Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/505 E. 2022/844 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/505 Esas
KARAR NO: 2022/844
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 12/10/2020
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda——— davacı tarafından açılan hukuk davasının —-adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket— dava dışı —— adresindeki işyerinin — poliçe —- tarihleri arasında sigortalandığını, —- tarihinde işyeri adresi —- ——- yerine—– bastığını, Dava dışı——gerçekleşen olay nedeni ile oluşan zararlarının tazmini için —- tarihinde müvekkil şirkete başvurduğunu,—–tarafından ——- incelemesi sonucu, —–sırasında sigortalı işyerinin bulunduğu binanın —— / oluklarının yetersiz kalması / tıkanması sonucu ——- sigortalı işyerine akması / taşması / sızması ve sirayeti sonucu maddi hasar meydana geldiğini müvekkili şirket sigortalısının zararının— olduğunun tespit edildiğini, rapor doğrultusunda, sigortalısının zararını —- tarihinde ödemiş olduğunu, müvekkili şirketin —- ödediği hasar tazminatı oranında sigortalının kanuni halefi olduğunu, Davalı şirketin, ilgili —- maliki, aynı zamanda, —– tarihinde tanzim edilen —- gereği kiraya veren sıfatına haiz olduğunu, —- tarihinde müvekkil —— işyerinde gerçekleşen zararlardan —— veren olarak hukuken sorumlu olduğunu belirterek tüm bu gerekçelerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya ait banka hesapları, menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, davanın kabulü ile, —– alacağının ödeme tarihi olan —— tarihinden itibaren hesap edilerek kısa vadeli kredilere uygulanan ——- birlikte davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu ekspertiz raporlarının maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, raporun sonuç kısmında varsayımsal değerlendirmeler bulunduğunu, ekspertiz raporlarını kabul etmediklerini, —- bakım teslim tutanağında müvekkiline ait taşınmazın ———— temizliklerinin eksisiz yaptırıldığını, dolayısı ile binadaki/çatıdaki bakım eksikliğinden —- dolayı zararın oluşmuş olması gibi bir ihtimalin bulunmadığını, —- günü taşınmazın bulunduğu ——, beklenmedik şiddette hatta adeta —– görülebilen ——- şiddetinde olduğunu; hasarın taşınmazın/çatının binanın/çatının bakım eksikliğinden —- —- —– kaynaklanmadığını, dava dışı kiracının hasarın oluşmasındaki rolünün —— raporlarda değerlendirilmemiş olduğunu, maddi gerçekliğe ulaşılabilmesi için bilirkişi raporu alınmasının elzem olduğunu, davacının ispat yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğunu, Davanın —– ihbar edilerek, davaya yanlarında katılması gerektiğinin ihbar edilmeli olduğunu, yapılan ——herhangi bir ayıp olması durumunda dava dışı —— durumu olacağından davanın ihbar edilerek davaya dahil edilmesi zorunluluğunun hasıl olduğunu, bu. Sebeplerden mütevellit, hukuka ve maddi gerçekliğe aykırı olan huzurdaki davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, TTK 1472. maddesi uyarınca davacı —–, dava dışı sigortalısına —— tarihinde meydana ——- sonucu zayi olan eşyalar için ödediği tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü teknik bilgiyi gerektirmekle dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş ve aldırılan —- tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; —— tarihinde———– alanının, hasarın meydana geldiği adresi de içine aldığı, ———- zamanlarda—– ölçülen——– sahip olduğu, bu anlamda daha önce hiç karşılaşılmayan, nadir rastlanan nitelikte bir —– olmadığı,—– davalı taraf ——— olması gereken süre için de yaptırdığı, ——- görüldüğü ——— her hangi bir kusur olmadığı, ——-üzere işyerinin çatısında bulunan——- belirli bölgelerin gelişigüzel kapatıldığı, —— olsa dahi—– bina içine rahatlıkla sızabileceği, çatıların bu durumunun inşaat genel kurallarına aykırı olduğu tespit edildiği,——- hasara sebep olduğu, söz konusu——– basması gerçekleştikten sonra işyerinde bulunan ———- satış kabiliyetini yitirecek şekilde hasar gördüğü, ekspertiz raporunda belirtilen hasarlı emteanın toplam tutarı ile dava dosyasına sunulan hasarlı ürünlerin fatura tutarları uyuşmakta olup, ekspertiz raporunda da belirtilen fiyat oranında zarara uğradıkları, —- yer alan —— hasarları için verilen fiyatların —- uygunluğu kontrol edilip, emtea hasarları ile birlikte —- olarak verilen fiyatların bu listeye uygun ve kadri maruf olduğu, davacı —– geçerli bir poliçe ile meydana gelen rizikoyu teminat altına almış olduğu, tazminat hesaplamasında poliçe gereği —- muafiyet tenzilinin yapılmamış olduğu görülmekle bu tenzil sonrası davacının sigortalısına tazmin yükümlülüğü olan tutarın — olacağı, davacının—- tarihli yapmış olduğu ödemeden —– için elde etmiş olduğu halefiyet gereğince, hasarda sorumluluğu olan davalıdan —- sigorta tazminat bedelini rücuen talep edebileceği, ödeme gününden itibaren bu alacağına faiz talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı ——- huzurdaki davayı sigortalısının halefi olarak açmıştır. Bu tespit ve kabule göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalılar arasında mevcut olan ilişkinin hukuki mahiyetinin dikkate alınması gerekmektedir.
———sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmıştır.
6100 Sayılı HMK’nun “Sulh Hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh Hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, —— göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine dair hükümler ayrık olmak üzere,kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine dair davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacının sigortalısı olan dava dışı —— davalı şirket ile akdetmiş olduğu kira akdi çerçevesinde kullandığı taşınmaz için, dava dışı sigortalı ile davalı arasında —— başlangıç tarihli ——— süreli kira sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin taraf iradeleri doğrultusunda halen süregelerek yenilendiği ve iddia edilen hasarın da dava dışı sigortalının kiracı vasfına haiz olduğu dönemde gerçekleştiği dosya kapsamında sabittir. Tüm bu açıklamalar karşısında davacının sigortalısı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira ilişkisi olması nedeniyle, mahkememizin eldeki davada görevsiz olduğu ve görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu mahkememizce değerlendirilmiştir. ——
Görev kuralları, kamu düzenine dair olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkememizce, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/1-c maddesine göre, görevsizlik sebebiyle aynı Yasa’nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakla görevli mahkemenin ——– Sulh Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli —— SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama ve harç giderlerinin HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmazsa HMK 20/1 ve 331/2 maddeleri uyarınca dosya resen ele alınarak mahkememizce karar verilmesine,
6-Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,——— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2022