Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/444 E. 2021/1361 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/444 Esas
KARAR NO: 2021/1361
DAVA: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ: 18/09/2020
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;—- iflasına karar verildiğini, —- işlemlerini yürüten—müvekkilinin müflis şirketin —-olarak şirketten—- alacağı sebebiyle — kayıt numarası —- sırada kayıt yapıldığını, ilgili — doyasından düzenlenen sıra cetvelinin—-tarihide tebliğ edildiğini,
Davalı finans kuruluşu finansal kiralama sözleşmesine bağlı olarak kiralanan —- alacaklarının karşılığı olarak şirketen olan alacaklarını kayıt ettirmek için başvurmuş ancak bu alacaklar içerisinde kefili olan ve bu şekilde tahsilat yapılanlar olduğu gibi, mevcut finansal kiralama sözleşmesi kapsamındaki gayrımenkulün dava dışı —– yapılan protokol gereği ödemelerinin yapılması ile alacağın temelini oluştran sözleşme konusu gayrımenkulün devri yapılarak sözleşmeyle bağlı davalardan da taraflar karşılıklı vazgeçmeleri suretiyle kaydı yapılan alacaklının bir alacağı kalmadığını, bunlarla birlikte müvekkiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen ihtarlar yapılmadığı gibi müvekkilinin yetkilisi ve yönetim kurulu başkanı olduğu müflis şirkete de belirtildiği şekilde usulüne göre yapılmış tebligatlar ve ihtarlar söz konusu değildir bu şekilde hukuken geçerli olmayan bir şekilde alacaklı beyanları ile alacak oluşturulması, bu alacaklara hukuka aykırı şekilde faiz işletilmesi muaccel olmayan alacaklardan dolayı yüksek alacak rakamları oluşturularak müflis şirketin mahfına sebep olacak işlemler yapılması hatalı olduğunu, açıklanan sebeplerle gerçekte oluşmayan, mevcut olmayan ve zamanaşımına uğramış bulunan alacaklar nedeniyle sıra cetvelinin—-alacak kaydının, yukarıda mahkemesi vevenumarası yer alan —- erteleme dosyasına beyanlara ve bu dosyadaki bilirkişi kayyım raporlarına da aykırı tüm alacak kayıtlarının İİK 235/3 maddesi gereğince kaydının terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davaya konu sıra cetvelinin —– hazırlandığını ve —- ilan olunduğunu, İİK 235 maddesi gereğince sıra cetveline itiraz davasının cetvelin ilanından itibaren on beş gün içinde açılması gerektiğini, yasal dava açma süresinin —- tarihinde dolduğunu, huzurdaki davanın ise —-tarihinde açıldığını, davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini,
Davacı taraf, müvekkilin bir alacağının kalmadığını iddia etmişse de; davacının müvekkilinin müflis şirketten mevcut alacak bakiyesini bilme imkanı bulunmamakla birlikte böyle bir iddiada bulunma hak ve yetkisi de bulunmadığını, Davacı, müvekkilinin alacağının temelini oluşturan sözleşme konusu gayrimenkulün devredildiğini beyan ettiğini, ancak iş bu devrin alacağa mahsuben yapılıp yapılmadığını, alacak bakiyesini karşılayıp karşılamadığını ve yahut iş bu devirden —— alacak doğup doğmadığını bilmesi/bilebilmesi mümkün olmadığını,
Müvekkili ile müflis şirket arasında akdedilen —– sat ve geri kirala ——sözleşmesi olup, taraflar, sözleşmenin akdedilmesi sırasında taşınmazın devri ile ilgili tapu harç ve vergi muafiyetinden yararlandığını, kiracı şirketin iflası ile finansal kiralama sözleşmesinin, süresinden önce sona ermesi sebebi, taşınmazın müvekkilim şirkete teslim ve iadesi, belirtilen harç ve vergi muafiyetini ortadan kaldıracak, yararlanılan bu muafiyetler geriye dönük olarak cezalı bir şekilde ödenmek zorunda kalınacağını, oluşacak bu harç, vergi, ceza ve faizlerinin ödenmesi yükümlülüğü kiracı şirkete ait olup, toplam tutarın ne kadar olacağının bu aşamada belirlenebilmesi mümkün olmadığını, dolayısı ile de taşınmazın müvekkilim şirkete iade edilmiş olması ile müflis şirketin sözleşmeden kaynaklanan borçlarının tamamının ödendiği sonucuna ulaşılamayacağını,
