Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/297 E. 2022/256 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/297 Esas
KARAR NO : 2022/256

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 8.10.2019 tarihinde— kullanmakta olduğu kredi kartı ile ilgili telefon numarasına o gün yani– tarihinde ve — davacıya mesaj geldiğini, bu işlem davacıya ait olmadığı için davacı müvekkil, derhal davalı banka — arayarak durumu anlatmış ve yapılan işlemin kendisince yapılmadığını belirtmiş ve kart kullanıma kapattırıldığını, işleme ait– bilgisinin davacı müvekkiline ait olmadığını, davacı müvekkili tarafından yapılmadığını, Kredi kartından yapılan usulsüz işlem sebebiyle 19.000,00 TL bedelin davacıya yükletilmesi hukuken mümkün olmadığını, bu bakımdan, bahsi geçen 08.10.2019 tarihli ve 19.000,00 TL’lik işlemle ilgili olarak davacı müvekkilinin, davalı bankaya hiç bir borcu olmadığının tespiti bakımında iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, öncelikle; davacı müvekkilin haksız yere mağdur olmaması bakımından, tedbiren davalı banka tarafından söz konusu 08.10.2019 tarihli, 19.000,00 TL’lik işlem bedeli ile ilgili yapılacak icra takibinin, davamız sonuçlanıncaya kadar ve takdiren teminatsız olarak duruldurulmasını, yargılama sonucunda da söz konusu işlemle ilgili davacı müvekkilinin davalı bankaya 19.000,00 TL borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu işlemlerin— ile gerçekleştirildiği davacı — uygulamasına— davaya konu olan işlemlere — ——sistemlerinin yüksek güvenilirlikte olduğunu yapılan işlemlerin davacının telefonunun güvenliğini sağlayamadığından sorumluluğun davacıda olduğu, huzurdaki dava kapsamında müvekkili bankaya yüklenebilecek kusur olmadığı, dava davacı tarafından bilgisi dışında olduğunu iddia ettiği —işlemini ve diğer tüm işlemleri yapan şahıs veya şahıslar ve hesabına para gönderilen şahıslara dava açmak yerine kusuru olmayan müvekkil bankaya karşı dava açılması nedeniyle sıfat yokluğundan davanın usulden reddini, mahkemenizce davanın esasına geçilmesi halinde yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen nedenlerle esastan reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava,— tutarındaki harcamanın davacı tarafından yapılmaması nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmak suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır.
— soruşturma numaralı dosyası uyaptan celp edilerek incelenmiştir.
İşyeri sahibi —- savcılıktaki ifadesinde; “Ben tekstil işiyle uğraşırım.—— üzerine işyerim vardır. Burada ihracat fazlası ürünlerin satışını yaparım.——– tarihinde ben işyerimde değildim. İş ortağım — bulunmaktaydı, işyerine gelen tanımadığım kişiler– satış yöntemi ile işyerindeki — ekranına gönderilen şifre bilgileri ile 19.000 TL’lik alışveriş yapmış, kendisi işyerinden ürünleri teslim alarak ayrılmış, aynı gün başka kişiler tarafından —– satış yöntemi ile 4 ayrı kredi kartından daha harcama yapılmış ve ürünleri işyerinden teslim almışlar, bu kişilerin kim olduklarını bilmiyorum, kendilerini görmedim. Müştekinin kartından rızası dışında yapılan harcama ile ilgim yoktur. Yapılan alışverişe ilişkin —- sipariş fişi fotokopisini sunuyorum. — isimli iş yerinin yetkilisin tanımıyorum ve bilmiyorum. — bu konuda daha detaylı bilgisi vardır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ile — imzalandığı, sözleşmenin 4. Maddesinin banka ve kredi kartlarına ilişkin hükümlere, 5. maddesinin —- kapsayan——— hizmetlerine ilişkin hükümlere tahsis edildiği, — yazılı olduğu, bu numaranın — kurulduğu numara olduğu, davacıya ait kredi kartından 08/10/2019 tarihinde— tutarında işlem yapıldığı, davacının bankaya sunduğu itiraz dilekçesi ile işlemin kendisi tarfından yapılmadığını beyan ettiği, bankaca sunulan işleme ait— mesajları ve——- alınmış olan işleme ilişkin veri bağlantısı kayıtlarına bakıldığında———- ile bağlantı kurulduğu, bu numaranıın ise davacının telefon numarasından farklı bir numara olduğu, siparişin doğrulanması için davacının ——–bir şifre gönderilmiş olması gerekirken, banka işlemin yapılışında şifre