Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/3 E. 2022/39 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/3 Esas
KARAR NO: 2022/39
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/03/2012
KARAR TARİHİ: 20/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının—— yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekili şirketin faturadan kaynaklanan alacağını tahsil için davalı şirket aleyhine —- dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını ve ödeme emrinin — tarihinde davalıya tebliğ edilerek — faizi ile birlikte ödenmesinin talep edildiğini, davalı şirket vekilince — tarihinde takibe ve borca kısmi itirazda bulunularak borcun —kısmının kabul edildiğini ve kabul edilen kısmın fer’ileri ile birlikte takip dosyasına ödendiğini, bakiye — kısma itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinin ——- tarihinde tebellüğ edildiğini, itiraz ile takibin durduğunu, dava ve takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari münasebetten ve icra takip dosyasındaki takip talebi ile ödeme emrinde dökümleri yapılmış olan faturalardan kaynaklandığını, faturalarda belirtilen mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiğini, keza davalı tarafından da faturalara itiraz edilmeyerek mündericatlarının kabul edildiğini, itirazda belirtilen bedellerin müvekkili şirkete ödenmediğini, müvekkili şirketin alacağının gerçek alacak olduğunu, davalının itirazının zaman kazanmaya yönelik ve kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ——- dosyasına davalı tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40’dan az olmamak üzere inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yarılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; taraflar arasındaki ticari ilişkinin —- yılında başladığını ve taraflar arasındaki davacıya ait ürünlerin —– imzalandığını, taraflar arasındaki bu sözleşmeye göre davacıya ait ürünlerin —– karşılığında mal alım ve ödeme koşullarının ödenecek—— düzenlendiğini, davacı tarafla tamamen sözleşmelere uygun şekilde çalışıldığını, müvekkili şirketin düzenlediği faturaların da sözleşme hükümlerine uygun şekilde düzenlendiğini, bu nedenle alacaklı olduğunu iddia eden davacının müvekkili şirketten bir alacağı bulunmadığını, müvekkili şirket kayıtlarına göre takip alacaklısı firmanın — tarihi itibariyle cari hesabında —- alacağı olduğunu, bu alacağın fer’ileri ile birlikte —— yatırıldığını, kayıtlarına göre takip alacaklısı tarafın ödeme emrine konu ettiği faturaların —- tutarındaki kısmının —- kayıtlarına işlenerek ödenen faturaları ve kalan — tutarındaki kısmının ise —– kayıtlarına girmemiş faturaları içerdiğini, müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığını, kaldı ki taraflar arasında münhasır delil sözleşmesinin de dikkate alınması gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ——- maddesinin ”uyuşmazlık hallerinde perakendeci kayıtlarının tek ve kesin delil olduğu kabul edilir” hükmü bulunduğunu, yani taraflar arasında mühnasır delil sözleşmesi bulunduğunu, bu durumda HUMK’nun 287.maddesine göre münhasıran müvekkili şirketin ticari defter kayıtlarına itibar edilmesi gerektiğin,i davacının %40 tazminat talebinin haksız olduğunu, icra inkar tazminatına karar verebilmek için sadece takibe itiraz etmiş olmanın yeterli olmadığını, ayrıca bu itirazın kötü niyetli yapıldığının ispat edilmesi gerektiğini, ancak taraflarınca yapılan itirazın kötü niyetli, haksız ve mesnetsiz olmadığını, aksine haksız takip nedeniyle davacı tarafın aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, tüm bu nedenlerle icra takibine borca , faize ve ferilerine yaptıkları itirazın haklı olduğundan itirazın iptali davasının reddi gerektiğini, davacı şirketin %40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller, ——- dosyası ve mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—–dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —– alacağın yıllık %9 yasal faiziyle davalıdan tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından —- tarihinde icra takibine itiraz edildiği, itirazın münderecatında vadesi gelmiş — borcun kabul edildiği, bakiye — ise kabul edilmediği ve davanın yasal —-yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların sunduğu deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi ve hukuk alanında uzman bilirkişi tarafından inceleme yapılmak üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacı ve davalı şirket ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, davacı ve davalı şirketin ticari defterlerinin HMK 222.maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, davacı şirketin ticari defterlerine göre, takip tarihi itibariyle davalı şirketten —– alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacı şirkete — olduğu, takip tarihinden sonra davalı tarafından —-fer’ileri ile birlikte davacıya ödendiği, dava dosyasına sunulan bilgi, belge ve sözleşmenin incelenmesi neticesinde davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten —— talep edebileceği, davacı şirketin taleple bağlılık ilkesi gereğince takip tarihinden itibaren kanuni faiz talep edebileceği, talep edilen icra inkar tazminatı talebinin mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi ve davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla dosyanın inceleme günü verilerek önceki bilirkişiye tevdine karar verilmiştir.
— Tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; — yıl sonunda taraflar arasındaki bakiye farklılığının,—– şitket lehine olduğu, ancak bu bakiyenin —- açılış kaydından geldiği ve dayanak belgeleri ile kanıtlanamadığı için kök raporda yapılan hesaplamada bakiye farkının davacı şirket alacağından mahsup edildiği, davalı vekilinin——mahsup edilmesindeki sebep ise davalı şirketin ibraz etmiş olduğu kendi ticari defterleri olduğu, davalı şirketin incelenen—- yılı tiçari defterlerine göre, — sonunda davacı şirkete —- borçlu olduğunun tespit edildiği, diğer bir ifade ile davalı şirketin— yılı sonunda davacı şirkete — borçlu olduğunu biraz edilen — yılına ait ticari defterleri ile kabul ettiğini, davacı şirketin ticari defterlerine göre ise— sonunda tespit edilen bakiye —- olduğu, taraflar arasında davacı şirket lehine oluşan farkın ——- olduğu, b u durumda davacı şirket tarafından—- ve öncesine ait yıllara ait dayanak belgeleri ile ispatlanması gereken tutarın —- olduğu için ve dosya içerisinde tespit edilemediğinden bu tutarın davacı alacağından mahsup edildiğini, davalı şirketin—-defter kayıtlarında tespit edilip davacı şirketin—– yılı ticari defterlerinde rastlanılmayan faturaların davalı şirket vekilinin —- tarihli dilekçesi ekinde dava dosyasına sunulduklarının görüldüğünü, davalı şirket vekilinin—- tarihli dilekçesi ekinde sunduğu bağlı bulunduğu—– sunmuş olduğu yazıların incelenmesi neticesinde, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen faturalardan toplam —- tutarın sözleşmelerde belirlenen —- hükmüne göre kabul edilebilir olduğunun düşünüldüğünü, davalı şirket tarafından — tarihinde davacı aleyhine davalı kayıtlarına alınan —— tutarında —— tarihli dilekçesi ekinde sunulduğu, dosyaya sunulan en son bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten kök raporda tespit edilen —– talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
—-tarihli ek bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- tarihli bilirkişi 2.kök raporunda özetle; Taraflar arasında muhtelif Tedarikçi Sözleşmeleri bulunduğu ve tarafların bu sözleşmeler çerçevesinde —- yılı sonuna kadar ticari ilişkinin sürdüğü hususunun tartışmasız olduğu, bu ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalı adına ve davalı tarafından da davacı adına tanzim edilmiş olan faturalara ilişkin bilgiler, dosyaya sunulu olan —–tarihli Bilirkişi kurulu Raporunda detaylı olarak belirtildiği, iş olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturaların, davalıya yapılan mal teslimleri karşılığında düzenlenmiş olduğu, davalı tarafından davacıya kesilen faturaların ise, taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca ——- —- oluştuğunun anlaşıldığını, dosyaya sunulu olan Kök ve Ek Raporlarda, sözleşmeye uygunlukları tespit edilmiş olan davalı faturaları sonrasındaki davacı alacağı, aşağıdaki gibi belirlendiğini,
—- Dava Konusu Asıl Alacak
—–yalı açılış kaydından dolayı
— yılındaki kayıtlar nedeniyle
—- yılındaki kayıtlar nedeniyle
— yılındaki kayıtlar nedeniyle
—- Katılım Bedelleri
— Yenileme Bedelleri
—-İade Faturaları
— Prim Toplamları
—- Kalan Alacak
—Ek Raporda kabul edilen —- Kalan Alacak
