Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/453 E. 2020/492 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/453 Esas
KARAR NO: 2020/492
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/09/2020
KARAR TARİHİ: 25/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ——— sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde —— meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkili ——– ağır şekilde yaralanmış olup maddi ve manevi perişan bir duruma düştüğünü, söz konusu kazanın oluşumunda ——– plakalı araç sürücüsünün kusurlu ve sorumlu olduğunu, müvekkilinin ise yolcu konumunda olup müterafik bir kusuru bulunmadığını, belirtilen aracın kaza tarihinde ——– sigortalı olduğunu, kaza tarihi itibari ile ———– teminatı sağlamakta olup anılan meblağın müvekkiline ödenmesi gerektiğini, ——— teminat limitleri içinde ödeme yapması gerektiğine dair ihtarnamenin —— tarihinde tebliğ edildiğini, sigorta şirketi tarafından eksik evrak istenmiş evraklar tamamlansa da yasal süre içinde ödeme yapılmadığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili —– maddi tazminatın davalı’nın temerrüt tarihi olan ——– tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ——- müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ————— sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın hasarın meydana geldiği yerde, haksız fiilden zarar gören davacının yerleşim yerinde veya müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu ———– mahkemelerden birinde açılması gerektiğini, yetki yönünden davanın reddine, davanın ——— Mahkemelerinde görülmesini, KTK 97 uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, dosyada kusur tespiti yapılması gerektiğini, kazazedenin mevzuata uygun maluliyet raporu sunmadan başvuru yaptığını, müterafik kusur araştırması yapılması gerektiğini, hesaplanan tazminattan hatır taşımacılığı indirimi yapılması, faiz talebinin reddi gerektiğini, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmadığından faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu olmayacağının kabulü gerektiğini, müvekkili şirket aleyhine yargılama giderlerine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmamasını talep etmiştir.
Davanın ilk tevzi edildiği ——- tarihli — ve —-Karar sayılı ilamı ile; ——- davacının davalının ——– bulunan şubesinin işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu iddia ve ispat edilmediğinden, sigorta şirketinin her şubesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olarak kabul edilemeyeceği, HMK’nun 16. maddesi gereğince dava haksız fiilden kaynaklandığından zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin —– olduğu, yine aynı maddeye göre kazanın meydana geldiği yer mahkemesinin ———— olduğu, HMK’nun 6. maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesinin ——– olduğu, Karayolları Trafik Kanununun 110. maddesine göre sigortacının ——– bulunduğu yerin —– olduğu, poliçeyi düzenleyen acentanın ——- bulunması nedeniyle ,——- Mahkemeleri olmak üzere kanunen belirlenen tüm yetki kurallarına uyulmadan tüm bu yetki kuralları bertaraf edilerek kanunen belirlenen yetkili mahkemelerden hiçbirinde dava açılmadığı, davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile seçim hakkı davalıya geçtiğinden davalının seçtiği yer olan ————- Mahkemelerinin yetkili olduğundan” bahisle Mahkemenin yetkisizliğine karar verildiği, Mahkeme ilamının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği ve talep üzerine Mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın trafik kazası sonucu oluşan yaralanmadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, davalı tarafından öncelikle yetki itirazında bulunulduğu ve yetki itirazının kabul edildiği anlaşılmıştır.
Öncelikle davalının yetki itirazı bakımından; HMK’nun 116. maddesi ile ilk itirazlar düzenlenmiş ve yetki itirazının da kesin yetki halleri bulunmadığı durumlarda ilk itirazlardan olduğu hüküm altına alınmıştır.
HMK’nın 117. maddesinde ise “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi halde dinlenemez” hükmü düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre ilk itirazların, davalı tarafından davaya cevap süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesi ile birlikte dikkate alınması gerekmektedir. Aksi halde yapılan itiraz dikkate alınamayacaktır. Kanun ile belirlenen bu süre hak düşürücü nitelikte olup, hakim tarafından re’sen dikkate alınması gerekir.
HMK. madde 19 da yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır.Taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.
Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir.Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.
Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir.
6100 Sayılı HMK.nın 6. maddesinin 1.fıkrasına göre “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”Aynı kanunun 16.maddesinde “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bununla birlikte haksız fiilin trafik kazasından kaynaklandığı görülmekle 2918 sayılı KTK’nın 110/2.madde ve ————- maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının —- veya —- veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahiptir.Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Yukarda belirtilen yasal düzenlemeler ışığında; eldeki davada dava dilekçesinin davalıya ——— tarihinde tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin iki haftalık süreyi geçirdikten sonra ——— tarihinde —- sunulduğu, bu hali ile süresi içinde yetki itirazında bulunulmadığı anlaşılmakla davanın ilk açıldığı ———- yetkili hale gelmiştir.
Kaldı ki davaya konu kazanın —– meydana geldiği, davacının yerleşim yerinin de — olduğu, davalı — şirketinin ————- adresinde bulunduğu, yetkili Mahkemenin birden fazla olduğu hallerde seçimlik hak davacıya ait olduğundan yetkisizlik kararı veren ——–yargılama bakımından yetkili olduğu, —————sayılı ilamında belirttiği üzere “Davacının birden çok mahkemenin yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu davada, davayı davalının bölge müdürlüğünün bulunduğu —– ilinde açarak yetkili mahkemeyi seçmiş olduğu anlaşıldığına göre, davanın ———— görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir…” gerekçesi ile———- Mahkemesinin yetkili olduğunun kabul edildiği, bu hali ile de davanın ilk açıldığı ————– yetkili olduğu, dolayısıyla davaya ilk açıldığı Mahkemede bakılması gerektiğinden aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeniyle davanın HMK’nın 114 ve 115. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ————– gönderilmesine,
3-Yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına
4-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın —— İlgili Hukuk Dairesine gönderilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ————– nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 25/09/2020