kullanıldığını cevap dilekçesinde “Tüm bu işlemlerin de davacının —- telefonuna gönderilen —doğrulama— teyidi sonrasında giriş yapılarak gerçekleştirilmiş olduğu…” şeklinde beyan etmiş olmasına rağmen, bankaca bu beyanı doğrulayacak, şifre içeren — mesajının ibraz edilemediği, davacının cep telefonuna 23:39:20’de işlemin tamamlanmasını takiben bilgi mesajı gönderilerek, yapılan işlem bildirilip, bilgisi dışında ise bankayı araması tavsiyesi verildiği, —- kapsamında bir işlem olarak kabul edilemeyeceği, işlem müşterinin itirazı üzerine derhal —- yapılması gereken —–niteliğinde görülmek zorunda olduğu, banka işlemin—- olduğunu ileri sürüyor ise, bu sistemin —-kimliğini doğrulayan bir güvenlik sağladığını kanıtlarıyla açıklamak zorunda olduğu, banka işlemde şifre kullanıldığını, güvenli – işlem olduğunu kanıtlayacak delillerini sunmadığı, olaya ilişkin — tür işlemlerde müşteri—- ispat yükünün üye işyerine bırakılmasının öngörüldüğü, 5464 sayılı yasanın İspat yükü başlıklı 32. Maddesinde de “—- işyerinden—– doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü üye işyerine aittir.” hükmü ile bu durumun teyit edildiği, ibraz edilen dokümanlar kapsamında, bu kuralları yerine getirmediği anlaşılan bankanın önemli bir hizmet kusurundan söz edilmesi, müşterisinin zarara uğramasına neden olduğunun kabul edilmesi gerektiği mütalaa edilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazında özetle; davacı—–numaralı —uygulamasına eklenmesi—- davacı hesabına ait sistemde kayıtlı —- numaralı telefon ——- yönlendirildiğini, —çeriğinde belirtilen——— uygulamasına girişi ile kredi kartı — uygulamasına eklenebildiğini, Kredi kartının — tanımlanabilmesi için kartın sistemde kayıtlı—- yapılmadan kredi kartı—- uygulamasına tanımlanamadığını, dolayısıyla bu işlemlerden davacının haberdar olmaması durumu mümkün olmadığını, davacının harcama itirazında bulunduğu işlemin—uygulaması kullanılarak internet üzerinden gerçekleştirildiğini, davacıya ait hesap ve kredi kartından yapılan işlemler sadece hesap sahibi tarafından bilinen bilgiler ve cep telefonuna gelen— şifrelerinin sisteme doğru olarak girilmesi ile gerçekleşebilecek işlemler olduğunu, tüm bu işlemler de davacının banka sisteminde kayıtlı olan — numaralı cep telefonuna gönderilen — şifrelerinin başarılı olarak teyidi sonrasında giriş yapılarak gerçekleştiğini beyanla bilirkişi raporuna itiraz etmiştir.
Davacı vekilinin itirazları üzerine alınan ek raporda özetle; davalı banka vekilinin işlemin yapılması için— yapıldığı, bilahare—– davacının cep telefonuna gönderildiği, bu şifrenin girilmesi ile işlemin tamamlandığı hususlarını vurguladığını, işlemin bir e ticaret işlemi olduğunu bu nedenle müşterinin —- olmadığını, sadece işyerinin—yapılması ve ödemenin kredi kartı ile yapılması söz konusu olduğunu, işlemin davacının cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık onay şifresinin girilmesi ile tamamlandığı ileri sürülmekte ise de bu şifrenin dosyada bulunmadığını, sadece işlem tamamlandıktan sonra gönderilen bilgi —bulunduğunu—kapsamında bir işlem olarak kabul edilemeyeceği, işlemin müşterinin itirazı üzerine derhal — yapılması gereken standart mesafeli işlem—niteliğinde görülmek zorunda olduğu, olaya—-ile bu tür işlemlerde müşteri itirazı üzerine —- yapılarak ispat yükünün üye işyerine bırakılmasının öngörüldüğü, 5464 sayılı yasanın İspat yükü başlıklı 32. maddesinde de— araçları yoluyla yapılan işlemlerden doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü üye işyerine aittir.” hükmü ile bu durumun teyit edildiği, İşlemin; müşterinin cep telefonuna —-veya işlem için müşterinin cep telefonuna kayıtlı —– uygulamasına şifre ile girilerek işlem yapıldığı veya müşterinin kayıtlı cep telefonuna gönderilen onay şifresi ile farklı bir numara taşıyan —- — kurulumu yapılarak işlemin onaylandığı hususları bankaca kanıtlarıyla gösterilemediği sürece ibraz ettiği—–yerine getirdiği ileri sürülemeyecek olan bankanın önemli bir hizmet kusurundan söz edilmesi, müşterisinin zarara uğramasına neden olduğunun kabul edilmesi gerektiği mütalaa edilmiştir.
