Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/266 E. 2023/262 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/672 Esas
KARAR NO:2023/152
DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :14/12/2020
KARAR TARİHİ:21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (sözleşmeden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı taraf 03.01.2018 tarihinde —— imzaladıklarını, 20.03.2019 tarihinde ek sözleşme imzalayarak sözleşme süresini 5 yıl olarak revize edildiğini, Davacının sözleşme ile yüklendiği tüm edimleri yerine getirmesine karşın davalı tarafından kendisine gönderilen —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ——— anlaşması yapılması ile ilgili olarak hiçbir görüşmeye yanaşılmadığı bahanesi ile franchise sözleşmesinin davalı tarafça tek taraflı olarak feshedildiğini, davacının tamda yıllarca yapmış olduğu birikimin karşılığını alacağı vakit davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı bildirimi ile sözleşmeyi feshetmesi ile çok büyük zarara uğradığını, Davacının, ———– sözleşmesine güvenerek yer kiraladığını ve kiraladığı yeri sözleşme ile kendisine yüklenen niteliklere uygun şekilde hazır ettiğini, ve ciddi masraflar yaptığını, yoksun kalınan kar, meydana gelen zarar ile müşteri portföy tazminatı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla daha sonrasında artırılmak üzere şimdilik 20.000,00 TL davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa ikmaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aralarında imzalanan ek sözleşmenin 9 uncu maddesinde tek taraflı fesih hakkına sahip olduklarını, davacının sözleşmenin birçok maddesinin ihlali neticesinde haklı sebeple fesih gerçekleştirdiğini, en temel yükümlülüğü ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, tam 10 aylık lisans bedelini ödemeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını, Sözleşmenin 9.4 maddesi uyarınca ödeme yükümlülüklerini yerine getirmeyen temsilciliklerin sözleşmesinin hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın sona erdiğini, temsilciliklerin bu maddeye dayanarak yapılacak fesihlerde her ne ad altında olursa olsun, hak ve/veya tazminat talebinde bulunamayacaklarını, ek sözleşmenin 7 nci maddesinde alınan senetlerden bir tanesinin muaccel hale geldiğinde tüm senetlerin muaccel hale geleceğini, 8 adet senedin tahsil edildiğini, diğerlerinin (52 senet) muaccel hale geldiğini, sözleşmenin ———- maddeleri gereği, kullanılacak tüm materyallerin franchise veren tarafından basılıp gönderileceğini, müvekkilin öğrenci sayılı ile satın aldığı kitapların karşılaştırıldığında kitapları kendilerinden satın almadıklarının açık olduğunu, haklı feshin bu maddeye göre de doğduğunu, davalı şirketin, davacı tarafla, sözleşmeye aykırı eylemleri için uzlaşmak amacıyla defalarca görüştüğünü, sonuç alınamadığını, müvekkil, ——davacıyla defalarca iletişime geçildiğini, davacıya en son 12/09/2020 tarihinde uyarı maili atılmak zorunda kalındığını, Davalının, çabaları sonuç vermediği için de davacıya en son ——– yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, davacının iddia ettiği gibi haksız bir feshe maruz kalmadığını , esasen kendisinin bu feshi oluşturmak için üstün bir gayret sarf ettiğini, davacının uymakla yükümlü olduğu maddeleri peş peşe ihlal edip müvekkilini sorumlu gibi göstermeye çalıştığını, davacının hiç bir zararının olmadığını, reklam giderleri veya kira gideri olarak talep edilen rakamın da açıkça kötü niyetli olduğunun görüldüğünü, mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, öncelikle görev ve yetki itirazları ile tüm dava hakları saklı kalmak kaydı ile hiç bir hukuki dayanağı olmayan asılsız, kötü niyetli ve haksız kazanç elde etmeye yönelik davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklı tazminat talebine ilişkindir.
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı tarafın önce 3/1/2018 tarihli franchise sözleşmesi imzaladıklarını, daha sonra 20//3/20219 tarihinde ek bir sözleşme ile sözleşme süresinin 5 yıl olarak revize edildiğini, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının ——- gönderdiği ihtarname ile sözleşmenin tek taraflı olarak dava tarafça feshedildiğini, müvekkilinin de haksız olan bu feshe karşı sözleşmeden doğan zararlarını talep edeceğini —– gönderdiği ihtar ile bildirdiğini, müvekkilinin faaliyet gösterdiği alanda müşteri portföyü oluşturabilmek için ciddi bir yatırım yaptığını ve yatırım yaptığını, bu haksız fesih nedeniyle yoksun kalınan kar ve yapılan masraflar nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerektiğini, ayrıca müşteri portföyü oluşturulması nedeniyle portföy tazminatı da talep ettiklerini belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 20000,00 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Mahkememizce talep sonucu her bir alacak kalemi bakımından açıklatılmış, davacı tarafça 24/12/2020 tarihli dilekçede kazanç kabı bakımından 7000,00 TL, yatırım ve yapılan masraflar bakımından 7000,00 TL ve portföy tazminatı bakımından 6000,00 TL tazminat talep edildiği belirtilmiştir.