Müvekkili şirket ile müflis şirket arasında—- nolu sat ve geri kirala —- finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, müflis şirketin, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan kira bedellerini ödemede temerrüde düşmüş olması sebebi ile ise —- evrakından keşide edilen ihtarname ile sözleşme feshedilmiş ve müvekkilim şirketin, müflis şirketten alacakları muaccel olduğunu, neticeten müvekkilin, —– TARİHİ İTİBARİ İLE müflis şirketten alacağı mevcut olup, alacağına dayanak belgeleri —– dosyasına sunulmuştur ve sıra cetveli de usul ve yasaya uygun düzenlendiğini, ayrıca davacının tarafına usulüne uygun ihtar ve tebliğ yapılmadığı iddiasının izaha muhtaç olduğunu, davacı taraf eğer ki —- feshine ilişkin ihtarnameden bahsediyor ise; müflis şirketin, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan kira bedellerini ödemede temerrüde düşmüş olması sebebi ile müvekkilim şirket tarafından — —- sözleşme tarafı müflis şirketin sözleşme adresine tebliğ edilmiş olup, iş bu durum tebliğ şerhi ile sabit olduğunu, Müvekkili şirketin,—sayılı — feshine ilişkin süreci, ihtar ve tebligatları usul ve yasaya uygun olarak yapmış olduğundan ve yine——- uyarınca davacıya ihtar tebliğ etme yükümlüğü bulunmadığından; davacının mahfına sebep olacak işlemlerin ne olduğu hususu izaha muhtaç olduğunu, kaldı ki davacının —– dosyasına bildirmiş olduğu alacağı, ne sebeple ve neden kaynaklandığı belli olmayan bir alacak olup, alacağına dayanak olarak sunmuş olduğu muavin defterleri de hiç bir imza ve resmi onay içermeyen tanzimi mümkün adi excel kayıtları olduğunu, müflis şirketin —– erteleme kararı alınması zamanında müflis şirketin ortağı olan davacının, öncelikle eski ortağı olduğu şirketten neyden kaynaklanan alacağı olduğunu yani kendi alacağını ispatlaması gerektiğini, davacı, kendi alacağını dahi ispatlayamamış iken; huzurdaki davanın izahı bulunmadığını, hal böyle iken; hiç bir resmi belgeye dayanmayan alacağı sebebi ile; ne zaman ve neyden kaynaklı doğduğu sabit olan ve borçlu tarafça da kabul edilmiş olan müvekkili şirketin alacak kaydına ilişkin açılmış bulunan iş bu usul ve yasaya aykırı davanın reddi istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ; ——— sıra cetvelinde yer alan davalı alacağının terkini istemine ilişkindir
İİK’nun 235. maddesinde düzenlenen kayıt terkin davalarında ispat yükü alacağın esasına, miktarına veya sırasına itiraz edilen alacaklıya aittir., ancak davacının iddiası gerçek bir alacağı bulunmadığı değil, alacağın bulunduğu fakat sona erdiği noktasında ise kural olarak ispat külfeti yer değiştirir ve davacıya geçer. ——-
Somut olayda dava dilekçesinde ” Davalı finans kuruluşu finansal kiralama sözleşmesine bağlı olarak kiralanan ——-olan alacaklarının karşılığı olarak şirketen olan alacaklarını kayıt ettirmek için başvurmuş ancak bu alacaklar içerisinde kefili olan ve bu şekilde tahsilat yapılanlar olduğu gibi, mevcut finansal kiralama sözleşmesi kapsamındaki gayrımenkulün dava dışı —– yapılan protokol gereği ödemelerinin yapılması ile alacağın temelini oluştran sözleşme konusu gayrımenkulün devri yapılarak sözleşmeyle bağlı davalardan da taraflar karşılıklı vazgeçmeleri suretiyle kaydı yapılan alacaklının bir alacağı kalmamıştır. şekildeki beyanı ile davacı davalının alacağının kalmadığını iddia etmekle ispat yükünün davacıda olduğu belirlenmiş, delilleri arasında bilirkişi incelemesine dayanan ve duruşmada da inceleme yapılmasını talep eden davacıya davanın niteliği itibariyle özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden dava dışı müflis ve davalıya ait ticari defter ve dayanaklarının incelenmesi için HMK 283. Maddesi gereği —– güncellenen tarifede gözetilerek bilirkişilerin sarf edeceği emek ve mesaiyle orantılı ve dosya kapsamına uygun bilirkişi ücreti tespit ve taktir edilerek bu miktar giderin yatırılması konusunda kanuna uygun süreler verilmiş, kesin sürenin içinde bilirkişi ücreti yatırılmaması halinde HMK yönetmeliğinin 45/3 madde gereği bu delilinden vazgeçmiş sayılacağı ihtarı yapılmış, ancak davacı tarafından süresinde bilirkişi ücreti yatırılmamıştır.
Yargılama aşamasında kendisine ödeme yapıldığını —– tarihli duruşmada belirterek yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep eden davacının bilirkişi delilinden vazgeçtiği ve dosya kapsamı itibariyle davasını kanıtlayamadığı görülmekle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
2-KARAR HARCI
Alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının 54,40 TL’si dava açılırken peşin olarak alanmış olduğundan geriye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-AVUKATLIK ÜCRETİ;
Davada avukatla temsil edilen davalı yararına belirlenen 5.100 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
b-Davalı tarafından yatırılan 7,80 TL vekaletname harcının davacı taraftan tahsili ile davalıya verilmesine,
c-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/12/2021