Davalı vekili bilirkişi kök raporuna yaptığı itirazları tekrarla yeni bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce davalı vekilinin bilirkişi kök ve ek raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi için yazılım mühendisi bilirkişi ile bankacılık işlemlerinde uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle;—- gibi uygulamalarda ödeme işlemi—– — olmuş üye işyerleri üzerinden gerçekleştiği, işlem sırasında müşteri — ödemek isteğini belirtilir ve telefonundaki— bir—yapıldı ise ve bunu —iletmesi gerektiği, bunun dışında diğer yöntemin ise bir kodun gönderilirek bu kodun———- yapıldığı, — uygulamasında başka—- uygulaması ile doğrulama yapıldığı ve kart /telefon tanımlama hizmeti kullanıldığı, işleyişte yapılan bu açıklamalara göre davacı adına kayıtlı—– numaralı kredi kartının —— uygulamasına eklenmesi için 02/10/2019 günü davacı hesabına ait———— şifre —– uygulamasına girişi ile kredi kartı ———- uygulamasına eklendiği, kredi kartına ve —- üzerinden tanımlandığı, kredi kartının—– tanımlanabilmesi için kartın sistemde kayıtlı — gerektiği, ———- içeriğinde belirtilen —haneli şifre girişi yapılmadan kredi kartı ——– uygulamasına tanımlanamadığı, —- adresinden işyeri— kurulduğu, bu numaranın ve—- davacının telefon numarasından farklı bir numara olduğu, savcılık soruşturmasına göre alınan kayıtlardan bu telefon numarası– olduğu, alışverişin yapılabilmesi paranın — aracılığı ödenebilmesi için yukarıda belirtildiği gibi ya doğrulama kodu olması gerektiği, doğrulama kodunun banka tarafından ibraz edilemediği ya da kasada, kullanıcın telefonunda——kodun kasadaki telefona verilmesi gerektiği, her iki durumda da kodun banka tarafından ibraz edilmediği ancak kodun sunulmadığı mütalaa edilmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davacı vekili, 08/10/2019 tarihinde — tutarındaki harcamanın davacı tarafından yapılmaması nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Davalı taraf ise; davacının harcama itirazında bulunduğu işlemin—— uygulaması kullanılarak—- üzerinden gerçekleştirildiğini, davacıya ait hesap ve kredi kartından yapılan işlemlerin sadece hesap sahibi tarafından bilinen bilgiler ve cep telefonuna gelen — doğrulama şifrelerinin sisteme doğru olarak girilmesi ile gerçekleşebilecek işlemler olduğunu, dolayısıyla davaya konu işlemin davacı tarafından yapıldığını veya kullanıcı adı ve şifresinin 3. kişilerle paylaşıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalı taraf davaya konu harcamanın internet üzerinden yapıldığını savunmuş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre —işleme ilişkin veri bağlantısı kayıtlarına bakıldığında—– adresinden işyeri– ile bağlantı kurulduğu, bu numaranıın ise davacının telefon numarasından farklı bir numara olduğu, siparişin doğrulanması için davacının — gönderilmiş olması gerekirken şifre içeren — davacının —— tamamlanmasını takiben bilgi mesajı gönderilerek, yapılan işlem bildirilip, bilgisi dışında ise bankayı araması tavsiyesi verildiği, 5464 sayılı yasanın ispat yükü başlıklı 32. maddesinde de “Kart numarası bildirilmek suretiyle üye işyerinden—- iletişim araçları yoluyla yapılan işlemlerden doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü üye işyerine aittir.” hükmü içerdiği, davalı bankanın üye işyerinde yapılan harcama için davacıya onay mesajı gönderdiğine dair delilin dosyaya sunulmadığı dolayısıyla davaya konu harcamanın davacı tarafından yapılmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile —- numaralı kredi kartından yapılan —- tutarındaki harcama nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 1.297,90 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 324,48 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 973,42 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
ARABULUCULUK ÜCRETİ
3-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca —- davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4—- tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 386,68 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 87,00 TL posta ücreti olmak üzere toplamda 687,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderinini üzerinde bırakılmasına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.