Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/269 E. 2022/473 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/269 Esas
KARAR NO: 2022/473
DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 04/12/2018
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı —– yüklenici şirketler arasında akdedilen sözleşme kapsamında, davalı yüklenici şirketler tarafından istihdam edilmiş olan —- adlı işçinin, iş akdinin feshedilmesi nedeniyle açmış olduğu davanın kabulüne karar verildiği, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf aşamasından geçerek kesinleştiği, bunun üzerine davacı—tarafından icra dosyasına toplam—– ödeme yapılmak zorunda kalındığı, hizmet alım sözleşmeleri gereği işçi alacaklarından, işçiyi çalıştıran davalı şirketlerin sorumlu olduğu İileri sürülerek, icra dosyasına ödenen miktarın, davalı şirketlerden, ödeme tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı Müflis —– masasına temsilen—-cevap dilekçesinde özetle; —- tarihi itibari ile müflis şirketin iflasına karar verildiğini, kararın henüz kesinleşmediğini, ikinci alacaklılar toplantısının yapılmadığını, ikinci alacaklılar toplantısı yapılana kadar davaların durdurulması ve toplantıdan — sonra devam olunması gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davalı müflis şirketinin iflas tarihinden önceki son adresinin —- olduğunu bu nedenle dosyanın yetkili —–Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; dava hizmet sözleşmesi kapsamında işçilik alacağının icra takibi sonucu ödenmesi neticesinde alt yüklenici müflis şirketin iflas masasında düzenlenen sıra cetveline kayıt kabul davasıdır.
İş bu davanın —-esas sayılı dosyasından tefrik edildiği, davalı ——tarihinde iflasına karar verildiği, davanın —-kararı verildikten sonra açıldığı, davalı müflis şirkete karşı açılan davada İİK’nın 235.maddesi gereğince ” Kayıt-Kabul —- davası ” niteliğinde olduğu ve bu davalarda iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Dava dışı —- işçilik alacaklarının tahsili için —- vekalet ücreti olmak üzere toplam—- davalı asıl işveren —- aralarında müflis şirketinde bulunduğu alt işverenlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği kararın kesinleştiği görülmüştür.
—-sayılı dosyasında işlemiş faiz ile birlikte toplam — üzerinden davacı ve müflis şirketinde aralarında bulunduğu alt işverenler aleyhine takip başlatıldığı, davacının icra dosyasına —- nakit teminat yatırdığı görülmüştür.
Dava dışı işçinin —- dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; —-cetveline göre davalı ve dava dışı şirketlerin dava konusu işçiyi istihdam ettikleri sürelerin aşağıdaki tabloda gösterildiği,Tablodan anlaşılacağı üzere müflis—- sorumlu olduğu toplam sürenin— gün olduğu, bunun da toplam süreye oranının —- olduğu, dava dışı şirketlerin sorumluluk oranının ise—- olduğu, kıdem tazminatı ve İzin ücreti yönünden bütün alt işverenlerin dava dışı işçiyi çalıştırdıkları süreyle orantılı olarak sorumlu olduğu ancak ihbar tazminatından sadece son alt işveren dava dışı —-sorumlu olduğu, — kararı ile hüküm altına alınan toplam alacak — olup kıdem tazminatı ve izin ücreti alacaklarının toplam alacağa oranının — olduğu, buna göre davalı — sorumlu olduğu miktarın hesabında, davacı tarafından ödenen —- alınması gerektiği,
