Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/262 E. 2021/52 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/262 Esas
KARAR NO : 2021/52

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2020
KARAR TARİHİ : 21/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında —-ödeme yapıldığını, karşılığında müvekkili şirkete — tutarında —- gönderildiğini, bakiye 77.309,73 TL tutarlı — tüm şifahi taleplere rağmen davalı tarafından gönderilmediği gibi fazladan ödenen paranın da iade edilmediğini, bu tutarı tahsili için İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün — Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça yetkiye, borca ve imzaya itiraz edildiğini, davalının icra dairesinin yetkisine itirazının yerinde olmadığını, davalının borca yönelik itirazlarının da yerinde olmadığını belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözlü olarak akaryakıt alım sözleşmesi yapıldığını, davacının kendi araçlarına müvekkilinin —– yakıt alarak dolumlarının yapıldığını, yetkili mahkemenin Bursa mahkemeleri olduğunu, davacının para borcunun ifasını daha önce yaparak ne miktarda yakıt alacağını beyan ettiğini, davacının yakıt alımını akaryakıt istasyonuna gelerek yaptığını, davacının ücreti önceden ödenen toplam 300.000,00 TL yakıtı müvekkilinden aldığını savunarak; davanın reddine ve %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; İİK’nun 67/1. Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine 77.309,73 TL asıl alacak, 1.445,59 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 78.755,32 TL alacağın tahsiline yönelik olarak icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 09/12/2019 tarihinde davalı yana tebliğ edildiği, davalı vekilince 13/12/2019 tarihinde sunulan dilekçe ile yetkili icra dairelerinin — İcra Daireleri olduğu belirtilerek yetkiye ve borca itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava şartları 6100 Sayılı HMK’nun 114. Maddesinde sayılmış ve iş bu maddenin (h) bendinden hukuki yarar dava şartı olarak sayılmıştır. Hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Her davada olduğu gibi itirazın iptali davasında da davacının bu davayı açmada hukuki yararı bulunmalıdır. Hukuki yararın davanın açıldığı anda bulunması gerekir. İtirazın iptali davalarında; iş bu davalar niteliği itibari ile icra takibi ile bağlantılı bulunduğundan, öncelikle geçerli bir icra takibinin bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde, davacının, itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır (Yargıtay — Karar İlamı). Aynı Kanunun 115. Maddesinde ise dava şartlarının inceleme usulü düzenlenmiş olup, mahkemece dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddedileceği düzenlenmiştir.
Somut olay bakımından; davacı tarafından başlatılan icra takibine davalı tarafça süresi içerisinde yetkiye ve borca itirazda bulunulduğu, yetkili icra dairelerinin — İcra Dairelerinin olduğunun belirtildiği, taraflar arasında akaryakıt alım satımına ilişkin sözlü anlaşma kurulduğu, sözleşmeye göre davacı yanın bedel ödemeyi, davalının ise —teslimini üstlendiği, satılan — davacıya teslimine ilişkin akdin ifa yerinin davalı yanın yerleşim yeri olduğu, satılan —–bedelinin ödenmesine ilişkin akdin ifa yerinin de davalı yanın yerleşim yeri olduğu, davacı yanın talebinin akdin ifa edilmemesi nedeniyle davalıda kaldığı belirtilen avans ödemesinin bakiyesinin tahsili istemine ilişkin olduğu, bu nedenle TBK’nun 89. Maddesi hükmünün uygulanamayacağı, genel yetki kuralı gereğince davalının yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğu, bu hali ile davalı tarafça icra takibinin yetkisine karşı yapılan itirazın yerinde olduğu ve davacı tarafça başlatılmış geçerli bir icra takibinin bulunmadığı kanaatine varılmakla; aşağıdaki şekilde karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2.Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 926,48.-TL harçtan mahsubu ile hazineye irad kaydına,
3.Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5.Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.