Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/356 E. 2022/196 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/356 Esas
KARAR NO: 2022/196
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/08/2020
KARAR TARİHİ: 08/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan satış sözleşmesi ile sözleşmeye konu inşaat malzemelerinin davalı yana teslim edilmesi ve davalı şirket tarafından da belirlenen hizmet ve satış bedelinin ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, müvekkili tarafından sözleşmeye uygun olarak malların tutanak ile teslim edildiğini, tutanağın teklif sözleşmesinde de imzası bulunan davalı çalışanı —- tarafından imzalandığını, ancak mal bedelinin ödenmediğini, düzenlenen faturaya süresinde itiraz edilmediğini, —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini, alacağın likit olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı şirkete —- tarihinde tebliğ edilmiş, davalı şirket tarafından yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK md. 128 uyarınca dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği kabul edilmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz edilen tüm deliller,—– formları, — dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
— sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından fatura alacağına istinaden davalı aleyhine —- işlemiş faiz olmak üzere toplam — alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak —oranındaki faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı yana — tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından —- tarihinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, eldeki davanın—- düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi vasıtası ile incelenmesi amacıyla —- talimat yazılmasına karar verilmiş, ancak davalı tarafından belirlenen inceleme gününden ticari defter kayıtları ibraz edilmediğinden inceleme yapılamamıştır.
Mahkememizce davacıya ait ticari defter kayıtları ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli raporda özetle; davacının ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan —- tutarında alacaklı olduğu, takip konusu faturanın davalı tarafından—- bildirilmediği, davacı tarafından gönderilen faturanın davalı tarafından iade edildiği, ancak davalının teslim aldığı fatura içeriği ürünlerin eksik ya da ayıplı olduğuna ilişkin herhangi bir beyanının bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, fatura alacağına istinaden davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; takip konusu — adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun —- kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi — halinde alacaklının —uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. —–
Somut olay bakımından ise; davacı tarafın ticari defter kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil teşkil ettiği, davalı tarafından ticari defter kayıtları incelemeye sunulmayarak ibrazdan kaçınıldığı, her ne kadar dava ve takip konusu faturaya davalı tarafından itiraz edildiği ve faturanın davalı yanın— yer almadığı anlaşılmış ise de, fatura konusu malların teslimine ilişkin olarak davacı tarafça —- başlıklı belgenin dosyaya sunulduğu, belgenin teslim alan kısmı altında —ismi ile davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu, dosyaya celp olunan —kayıtlarına göre —- isimli şahsın davalı şirket çalışanı olduğu, yine davacı tarafından dosyaya sunulan —başlıklı belge altında da—– davalı şirket kaşe ve imzasının bulunduğu, bu hali ile anılan kişinin mal teslim almaya yetkili olduğunun kabulünün gerektiği, takip ve dava konusu fatura içeriğinin sözleşme içeriği ile uyumlu olduğu, davalı tarafından malların ayıplı olduğu iddia edilmediği gibi, herhangi bir ödeme savunmasında da bulunulmadığı, bu hali ile fatura konusu malların davalı yana teslim edildiğinin ve davacı yanın fatura bedeli tutarında davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça icra takibi ile birlikte işlemiş faiz isteminde bulunulmuş ise de; taraflar arasında kararlaştırılmış bir kesin vadenin bulunmadığı, icra takibinden önce davalı yanın temerrüde düşürüldüğüne dair dosyaya herhangi bir delilin sunulmadığı anlaşılmakla; davacının işlemiş faize ilişkin itirazın iptali isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- oranında faiz isteminde bulunmuştur. Her ne kadar icra takibinde faiz türü belirtilmemiş ise de, takip talebinde belirtilen oran takip tarihi itibariyle cari olan avans faizi oranıdır. Tarafları tacir olması ve taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikte olması dikkate alındığında, avans faizi talebin yerindedir. Ancak davacı tarafından takip talebi ile sabit oran üzerinden faiz talep edilmiştir. Bu hali ile davacının talebi HMK md. 26 uyarınca aşılamayacağından ——- taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık —– avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere — —- gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Sabit olan —- alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık — oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere, borçlu davalının—– Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Aşan istemin reddine,
Alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 2.430,26.-TL’nin davacı tarafça dava açılırken yatırılan 425,79.-TL peşin harç ve 16,75.-TL tamamlama harcı toplamı 442,54.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.987,72.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 425,79.-TL peşin harç, 16,75.-TL tamamlama harcı ve 54,40.-TL başvurma harcı toplamı 496,94.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 1.000,00.-TL bilirkişi ücreti, 159,75.-TL posta gideri ve 57,00.-TL talimat posta gideri olmak üzere toplam 1.216,75.-TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %98 oranında olmak üzere 1.192,42.-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.336,55.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, kabul/red oranına göre, 1.293,60 TL’sinin davalıdan, bakiye 26,40.-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 08/03/2022