Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/256 E. 2023/23 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/256 Esas
KARAR NO: 2023/23
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ: 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (ticari ilişkiden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında —– başlığını taşıyan bir akit yapıldığını, başlangıçtan iskan alınana kadar davalının takip etmesi gerektiğini, ancak davalının takip etmediğini, taraflar arasında yapılan sözleşmeyi davacı tarafından —- yevmiye sayılı ihtarnamesiyle fesih ettiğini, davalının —— bedelli e-fatura düzenlediğini davacının iş bu faturaya itiraz ettiğini, davalın ilamsız icra takibi başlattığını, ve bu takibin şeklen kesinleştiğini, davalarının kabulünü, ——sayılı dosyasından ve takibe mesnet yapılan 13.02.2020 tarihli faturadan ve davaya konu sözleşmeden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitini, icra takibinin iptali, —– İş sayılı dosyasından verilen —— sayılı dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi” yönündeki ihtiyati tedbir kararının devamını, dava sonunda —–dosyasına yatırılan alacağın %20 si oranındaki para ile—- sayılı dosyasına yatırılan paranın davacıya iadesini, davalının kötü niyetli olmasından dolayı alacağın %20’si oranında tazminata mahkum edilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında —— ilgili Sözleşme” başlıklı sözleşmenin imzalandığını, İş bu sözleşmede her tür resmi ve gayrı resmi maliyetlerin KDV dahil toplamları üzerinden hesaplanmak üzere %20 + KDV ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacının yapılması gereken işleri aylarca geciktirdiğini, sözleşme süresince yaklaşık 906.795,59.-TL maliyet oluştuğunu, 831.795,59-TL’lik maliyet üzerinden %20 ücret + KDV hesaplanarak ( 166.340,00-TL ücret + 29.941,20.-TL KDV ) olmak üzere toplam 196.281,20.-TL’lik 13.02.2020 tarihli e-fatura düzenlendiğini ve davacıya gönderildiğini, daha sonra davacının 17.02.2020 tarihli ihtarname ile faturaya itiraz ettiğini ve sözleşmeyi feshettiğini, davanın ve davacı taleplerinin tümüyle reddine karar verilmesini, Davacının haksız ve kötü niyetli olarak menfi tespit davası açmış olması nedeniyle takibe konu asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacı-borçludan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve NeticeDava, 2004 sayılı İİK md. 72 ve devamında düzenlenen menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıdadır (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacıdadır. Örneğin; alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya aittir ——-
Davalı şirketin davacıya kestiği fatura süresinde iade edildiğine göre, burada ispat külfeti sözleşme ile yükümlendiği edimleri yerine getirdiğini iddia eden davalı takip alacaklısındadır.Uyuşmazlığın hallinde, sözleşmenin davacı tarafından feshinin haklı olup olmadığı, feshe bağlı alacağı/borcunun bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarı noktalarında toplanmaktadır.Tanık ——–“davacı şirket yetkilisi benim ağabeyim olur, taraflar arasındaki sözleşme işine ilişkin detaylı bir bilgim yoktur, ancak yapılan bir inşaat işi için ağabeyimin davalı şirket yetkilisi — Bey ile anlaştığını biliyorum, —Beyi de bu vesile ile tanıdım, —– Bey inşaatı daha fazla yapacağını maliyetleri daha ucuza mal olacağını beyan ediyordu, ancak yapılacak işler zaten daha ucuza yapılacağını söylediği miktar kadardı, haliyle — Bey ağabeyimi kandırıyordu, daha sonra —–beyin işleri yapamayacağı anlaşılınca ben de inşaat işi ile uğraştığım için ağabeyime işleri kendim tamamlayacağımı söyledim ve işleri yaptım, ——— yılı sonunda inşaata başlandı, — Bey inşaata son olarak hafriyat alınırken geldi, bu zamanda biz temelde kazık çakma işini yapıyorduk, bundan sonra gelmedi ve işi ben devraldım, inşaat sahası çevriliydi, —- Beyin işe başlaması için gereği kadar beklenildi ancak başlamadı, ——– yılı sonunda en az 2 yıl önce inşaat için gerekli ruhsatlar alınmıştı, proje hazır haldeydi, projeler —Beye teslim edilmişti,—— Bey mevcut projeninin dışında başka işler yapılacağını söylüyordu, ancak yapılmamıştı, —– Bey ile anlaşma yapıldıktan sonra şantiye kuruldu, şantiye olarak belirttiğim inşaat alanının çevrilmesidir, işçi teminini sağlamak ve malzeme teminini sağlamak —-Beyin sorumluluğundaydı, ancak bu hususta herhangi bir işlem yapılmadı, ben temin ettim Dedi.
