Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/306 E. 2020/880 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/306 Esas
KARAR NO : 2020/880

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2013
KARAR TARİHİ : 23/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında—– imzalandığını, —katılımcı davacının da katılımcı hesabına katkı payı ödeyen kişi olduğu, —– numaralı—- yapıldığı, — olan sözleşmeye ilişkin emeklilik—– fonlarının başlangıcının— tarihli olduğu, davacı, davalı taraftan mevcut fonlarının %100’ünün “—–fonunda kalmasını, devam eden aylara ilişkin aylık katkı payı ödemelerinin ise karma likit fonunda kalması talebinde bulunduklarını, aylık yaklaşık 34.155TL katkı payı ödemesinde bulunduklarını 15.12.2011 tarihinde mevcut fonun büyüklüğünün yaklaşık 1.751.760,00 TL’ye ulaştığını 15.12.2011 tarihinde diğer davalı … ile fonların %100’ünün büyüme amaçlı hisse senedi fonunda kalması devam eden aylık katkı payı ödemelerinin ise karma likit fonunda değerlendirileceği hususunda mutabık kaldıklarını, Ancak davalı taraf davacının talebinin tam tersine işlem yaptıklarını, bu nedenle zarara uğramasına neden olduklarını, davalı … tarafından —– tarihlerinde davalı taraf davacıya bilgilendirme e-postası gönderildiğini, e-postada; fonların tümü %ıoo hisse senedinde değerlendirildiği 20.12.2011’de———– değişikliği yapıldığı, mevcut fonların yine hisse senedinde değerlendirileceği, fakat yeni ödenecek katkı payları ile likit fon alma kararı alındığı bu şekilde değişikliğin gerçekleştirildiği bilgisinin yer aldığı, Ancak davacının talep ettiği şeklin tam tersi bir işlem gerçekleştirildiği, — tarihinde tüm fonların karma —- aktarıldığı ve değişikliğin davacının izni dışında yapıldığı, 06.11.2012 tarihi itibarı ile yatırıma yönlendirilen toplam 2.319.148,00TL tutarı olduğunu, davalı şirkete başvuru yapıldığını ancak düzeltilmenin gerçekleşmediğini, davalı tarafın özen yükümlülüğünü yerine getirmediklerini, bu sebeple zarara uğradıklarını, zararların giderilmesini talep ve dava etmişlerdir.
ISLAH
Davacı vekili—– tarihli ıslah dilekçesinde; dava dilekçesinde 200.000 TL olarak açılan davayı 582.722,89 TL artırarak toplam 782.722,89 TL alacak üzerinden dava tarihinden itibaren en yüksek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf savunmasında özetle davacının —— numaralı sözleşmeler için,—–, ulaştığını davacı tarafın —– birikimlerinin %ıoo —– değerlendirilmesini,—- ait formda ise birikimlerin %ıoo ———- fonunda değerlendirilmesi talimatı verildiğini, kendilerinin bu talimata göre hareket ettiklerini, ayrıca——— ortamda gönderdiklerini, söz konusu yıllık hesap bildirim cetvelinde katılımcıların sözleşme özet bilgileri, sözleşme fon detayları, diğer yatırım araçlarının getirileri, seçebilecekleri başkaca fonlar sözleşme bilgileri, ödeme yatırım bilgileri hakkında ayrıntılı bilgilerin yer aldığını, yıllık hesap bildirim cetvelleri davacıya gönderilmiş olmasına rağmen sonrasında davacı tarafından fon dağılım oranları veya plan değişikliğine ilişkin müvekkillerine her hangi bir talimat iletilmediğini, dava konusu işlemler davacı tarafından bizzat imzalanan fon dağılım oranları değişikliği talep formuna uygun olarak yerine getirdiklerine ilişkin savunmada bulunmuşlardır.
Davalı—— tarihinden itibaren davalı şirket ———” pozisyonunda çalışmış olduğunu, ——tarihinden itibaren ise ——tarihli ihtarname ile kendisi ve dava dışı ——-tarafı olduğu —- bakımından —- itibariyle yapılan fon değişikliklerinin izni ve onayı dışında gerçekleştirildiğinden bahisle uğradığı zararın tazmini talep ettiğini, Diğer —- bu ihtar üzerine müvekkile Beyoğlu ——Noterliği kanalıyla ——- tarihli ihtarname ile fon değişiklik işlemlerinin davacının izin ve onayı olmaksızın yapılmış olması halinde, kendilerinden talep edilecek getiri kaybına ilişkin tüm zararlardan müvekkilin sorumlu tutulacağını bildirdiğini, Davacının ve diğer davalının Müvekkili bakımından ileri sürdüğü hususlar ve görülmekte olan davada talep ve bu taleplerine dayanak olarak ileri sürülen iddiaların yerinde olmadığını, müvekkili tarafından icra edilen işlemler, davalı ——- yürürlükte olan işlem, şekil ve prosedürlerine uygun olarak yapıldığını, Müvekkilinin mesleğinin icaplarına, mevzuata ve davalı —- prosedür ve uygulamalarına uygun biçimde işlem yapdığını ve —– sisteminin işleyişinin devamlılığını sağlamayı amaç edinmek suretiyle, davacının hak ve menfaatlerini korumaya ve uygun tavsiyelerde bulunmaya her zaman gayret gösterdiğini, davalı —- uygulamalarına uygun bir biçimde işlem yapan müvekkilinin bu işlem dolayısıyla zarar gören davacıya karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının aşikâr olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK KARAR,
Mahkememizin—esas ve —- sayılı kararı ile; davanın kabulü ile ———– itibaren değişen ve değişecek yasal faiz oranları uygulanmak suretiyle hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI;
Yargıtay —— karar sayılı ilamında;
” Davacı taraf mevcut birikimlerinin büyüme amaçlı hisse senedi fonunda, katkı paylarının ise —– değerlendirilmesini istemesine rağmen davalı tarafından tam tersi işlemle davacının mevcut birikimlerinin karma———değerlendirilmiştir. Davacı talimata aykırı işlem sonucu uğradığı zararın tazminini istemiştir. O halde davacının birikiminin ulaştığı miktar ile talimata uygun işlem yapılmış olsaydı birikimlerin ulaşacağı miktar arasındaki kazanç kaybı davacının zararını oluşturmaktadır Bu durumda uyuşmazlık belirlenebilir nitelikte bulunmaktadır.