Tabloda görüldüğü üzere, dava konusu asıl alacak olan —yapılan mahsup/indirimler sonrası alacak tutarı —- olarak belirlendiği, davalı tarafından yapılan itirazda; — tarihli dilekçe ekinde dosyaya sunulmuş olan —- faturalarından, — katılım bedeli faturalarının müvekkili lehine kabul görmesine karşın, bu faturalar dışında kalan —— faturaların da kabul edilmesi gerektiğinin talep edildiğini, davacı tarafından ise, kök rapora bir itirazda bulunulmadığı, fakat ek rapor için itirazlarda bulunulduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin kuruluş amacının her iki şirketin de bu ticari ilişkiden kar elde etmesinin amaçladığını, taraflar arasındaki sözleşmelerde düzenlenen çıkar ilişkisinin dengeli, hak ve borçlarda adil paylaşımı sağlaması gerektiği, bilirkişi kök ve ek raporlarında da belirtildiği üzere davacı şirketin davalı şirketten icra takip tarihi itibariyle —- alacaklı bulunduğu ve ticari faiz taleplerinin yerinde olduğu, icra takip tarihinin — olduğu ve bu tarihten itibaren bu alacağa yıllık —- yürütülebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
İLK KARAR;
Mahkememizce —– davanın Kısmen Kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI;
——karar sayılı ilamında; ”Davalı defterlerindeki kayıtların dayanaklar gösterilmedikçe davalı defterleri tek başına sahibi lehine delil kabul edilemez. Bu konu ispatlanmadan sadece davalı defterlerine dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece davalının sözleşme farkı yıl dönümü destek farkı,——- verilip verilmediğine dair bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA,” şeklinde karar vererek mahkememiz dosyasını iade etmiştir.
Usulüne uygun —- ilamına uyulmasına karar verilmiş ve dosya —— ilamı doğrultusunda hesaplama yapılması için bir mali müşavir ve bir nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden teşekkül edilecek heyete tevdii edilerek bozma ilamı doğrultusunda rapor tanzim edilmesi istenmiştir.
Mahkememizce aldırılan —– tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı şirket kayıtlarında davacı şirketin ticari defterlerine geçmemiş toplam ——- iskonto faturalarının bulunduğu, bu bedelin davalı şirket defterine, davacı şirkete yapılmış ödeme olarak kayıt edildiğinin anlaşıldığı, davalının kestiği toplam —— faturanın davacı kayıtlarında bulunmadığı, davalının —– fatura ve içeriği mal, hizmeti davacı şirkete verdiğini kanıtlaması halinde davacının ——– hesabıyla davalı şirketten bir alacağı olmayacağı, bilakis davalı şirkete bakiye ——- borçlu durumda bulunacağı, —– geçmiş yıl kondisyon farkı sözleşme farkı bedeli: faturaların davalı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının kayıtlarında bu faturaları bulunmadığını, davalı vekilinin ——- tarihli dilekçesinde bu faturaların düzenlenme sebebini, ———- farkının firmaya fatura edilmesinden kaynaklanmaktadır” şeklinde açıkladığını, dosyaya sunulan —– tedarikçi sözleşmelerinde koşulsuz prim oranının —– olduğu,——- sözleşmelerinde bu oranının %10 olarak değiştiğinin görüldüğü, her ne kadar bu faturaların davacıya tebliği kanıtlanamamış ise de davacının —– yılında %6 olan koşulsuz ciro priminin , müteakip yıllarda ——- olduğunu kabul ettiğini, bu sebeple davalının—— sözleşme farkı bedelinin davalı lehine kabul edilebileceğini, —–borç faturalarının davalı tarafça ispatlanamadığından davalı lehine değerlendirilemediğini, ———– faturalarına ve fatura içeriği malların davalıya teslimine ilişkin sevk irsaliyelerine veya ambar giriş belgelerine sunulan deliller içerisinde rastlanılamadığını, bu nedenle—— faturanın davalı lehine değerlendirilemeyeceğini, davalı vekilince ———yıldönümü kampanyaları yıldönümü destek faturalarının ” davacı şirketin —- yılında imzaladığı ———— öne sürüldüğü, dilekçe