Davalı ise, görevli mahkemenin fikri ve sınai haklar mahkemesi olduğunu, ayrıca yetkili mahkemenin de taraflar arasındaki sözleşmede yetki şartı bulunduğundan yetkili mahkemenin ——– mahkemeleri olduğu, belirli süreli sözleşmelerde açıkça taraflara olağan fesih imkanı tanınması halinde sözleşmenin olağan fesih suretiyle feshedilebileceğini, taraflar arasındaki 20/3/2019 tarihli sözleşmenin 9 uncu bölümünde fesih koşullarının tek tek sayıldığını, yine 9.9 maddesinde ise sayılan fesih sebepleri dışında sözleşmenin hiçbir sebep ve gerekçe gösterilmeden ve sözleşme süresi bitmeden marka sahibi veya franchise veren tek tarafından tek taraflı olarak feshedilebileceğinin kararlaştırıldığını; dolayısıyla müvekkili şirketin tek tarflı fesih hakkının bulunduğunu, öte yandan davacı tarafından sözleşmenin birçok maddesinin de ihlal edildiğini ve feshin haklı nedenle gerçekleştiğininde açık olduğunu, davacı tarafından en temel yükümlülük olan “ödeme” yükümlülüğüne aykırı davranıldığını, toplam 10 aylık lisans ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, yine sözleşmenin 5.1 ve 9.2 maddesinin ihlal edildiğini, sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle davacı şirket ile görüşüldüğünü ancak bir sonuç alınamadığını, son olarak müvekkili şirketin dava dışı bir şirket ile master franchise sözleşmesi yaparak bölgenin koordinasyon ve idaresini master franchise a devrettiğini ve tüm temsilciliklerin bilgilendirilip master franchise ile anlaşma yapmalarının istendiğini, ancak davacının sözleşme yenilemeye yanaşmadığını, anlaşma sağlamaması nedeniyle en son 12/9/2020 tarihinde uyarı mail i atılmak zorunda kalındığını, ihtarda anlaşmanın sağlanamaması ve eksikliklerin tamamlanmaması halinde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiği ancak sonuç alınamadığını, tüm bunlar değerlendirildiğinde feshiin haklı olduğunu, haksız bir fesihten bahsedilemeyeceğini, ayrıca sözleşmenin 10.4 üncü maddesine aykırı eylemlerinin de söz konusu olduğunu belirterek öncelikle usul yönünden, daha sonra esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Taraflar arasındaki sözleşme ve ihtarnameler temin edilerek dosyamız arasına alınmıştır
“(…) Davacı taraf davasında davalıların sözleşmeyi ihlal ettiklerini bu konuda ihtarname çekerek davalıları uyardıklarını ancak sonuç alınamaması üzerine sözleşmeyi haklı nedenle feshettiklerini iddia etmiş, sözleşmenin 12/6 maddesi uyarınca tazminat talebinde bulunmuştur. Somut olayda, marka haklarından kaynaklanan bir hak sahipliği veya markaya tecavüz ya da lisans vb. diğer hususlardan kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu iddia edilmemiştir. Uyuşmazlık gerek——– kapsamında bulunmamaktadır. Bir başka deyişle uyuşmazlığa bahsi geçen mevzuat hükümlerinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda görevli mahkeme davanın açıldığı ticaret mahkemesi olup”——— kapsamında bulunmadığından davalı yanın görev itirazına itibar edilmemiş, yine taraflar arasında akdedilen sözleşmedeki yetki şartının münhasıran —– mahkemelerini yetkili kılmaması nedeniyle yetkiye dair itiraz kabul edilmemiştir.
