Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/405 E. 2022/284 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/405 Esas
KARAR NO : 2022/284

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —-yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin verdiği—– hizmeti nedeniyle doğan alacağı için vekaleten davalı ——Sayılı dosyasından başlatılan icra takibi neticesinde ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine davalı borçlu borca ve tüm ferilerine itirazında bulunduğunu, itiraz dilekçesinde aradaki ticaret kabul edilmemiş; —– şeklinde—– edilerek neticede borcun inkar edildiğini ve takibin durdurulmasına neden olunduğunu, davalının cari hesap ilişkisini örtülü de olsa kabul ederek borç miktarına itiraz edip, tüm borcun ödendiğini iddia ettiğini, aslında ispat külfeti cari hesap ilişkisini kabul edip borcu ödediğini iddia eden borçluya geçtiğini, lakin gerek taraf ticari defterleri, fatura, irsaliye vb. belgelerle ve gerekse yazışmalarla alacağın taraflarınca ispat edileceğini, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak netice alınamadığını, tüm bu nedenlerle haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli olarak icra takibine itiraz eden avalı borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın, sektöründe oldukça itibarlı, çalışmakta olduğu —-faaliyetini sürdürmekte olan derdest davası dahi olmayan ticari örf, adet ve teamüllerle birlikte tüm işlemlerinde yasal mevzuata uygun hareket etme düsturunda olan ve hemen hemen her bir anlaşmazlığı sulh yolu ile çözme yoluna başvuran itibarlı ve —- olduğunu, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği hususların “—-” iddialardan ibaret olduğunu, keza davacı ile müvekkili arasında yapılmış bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, taraflar arasında olsa olsa açık hesap ilişkisi bulunduğunu, borca itiraz dilekçesinin hiç bir kısmında sözde borcun ödenmiş olduğuna ilişkin bir beyanları bulunmadığını, kaldı ödeme emri içeriğinde dava dosyasına dayanak kılınan açık hesap ekstresinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacı ile müvekkil arasında var olan ticari ilişkinin reddedilmediğini ancak haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkili aleyhine başlatılan—— Esas sayılı dosyasında yazılı miktarda bir borcun var olmadığını, asıl müvekkilin davacıdan alacağı bulunduğunu, bu nedenle fazlaya ve alacak davası açmalarına ilişkin haklarının saklı olduğunu, keza davacının yapmış ve yapmamış olduğu işlemler nedeni ile müvekkilinin ciddi zarara uğratıldığını, huzurda ki haksız ve hukuka aykırı dava ile davacının müvekkiline karşı kötü niyetli davranışlarına devam ettiğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde—– yazılı asıl alacak miktarı üzerinden görüşmeler yapıldığını, takibin dayanağı olarak sunulan ve iddia olunan cari hesap ekstresinde yazılı faturalara, davacının dava dilekçesinin talep kısmında bulunan icra inkar tazminatına, faize, icra masraflarına ve vekalet ücretine yönelik bir arabuluculuk faaliyeti yürütülmediğini, bu nedenle, huzurdaki haksız ve hukuka aykırı davada dava şartı tüm talepler yönünden yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğundan huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili firmanın sektöründe öncü olan ——-önde gelen —— üretim yapan bir firma olup, tek iştigal kolu —– ibaret olduğunu, müvekkili ile davacı firma arasında var olan hukuki ilişkinin ise—– davacının, müvekkilinin talimatları çerçevesince kendisine sevk edilen ——— boyaması ve işlemesinden ibaret olduğunu, müvekkilin, —– satın aldığını, —- davacıya sevkini sağladığını, davacının stoklarında bulunan müvekkiline ait kumaşı müvekkilin talimatları kapsamında boyadığını ve bir takım işlemlerden geçirdiğini, işlemler sırasında işleme alınan kumaşlarda belli oranda —- kaybı yaşandığını, bu durum —- dahilinde her bir işlemde ayrıca incelendiğini, tüm işlemler sonucunda boyalı kumaşın davacı tarafından incelenip, denetlenerek talimatlara uygun bir şekilde müvekkiline teslim edilmesi gerektiğini, müvekkilinin söz konusu kumaşları inceleyerek, —— kaybını değerlendirdiğini, açık bir ayıbın/hatalı işlemin olduğunun düşünülmesi halinde karşılıklı mutabakat kapsamında davacının bilgilendirildiğini, ayıplı olduğu düşünülen ürünlerin yeniden davacıya gönderildiğini, davacının ise ayıbın/hatanın durumuna göre karşılıklı mutabık