Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/314 E. 2021/1263 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/314 Esas
KARAR NO: 2021/1263
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/07/2020
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı —- yürüttüğü ticari işleri kapsamında — yurt dışına veya yurt dışından —- sevk edilecek belirli emtiaların nakliyesi sırasında doğabilecek olası rizikoları —– teminat altına aldığını, sigortalının — mukim satıcı firmadan aldığı ——üstlenildiğini, fiili taşımanın ise davalı — tarafından gerçekleştirildiğini, emtianın—- yaptığını, emtianın sigortalı tarafından teslim alınmasından sonra —ambalajın orjinali ile aynı olmadığının, bu koli üzerinde —– firmasının etiketinin olduğunun, koli içindeki ürünün hasara uğradığının fark edildiğini, yapılan inceleme sonucunda sigortalıya –hasar bedeli ödendiğini, müvekkilinin —- sigortalısının kanuni halefi olduğunu, davalıların taşıyıcı sıfatıyla meydana gelen zarardan — uyarınca sorumlu olduğunu, yapılan ödemenin tahsili amacıyla—- dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —- vekilinin cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemelerin —- olduğunu, taşınan —– herhangi bir hasar kaydı olmaksızın alıcısına teslim edildiğini, davaya konu olaya—– hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davanın iki yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, —- günlük süre içinde müvekkiline ihbarda bulunulmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davacının ancak gerçek zararını talep edebileceğini, davacı tarafından ancak karar tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, icra inkar tazminatı isteminin yerinde olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekilinin cevap dilekçesinde özetle; mevcut olayda müvekkilinin kusurunun olmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, dava dışı sigortalı şirketin —- cihazının taşınması konusunda müvekkili ile anlaşıldığını, fiili taşımanın —-aracılığıyla gerçekleştirildiğini, emtianın—- işlemlerinin müvekkili tarafından eksiksiz ve sorunsuz olarak yapıldığını, emtianın —– geldiğini, müvekkilince gümrük işlemleri yapılarak emtianın dava dışı sigortalıya teslim edildiğini, teslim sırasında — hasarlı olduğu konusunda teslim alan tarafından herhangi bir tespitte bulunulmadığını, davanın iki yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını,—- içinde yazılı bildirim yapılmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, poliçe ve hasar dosyası,—– dosyası, alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—- dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından istinaden davalılar aleyhine —-asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin davalı—tebliğ edildiği, — tarihinde sunulan dilekçe ile borca ve yetkiye itiraz edildiği, davalı —- tarihinde sunulan dilekçe ile borca itiraz edildiği, davanın yasal — yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
—Tarafından düzenlenen poliçe ve hasar dosyasının incelenmesinde; dava dışı sigortalı—-arasında geçerli olmak üzere—-yapıldığı, poliçe ile sigortalının —— emtiasının sigortalandığı, dava konusu hasar kapsamında davacı tarafından sigortalısına —– ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık konularına ilişkin olarak bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen—- tarihli raporda özetle; dava konusu hasarın davalıların müşterek sorumluluğundaki hava yolu taşıması sırasında meydana geldiği, emtianın hasar tutarının — olduğu, ancak taşınan emtia için konşimentoda bir değer belirlenmediğinden taşıyıcının sorumluluğunun —- karşılığı ile sınırlı olduğu, davacının halefiyet hakkını kazandığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; kök raporda ulaşılan görüşlerde değişikliği gerektirecek bir hususa rastlanmadığı bildirilerek, kök rapordaki hususların tekrar edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, nakliyat poliçesi kapsamında sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalılar tarafından, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı —– ve icra dairesinin yetkisine itirazı bakımından; HMK’nun 7. Maddesine göre birden fazla davalının bulunduğu hallerde davanın, davalılardan birinin bulunduğu yer mahkemesinde davanın açılabileceği, davalı —– yerleşim yerinin icra müdürlüğünün ve Mahkememizin yargı çevresinde bulunduğu anlaşılmakla, davalı —–vekilinin yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasında dava dışı sigortalı ile davalılar arasında taşıma akdi kurulduğu ve —– taşındığı hususlarında uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlığın; taşınan emtianın taşıma sırasında hasarlanıp hasarlanmadığı, davalılara süresi içinde ihbarda bulunulup bulunulmadığı, davacı sigortanın sigortalısına halef olarak davalılardan talep edebileceği miktarın ne olduğu hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dava, —- taşınarak alıcısına teslim edilen emtianın
teslimden bir gün sonra kutusunun açıldığında hasarlı olduğunun iddia edilerek, davacı
tarafından sigortalısına yapılan ödemenin rücuen tahsiline ilişkindir. Dava konusu
olay, uluslararası bir hava taşımasında meydana geldiği için — çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Davalı—-konumunda olup, fiili taşıma ise—- yerine getirilmiştir.