Davacı vekilince tanıktan soruldu; —– bey inşaatın başlanması için hafriyat gibi konularda başka firmalardan teklifler alıyordu, ancak alınan tekliflerin fiyatları fahişti ve bu firmalarla iş yapılmadı, örneğin hafriyat işinin yapılması için bir firma ile anlaştığını, ve 46.000,00 TL ve KDV fiyatı ile anlaştığını söyledi, ben bu fiyatın fazla olduğunu abime söyledim ve kendi tanıdığım —– isimli hafriyat işi ile uğraşan kişiyle konuştum, bana 32.000,00 TL fiyat teklifi verdi, daha sonra abimin yönlendirmesi ile — Bey ile görüştü, bu görüşmeden sonra—- bana —- Beyin teklifi artırmaya yönelik taleplerde bulunduğunu beyan etti” şeklinde beyanda bulunmuştur.Tanık—–, “ben davacı şirket yetkilisi tanırım, ben inşaatlarda çalışmaktayım, bana bir inşaat işi olduğunu söyledi ve teklifte bulundu, ben de kabul ettim, bana işin bir mimara verildiğini söyledi, bu vasıta ile —- Bey ile tanıştım, —-ayları sırasında ben devacı şirket yetkilisi — beyle tekrar görüştüm, bana — Beyle aralarında uyuşmazlık olduğunu bu nedenle işi bana veremeyeceğini söyledi, biraz önce söylediklerim yanlış anlaşıldı, ben —–beyin bir inşaat işi olduğunu duyunca kendim kalfalık yaptığımdan ona teklifte bulundum, şifaen söyledim, o da bana mimarı ile görüşüp anlaşmam gerektiğini söyledi, ben mimar olarak — Beyi biliyorum, kendisi ile görüştüm, bu dönemde inşaat henüz başlamamıştı, yıkım aşamasındaydı, aradan 3-4 sene geçtikten sonra —- bey bana işi veremeyeceğini söyledi, Dedi. Davalı vekilince dosyaya sunulan ara hakediş raporu başlıklı belge sureti tanığa gösterildi ve soruldu; belge altındaki imza benim imzama benzemektedir ancak ben —— işine ilişkin hakediş raporu imzalamadım, ben zaten inşaat başlamadan önce anlaşamadığımdan inşaatta hiç çalışmadım” şeklinde beyanda bulunmuştur.Tanık —“ben davacı şirkette şantiye sorumlusu olarak çalışmaktayım, dava konusu taşınmazın proje işleri başlamadan öncesinde işlerle ben ilgileniyordum, halen de bu işleri ben takip etmekteyim, bu projeye ilişkin olarak davalı şirket ile anlaşma yapıldı, ancak alınan tekliflerin yüksek olması gibi sebeplerle kendileri ile anlaşma sağlanamadı, davalı şirket inşaat işleri yürütecek müteahhitliğini yapacaktı, ancak yüksek fiyat teklifleri alınması ve yaşanan diğer olaylar nedeniyle bu işler yapılamadı, davalı şirket adına herhangi bir kişi bu işte yer almadı, Dedi. Davacı vekilince tanıktan soruldu; davalı şirket tarafından inşaat işlerine başlanılmadan önce inşaatta — bey bulunuyordu ancak inşaat işleri onlar tarafından yapılmadı, bu süreçte ben — Bey ile görüşmedim, ancak davalar başlamadan önce — Bey beni aradı, bana —- bey ile aralarında uyuşmazlık olduğunu, dava açacağını ve kendisine tanıklık yapıp yapmayacağımı sordu, ben de kendisini tanımadığımdan kendisine tanıklık yapamayacağımı söyledim, inşaatın iş güvenliği uzmanı —– bey işlemlerin yürütülmesi için yapı denetim firmasına verilmek üzere davacı şirket yetkilisinden para aldı, ancak sonradan öğrendiğimiz kadarıyla bunu kendi borçlarını ödemek için almış, — Bey — bey tarafından yönlendirilmiştir, bizim şantiyemizde çalışmaya başlamıştır, bu para trafiği