Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/293 E. 2021/1082 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/293 Esas
KARAR NO : 2021/1082

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/06/2020
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve —- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ——- plakalı araca ve bu araçtan inen yaya ——-çarpmış ve devamında savrularak park halindeki —– Plakalı araçlara çarpması sonucunda Yaralamalı-maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza sonrası polis memurlarınca düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağında ifade edildiği üzere — plakalı araç sürücüsü —-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Md. 52/ 1-b; “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik Özelliğine, görüş,—- trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak” ve 67/a; “Sürücülerin, park yapmış taşıtlar arasından çıkarken, —- Yanaşırken, sağa veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmaları yasaktır.” kurallarını ihlal ettiğinden ve sürücü belgesi olmadığı halde araç kullandığı için kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu, müvekkii şirkete —–araç sürücüsü ——aracı ehliyetsiz olarak kullanması ve KTK 52/1-b ve 67/a kurallarını ihlal etmesi nedeniyle %100 kusuru ile kazaya sebebiyet verdiği, işbu kaza neticesinde yaralanan dava dışı —- yapılarak uğramış olduğu zararın müvekkili şirket tarafından tazmin edildiği, kazada zarar gören hak sahibine hasar bedeli için ödenen tazminatın —- gereği borçludan rücuen tahsili gerektiğini, borçlu—— — sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe itiraz ederek durmasına sebebiyet verdiğini ve davalı tarafından dava öncesindeki başvurularına olumlu yanıt alınamadığından eldeki davayı açmak zorunda kaldıklarını, dava konusu kaza nedeniyle—araçlarda meydana gelen zararlar nedeniyle müvekkili tarafından hak sahiplerine toplam 41.644,00 TL hasar ödemesi yapıldığını, ardından yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine —- icra takibi başlatıldığını, ancak davalının söz konusu takibe de itiraz ettiğini, itirazın kaldırılması —- itirazın iptali davası ikame edildiğini, davanın halen derdest olduğunu, işbu dosyanın——– Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmakla kaydıyla—– yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davanın———sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davalının mal kaçırma ihtimali bulunduğundan davalı adına kayıtlı olan —- kaydına muhtemel alacakların tahsilini teminen ihtiyaten tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın hırsızlık sebebiyle çalıntı halindeyken kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin meydana gelen kazada hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, araç sürücüsü olarak gösterilen —- şahsın müvekkili adına sigortalı aracı çaldığını ve bu sırada dava konusu kazanın meydana geldiğini, davacı sigorta şirketiyle yapılan görüşmelerde bu durumun kendilerine iletilmiş olmasına rağmen kötü niyetli şekilde rücuen tahsil istenildiğini, söz konusu hırsızlık vakıası meydana gelir gelmez —- bulunulup —- verildiğini, daha sonra yapılan yargılamada——- Esas sayılı dosyasından kaza sırasından sürücü konumundaki—– mahkumiyet kararı verildiğini, hırsızlık nedeniyle çalıntı araçların meydana getireceği zararların rücuen tahsilinin kapsam dışı tutulduğunu, bu nedenle davacı şirketin yaptığı ödemeyi müvekkilinden rücuen tahsil edemeyeceğini, davayı kabul etmemekle birlikte mevcut olayda hiçbir şekilde bir inceleme, rapor vs sunmadan, yeterli araştırmalar yapılmadan fahiş miktarda ödemeler yapıldığını, gerekli araştırmalar yapılmadan ödenen bedelleri müvekkiline rücu ettirmek istenmesinin kötü niyetli olduğunu, kaza görüntülerinden de anlaşılacağı üzere —- trafik kurallarına aykırı bir şekilde yol ortasında durarak kurallara aykırı bir duraksama yaptığını ve bu haliyle yol ortasında yolcu indirdiğini, bu olayda araç sürücüsü ve araçtan inerken kazaya karışan — ağır kusurlu olmasına rağmen davacı sigorta şirketinin bu incelemeleri yapmadan sigorta şirketinin bu hukuktan yoksun keyfi tutumunun sonucunu müvekkiline yükletme çabasının hakkaniyet ve hukuk kaideleriyle örtüşmediğini, dava konusu olaydaki kazadaki kusur ve ödenmesi gereken bedelin yargılama gerektirdiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine, HMK 329.mad gereği müvekkille anlaşılan 20.000 TL vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
—— Karar sayılı dosyası görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilmiştir.
——- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz dosyası ve taraflarının aynı olduğu——— dosyasının halen derdest olduğu, dava tarihinin ——arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır. HMK 166.maddesi uyarınca; aynı yargı çevresi içinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması halinde davalar arasında bağlantı var sayılır. Tüm dosya kapsamına göre,—— Esas sayılı dava dosyası arasında HMK’nun 166. maddesinde ön görülen hukuki ve fiili bağlantının bulunduğu, birleştirme koşullarının gerçekleştiği belirlendiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin iş bu dosyası ——- Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğu anlaşılmakla, MAHKEMEMİZ DOSYASININ ——- ESAS SAYILI DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasın bu şekilde kapatılmasına,
2-Birleştirme kararının birleştirilen mahkemece taraflara tebliğine,
3-Yargılamanın——- Esas sayılı dosyası üzerinden devamına,
4-Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyada karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.