Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/365 E. 2023/496 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/365 Esas
KARAR NO : 2023/496

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; Davalı —– ait —–plakalı araç, davalı ——poliçe numarası ile zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalıdır. Mezkur araç —- sevk ve idaresindeyken 01.02.2020 tarihinde—–caddesi üzerinde bulunan —– önünde işine gitmekte olan müvekkillerinin murisi —— şiddetli bir şekilde çarpmış ve ağır şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, kaza tarihinden itibaren komada olan müvekkillerinin murisi tedavi gördüğü—–Devlet Hastanesinde 23.04.2020 tarihinde trafik kazasınından kaynaklı olarak hayatını kaybettiğini,
Araç sürücüsü—— kaza esnasında alkollü olarak aşırı hızlı şekilde araç sürmekte olduğu tespit edilmiş bu kolluk tarafından kayda alındığını, kaza sonrası Taksirle Ölüme ve Yaralanmaya Sebep olmaktan dolayı davalı —– hakkında ——Cumhuriyet Başsavcılığının ——Soruşturma numaralı dosyası üzerinden soruşturma başlatılmış ve neticesinde —– Asliye Ceza Mahkemesinin —–Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, davanın derdest olduğunu,
Müteveffa —– vefat ettiği esnada emekli maaşı almakla birlikte aynı zamanda oğlunun işlettiği Matbaacı ——-adresinde bulunan çay ocağında garson olarak çalıştığını, bu sebeple emekli maaşından ayrı olarak ayrıca bir gelir elde etmekte ve emekli maaşının dışında aylık toplam net 3.000 TL geliri bulunduğunu, bu hususa ilişkin olarak müvekkilinin bir çaycı garson olarak ne kadar maaş alabileceğine ilişkin olarak —–adresinde mukim ——Sendikasına” müzekkere yazılarak çay ocağı işletmelerinde bir garsona ne kadar ücret verildiğinin sorulmasını, müvekkili —— eşinin ölümünden sonra tüm bu gelirden mahrum kaldığını,
Müteveffanın cinayet gibi bir kaza neticesinde vefatı müvekkillerde maddi-manevi açıdan telafisi imkansız zararlara neden olduğunu, kaza tarihinden itibaren yaklaşık üç ay yoğun bakımda kalması da müvekkillerinin manevi olarak açıdan fazlasıyla yıprattığını,
Yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince ölenin kusurlu olup olmadığının destekten yoksun kalan üçüncü kişilere ödenecek olan tazminat miktarında bir önemi olmasa da meydana gelen olayda alkollü ve aşırı hızlı araç kullanmakta olan aracın sürücüsü tam kusurludur. 918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir. Buna rağmen alkollü olarak aşırı hızlı şekilde araç kullanan davalı araç kullanıcısının tam kusurlu olduğunu,Müvekkil —— müteveffanın eşi olup kendisinin hiç bir geliri olmadığını, yalnızca müteveffanın kazancı ile geçindiğini, bu bağlamda müteveffa aylık kazancını müvekkiline vermekte tüm evin geçimi bu şekilde sağlandığını, müteveffanın ölümü ile müvekkilinin eşinin desteğinden mahrum kalmış bulunmakla yoksun kalınan desteğin bilirkişi marifeti ile hesaplanıp müvekkile ödenmesine karar verilmesini,Müvekkillerinin murisi ——- alkollü bir sürücü olan davalının haksız eylemi ile hayatını kaybettiğini, öte yandan kaza esnasında hayatını kaybetmeyen müteveffa 3 ay boyunca hastanede kalmış acılar içinde vefat ettiğini, Müteveffanın 3 ay süresinde acılar içinde kıvranarak hastanede yatması üstelik şu günlerde yaşamaya devam edilen PANDEMİ SÜRECİ NEDENİYLE müvekkilleri son günlerinde müteveffanın yanına dahi alınmamaları büyük üzüntü ve ızdırap duymalarına sebep olduğunu, bu bağlamda her ne kadar müteveffayı geri getirmese de müvekkillerinin manevi ızdırabını bir az hafifletmek için müvekkillerin her biri adına ellişerbin Türk Lirası manevi tazminat talep ettiğini, bu tazminatın davalı —— şirketinden müteselsilen alınmasını,Davalı sigorta şirketine karşı posta yolu ile yapılan başvuru 15/04/2020 muhataba ulaşmış ve bu tarihten itibaren sigorta şirketi temerrüde düştüğünü, yapılan yazılı müracaatın sonuçsuz kalması nedeni ile —— Arabuluculuk dosya numarası üzerinden arabulucuya başvurulmuş ve taleplerimizin reddi nedeni ile anlaşamama tutanağı düzenlendiğini,
Açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile ; trafik kazasında eşini yitiren davacı müvekkili ——adına 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre belirlenecek destekten yoksun kalma tazminat tutarlarının, (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) araç sahibi(işleten) ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden sigorta limiti aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile şimdilik fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve müteselsilen tahsiline,