Davalıların hak düşürücü süreye ilişkin itirazları bakımından; —süresinin — yıl olarak belirlendiği, emtianın — tarihinde davalı yana verildiği, — tarihinde sigortalıya teslim edildiği, icra takibinin ise —- tarihinde başlatıldığı, hali ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, davalıların buna ilişkin itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
—–uyarınca; havayolu taşımalarında, zarara neden olan
olayın hava taşıması sırasında meydana gelmiş olması şartıyla, taşıyıcı, yükün tahrip veya
hasara uğraması halinde doğan zarardan sorumlu olup taşıyıcı ancak, zarara yükün
niteliği veya ayıbının ya da taşıyıcı veya onun adamları dışındaki bir şahıs tarafından
yükün hatalı paketlenmesinin neden olduğunu kanıtlayabilirse, sorumluluktan kurtulur. Bu bağlamda kargonun teslim almaya yetkili kişi tarafından itirazda
bulunmaksızın kabulü, taşıma belgesine kargonun durumu hakkında olumsuzlukların yazılmaması durumunda,
kargonun havayolu konşimentosuna uygun olarak ve iyi durumda teslim edildiğine dair,
aksi ispat oluncaya kadar geçerli bir delil niteliğindedir.
——teslim almaya yetkili şahıs tarafından şikayetsiz olarak alınması, bagaj ve kargonun iyi koşullarda ve sırasıyla —-
anılan taşıma dokümanına ya da farklı yöntemlerin içerdiği kayıtlara uygun olduklarına dair kesin olmayan karine teşkil eder. Hasar durumunda, teslim almaya yetkili şahıs
hasarın fark edilmesinden sonra derhal ve —–halinde de alınılan tarihten itibaren —- içinde taşıyıcıya şikâyette bulunmalıdır. Gecikme durumunda şikâyet, en
geç kargonun kendi kullanımına verilmiş olması gereken tarihten itibaren —-içerisinde yapılmalıdır. Her şikâyet yazılı olmalı ve sözü edilen süreler içerisinde verilmeli ya da gönderilmelidir. Eğer yukarıda bahsedilen süreler içerisinde bir şikâyette bulunulmazsa, taşıyıcının kötü niyeti olması dışında, taşıyıcı aleyhinde bir dava olamaz.” denilmektedir.
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporları ile de sabit olduğu üzere; —- tarafından —- tarihinde teslim alındığı, teslim alındıktan sonra hasarlı olduğu belirtilen kolinin diğer kolilerden farklı olduğunun, kolinin açılarak içindeki emtianın hasarlı olduğunun tespit edildiği, bu durumun akdi taşıyıcı olan davalı — tarihinde yazılı olarak ihbar edildiği, ihbarın —- günlük süre içinde yapıldığı, emtianın hava yolu taşıması sırasında hasarlandığı, emtiadan oluşan hasarın bilirkişiler tarafından — olarak tespit edildiği, meydana gelen zararın poliçe teminatı kapsamında olduğu, davacı tarafından sigortalısına —ödeme yapıldığı, bu hali ile davacının sigortalısının haklarına halef olduğu, işbu zarardan davalı akdi taşıyıcı — — müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
—– ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde ilave bir ödeme yapmadığı müddetçe, taşıyıcının kargonun
tahrip olması, kaybolması ya da kargoya hasar gelmesi halinde her kilogram için sorumluluğu kilogram başına —– denilmekte olup, bu sınırın beşer
yıllık periyodlarla yenilenmesi konusunda—- yılında taraf —— beş yıl için belirlenen sorumluluk sınırı her bir kilogram için ——–belirlenmiştir. Bu bağlamda; dava konusu taşıma işine ilişkin —- incelendiğinde, gönderen tarafından taşıyıcıya kıymet beyanı sütununda bir değer bildirilmediği, gümrük için de bir değer beyan edilmediği anlaşılmıştır. Buna göre, davalıların sorumluluğu sınırlı sorumluluk kapsamında kaldığı anlaşılmakla, davalıların sorumlu olduğu tutarın —- olduğu bilirkişiler tarafından tespit edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda —- kurunun karar tarihindeki kura göre belirlenmesi gerektiği belirtilmiş ise de; davacı sigorta tarafından sigortalısına —üzerinden ödeme yapıldığı, başlatılan icra takibinin de — üzerinden başlatıldığı anlaşılmakla, artık kurun davacının sigortalısına ödeme yaptığı tarih olan —tarihindeki kur üzerinden belirlenmesi gerekmektedir. Anılan tarihte — —– olduğu, bu tutara takip tarihinden itibaren talep gibi avans faizi talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Takip konusu alacağın likit olmadığı, belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla, davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının kötü niyeti sabit olmadığından, reddedilen kısım yönünden davalı —– tarafından talep edilen kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere —-gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
— alacağın, takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte, davalılardan alınarak davacıya verilmek üzere, borçlu davalıların—- sayılı dosyasına yapılan itirazların kısmen iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Aşan istemin reddine,
Likit bir alacak bulunmadığından davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin reddine,
Davalı —– kötüniyet tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 60,68 TL’nin, davacı tarafça dava açılırken yatırılan 183,13 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan ‬122,45 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 60,68 TL peşin harç ve 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 115,08 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 87,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.487,50 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %6 oranında olmak üzere 149,25 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 888,29 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
8-Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.360,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, kabul red oranı dikkate alınarak 1.278,40 TL’sinin davacıdan, 81,60 TL’sinin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ——– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 25/11/2021