Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/348 E. 2022/509 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/348 Esas
KARAR NO : 2022/509

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin—— kredi numarasıyla 600.000,00 TL miktarlı ——-kredisi kullandığını, söz konusu kredi sözleşmelerinde periyodik hizmet komisyonu adı altında herhangi bir hizmet bedeli öngörülmediği halde ilgili bankanın 04/11/2019 tarihinde müvekkili hesabından üç seferde 4.200,00 TL’lik toplam ——- adı altında fahiş para kesintisi yaptığını ve müvekkili şirketin ilgili bankaya yaptığı kesinti yapılmaması yönündeki ihtarları ve iade talepli başvurularının sonuçsuz kaldığını beyan ederek, müvekkili şirket hesabından kesilen 12.600,00 TL’nin paranın kesildiği ve davalı bankanın haksız olarak zenginleştiği tarih olan 04/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından cevap süresinin dolmasından sonra sunulan 18/12/2020 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Davacının tacir olduğunu tüzel kişiliği haiz bir şirket olduğunu, tüketici hukukundan kaynaklanan hakların tacirlere uygulanmayacağını, davacı yana tahsis edilen krediler üzerinden komisyon alma hak ve yetkisi bulunduğunu, müvekkili bankanın davacı firmaya yönelik olarak yapmış olduğu kredi limiti yenilenmesi ve tahsisine istinaden davacı taraftan komisyon tahsil ettiğini, ——– kayıtlarının arşivlenmesi, —- hizmet verilebilmesi ve bunun yanı sıra kredili müşterilerin nakit akış ve kredi ödeme döngüsünün takibi ve oluşturulan risk modelleme çalışmalarına göre müşteri kredi — risklilik derecesinin düzenli olarak analiz edilerek verimli bir şekilde yönetilmesi ve diğer hizmetler için ayrılan kaynakların karşılığı olarak tahsil edildiğini beyan ederek, usul ve yasaya aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, kredi sözleşmesi uyarınca “—- altında yapılan kesintilerin istirdadı istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Mahkememizce, — yıllarında —- tahsisinde —- alınıp alınmadığı, alınıyor ise hangi oran üzerinde komisyon alındığının mahkememize bildirilmesinin istenilmiştir.
— kredi değerliliğine, kredinin teminatına —- Bilgilere göre değişen oran ya da tutarlar uygulanabileceğinden belirtilenin altında da ücret veya —tahsilatlarının olabildiği bildirilmiştir.
—; belirtilen kredi türü için standart bir kesinti bulunmadığı, kredi tutarı, işlem tarihi, piyasa koşulları gibi çok sayıda faktörün etkisiyle belirlendiğini, bu nedenle ———— edebilecek bir işlem bulunmadığını bildirmiştir.
— yılına ait kredi tahsis ücretinin 700,00 TL olduğu bildirilmiştir.
——– kadar ücret alındığını bildirmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; Davalı—. tarafından davacı—–
tarihinde — tarihinde 600.000,00 TL tutarında taksitli kredi kullandırıldığı, ancak bu krediler ile ilgili olarak taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösterecek Genel Kredi Sözleşmesinin son sayfası dışındaki kısmının ibraz edilmediği, davalı banka tarafından davacı şirkete kullandırılan krediler nedeniyle alınacak ücretlere esas teşkil edecek Genel Kredi Sözleşmesi ve Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin ibraz edilmemesi nedeniyle bu ücretlerin alınmasına yönelik akdi ilişkinin ortaya konulamadığı, bu akdi ilişki ortaya konulamadığı gibi, bankanın tarife listesine göre ——- uygulamaya konulan ——— konusunda davacı şirketin muvafakatinin alınmadığı, davacı şirket tarafından 2017 ve 2018 yıllarında kullandırılan krediler sonrası, davacı şirket tarafından yenileme veya limit tahsisine ilişkin herhangi bir talepte bulunulmadığı gibi davalı banka tarafından da bu tür bir beyanda bulunulmadığı, bankaca ilan edilen tarifeye göre— oranları arasındaki 100 kat fark bulunduğu, bu komisyonun neye göre hesaplandığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmadığı gibi bu konuda davacı şirketin de bilgilendirilmediği,
Sayın Mahkemece 6 ayrı bankadan istenilmesi üzerine gelen cevaplarda da bu tür bir komisyonun bu bankalarca alınmadığının anlaşılması, hususları göz önüne alındığında, davalı banka tarafından davacıdan —- –altında tahsil edilen 12.600,00 TL bedelin
yerleşik banka uygulamaları ile uyumlu olmadığı gibi makul olarak görülemeyeceği, dolayısıyla da davacı şirkete iade edilmesinin gerektiği mütalaa edilmiştir.