kalındığı üzere ücretsiz veya ücretli olarak söz konusu —-tamir ettiğini, boyanan ve müvekkile teslim edilen kumaşta — bulunmaması halinde kumaşın işleme alındığını, müvekkilin — firma/lar tarafından ürünlerin incelendiğini, yapılan incelemeler neticesinde boyama işlemi yapılan ürünlerde gizli bir ayıbın çıkması halinde söz konusu ayıbın davacıya bildirildiğini, bu noktada —— var olan ayıbın müvekkili tarafından verilen talimat kapsamında olduğu anlaşılır ise ücretli olarak kumaşın tamir edilmesinin talep edildiğini, eğer söz konusu ayıp davacının işlemlerinden kaynaklanıyor ise de ücretsiz olarak tamiri yapıldığını, söz konusu işlemlerin bir takım teknik ve detaylı işlemleri bir arada barındırdığını, her bir işlemin kendi içerisinde kalite kontrol ve talimatlara uygunluğunun denetlenmesi, var ise hataların giderilmesi ve akabinde doğan fatura alacağı açık hesap ilişkisi kapsamında ödendiğini, ancak doğan fatura alacağının ticari defterlere işlenmesi, söz konusu boyanmış ve işlenmiş olan kumaşın tamamen kabul edildiği anlamına gelmediğini, keza kumaşın —— olan —– talimatı veren —- tarafından da incelenmesi ve hatta tüketici ile buluşmasından sonra dahi bir takım eksikliklerin çıkması halinde müvekkili tarafından olağan olarak davacıya rücu edilmesi gerektiğini, bu noktada davacı ile müvekkili arasında bir sözleşme bulunmadığını, tüm süreçlerin— gerçekleştiğini, müvekkilinin, davacı — yılı içerisinde —çalışma dönemi geçirdiğini, açık hesap ilişkisine bakıldığı zaman görüleceği üzere müvekkili tarafından davacı’ya bir çok kez —– verildiğini ve talimatlar doğrultusunda bir takım işlemler gerçekleştirildiğini, bu noktada bir kısım tamir işlemlerinin müvekkili tarafından ücretli olarak bir kısım tamir işlemlerinin ise davacı tarafından ücretsiz olarak yapıldığını, davacı tarafından yapılan bir çok işlemde hatalar doğmasına karşın, müvekkilinin—– ile yapmış olduğu —- anlaşmaları ve söz konusu işlemlerin başka bir firmaya yaptırılması halinde ciddi emek ve mesai kaybı ile—- sürelerinden kaynaklı müvekkili aleyhine— doğacağından ötürü, bir çok hatalı işlemin —- kapsamında müvekkili tarafından kabul edilmek durumunda kalındığını, davacının haksız ve hukuka aykırı icra takibine konu sözde alacağa yol açan açık hesap ekstresinde görünen farkın; yukarıda zikredilen talimatlara,—- kaybına ve —- sürelerine uyulmaması, müvekkili tarafından davacıya keşide edilen iade faturaya itiraz edilmesinden kaynaklandığını, müvekkiline ait —-kumaşın kullanılamaz hale gelmesi, —-kaybı sonrası toplam —– müvekkiline iade dahi edilmemesi, aynı sipariş—- kumaşların bir kısmında yaşanan ayıpların kabul edilmemesi, davacıya gönderilen iade faturanın haksız ve kötü niyetli olarak kabul edilmeyerek iade edilmesi, müvekkilinin——- davacı tarafından haksız bir şekilde kendi lehlerine kullanılması gibi bir takım nedenlerle müvekkilinin, davacı ile çalışmalarına son verdiğini, davacının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde var olmayan borca ilişkin olarak başlatmış olduğu—dosyasından talep ettiği— takip tarihine kadar işlemiş faiz ile takip tarihinde sonra işleyecek olan %21,25 ve artan oranlarda temerrüt faizi talebinin hiçbir şekilde doğmamış bir alacak için faiz talebinde de bulunulmuş olması nedeniyle reddi gerektiğini, kaldı ki bir kabul anlamına gelmemek kayıt ve şartı ile bir an için asıl alacağın var olduğunun kabulünde dahi temerrüt koşulları gerçekleşmediğinden faiz istenmesinin mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle haksız, hukuka aykırı ve kötüniyetli olduğu tartışmasız olan huzurdaki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, haksız, hukuka aykırı ve kötüniyetli olduğu tartışmasız olan davanın esastan reddine, icra takibi konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller,—dosyası ve mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
— esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine — asıl alacak, asıl alacağa takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar işleyecek en yüksek– mevduat faizi tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya — tebliğ edildiği, davalı tarafından 20/09/2019 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların sunduğu deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi ve tekstil mühendisi bilirkişi heyeti tarafından inceleme yapılmak üzere rapor alınmasına karar verilmiştir.