Bu itibarla; mahkemece davacının katılımcı olduğu dava konusu —- yönünden davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olmadığı kabul edilerek hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir” şeklinde karar vererek mahkememiz dosyasını iade etmiştir.
Usulüne uygun yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; taraflar arasında düzenelenen —– sözleşmesine dayalı olarak davacının talimatına aykırı fon alımı yapılarak davacının uğradığı zararını tazminine ilişkin olarak açtığı belirsiz alacak davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte, davacının açacağı davada talep edeceği alacağının miktarını 6100 sayılı HMK 119,1/ğ maddesi gereğince kesin ve tam olarak dava dilekçesine yazması gerekir. Ancak bu belirlemeyi tam ve kesin olarak yapma imkanına sahip değilse ya da imkansız ise; davacı davasında dayandığı hukuki ilişkiyi ve asgari bir değer belirterek davasını açabilir. 1086 sayılı HUMK’ta olmayan bu düzenleme 6100 sayılı HMK 107. maddesi ile —— ile paralel bir düzenleme yaparak bu imkanı sağlamıştır.
Belirsiz alacak davasının açılabilmesi için, davacının dava açacağı miktarı ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirleyebilmesinin imkansız olması ya da bunun kendisinden beklenmemesi gerekir. Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da (gerçekten) mümkün olmaması dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulması ile mümkün hale geleceği durumlarda alacak belirsiz kabul edilmelidir.
Somut olayda davalı sigorta şirketinin ancak mahkeme kararı ile verdiği bilgi ve belgeler üzerinde birden çok bilirkişi incelemesi yapılarak uyuşmazlık konusu miktar olarak belirlenebilmiştir. Davacı dava açmadan önce davalı şirkete başvurmasına rağmen davalı—- belgeleri davacı ile paylaşmamıştır. —- davacının uğradığı ileri sürelen gelir kaybı ancak yargılama sonucunda tespit edilebilmiştir.
Davacı, davalı taraf ile olan hukuki ilişkiyi dava dilekçesinde maddi olgularla birlikte ortaya koymuş, alacağının belirsiz olduğunu somutlaştırmıştır. Dürüstlük kuralına uyarak uygun bir şekilde geçici talep sonucunu dava dilekçesinde göstermiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde mahkememizce —– ilamına kısmen uyulmasına karar verilmiş ve dava konusu ——– sözleşmesinin ikisinin de dava dışı ——katılımcı olduğu, katılımcının haklarının katkı payı ödeyen davacı tarafından kullanılamayacağı dava konusu ———- numaralı sözleşmeler yönünden davacının aktif dava ehliyetinin olmadığı belirlenmekle bu iki sözleşmeye dayalı olarak açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, dava konusu edilen diğer —yönünden uyuşmazlığa konu alacağın miktarının tam ve kesin olarak davacı tarafından belirlenememesi, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değeri belirleyebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği, mahkememizce uzman bilirkişiler vasıtasıyla davacının alacağının belirlenebildiği görülmekle, mahkememizce verilen ilk kararda direnilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1—— tahsiline ilişkin davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Aşan istemin kabulü ile ;—— tarihinden itibaren değişen ve değişecek yasal faiz oranları uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
3-KARAR HARCI
Davanın kabul edilen 625.356,00 TL’lik bölümü üzerinden belirlenen 42.718,07 TL nisbi karar harcının 3.415,50 TL’lık bölümü dava açılırken peşin olarak 9.951,45 TL’si de yargılama evresinde 05.04.2016 tarihinde alınmış olduğundan 29.352,12 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
a- Davanın kabul edilen 625.356,00 Türk Liralık bölümü üzerinden davacı yararına belirlenen 56.186,14 TL nisbi —–davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davanın reddedilen 157.336,00 TL’lik bölümü üzerinden davada avukatla temsil edilen davalılar yararına belirlenen 4.080,00 TL maktu —— davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafça yatırılan 24,30 TL başvurma harcı, 3.415,50 TL peşin karar harcının, 9.951,45 TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
b-Davacı tarafça yatırılan 3,75 TL vekaletname harcı ile bozmadan önce yapılan 250,00 TL tebligat gideri, 1.800,00 -TL bilirkişi gideri, 59,40-TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.109,40 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1.685,37 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 424,03 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı ——- tarafından yatırılan —- inceleme gideri, 42,90 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 792,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 159,39 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı —– verilmesine, 633,51 TL’sinin davalı üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı … tarafından yapılan 750 TL ek bilirkişi inceleme gideri ve 65 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 815,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 163,83 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı …’a verilmesine, 651,17 TL’sinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve temyiz harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile Yargıtay yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.