Davacının ödediği miktarın—- üzerinden davalı şirketin işçiyi çalıştırdığı süreyle orantılı olarak sorumlu olduğu, davacının ödediği miktarın yarısını rücu edebilme ihtimaline göre—-hesaplandığı mütalaa edilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporunda itirazında özetle; Bilirkişi tarafından yapılan orantılama şekli doğru olduğunu,. fakat dördüncü sayfanın ilk paragrafının sonunda —Davacı tarafından ödenen —-esas alınmalıdır” tespitinde meblağ müvekkilce ödenen —- değil de tüm icra dosyasını kapatmak için ödenen —- olması gerektiğini, çünkü—— icraya yaptığı ödeme sadece kendi sorumlu olduğu döneme ilişkin olduğu, onun yaptığı ödemenin içinde son işveren olduğu için ihbar tazminatı vs de olduğu,. oysa bilirkişi raporunda davalı müflis ihbar tazminatından sorumlu olmadığı için tüm ödemenin —— orantılama yapılması gerektiği kanaatine varıldığı, böylelikle — kere ihbar tazminatı nedeniyle alacakta tenkise gidilmiş olduğu, —– sorumlu olduğu meblağı ödemesi, davalı müflisin sorumluluğunu kaldırmadığı, yapılan hesaplamanın bu yönüyle sakat olduğu, eğer eldeki rapordaki şekilde bir orantılama kullanılcaksa davalı müflisin işçiye ödenen total meblağ içinde—- kadarından sorumlu olduğu tespit edilmesi gerektiğini, dosyanın —-dosyasından tefrik edilerek geldiğini, o dosyada farklı bir hesap şekli kullanıldığını beyanla rapora itiraz etmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle; davacının icra dosyasına — ödediği, icra dosyasındaki toplam borcun — olduğu, borcun yarısı olan—dava dışı — tarafından ödendiği, —- sorumlu olduğu miktardan daha fazla ödeme yaptığı ve fazla yaptığı ödeme için davalı ve dava dışı şirketlerden rücu hakkı olduğu, —- sorumlu olduğu ihbar tazminatının toplam alacağa oranının — olduğu, bu orana isabet eden——, ödenen miktardan düşüldüğünde geri kalan — müflis şirketin payına düşen —- davalı müflis şirkete rücu etme hakkı olduğu,
Davalının toplam toplam icra borcundan sorumlu olduğu miktarı bulmak için toplam borçtan — tek başına sorumlu olduğu miktar düşüldüğünde —- sonucuna ulaşıldığı, bu miktarın davalı şirketin payına isabet eden tutarının—- olduğu, bunun — şirketinin rücu alacağı olduğundan bu miktar düşüldüğünde davacı —-olması gerektiği, davacının yarı yarıya rücu hakkının bulunduğu kabul edilirse rücu miktarının —– olduğu mütalaa edilmiştir.
Dosya kapsamından; Müflis —– davacı arasında ——- ait hizmet alımı sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmede müflis şirketin yüklenici, davacının ise idare olarak yer aldığı, —ihale dokümanın bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olduğu,——dokumanını oluşturan belgeler arasında idari şartname, sözleşme tasarısı ve benzeri hususların olduğunun belirtildiği, sözleşmenin —- yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının düzenlendiği, aynı maddede her türlü hal ve hareketinden yüklenicinin sorumlu olduğunun belirtildiği, sözleşmenin eki niteliğindeki teknik —- maddesinin “İhale konusu işin bitiminde veya herhangi bir nedenle işten ayrılan işçinin her türlü ücret ve sosyal haklarını, hafta ve genel tatil günlerine ait fazla mesai ücretlerini , hak etmesi halinde yıllık izin ücretleri ile ihbar ve kıdem tazminatlarını öder ve bunları ödediğine ve hiçbir alacakları kalmadığına dair işçiler tarafından imzalanan usulüne uygun düzenlenmiş ibraname ve ödemeleri gösterir belgeleri işçinin işen ayrılış tarihinden itibaren 1 ay içinde —- teslim eder.” hükmünü içerdiği, —-diğer kanun tüzük ve yönetmelik hükümlerini yerine getirmekle sorumludur. Kanunlar gereği —–yükleniciye rücu hakkı saklıdır.” hükmünü içerdiği görülmüştür.