Ölümlü kaza nedeni ile eşini kaybeden —–ile babalarını kaybeden ——- adına her biri için ayrı ayrı 50.000 TL olarak toplam 150.000 TL tutarında manevi tazminat tutarının, sürücüden ve araç sahibi(işleten)’ den olay tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme tahsiline,
Davalı ——davadan sonra mal kaçırma ihtimali son derece yüksek olduğundan telafisi imkansız zararlara neden olmamak adına özellikle davaya konu ——-plakalı araç olmak üzere İşleten ve sürücünün taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine “ihtiyati tedbir” konulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

TALEP ARTIRIM : Davacı vekili tarafından sunulan 20/10/2022 tarihli dava değeri artırım dilekçesi ile ; bilirkişi raporu ile 404.620,94 TL maddi tazminat tespit edilmiş olup, dava dilekçesi ile talep olunan 10.000 TL’nin 394.620,94 TL artırılarak toplam 404.620,94 TL ye yükseltmiştir.

ISLAH : Davacı vekili tarafından sunulan 07/02/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile ; 404.620,94 TL tutarındaki destekten yoksun kalma tazminatı bedelinin 368.755,24 ₺ arttırarak 773.376,18 ₺’ye yükseltilmesine ve araç sahibi(işleten) ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden (teminat limiti ile sınırlı olacak şekilde) temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

CEVAP :
Davalı —– vekili cevap dilekçesi özetle ; Huzudaki davaya konu trafik kazasıyla ilgili —– Asliye Ceza Mahkemesinin —–Sayılı dosyasıyla görülen ceza davasında; dosyaya sunulan 21.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda müteveffa —— kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu tespit edildiğini,
Davacıların talep ettikleri manevi tazminat bedelleri fahiş olduğunu, kaldı ki manevi tazminat bedeli tespit edilirken müteveffanın kusur durumunun da dikkate alınması gerektiğini, bilindiği üzere manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Bu durumda manevi tazminat miktarı; tarafların sosyal ve ekonomik durumu, somut olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur oranları ve MK 4. Maddesi gereğince hak ve nesafet kuralları göz önünde bulundurularak belirlenmelidir.
Açıklanan nedenlerle Davanın REDDİNE, Mahkeme aksi kanaatte olması halinde; öncelikle uzlaşma talebimizin dikkate alınmasına, müteveffanın kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu nazara alınarak belirlenecek maddi ve manevi tazminat bedellerinden kusur oranında indirim yapılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı——vekili cevap dilekçesi özetle ;Öncelikle huzurda görülen dava trafik kazasından (haksız fiilden) kaynaklanan ölüme dayalı tazminat davasıdır. Davacıların taleplerinin dayanağı Borçlar Kanunu ile Karayolları Trafik Kanunudur. Bu nedenle de görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkamesi oldğunu,
Davacılar vekilinin dilekçesinde açıkça beyan ettiği gibi dava konusu talihsiz vakanın muhatabı—– olduğunu, —— ise müvekkil şirket çalışanı olmadığını, kazaya konu aracı müvekkili şirket adına kullanmadığını, Araç, —–ariyet olarak tahsis edildiğini,—– aracı tamamen işleten sıfatıyla kullandığını, İşleten ise KTK’nun Tanımlar başlıklı 3. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır; ” İşleten : Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır. ” Bu tanımdan yola çıkıldığında ariyet alacaklısı —— aracın işleteni konumunda olduğunu, diğer bir deyişle huzurdaki davaya konu tazminat taleplerinin gerçek muhatabı işleten sıfatını haiz —— olup davanın müvekkili şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddini istemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ; Trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır. Düzenlenen bilirkişi raporu gerekçeli ve ek raporu ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ve ek raporu tarafların iddia ve savunmaları, hep birlikte değerlendirildiğinde;
01.02.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacıların murisi —– vefat ettiği, geride davacı eş —— ve diğer davacılar 18 yaşından büyük iki çocuğu kaldığı,
Kazaya neden olan —– plakalı aracın mülkiyetinin davalı —– ait olduğu, araç sürücüsünün davalı—–olduğu ve davalı —— Tarafından 20.01.2020 -2021 tarihleri arasında ZMM Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, teminat limitinin 410.000 TL olduğu belirlenmiştir.