Taraflar arasında —- tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış olup, bu tarih itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüktedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 21. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir.
Genel işlem koşulları incelenirken, genel işlem koşulları çerçevesinde kapsam (yürürlük), yorum ve içerik denetimi adı altında üç ayrı denetimin yapılması gerekmektedir. Bu denetimlerden ilki olan kapsam denetimi, genel işlem koşullarının sözleşme kapsamına dâhil (yürürlükte) olup olmadıklarının belirlenmesi anlamını taşır, bir başka ifade ile bazı hükümlerin şeklen sözleşme metninde yer almasına rağmen, denetim sonucunda sözleşme kapsamından çıkarılmaları ya da bu sözleşme hükümlerinin sözleşme kapsamında (yürürlükte) olmadıklarının tespiti anlamına gelmektedir. Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş olması ve düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olması gerekir. Aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır.
Ayrıca, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 144. maddesinin vermiş olduğu yetkiye istinaden, —– sayılı Tebliğ ile güncellenen —–sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise — kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre bankalar—- bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları —- sitelerinde yayımlar.
Bu durumda mahkemece sözleşmenin — sayılı —Döneminde imzalandığı gözetilerek genel işlem koşulu denetimine tabi tutulması, davalı Banka’nın davacıdan ne tür ücret, masraf komisyon tahsil ettiğinin belirlenmesi, sözleşmenin 8. maddesinin genel işlem kurulu mahiyetinde yazılmamış sayıldığı takdirde oluşan boşluğun—– sayılı tebliğ ve gerekirse —- uygulamaları da gözetilerek doldurulması gerekir.—-. numaralı kararı)
Genel kredi sözleşmesinin davalı tarafından ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme olduğu, sözleşmenin 8. maddesinde her türlü ücret, masraf ve sair giderlerin müşterinin cari hesabına borç yazılacağının belirtildiği, 6098 Sayılı TBK’nın 21. Maddesine göre, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin 8. Maddesinin davacı ile müzakere edildiğine belgenin dosyaya sunulmadığı, söz konusu düzenlemenin genel işlem koşulu olduğu ve yazılmamış sayılması gerektiği mahkememizce değerlendrilmiştir.
Somut olayda; davacının kredi sözleşmesi uyarınca “—–altında yapılan kesintilerin istirdadını talep ettiği, davacının hesabından 04/11/2019 tarihinde —- tahsilatı yapıldığı, davalı vekilince sunulan 05/03/2019 tarihinden sonra uygulanacak ürün hizmet komisyonlarını gösterir ———hizmet bedeli adı altında —-tutarında bir komisyon alınacağının yazılı olduğu, bu uygulamanın 05/03/2019 tarihinden itibaren geçerli olduğu, daha önce alınmadığı, —- yıllarında kullandırılan krediler için bu ücretin alınacağına ilişkin davacı şirketin muvafakatinin alınmadığı, tarifenin — tutarları arasında 100 kat fark olduğu, bu komisyonun hangi esaslara göre belirlendiğinin gösterilmediği, —bedelin
yerleşik banka uygulamaları ile uyumlu olmadığı gibi makul olarak görülemeyeceği, dolayısıyla da davacı şirkete iade edilmesinin gerektiği, davalının davadan önce temerrüde düşürülmediği, bu nedenle dava tarihinden itibaren tarafların sıfatına göre avans faiz işletilmesi gerektiği değerlendirilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, —- tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 860,71 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 215,18 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 645,53 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
ARABULUCULUK ÜCRETİ
3-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca — davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4—— tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 215,18 TL peşin harç, 7,80 vekalet harcı olmak üzere toplam 277,38 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 76,20 TL posta ücreti olmak üzere toplamda 826,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.