18/05/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; taraflar arasındaki hukuki ihtilafın davacının, 29.06.2019 tarihinde davalı aleyhine —alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalının takibe itiraz etmesi üzerine çıktığı, takibin dayanağının cari hesap alacağı olduğu, davacının ticari defterlerinde 29.06.2019 tarihi itibarıyla davacının davalıdan 43.854,79 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde ise davalının davacıya 43.858,79 TL borçlu olduğu, diğer bir ifadeyle tarafların ticari defterlerinin 4,00TL farkla birebir örtüştüğü, tarafların ticari defterlerinde —- çekişme olmadığı, —- davalı lehine olan davacı defterlerine itibar edilmesiyle, iki tarafın ticari defterinde de davacının takip bakiyesi kadar alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının davacıdan boyama hizmeti aldığı,— davalı tarafından davacıya tamire gönderildiği, yapılan işlemden dolayı — oluştuğu, davacının —verilen siparişte davalı yan tarafından gönderilen—- talebinden” kaynaklandığının iddia edildiği, bu noktada davalı yan tarafından davacı yana —-tutarlı iade muhteviyatlı fatura düzenlenip gönderildiği, davacı tarafından faturaya süresinde itiraz edildiği, taraflar arası tekmik yönden ihtilafın, bu faturanın davalı tarafından haklı yere ve doğru tutarla tanzim edilip edilmediği noktasında olduğu, ticari defter incelemesi kısmında davalı yanın kendi düzenlemiş olduğu faturayı kendi kayıtlarına dahi almadığının mali bilirkişi tarafından tespit edildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde oluşan renk farkında davacı yanın kusuru olduğunun ispata muhtaç olduğu, kanaatine varıldığı, incelenen davacı ve davalı ticari defterleri ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davacının davalıdan takip tarihi olan —— alacaklı olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığı, davacının 29.06.2019 tarihli icra takibinde 4.340,42 TL işlemiş fai olması ya da karşı borçlunun bir ihtar ya da ihbarta temerrüde düşürülmesi gerektiği, dosyada yapılan incelemelerde davacı tarafından davalıya ihtara ilişkin herhangi bir belgeye rastlanmadığı, kaldı ki davacının itirazın iptali davasını 43.854,79 TL yani ticari defterlerinde gözüken, asıl alacak bedeli üzerinden ikame ettiğini, takipten önce işlemiş faiz hesaplaması yapılmadığı, davacının —— alacağı için 3095 sayılı yasaya (Md.2) istinaden icra takip — itibaren değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği, dosyada mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı ve davalıya ait incelenen ticari defterler ve dosya üzerinde yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacı tarafından incelemeye sunulan —- ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı tarafından incelemeye sunulan— yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacının davalıdan takip tarihi olan 29.06.2019 tarihi itibarıyla —- alacaklı olduğu, davacının — alacağı için 3095 sayılı yasaya (Md.2) istinaden icra takip tarihi olan; 29.06.2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, akabinde davalı vekilinin rapora karşı itirazı nedeniyle itirazın değerlendirilmesi için dosya tekstil yüksek mühendisi bilirkişi—– tevdi edilmiştir.