ekinde sunulan ———–açıklaması yer aldığı, ancak bu faturaların davacıya tebliğinin kanıtlanamadığı, davalı vekilinin öne sürdüğü anlaşmanın —— geçerli olduğu, düzenlenen faturaların ——- olduğu, bu nedenle ——- yıldönümü kampanyaları yıldönümü destek faturalarının davalı lehine kabul edilmesinin mümkün olmadığı, ——düzenlemesi bulunduğunu, bu nedenle —— bedelli faturanın davalı lehine kabul edilemediğini, ——- —- açılışları katılım bedeli faturalarının, tedarikçi sözleşmelerinde—— açılış katılım bedellerinin ——- olduğunun kararlaştırıldığını , davacının davalıya sattığı ürünlerin bu mağazalarda satışa sunulması nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan ——–gerektiği kanaatine varıldığı, bu durum sebebiyle davalı şirketin, davacı adına düzenlediği faturaların davacıya tebliğini kanıtlayamamış ise de kanıtladığı iş yerleri için sözleşmede kararlaştırılan —— katılım bedelini davacıdan istemeye hakkının olacağı kanaatine varıldığı, ——–yenileme bedeli adı altında davacı şirkete kesilen faturaların; taraflar arasında düzenlenen —-yılı tedarikçi sözleşmesinde yenileme bedelinin —– olduğunun kararlaştırıldığı, davacı şirketin davalı şirkete sattığı ürünlerin anılan mağazalarda satışa sunulduğu ve bu hususun aksinin davacı tarafça ispat edilmediği durumu nazara alındığında, davalının davacı adına fatura ettiğ ——– yenileme bedelini davacı şirketten talep edebileceği kanaatine varıldığı, daha önceki bilirkişi heyetleri tarafından düzenlenen kök ve ek raporlarda —— yenileme bedelinin —— olduğu kabul edilmiş ise de bu hususun eksik bir incelemeye dayandığı, , zira dava dışı şirketlerin hakediş faturalarının incelenmediği, ——- tutarlı faturadan niçin ——- kabul edilip diğer kısmının niçin kabul edilmediği hususunda bir görüş bildirilmediği, davalının hakediş faturalarını dosyaya sunduğuna ve bu faturalarda davacıya fatura edilen yerlerdeki yenileme, tadilat işleri ifa edildiğine ve davalı ——- bedelleri ödendiğine göre, sözleşmede kararlaştırılan ——- yenileme bedelinin davacı şirket tarafından davalı şirkete ödenmesi gerektiği kanaatine varıldığı——– hususunda; taraflar arasında düzenlenen —— kararlaştırıldığını, —— her ay sonunda ilgili aydaki net alım cirosundan hesaplanacağı, dosyaya sunulan ciro primi faturasının, ——bedelli fatura olduğu, tarafların ticari defter uygulamalarında Ciro priminin tahakkuk etmiş olduğu, son olarak ——- faturasının davacıya tebliği yok ise de davacının ——- satışları için davalı şirketin tahakkuk ettirdiği —— düzenlenen faturaların davacıya tebliğinin ispatlanmamış olması veya davacının bu faturaları defterine yazmamış olmasının, davalı —— hak ettiği ciro prim mahsubunu engellemeyeceği kanaatine varıldığı, bu nedenle—–ciro primi faturası davalı lehine değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varıldığı, dosyaya tediye primi faturası —— fatura olduğu, tarafların ticari defter uygulamalarında tediye priminin tahakkuk ettiğini, son olarak —— tediye primlerinin ödenmediği, her ne kadar tediye primi faturalarının davacıya tebliğine ilişkin bir elge sunulmamış ise de sözleşmede tediye priminin aylık tutardan —— ödeneceği belirtildiğinden, taraflar arasında tediye primi konusunda öteden beri gelen bir uygulama bulunduğundan ve nitekim son olarak—– tediye priminin ödendiği anlaşıldığından davalının —— tediye primi tutarını, davacının cari alacağından mahsup etmesinin yerinde olacağı, davalı defterlerinde kayıtlı olan toplam —— —– primi faturalarının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı şirketin davalıya sattığı duş ve banyo emtiasına ilişkin —– verilen ——– sözleşmede kararlaştırılan oran üzerinden —— fatura kestiği, davacının bu fatura bedelinden kanaatlerince ancak davalı şirkete —– satmadığını kanıtlaması halinde kurtulabileceği, davacının bu hususu iddia ve ispat etmediği, bu nedenle —— faturaların davacıya tebliğinin kanıtlanamamış olmasının bu alacağın tahsilinin önüne geçemeyeceği, bu durumda davalının —- primini davacıdan istemeye hakkı olacağı, diğer bilirkişi raporlarında toplam —–ciro primi, tediye primi ve lojistik primi faturaların, davalı ——- lehine kabul edilmiş ise de dosyaya sunulan faturaların incelenmesinde hangi faturaların olduğu, hangi faturaların bulunmadığının değerlendirilmediği, bu durumda talep edilen —– fatura kapsamında davalı lehine kabul edilebilecek fatura tutarının ———– perakendecinin iade etmek istediği malların tümünü iade almakla yükümlüdür. Perakendecinin bildirmesine rağmen tedarikçinin iadelerini almaması durumunda, perakendeci iadeleri kargo yolu ile tedarikçiye gönderme ve tüm masrafları tedarikçiye fatura etme hakkına sahiptir. Malın kargıya verilmesi tedarikçiye e teslim anlamına gelir. Tedarikçi bu hususu şimdiden kabul etmiştir” düzenlemesi bulunduğunu, davalının kestiği iade fatura içeriği malların davacıya iadeten teslim edildiğinin, davalı tarafından sevk irsaliyesi veya eşdeğer tesellüm belgeleriyle kanıtlanması gerektiği, taraflar arasında önceden beri gelen transit iade fatura uygulaması bulunduğu, davalının fatura içeriği malların davacı şirkete teslimine ilişin bir belgeyi dosyaya sunmadığı, bununla beraber davalının kargo teslim fişlerini dosyaya sunduğu, davalının sunduğu ambar teslim fişleriyle bu malları davacı şirkete iade ettiğini kanıtlaması halinde sözleşme gereği bu malların davacıya teslim edilmiş sayılacağı ve davacı alacağından tenzili gerekeceği, davalının fatura içeriği iade malları davacıya teslim ettiğini kanıtlayamadığından —— fatura bedelinin davalı lehine kabul edilemeyeceği, —— borç faturasının hangi faturaya istinaden kesildiği ispatlanamadığından bu faturanın davalı lehine kabul edilemeyeceği, ——- bedava faturalarının davacıya tebliğinin kanıtlanamadığı, bu bedelinin davalı lehine değerlendirilemeyeceği,—– kabul edildiği, muavin defter kayıtlarında ve daha öncesine ilişkin sunulan faturalarda taraflar arasında öteden beri süregelen —– uygulaması bulunduğu, ——- açıklamasıyla düzenlendiğinin görüldüğü, her ne kadar bu faturaların davacıya tebliği kanıtlanmamış ise de gerek sözleşmede böyle bir düzenlemenin yer alması gerekse yanlar arasında öteden beri böyle bir uygulamanın bulunması ve ayrıca davacının davalıya duş ve banyo ürünleri ile süs-makyaj ürünleri satmadığını ve iddia ve ispat edememesi nedeniyle —— priminin davalı lehine değerlendirilebileceği, bu durumda yapılan hesaplamalar neticesinde davalının kestiği faturalardan ancak ;——- faturanın davalı lehine değerlendirileceği, buna göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının;
—–davacının ispatlayabildiği alacak
—- davalının ispatlayabildiği fatura
—- olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan —alacağının olduğu, bu alacağın talep gibi yıllık—- faiziyle birlikte tahsili gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan davanın ticari satıma dayalı bakiye fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu kısmi itirazın iptali istemli olduğu, taraflar arasında imzalanan tüm sözleşmelerin dosya kapsamında incelendiği , incelenen sözleşmelerden taraflar arasında kurulan sözleşmelerin bir taraftan tam iki tarafa —— yükleyen —– sözleşme olduğu, diğer taraftan ise kanunun düzenlediği çeşitli sözleşme tiplerine ait unsurların bir araya gelmesi ile inikad eden karma sözleşme kapsamında kaldığı, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde taraflar arasındaki tüm sözleşmelerin bu hali ile geçerli olduğu, esasen taraflar arasında bu hususta ihtilaf da bulunmadığı, —- ilamı doğrultusunda mahkememizce davalının sözleşme farkı, yıl dönümü destek farkı, kampanyalar, ———– açılış katılım bedelleri ve benzeri sözleşmelere konu edim ve hizmetlerin tedarikçi olan davacıya verilip verilmediğine dair bozma sonrasında inceleme yapıldığı, mahkememizce aldırılan —— tarihli bilirkişi raporunda her bir sözleşme tipi ve edim için ayrı ayrı hesaplama yapıldığı, ayrıca taraf defterlerinin de ayrı ayrı her sözleşme çerçevesinde düzenlenen faturalar bazında karşılaştırılıp değerlendirildiği, bu yönüyle dosyaya kazandırılan —- tarihli bilirkişi raporunun —- ilamını tümden karşıladığı mahkememizce anlaşılmış ve gerekçeli , bilimsel ve denetime elverişli olmakla rapor hükme esas alınmış, rapor doğrultusunda isbat olunan —– asıl alacak üzerinden davalının kısmi itirazının iptaline karar verilmiş, asıl alacağa takip tarihinden itibaren davacı talebi gibi yasal faiz işletilmiş, alacak miktarının belirli ve belirlenebilir olmaması, yargılama neticesinde sarahiyete kavuştuğu anlaşılmakla asıl alacağın likit olmadığına karar verilerek icra inkar tazminatına, davacının takipte kötüniyeti dosya kapsamında isbat edilememekle kötüniyet tazminatına hükmedilmemiş ve açılan davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile,
—— davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin — asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Asıl alacağa takip tarihinden talep gibi %9 yasal faiz işletilmesine,
Alacak miktarı yapılan yargılama sonucunda sarahiyet kesbedip likit olmamakla icra inkar tazminatı talebinin reddine,
Davacının takibinde kötü niyeti ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2- KARAR HARCI;
Davanın kabul edilen 10.768,81-TL’lik bölümü üzerinden belirlenen 735,61-TL nisbi karar harcının 837,90-TL’lik bölümü dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan, arta kalan 84,29-TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
a-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 11.332,74 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 735,61-TL peşin harç, 21,15-TL başvurma harcı ve 3,30 TL vekaletname harcı toplamı 760,06‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 6.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 429,60 TL posta ücreti olmak üzere toplam 6.429,60 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 754,32 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan 5.675,28‬ TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı tarafından sarf edilen 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 27,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 527,00 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 465,17 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan 61,83 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde —–nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 20/01/2022