şantiye süreci başlamadan önce alınmıştır, —–beyin inşaatta ne kendisi ne de kendi adına hareket eden bir kişi bulunmamaktaydı, biz —– Beyin fahiş miktarlarda iş teklifleri aldığını tespit ettik, örneğin hafriyat işine ilişkin olarak 45.000,00 TL + KDV olarak teklif aldığını söyledi, biz bunun fazla olduğunu —— beye söyledik, ve daha ucuz bir bedele teklif aldık, yine beton işi içinde ve sac çevirmesi içinde benzer şekilde fahiş teklifler aldığını farkettik, biz bu işlere ilişkin olarak da daha ucuz teklifler aldık, bu olaylardan sonra da arada uyuşmazlık çıktı, dedi.
Davalı vekilince tanıktan soruldu; yaklaşık olarak — aylarında bu durumların farkedilmesiyle arada güven sorunu oluştu, —aylarında inşaatın hazırlık sürecine başlandı, ——— çalışmaları yapıldı, arsa çevirme işlemleri yapıldı, —- aylarında hafriyat işlerine başlandı, hafriyat çalışmalarında —bey yoktu, —- Bey sac aşamaları işlerinde oradaydı, inşaatın başlangıç aşamalarında — bey ile görüşmelerimiz oluyordu,—– izin alınması veya kuyu açılması işlemleri, inşaata başlandıktan sonra da yapılabilen işlemlerdir, bizim inşaatımızda da bu işler —- hafriyat işlemlerinden sonra yapılmıştır,bana gösterilen ——- yazışmaları ön hazırlık aşamalarına ilişkindir, inşaat başlamadan önce yapılmıştır, bu yazışmalardan sonra gelişen olaylar neticesinde —- bey ve —– bey ile uyuşmazlık çıkmıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık ——“ben dava konusu işin yapı denetim işini yapıyorum, yaklaşık 3-4 sene önce bu işe başladım, ben —-vasıtasıyla inşaatın yapı denetimini üstlendim, inşaatın yeni başlayacağı dönemde yapı ruhsatını alındıktan sonra ——- bey bana geldi ve yapı denetim için para alındığını söyledi, ben de kendilerine bizim böyle bir para alamayacağımızı bizim ancak —— para alacağımı söyledim, ve ilgili personel olan—- çağırdım, o da bana yapı denetim için değil, —- işlerini takip etmek için aldığını söyledi, ertesi gün —bey işyerime geldi kendisi ile tartıştık, o da bana o zaman onların işlerini yapmayın dedi, ben de —– beyi arayıp işi yapmayacağımı söyleyeceğimi beyan ettim, o da bana hayır hayır ben öyle birşey demedim dedi, benim ——-Beyin inşaatı hakkında yaptığı işler hakkında bir bilgim yoktur, Davacı vekilince tanıktan soruldu; bu para alınması olayı Pandemi başlamadan önce 1-1,5 yıl öncesine ilişkindi, ben bu para alınması olayında başka bir para alınmasını bilmiyorum dedi. Davalı vekilince tanıktan soruldu; yapı ruhsatının ne zaman alındığını şu an için hatırlamıyorum, yapı ruhsatının kimi üzerine alındığını şu an için hatırlamıyorum,benim çalışanım —– pandemi döneminde işten ayrıldı, bu olaylarda bundan 1-1,5 sene öncesinde oldu, bu olaylar olduğunda inşaata başlanmadı diye hatırlıyorum, yapı ruhsatının çıkmasından önceki dönemdi, benim birçok müşterim olduğundan , her dosyayı hatırlamıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık —- “biz dava konusu taşınmazda ——– işlerini yaptık, straflarını çaktık, biz sözleşmeyi — Bey ile yaptık, biz — bey ile olan ortak tanıdığımız vasıtasıyla beni aradı ve sözleşmeyi yaptık, bana işi teklif eden — bey idi, biz işlerimizi