21/01/2022 tarihli bilirkişi —– tarafından düzenlenen raporda özetle;—– tarihinde hem davacı hem de davalı tarafların—- bulundukları bildirilen —–, taraf vekillerine karşılıklı ziyaretler üzerine ön bilgi verilerek yerinde incelemelerde bulunulduğunu—- bilgilerindeki yaklaşık—– sebebinin ——,—- gerektiğini, dava konusu ———– ayrılabileceği,
—————- olan————- iletildiği—— davacının —- adresinde davalıya — —— —- —— ulaşıldığının bildirildiği, buna sebep olarak da dosyada bahsi geçen ‘——- yapılmadığı konusu oluştuğu, ancak yerinde inceleme sırasında da taraflardan konuyu netleştirir farklı bir bilgiye ulaşılamadığı, kök raporda üzerinde durulduğu şekilde davacının kusurunun ispata muhtaç olduğu kanaatlerinin burada geçerliliğini koruduğunu, yerinde incelemede bu hata konusu üzerine dosyada mevcut evraklar dışında hata konusu sorumluluğun tespitine dair farklı — sunulmadığı—- kusuru olarak düşünülen —-davalının ücretli olarak, ikinci işlem olarak, yapılan işlem üzerine —- bulunduğu, —- uygulamalarında genel itibariyle tamir işlemi —– tarafında haklı bir sebebe dayandırılırsa —–işleme alındığı, tamir işleminin her zaman kendi içinde risk taşıdığı, tamir olacağı bilgisi ile —– —— yeniden boyanması talebinin kendi içinde kalite ve istenen sonuç adına —— taşıdığı, burada davalının, kumaşı kullanacağı müşterisi tarafında gecikme yaşamamak———— ettiği, bu şekliyle tamire alınan ——– yani her bölgede —— vuku bulduğu, ——- davalı tarafa sevk olduğu, davacı———- davalıya ait,———%100————- vaziyette düzgün muhafaza edilmiş şekliyle kaldığı, davalı yetkililerinin, yerinde inceleme sırasında,— ile——–olarak kestiklerini,———-beyan ettiklerini, davacı tarafında —- incelendiği,———- boyunca ——— adlandırılan konu görüldüğü, ancak, teknik anlamda tamir işleminin, hata konulu risklere açık bir uygulama olduğu, bu tamir uygulaması için talebin, ücretli olarak davalı tarafça oluşturulduğu,
2- —- üzerine—– boyanmış bir kumaş olduğu ve davalı——— mevcut irsaliyelerle ve davalının yerinde inceleme sırasında sözlü kabulü ile sevki yapıldığı, son haliyle Davalı——adresinde kendisinin —–bulunduğunun yerinde görüldüğü, depoda bekleyen, “testi geçemeyen—— kullanılamayan—– iddia edilen kumaşa dair, aynı döneme ———–raporunun davalı tarafından inceleme gününü takiben iletildiği ve bilirkişi raporuna eklendiği, —– sonucu müşteri talebi —– değer ile kaldığı, Dosyaya ve ——– tarihli ——– değerinin yine müşteri beklentisini karşılar—– sağlayamadığının görüldüğü,—–sevk dönemindeki—— olan ———- raporunun da dosyaya sunulduğu ve bilirkişi raporuna da eklendiği, sevk döneminde —-sonrasında ———-tarafından yapılan test sonuçlarına göre ‘kalan’ değer alan, aşağıdaki tabloda irsaliye detayı verilen —– inceleme sırasında elle yapılan kontrol ile de patlama —- kalite sıkıntısının görülebildiği, sunulan belgeler ve yerinde inceleme sonucu davalı deposunda bekleyen (—– numaralarının da depolanan —————— olarak davacı tarafça faturalanmış ve sevki davalı tarafına yapılmış, ancak———— sebepli kullanılamayan kumaş mevcut olduğu, dosyaya sunulan belge ve yerinde teknik inceleme değerlendirmeler neticesinde; ——– hata incelemesinde, kök raporda da üzerinde durulduğu üzere davacı yanın kusuru olduğunun ispata muhtaç olduğu kanaatlerinin burada geçerliliğini koruduğu, bu konuya ilişkin dosya dışı yeni başka bir dokümanın taraflarca sunulamadığı, davalı tarafın ‘——-‘ talebinde bulunması konusu, genel —– uygulamaları göz önüne alındığında, hatayı davacının kabul etmediğine işaret olarak düşünülebileceği,—– kumaşta —- konusu davacı adresinde beklemekte— olduğu görüldüğü, ancak, davalının bu tamir konusundaki ücretli işlem talebi ile, üstüste ağır işlem gören kumaşta —beklenebilecek sonuç ile karşılaştırmalı düşünüldüğünde), sonuçta karşılaşılabilecek açık ve mutlak riskli. durumu — davalı tarafın —- teknik olarak – bilebileceği değerlendirmesinin yapılabileceği (sunulan belgeler kapsamında, bu son uygulama özelinde başka bir sorun yaşanmayacağı karşılıklı anlaşmaya bağlanmış başka bir dokümana rastlanmdığı), dosya, deliller ve yerinde inceleme nezdinde, bu dosya özelinde, —- baştan başlayarak gördüğü ——— düşünüldüğünde, sonucun sorumlusu ve muhatabı olarak davacının düşünülmesinin uygun olamayacağı, ————- belgeler ve yerinde inceleme sonucu, davacı tarafından teslimi tamamlanmış, davalı adresinde bulunan, ancak ————- test sonuçlarına göre —– kullanılamayan, ——-bulunduğu, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; açılan davanın taraflar arasındaki iki tarafça da kabul edilen ticari ilişki dolayısıyla davacının davalıdan takip miktarı kadar alacağının bulunup bulunmadığı ve bulunuyor ise itirazın iptal edilip takibin devamının sağlanması talepli itirazın iptali talepli olduğu, mahkememizce bir mali müşavir ve ——-bilirkişiden oluşacak heyetten kök ve ek rapor alındığı, raporlarda —– olarak değinildiği üzere iki tarafın ticari defterlerinin de incelendiği, taraf defterlerinin birebir örtüştüğü, her iki tarafın usulüne uygun tutulmuş defterlerine göre davacının takip tarihi itibari ile davalıdan —–alacaklı olduğu, davalının kestiği ve karşı tarafa ihtar ile gönderdiği ancak sonra kendisine davacı tarafça iade edilen iade faturasının bile kendi defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının aşamalarda davaya konu —– ayıplı olduğunu iddia ettiği —- gereken —- tacir olan davalının ayıbın ihbarına dair dosyaya sunmuş olduğu hiç bir belge bulunmadığı, davalının delil olarak sadece bir ——— sunduğu ancak içeriği incelendiğinde bunun da ayıp ihbarından ziyade davacının —-desteklediği, davalının ücreti mukabilinde tekrar davaya konu —- üzerinde işlem yaptırmasının kusurun davacıdan kaynaklanmadığına — teşkil ettiği, tacir olan davalının 3. kişi olan iş almış olduğu diğer şirketlere verdiği taahhütler dolayısıyla ayıp ihbarında bulunamadığına ve ihbar olayının üzerine düşmediğine dair savunmasının 6102 sayılı TTK’nın 18 ve 23. maddeleri gereğince mahkememizce kabul edilmediği, davalının aşamalarda — kaydının dahi bulunmadığı, kaldı ki kendisinin de — sektöründe çalıştığı ve basiretli bir tacir olması gerektiği, ———– hasarlanması riskinin çok yüksek olduğunun davalı tarafça da bilinmesi gerekeceği mahkememizce anlaşılmış ve neticeten davacının davalıdan takibe konu miktar kadar alacaklı olduğu mahkememizce kabul edilmiş, 18/05/2021 tarihli kök ve 21/01/2022 tarihli ek rapor gerekçeli,—- ve denetime uygun olmakla hükme esas alınmış, alacak likit olmakla icra inkar tazminatına da hükmedilmiş ve açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜ ile,
—– Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin ——- asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine,
Alacak likit olmakla asıl alacağın %20’si oranında hesap edilen 8.770,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- KARAR HARCI;
a-Alınması gerekli 2.995,72 TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 507,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.487,76-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
a——tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 6.501,12 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
A-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 507,96-TL peşin harç, 54,40-TL başvurma harcı, 7,80 TL vekaletname harcı toplamı 570,16-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 1.250,00-TL bilirkişi ücreti ve 59,75-TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.309,75-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
ç—- arabuluculuk ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine, delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.