Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/394 Esas
KARAR NO: 2021/889
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/09/2020
KARAR TARİHİ: 14/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile ——— isimli projede yapılacak işlere dair sözleşme akdedildiğini, sözleşme uyarınca müvekkili tarafından davalı —— verildiğini, ancak karşılığında ödemelerin tam olarak alınamadığını, sözleşmeye uygun şekilde işin tamamlandığını ve teslim edildiğini, davalının —— asıl alacak tutarlarını ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine———— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça icra takibine haksız olarak itirazda bulunulduğunu, yapının uzun süredir kullanımda olduğunu, mevcut eserin ayıplı olduğuna dair herhangi bir ihtar gönderilmediğini, alacağın likit olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yana dava dilekçesi —- tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekilince yasal süresinden sonra—– tarihinde sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, ödemelerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı tarafından sözleşme haricinde hizmet faturası adı altıda usul ve yasaya aykırı olarak kesilen faturalara karşı iade faturaları kesildiğini, söz konusu faturalar karşılığında herhangi bir mal veya hizmet alımının olmadığını, sözleşme kapsamında davacının tüm hakedişlerinin zamanında tam ve eksiksiz olarak ödendiğini, davacı yanın kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddine ve %20 oranından az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, davalı yanın beyanları HMK md. 128 hükmü uyarınca inkar kapsamında değerlendirilmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
———–dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından fatura ve cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine— fatura alacağı, — hesap alacağı, — işlemiş faizi olmak üzere toplam —— alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —-tebliğ edildiği, davalı tarafından —– tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal — yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan —– tarihli sözleşmenin incelenmesinde; —- sözleşme konusunun davalının yapmakta olduğu inşaatta yapılacak olan —- davalı tarafından yapılması olduğu, — maddede işin toplam bedelinin —- maddede işin süresinin — hafta olarak belirlendiği, — Maddede ödeme şartlarının —— aylarında yapılacağının belirtildiği, ayrıca verilecek avans karşılığında davacının teminat çeki vereceğinin düzenlendiği,—– —— belirtilmemiş malzeme işçilik ve benzeri konularda işveren davalının onayı alınmadan bu işlerin yapılamayacağının belirtildiği, bu tür imalatların yapılması zorunlu ise öncelikle işverene fiyat teklifi verileceği, bu fiyat teklifinin onaylanmasını müteakip imalatın yapılacağının belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —— tarihli raporda özetle; tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, ticari defter ve kayıtların birebir örtüştüğü, takip dayanağı alacağın — cari hesap alacağı ve —— fatura alacağı olduğu, işin sözleşme ve eklerine uygun şekilde tamamlandığı, sözleşmede işin bedelinin—-olarak tespit edildiği, davalı ve davacının iade edilen fatura harici —– cari hesap ilişkisinin her iki taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının davalı yandan herhangi bir alacağı olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, fatura ve cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi niteliğinde olup, davacı tarafça; takip konusu ——– adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak ——- düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun ——- kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. —– uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. —-
Somut olay bakımından ise; taraflar arasında—–tarihli sözleşmenin imzalanarak akdi ilişkinin kurulduğu noktasında ihtilaf bulunmayıp, uyuşmazlığın takip konusu —bedelli fatura ile —– bedelli fatura konusu işlerin yapılıp yapılmadığı ve ödenip ödenmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve birbiriyle birebir örtüştüğünün tespit edildiği, takip konusu ——bedelli faturanın taraf defterlerine işlenildiği tarih itibariyle cari hesap bakiyesinin —– olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarının kendisi aleyhine kesin delil niteliğinde olduğu, anılan fatura bedelinin davalı tarafça yapılan avans ödemeleri ile karşılanmış olduğu, işbu fatura yönünden davacı yanın davalıdan herhangi bir alacağı bulunmadığı anlaşılmakla, anılan fatura yönünden istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu —–cari hesap bakiyesini davacı tarafından düzenlenen aynı bedelli faturanın oluşturduğu, düzenlenen faturaya karşı davalı tarafça aynı miktarda iade faturası düzenlendiği, bu şekilde karşılıklı olarak —– fatura ve iade faturaları düzenlendiği alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Uyuşmazlığın çözümü için işbu fatura konusu işlerin sözleşme kapsamında davacı tarafça yapılıp yapıldığı ve bedelinin ödenip ödenmediğinin tespiti gerekmektedir. Alınan bilirkişi raporu ile sözleşme konusu işin sözleşme ve eklerine uygun olarak yapıldığı, herhangi bir ayıplı tespitin bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı yanın da işin teslim edilmediği veya ayıplı/eksik olduğu yönünden herhangi bir iddiası bulunmamaktadır. Düzenlenen faturanın malzemeli cephe kaplama işçiliğine ilişkin olduğu ve bu işin sözleşme kapsamındaki işlerden olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme konusu işin bedeli ise —– belirlenmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda iade faturalar hariç olmak üzere davalı tarafça yapılan ödemelerin —– olduğundan bahisle davacının alacağı olmadığı belirtilmiş ise de; dosyada ve bilirkişi raporunda yer alan cari hesap seyrinden anlaşıldığı üzere; işbu hesaba — adet iade faturası bedeli olan ——-dahil edildiği görülmüştür. Esasen davalı tarafça davacı yana yapılan ödeme toplamının —— olduğu anlaşılmaktadır. Bu hali ile sözleşme bedelinin davalı tarafça eksik ödendiği, bilirkişi raporunda sehven maddi hata yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu husus yeniden inceleme yapılmasını gerektirmediğinden mahkememizce dikkate alınmıştır. Davalı tarafça dosyaya başkaca herhangi bir ödeme makbuzu veya dekontu sunulmamıştır. Bu hali ile davacı yanın davalıdan bakiye —— alacaklı olduğu, davalı yanın icra takibine itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmede kesin vade bulunmadığı, davacı tarafından davalı yana icra takibinden önce herhangi bir ihtarname göndermediği, davalı yanın icra takibi ile temerrüde düştüğü anlaşılmakla; icra takibi ile talep olunan işlemiş faiz alacağı yerinde görülmemiştir.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere——– gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Sabit olan —– alacağın, takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak avans faizi ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının —— esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Aşan istemin reddine,
Kabul edilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen miktar yönünden davacı yanın kötüniyeti sabit olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 12.336,68TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 2.396,62 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 9.940,06 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça dava açılırken yatırılan yatırılan 2.396,62 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı ve 7,80 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 2.458,82 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 58,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.458,75 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %91 oranında olmak üzere 2.237,46 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından yapılan yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 21.091,89 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan —- 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde —– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.14/09/2021