Mahkememizce —- tarihli ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konusu, taraflar arasında imzalanan ——sözleşmesinin davalı tarafça haklı olarak feshedilip edilmediği, olağan fesih hakkının kullanılıp kullanılmadığı, davacının yoksun kalınan kar yapılan yatırımlara ilişkin masraf ve portföy tazminatı istemlerinin yerinde olup olmadığı ve miktarı olarak belirlenmiş; davalı şirketin yerleşim yerinin mahkememizin yargı çevresi dışında olduğu gözetilerek—– talimat (istinabe) yazılarak davalı tarafın —- yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde mali muhasip bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
22/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda,
“(…) 5) Sonuç Olarak:
Taraflar arasında 03/01/2018 Tarihli Franchise Sözleşmesi düzenlenmiş olduğu,
—- ek sözleşme ile ——-olarak belirlendiği,
Davalı tarafın incelenen yasal defterlerinin süresinde noter tasdiklerinin yapıldığı, usulüne uygun sahibi lehine delil olma niteliğinde olduğu,
Davalı taraf yasal defterlerinde 8.880,00 TL Kitap satışı ve 9.100,00 TL tutarında Franchise hizmeti karşılığı toplam 18.197,02 TL tutarında fatura düzenlediği,
Davalının yasal defterlerinde;
Sözleşmenin fesih tarihi itibariyle davacıdan 4.883,98 TL alacak kaydının yazılı olduğu,
Tahsili gerçekleşmeyen ——- ilişkin faturaların düzenlenmediği,
Franchise Sözleşmesi Hizmet bedeline dayalı Davalı tarafın davacı taraftan fesih tarihi itibariyle 9 taksit 14.100,00 TL tutarında alacağının olduğu tespit edilmiştir” belirlemelerine yer verilmiştir.
Dosya bu sefer davacı yanın aynı yıllara dair defter kayıtları incelenmek üzere 18/1/2021 tarihli ara karar ile bir mali müşavir bilirkişi ile—— sözleşmelerinde uzman nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek, sözleşmenin davalı tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği, olağan fesih hakkının sözleşme ve yasaya uygun şekilde kullanılıp kullanılmadığı, franchise hizmet bedelinin davacı tarafından ödenip ödenmediği, sözleşme gereği davacı tarafından kitap alımı yapılın yapılmadığı, davacının davalıya rakip firma ile anlaşma yapıp yapmadığı, davacının yoksun kalınan kar yapılan yatırımlara ilişkin masraf ve portföy tazminatı istemlerinin talep edilip edilemeyeceği ve bunların miktarının tespiti ile tarafların talimat raporuna karşı beyan ve itirazları da değerlendirilerek uyuşmazlık konularına ilişkin rapor alınmasına karar verilmiş; 22/6/2022 tarihli raporda;
“(…) Davacı şirketin incelenen, ——– yıllarına ilişkin ticari defterlerin; noter açılış onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, birbirini teyit ettiği,
Ticari defterlerin esas alınması halinde, davacı şirketin davalı şirkete ——- Hizmet Bedeli borcunun bulunmadığı,
20.03.2019 tarihli sözleşmenin esas alınması halinde, davacı şirketin, davalı şirkete 14.100 TL ——–borcunun bulunduğu,Davacının incelenen ——-yılı ticari defterlerine göre davalıdan 5 fatura ile 10.954,50 TL tutarında kitap alımı yapmış olduğu,
Davacı şirketin dava dışı şirketler ile kitap alım-satımı ile ilgili anlaşma yapıp, yapmadığında dair dosya kapsamında belge bulunmadığı,
Davacının, sözleşme gereği davalıya 14.100 TL borçlu olduğu kanaatine varılmakla birlikte, taraflar arasında imzalanan ——- maddesinde yer alan borçlu temerrüdü için 15 günlük süre verilmesi gerekliliğine uyulmadığından bu bakımdan feshin haklı olmadığı,
Davacının, davalıdan kitap alımı yapmadığı iddiasının geçersiz olması; davacının rakip firmalarla kitap alımına ilişki anlaşma yaptığının ispatlanamaması; davacının korsan basım yapması ve yeni sözleşme akdetmeye gelmemesi gibi iddiaların kanıtlamaması sebepleriyle de davalının haklı nedenle fesih yapmadığı,
—– maddesinde yer alan fesh için süre verme zorunluluğunun, aynı sözleşmenin 9.9 maddesinde bulunan, iş bu sözleşme, hiçbir sebep ve gerekçe gösterilmeden ve sözleşme süresi bitmeden tek taraflı fesh edilebilir hükmüne göre öncelikle olarak uygulanacağı,Davacının yoksun kalınan kar tazminatı kalemini oluşturacak olan, yeni öğrencilerden ne kadar kazanç sağlayabileceği hususunun, davacı şirketin son üç yılda pozitif net aktifinin olmaması ve borca batıklığı karşısında, elde kayıtlardan tespit edilemediği,
Davacının portföy (denkleştirme) tazminatının, bu talebin dayanakları olan konuların ispatlanamadığından hesaplanamayacağı” belirlemelerine yer verilmiştir.