yaptık, işi bitirdik ve inşaattan ayrıldık, —-Bey inşaat sahasına gelip giderdi ancak kendisi ile ikili ilişkimiz olmadı, ilk tanışma toplantımızda da kendisi oradaydı, — beyin başka firmalardan teklif alıp almadığı hususunu ben bilmiyorum, ben ilk — bey ile görüşmemde —– Bey de oradaydı,—— işleri için başka firmalardan da teklifler alınmıştı, ancak ben daha uygun bir teklif sunduğumdan işi bana verdiler, diğer firmaların kimler tarafından bulunduğunu ben bilmiyorum, Dedi. Davalı vekilince tanıktan soruldu; ben yaptığım ilk görüşmede —Beyin davacı şirketin çalışanı olarak biliyorum, birinci ve ikinci toplantılarda —– Bey oradaydı, sahaya da zaman zaman gidip geliyordu, — firmasından —– açılışları davacının mali müşaviri tarafından bana gönderilmiştir,—– Bey ile telefon ve mail yazışmaların olmuştur” şeklinde beyanda bulunmuştur.Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşme ve ticari kayıtlar ile defter kayıtları, —-kayıtları ve fesih ihtarnameleri ve ——kayıtları celp edilmiş, usulüne uygun bildirilen tanıklar dinlenilmiş, dosya uyuşmazlık konularıyla sınırlı olmak üzere teknik rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.23/5/2022 tarihli raporda özetle,
“(…) Teknik İnceleme ve Değerlendirmeler Taraflar arasında imzalanan Sözleşme ile Davalı – —– dava konusu —–inşaatının; İnşaat Yönetimi ve Koordinasyon İşlerini üstlendiği, söz konusu hizmetler karşılığı ise gerek Davalı – —– tarafından önerilen ve kabul edilen veya gerekse Davacı imkanları ile temin edilen mal & hizmet alımları bedellerinin, KDV dahil toplam tutarları üzerinden ( her türlü mal ve hizmet bedelleri + işçi ücretleri + —- dahil her tür maliyet toplamının ); % 20 + KDV oranında bir hizmet bedelinin; Davalı——–deneceği hususunun kararlaştırıldığı görülmüştür.
Öte yandan, anılan sözleşme ile kararlaştırılan danışmanlık hizmet bedellerinin karşılığı
olarak, Davalı —– Davacı —– avantajlı fiyatlarla alternatifli malzeme alım önerileri ile daha uygun bedellerle işi yapacak bir çok taşeron temini
gibi maliyet avantajları da sağlaması beklenir iken, dosyasına sunulu elektronik iletilerden ise taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında, Davalı – — tarafından, Davacı – ait dava konusu iş merkezi inşaatı için, 3. Şahıslardan / firmalardan;
———malzemeler için fiyat teklifleri aldığı ve alınan teklifleri Davacı’ ya ilettiği; benzer şekilde, Davalı – —- şantiyede görev yapacak 3. Şahıslardan /
firmalardan;—— için sözleşme taslağı – yer teslim tutanağı ve ——dilekçesi hazırladığı;—- sözleşme taslağı – yer teslim tutanağı ve —dilekçesi hazırladığı; —- dilekçesi hazırladığı; ———– düzenlediği ve anılan dokümanları Davacı’ ya ilettiği, ancak şantiye kontrollerini ise yapmadığı görülmüştür. Özetle, anılan sözleşme kapsamında Davalı —- tarafından, Davacı—- verilmiş ve dikkate alınmaya / hesaplanmaya değer her hangi bir mali avantaj veya hizmet tespit edilemediği
değerlendirilmiştir.Öte yandan, sözleşme tarihi olan 20.05.2019 tarihi ile fesih ihbarnamesi tarihi olan
13.02.2020 tarihleri arasında, sözleşmenin yaklaşık 7 ay gibi bir süre yürürlükte kaldığı anlaşılmaktadır.