Dava dosyasında mevcut —– Trafik İhtisas Dairesi’nin 17.01.2022 tarih ve—— sayılı rapora göre davaya konu 01.02.2020 tarihli trafik kazasında, Mülkiyeti —–adına kayıtlı davalı ——-Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı —– plakalı araç sürücüsü——% 75 oranında kusurlu olduğu, yaya – kazalı—— % 25 oranında kusurlu olduğu, tespit edilmiştir.
Kazalının yaşı, bakiye ömrü, davacı hak sahibi —– yaşı, bakiye ömrü, desteğin kazanç durumu, davacı hak sahibinin evlenme şansı vs. Hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı —— talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 773.376,18 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin sorumluluk limitinin 410.000 TL olduğu, davalı ——- kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davalı sigorta şirketinin başvuru tarihini takip eden 8 iş günü sonrası 02.06.2020 olduğu, kazaya karışan aracın özel otomobil olup yasal faiz faiz belirlenmekle davalı sigorta şirketinin sorumluluk limiti ve ıslah dilekçesi gözetilerek maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden ise;
Genel kabul gören görüşe göre manevi tazminat; ne bir ceza ne de gerçek anlamda bşr tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsaa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47,6098 sayılı TBK’nın 58.maddesinde düzenlenen hükme göre hakimin özel durumları göz önünde tutarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır.Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır.Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamalek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve —– sayılı İçtihadi Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir.
Tarafların kusur durumu, ekonomik-sosyal durumları, davacıların çektiği elem ve ızdırap, vs tüm hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde takdiren Davacı eş —– için 40.000 TL, Davacı Çocuk —— için 25.000 TL, Davacı Çocuk —— için 25.000 TL olmak üzere toplam 90.000 TL manevi tazminatın hak ve nesafete uygun olacağı kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-Maddi Tazminat davası yönünden ;
DAVANIN KABULÜ ile ;
773.376,18 TL maddi tazminatın davalı —–yönünden 410.000 TL sorumluluk limiti gözetilerek, 02.06.2020 temerrüt tarihinden, davalı —— yönünden 01.02.2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
2-Manevi Tazminat davası yönünden ;
DAVANIN KISMEN KABULÜ ile ;
Davacı eş —–için 40.000 TL,
Davacı —– için 25.000 TL,
Davacı ——-için 25.000 TL olmak üzere toplam 90.000 TL manevi tazminatın 01.02.2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ——- tahsiline,
Aşan istemin reddine,
HARÇLAR
3-Alınması gerekli 58.977,22 TL harcın davacı tarafından dava açılışı sırasında yatırılan 546,48 TL peşin harç, talep artırım ile 6.363,44 TL ve ıslah ile 6.298,00 TL olmak üzere toplam 13.207,92‬ TL harçtan mahsubu ile, eksik bakiye 45.769,30 TL’nin ( davalı ——- 14.799,18 TL’sinden sorumlu olacak şekilde ) davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
VEKALET ÜCRETİ
4-Maddi tazminat davası yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacılar vekili için takdir olunan 103.071,38 TL nispi vekalet ücretinin ( davalı —— 53.872,67 TL’sinden sorumlu olacak şekilde ) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Manevi tazminat davasının kabul edilen bölümü yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacılar vekili için takdir olunan 14.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar——-alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat davasının red edilen bölümü yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalılar ——vekili için taktir olunan 9.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar ——-verilmesine,
ARABULUCULUK ÜCRETİ
7-6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi gereği Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
YARGILAMA GİDERLERİ
8-Davacı tarafından harç olarak yatırılan 13.270,12‬ TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından sarf edilen 2.200,00 TL Bilirkişi ücreti ve 462,50 TL Posta ücreti olmak üzere toplam yargılama gideri olan 2.662,50 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 2.489,49 ( davalı —— 1.105,39 TL’sinden sorumlu olacak şekilde ) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan 173,01‬ TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
10-Davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
11-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile——-Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.