“Franchise sözleşmesini olağan fesihle sona erdirme hakkı dürüstlük kurallarına aykırı olarak kullanılamaz. Örneğin sözleşmeyi feshedeceği belli olan franchise verenin franchise alandan yeni yatırımlar yapmasını istemesi ve bu yatırımların geri dönüşü olmadan sözleşmeyi feshetmesi durumunda dürüstlük kurallarına aykırı olarak sözleşmeyi feshettiği kabul edilecektir. Sürekli borç ilişkisi kuran sözleşmelerde dürüstlük kuralına aykırı olarak yapılan fesih “geçersiz fesih” olarak kabul edilmelidir. Nitekim—— kararında sözleşmede franchise verenin tek taraflı olarak sözleşmeyi sona erdirme hakkı olmasına rağmen bu hakkın MK.nun 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kurallarına uygun olarak kullanılması gerektiğini açık bir şekilde vurgulamıştır. Almanya’da tek taraflı fesih hakkının iyiniyet ilkesi çerçevesinde kullanılacağı kabul edilmiştir. —— yürürlükte olan mevzuatta tüm sözleşmelerin iyiniyetle müzakere edilmesi, ifa edilmesi yükümlülüğünden yola çıkarak mahkemeler franchise verenin franchise alana henüz amorte edilmemiş bir yatırım yaptırması halinde, gönderilen tek taraflı fesih ihtarını güçsüz olana baskı yapılması şeklinde yorumlayabilmektedirler” —-Halinde Tarafların Hak ve Yükümlülükleri,—-
, ——-Taraflar arasındaki sözleşmenin 9.9 maddesinde hiçbir gerekçe göstermeden franchise veren tarafından sözleşmenin feshedilebileceği kararlaştırılmış ise de şirketin (davalının) sözleşmeyi feshetmek için haklı bir nedeni bulunması gerektiği ve bu hakkın da yasaya ve iyiniyet kurallarına uygun olarak kullanılması gerektiği anlaşıldığından davalının bu yöndeki esasa dair savunmasına itibar edilmemiştir.
——-sayılı kararında, acentelik sözleşmesinde şirketin herhangi bir sebep göstermeksizin 15 gün önceden her zaman sözleşmeyi feshedilebileceği yönünde hüküm bulunmasına rağmen ilgili şirketin (davalının) sözleşmeyi feshetmek için haklı bir nedeni bulunması gerektiği ve bu hakkın da yasaya ve iyiniyet kurallarına uygun olarak kullanılması gerektiğini belirterek, bu yönde bir inceleme yapılmamasını bozma sebebi olarak değerlendirmiştir.
Dolaysıyla feshin haklı nedenle yapıldığını ispat etmesi gerekir. Öte yandan davacı da feshin haklı nedenle yapıldığının ispat edilememesi halinde, talep ettiği tazminat kalemlerini (zararlarını) usulüne uygun delilleri ile ispat etmesi gerekir.
İhtarname dikkate alındığında, sözleşmenin franchise veren tarafından neden gösterilerek feshedildiği, bu durumun da cevap dilekçesinde de belirttikleri gibi haklı nedenle (olağanüstü) fesih olduğu iddiası söz konusudur; dolayısıyla bu kabule göre davalının fesih nedenlerinin “haklı” neden olup olmadığı Mahkememizce tetkik edilmelidir.
Cevap dilekçesinde feshin belirli nedenle dayalı olduğunun belirtildiğine göre, davalı tarafından feshin haklı nedenle (olağanüstü fesih) gerçekleştiği iddiasını davalı taraf ispatlamakla mükelleftir; zira bu durumdan lehine sonuç çıkartan davalı yandır. Sözleşmenin ayakta tutulmasının öncelikli olarak gözetilmesi gerektiği, feshin son çare —— olarak başvurulması gereken bir hukuki yol olarak gözetilmesi gereği davalı tarafça ihtarnamede belirtilen fesih nedenlerinin müzakere edilebilir mahiyette oldukları, sözleşmenin tümünden tarafların beklediği maddi menfaat göz önünde bulundurulduğunda bakiye alacak/borç durumunun sözleşmenin feshi bakımından yeterli ve geçerli bir neden olmadığı anlaşıldığından feshin haklı olduğundan bahsedilemez. Feshin haklı olmadığı sabit ise de haksız feshe bağlanan sonuçlardan portföy tazminatı, kar mahrumiyeti ve fesihten kaynaklanan zararın varlığı ise davacı tarafça ispat edilmesi gerekirken, sözleşme sürecinde net aktifinin bulunmaması ve sözleşme nedeniyle sarf edildiği iddia olunan reklam, kiralama, çalışan maliyeti gibi iddia olunan zarar kalemlerine dair fatura, makbuz ve sair yazılı delil sunulmadığı ve ispat faaliyetinde bulunulmadığından bu iddiaların davacı tarafça ispat edilemediği anlaşılmış ve davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Sübut bulmayan davanın REDDİNE,
2.-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 179,90.-TL’nin davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 341,55.-TL harctan mahsubu ile bakiye kalan 161,65.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5.-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6.-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
7.-Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.
21/02/2023