Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/42 E. 2021/309 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/213 Esas
KARAR NO : 2021/442

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2019
KARAR TARİHİ : 08/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde davacının adına kayıtlı ——- plaka sayılı araçla, ——-üzerinde seyir etmekte iken davacının aracına yeşil ışık yandığı için durmayarak yola devam ettiğini, —–plakalı —- yönetimindeki iş makinesinin aracı gördüğü halde durmadığını, —- plakalı aracın sol ön ve arka kapısının arkasına vurduğunu, kaza nedeniyle —– plakalı aracın kullanılamaz hale geldiğini iddia ederek davaya ıslah ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzene şimdilik 5.000,00 TL tazminatın davalılardan müteselsil alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesi sunmamış 6100 sayılı yasanın 128. Maddesi gereğince iddia edilen vakıaları tümden reddettiği kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davanın tevzi edildiği İstanbul Anadolu —. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —— Karar sayılı görevsizlik ilamı üzerine dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.
Dava; davacı tarafça, trafik kazası sonucu araç maliki ve sürücüsü ile bu aracın—–Sigortacısından maddi tazminat tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizce davalılar sigorta şirketi ve araç maliki olan şirket hakkında tefrik kararı verilmiş ve yargılama mahkememizin —– Sayılı dosyası üzerinden neticelenmiştir.
Eldeki davada davalı trafik kazasında kusurlu olduğu iddia edilen aracın sürücüsüdür.
6100 sayılı HMK’nın 22/2-a maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Yargı yeri belirlenebilmesi için, her iki kararın da istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olması gerekmektedir.Dosyamızda İstanbul Anadolu —-.Asliye Hukuk Mahkemesinin— —-. sayılı kararı ile verilen görevsizlik kararı istinaf edilmeden kesinleşmiştir.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Somut olaya gelince; eldeki davanın 6098 sayılı yasanın 49 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan haksız fiil sorumluluğuna dair olduğu ,uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgisinin olmadığı, davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, Asliye Ticaret Mahkemelerinin uzmanlık gerektiren ticari davalara bakmakla görevli özel nitelikli mahkemeler olduğu, eldeki davada ise uyuşmazlığın TBK’nun 49 ve devamı maddeleri uygulanmak suretiyle hakszı fiil hükümlerine göre genel sorumluluk esasına göre çözüme kavuşturulacağı, taraflar arasında Türk Ticaret Kanunu hükümleri veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlık bulunmadığı hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde davada genel mahkemelerin görevli olduğu sonucuna mahkememizce ulaşılmıştır.
Tekmil dosya kapsamından; HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmekle birlikte, mahkemenin görevinin dava şartı olduğu belirtilmiştir. TTK’nın 4.maddesinde Ticaret mahkemelerinin görev alanı belirlenerek, mutlak ve nisbi ticari davalar bakımından mahkememizin görevli olduğu düzenlenmiştir. Eldeki dava bakımından; trafik kazası nedeniyle meydana gelen maddi zararın tahsili talebine ilişkin olduğu görülmekle birlikte dava konusunun mutlak yahut nisbi ticari dava olmadığı, davacının tacir olmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin haksız fiil hükümlerine göre çözüleceği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davada mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın HMK’nun 114 ve 115. Maddelerine göre USULDEN REDDİNE, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
2- Dosya mahkememize İstanbul Anadolu —.Asliye Hukuk Mahkemesinin —sayılı görevsizlik kararı ile gelmiş olup, ilgili karar kanun yollarına gidilmeksizin kesinleştiğinden, mahkememiz dosyasında da iş bu kararın miktar itibariyle kesin olarak verildiği anlaşıldığından yargı yeri belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili dairesine gönderilmesine,
3- Yargılama harcı ve yargılama giderlerinin görevli Mahkemece nazara alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı yasanın 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olarak karar verildi.