanı olarak çalışmakta iken, 07-11-2019 tarihinde iş akdi davalı şirket tarafından feshedilmiştir. Bu kişiler ayrıldıktan sonra da, —–yolsuzluğu ortaya çıkmıştır.——suistimal yaptığı dönemde, davacılardan ——, davalı şirkette yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmıştır. ——zimmetine para geçirmeye 12.02.2007 tarihinde başlamış, 27.11.2019 tarihine kadar devam etmiştir. Ortaya çıkınca da 23.03.2020 tarihinde iş akdi davalı şirket tarafından feshedilmiştir. Bu arada davalı şirket,——-iş akdıni feshetmeden önce 19.03.2020 tarihinde——soruşturma numaralı dosya derdesttir. Aleyhine açılan tazminat davasında mahkememizin——-Esas sayılı dosyası da devam etmektedir.
Davalı şirketin 6.500.000.TL’lik lık sermayesi, hesaplanan 161.023.792,50 TL’lik özvarlık bünyesinde fazlası ile korunmaktadır.—— döneminde, davalı şirketin öz kaynakları 40.002.420,35 TL’sinden 161.023.792,35 TL’sine yükselmiştir. Keza varlıklarının toplamı da 79.570.194,51 TL’sinden, 230.561.298,32 TL’sine çıkmıştır. Davalı şirketin cirosu ve kârlılığı her sene sürekli olarak artış kaydetmiştir.Davacıların kaynak aktarıldığını iddia ettiği dava dışı —– sicil numarası ile kayıtlı olup, 03-08-2007 tarihinde tescil edilerek kurulmuştur. Ana sözleşmesi 10-08-2007 tarihli ve 6871 sayılı —— yayımlanmıştır.—— bu şirketin kurucu ortağı ve müdürüdür. —— dava dışı şirketteki hissesinin tamamını ——- devrederek ortaklıktan ve müdürlük görevinden ayrılmıştır. Bu husus 21.11.2019 tarihinde tescil edilmiş, 03-12-2019 tarihli ve 9964 sayılı ——yayımlanmıştır.Dava dışı —— defter ve belgeleri ibraz edilmemiştir. Ancak, davalı şirketin kayıtlarından dava dışı —— ile yapılan alış verişin parasal tutarı tespit edilmiştir. 2015 ile 2019 seneleri zarfında dava dışı—– numaralı hesap kapsamında yapılan satışların tutarı 1.659.843,49 TL’si yine aynı dönem zarfında dava dışı ——-numaralı hesap kapsamında yapılan alışların tutarı ise 17.107.900,63 TL’sidir. 2015 ile 2019 seneleri döneminde davalı şirketin net satışlarının toplamı 977.474.959,65 T.L. sıdır. Bu satış toplamı ile kıyaslandığında, dava dışı ——- ile yapılan iş hacmi önemli bir yer tutmamaktadır. Davalı şirketin 2015 – 2016 – 2017 – 2018 ve 2019 yıllarındaki satışlarının sadece binde 1,7’si dava dışı —–yapılmıştır. Alışlar ile aynı rakamı kıyasladığımızda oran yüzde 1,8 olmaktadır. Bu kadar düşük oranlar karşısında, dava dışı ——ile yapılan işlerden ötürü davalı şirketin zarara uğratıldığı sonucunu çıkarmanın mümkün olmadığı belirlenmiştir.
Davalı şirket ;
2013 Senesine ilişkin olarak 31.03.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 8.900.000. TL’si kâr dağıtımına karar verilmiştir.2014 Senesine ilişkin olarak 19.03.2015 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 8.000.000. TL’si kâr dağıtımına karar verilmiştir.2015 Senesine ilişkin olarak 03-05-2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 8.400.000.TL’si kâr dağıtımına karar verilmiştir.2016 Senesine ilişkin olarak 21-03-2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 25.114.694,76 TL’si kâr dağıtımına karar verilmiştir.2017 Senesine ilişkin olarak 25-06-2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 19.251.400.TL’si kâr dağıtımına karar verilmiştir.2018 Senesine ilişkin olarak 22-04-2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 32.624.181.TL’si kâr dağıtımına karar verilmiştir.2019 Senesine ilişkin olarak 11-12-2020 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında kâr dağıtımının ertelenmesine karar verilmiştir.
2020 Senesine ilişkin olarak 11-10-2021 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 2019 ve 2020 seneleri için 74.957.581,42 TL’si kâr dağıtımına karar verilmiştir.
2021 Senesine ilişkin olarak 18-04-2022 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 86.500.000.TL’si kâr dağıtımına karar verilmiştir.Davalı şirketin sermayesinin 6.500.000. TL’si olduğu göz önüne alınacak olursa, her sene sermayenin çok üzerinde kâr dağıtımı yapıldığı görülmektedir.Davalı şirkette günde üç vardiya üretim yapılmaktadır. Cirosu ve kârlılığı sürekli olarak artış kaydetmektedir. Kayıtları ve mali tabloları anlaşılır niteliktedir. Şirket oldukça yüksek oranda kâr dağıtımı yapmaktadır. Kötü yönetildiğine dair bir tespitim olmamıştır. Ülke ekonomisine katkısını sürdürmektedir.Bir sermaye şirketine ortak olmanın yegane amacı yatırımın değerlenmesi ve bundan getiri (kâr payı) elde edilmesidir. Olayımızda bu iki durum ziyadesiyle mevcuttur.Davalı da bir sermaye şirketi olup, sermaye şirketlerinde ortakların şirkette çalışmaları ve mutlaka yönetime katılmaları gerektiğine dair bir kural yoktur.Davalı şirketin fesih ve tasfiyesini gerektirecek nitelikte haklı bir nedenin varlığını davacılar kanıtlayamamışlardır.TTK’nun 636/3 maddesine göre fesih yerine davacıların ortaklıktan çıkma yönündeki alternatif çözüme mahkememize karar verilebilmesi için öncelikle şirketin feshine dair haklı sebeplerin bulunması ve oluşması gerektiği davacıların davalı şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesi yönünden ispat yükünü yerine getirmedikleri görülmekle davacıların davalı şirketin fesih ve tasfiyesine aksi halde davacıların ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin davasının kanıtlayamadığından reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
HARÇLAR
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacılar tarafından dava açılışı sırasında yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile, eksik bakiye 26,30 TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
VEKALET ÜCRETİ
3——- maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——-Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.