Borçlar Kanunun birinci kısım, birinci bölümünde, borç ilişkilerinin kaynakları, birinci ayrımında ise sözleşmeden doğan borç ilişkileri düzenlenmiştir. —– üst başlığında sözleşmenin kurulmasına yer verilerek, irade açıklaması düzenlenmiş, düzenlemede, sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağı, irade açıklamasının açık veya örtülü olabileceği belirtilmiştir. —– sözleşmelerin geçerliliğinin, kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı olmadığı belirtilmiştir. İş bu davada, taraflar arasında yasal düzenleme kapsamında sözleşmenin varlığı çekişmesizdir. Sözleşme özgürlüğü ve irade serbestliği kapsamında düzenlenen sözleşme hükümlerinin taraflar yönünden bağlayıcı olduğuda çekişmesizdir. Söz konusu hizmet sözleşmesi, iki tarafa edimler yükleyen bir sözleşmedir. —ve teknik şartnamenin— davalı yüklenicinin şirketin işçilerine karşı edim ve yükümlülükleri düzenlenmiştir. Diğer yandan, sözleşmenin taraflar yönünden bağlayıcı olduğunun kabulü karşısında, davalı taraf, dava dışı işçi alacaklarının ancak kendi sözleşme dönemindeki bölümünden sorumlu olacaktır.
4857 sayılı İş Kanunun 2/6. maddesinde, asıl işveren – alt işveren açıklanmış ve bu ilişkide asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte sorumludur hükmüne yer verilmiştir. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül söz konusudur. Asıl ve alt iş verenler dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludur. Bu düzenleme işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla alınmıştır. Sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt iş veren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, TBK ve sözleşme hükümleri esas alınacaktır. Bu sebeple, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu konudaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Bu durumda yukarıda ifade edildiği gibi serbest iradeleri ile yaptıkları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacaktır.
Bilirkişi ek raporunda davacının icra dosyasına— ödediği, icra dosyasındaki toplam borcun — olduğu, borcun yarısı olan —dava dışı —tarafından ödendiği, —- sorumlu olduğu miktardan daha fazla ödeme yaptığı ve fazla yaptığı ödeme için davalı ve dava dışı şirketlerden rücu hakkı olduğu, — sorumlu olduğu ihbar tazminatının toplam alacağa oranının—- olduğu, bu orana isabet eden—-ödenen miktardan düşüldüğünde geri kalan— müflis şirketin payına düşen— dava dışı —- davalı müflis şirkete rücu etme hakkı olduğu, davalının toplam toplam icra borcundan sorumlu olduğu miktarı bulmak için toplam borçtan—tek başına sorumlu olduğu miktar düşüldüğünde—-sonucuna ulaşıldığı, bu miktarın davalı şirketin payına isabet eden tutarının —- rücu alacağı olduğundan bu miktar düşüldüğünde davacı — tam rücu miktarının — olduğu, dosyanın tefrik edildiği —-dosyasında alınan bilirkişi raporunda Müflis şirketin sorumlu olduğu tutarın— olarak hesaplandığı, davalının —- alınan rapora itiraz etmediği, davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, davacının karar taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine göre davalının işçi alacaklarından işverene karşı davalı alt işveren sözleşme dönemi içinde oluşan işçi alacağının tamamı olan —–sorumlu olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Davanın kayıt kabul davası olduğu dikkate alınarak yargılama giderleri yönünden de tahsil hükmü kurulmayıp, kayıt kabul hükmü kurulmuştur.—–
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile —– müflis —— sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetveline kayıt ve kabulüne,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 161,40 TL’nin —- dosyasında işlem gören Müflis ——-kaydı ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.775,70 TL vekalet ücretinin —- dosyasında işlem gören Müflis——-kaydına,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından sarfedilen 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 65,70 TL –ücreti olmak üzere toplamda 1.565,70 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 729,07 TL’nin —-dosyasında işlem gören Müflis ——- masasına kaydına, kalan 836,63 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10(on) gün içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/05/2022