Dosyasına sunulu belgelerden ise sözleşme fesih bildirimi tarihi itibariyle, dava konusu inşaatta; hafriyat & zemin güçlendirme ve iksa çalışmaları ile temel betonu ve bodrum kat perde duvarimalatlarının tamamlandığı tespit edilmiş olup, dava konusu inşaatın; takdiren yaklaşık % 25 tamamlanma seviyesinde bulunduğu, yapıldığı tarih
itibariyle ve piyasa rayiçleri ile birim inşaat maliyetinin, takdiren 800 TL / m2 ve———- göre, toplam yapı alanının ise 1.798,63 m2 olduğu değerlendirilmiştir. Bu kapsamda yapılan incelemede; sözleşme ile kararlaştırılan danışmanlık hizmet bedellerinin, Davalı – —— verilen söz konusu hizmetlere karşılık gelmediği, başka bir deyişle anılan sözleşmede kararlaştırılan hizmet bedellerinin; fahiş bir bedel olduğu, dava konusu inşaatın sıradan ve rutin bir inşaat niteliğinde bulunduğu, inşaat piyasası uygulamalarında profesyonel proje yönetim bedellerinin, genel olarak inşaat maliyetinin, yaklaşık % 5 ila 7’ si seviyelerinde gerçekleştiği, ayrıca İşveren’ e ekstra kazanımlar sağlanması halinde ise sağlanan net mali avantajın % 20’ sine kadar olan bir tutarın; ilave prim / komisyon olarak Danışman’ a ödenebildiği gözlenmektedir.
Bu durumda, taraflar arasında imzalanmış sözleşmeden tamamen bağımsız olarak ve
piyasa uygulamaları & teamüllerinden hareketle yapılan hesaplamalar sonucunda, Davalı – — Kesin Hak Edişinin; 21.223,83 TL [ = 1.798,63 m2 ( toplam yapı alanı ) x 800 TL / m2 ( rayiç değerlerle birim inşaat maliyeti – takdiren ) x % 25 ( inşaat
tamamlanma seviyesi – takdiren ) x % 5 ( hizmet bedeli oranı – takdiren ) x 1.18 ( KDV ) ] olabileceği değerlendirilmiştir.Mali İnceleme veDeğerlendirmeler: Davacı Tarafa Ait Ticari Defter Bilgileri:Verilen görev doğrultusunda, davacının ibraz ettiği, — yılına ilişkin Yevmiye,
Kebir ve Envanter defterleri incelenmiştir.
(…) Yukarıda belirtildiği gibi davacı şirket tarafından ibraz edilen ——– yılına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226’ ve — Sıra No’lu
Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı tespit edilmiştir.Dava konusu ile sınırlı olmak üzere davacı ticari defterlerinin, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu görülmüştür. Yukarıda dökümü yapılan—-yılı ticari defterlerin davacı lehine delil kabiliyetleri bulunduğu tespit edildiği ancak nihai takdirin SayınMahkemede
olduğu, Davacı Tarafa Ait Ticari Defter Kayıtlarının Değerlendirilmesi:Davacı tarafa ait ticari defterlerin incelenmesi neticesinde; Davacı ile davalının
kaydi olarak ticari ilişkisinin olmadığı, davalının davacı adına düzenlemiş olduğu dava konusunu oluşturan faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Davacı tarafa ait ticari defterlerin incelenmesi neticesinde; Taraflar arasında yapılan sözleşmeye konu taşınmaz için 31.12.2019 tarihinde 693.680,58.-TL maliyet,
davalının düzenlemiş olduğu fatura tarihi olan 13.02.2020 tarihinde 895.033,75.-TL maliyet ve 31.12.2020 tarihinde 1.782.285,44.-TL maliyet oluştuğu tespit edilmiştir. Listesi aşağıdaki gibidir.
—Yukarıda belirtildiği gibi davalı şirket tarafından ibraz edilen —–ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226’ ve — Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı tespit edilmiştir.Dava konusu ile sınırlı olmak üzere davalı ticari defterlerinin, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğugörülmüştür. Yukarıda dökümü yapılan ticari defterlerin davalı lehine delil kabiliyetleri bulunduğu tespit edildiği ancak nihai takdirin Sayın Mahkemede olduğu, Davalı Tarafa Ait Ticari Defter Kayıtlarının Değerlendirilmesi: Davalının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; davalının davacı şirket ile ilgili olan ticari münasebet kayıtlarını ——-Alıcılar hesabında takip ettiği ettiğini, taraflar arasındaki kaydi ticari ilişkinin 1 adet faturadan ibaret olduğu tespit edilmiştir. Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre; davalı şirketin, davacı şirket ile ilgili hesap hareketleri aşağıdaki gibi olduğu tespit edilmiştir.(…) Davalı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; Davalı şirketin davacı şirketten kaydi olarak 196.281,20.-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.MaliDeğerlendirme ; Davaya konu olan 196.281,20.-TL tutarındaki faturanın davalının ticari defterlerinde
kayıtlı olduğu ancak davacının iş bu faturaya yasal süresi içinde itiraz ettiği ve davacının ticari defterlerine kayıt etmediği tespit edilmiştir.
Sonuç:Dosyasına sunulu belgeler ile tarafların ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve
değerlendirmeler sonucunda her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla Yüce Mahkeme`ye ait olmak üzere : A. Davanın tarafları arasında akdedilen sözleşmenin kapsamı teknik proje yönetimidir. Davalı —————- tarafından davacıya bazı danışmanlık hizmetleri sunulmakla
birlikte, proje yönetimi kapsamında danışmandan beklenen hizmetlerden, şantiye kontrolleri yapılmamıştır. Ayrıca proje yönetimine ilişkin danışmanlık hizmeti alınmasının temel amacı, danışman şirketin yükleniciye bir kısım mali avantajlar sağlamasıdır. Teknik Bilirkişi tespitlerinden, Davalı tarafından verilmiş danışmanlık hizmetleri ile direkt veya dolaylı olarak, Davacı’ ya sağlanmış herhangi bir mali
avantaj tespit edilememiştir. Bu noktada davalının asli edim yükümlülüğünü yerine getirmediği yönünde bir kanaat oluşması halinde davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği kabul edilebilecektir. Bu durumda, takdiri Sn. Mahkeme’ye ait olmak üzere; sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini kabul edilmesi halinde
Davacı —–Davalı —- borçlu olmayacağı,
B. Ancak yargılama sonucunda, Sn. Mahkeme’ de aksi kanaat hasıl olduğu taktirde, Teknik Bilirkişiler tarafından yukarıdaki bölümlerde hesaplandığı gibi, Davalı ——– olabileceği,C. Davacı ve Davalı tarafından ibraz edilen — yılına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, ticari defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu davalı ve davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu” şeklinde belirlemelerde bulunulmuştur.İtiraz üzerine Mahkememizce yeni oluşturulan heyetten alınan 10/06/2022 tarihli raporda ise,”(…) Davacı dava konusu inşaat ile ilgili birtakım işleri kendisinin yaptığını ve takip ettiğinibeyan ve gerçekleştirmiş olsa da taraflar arasında düzenlenmiş olan Sözleşmenin——-Maddesine göre sözleşme tarihi olan 20.05.2019 ila fesih tarihi olan 13.02.2020arasında yapılan tüm inşaat işlerinin KDV dahil toplam bedeli üzerinden davalının inşaatın yönetimi ve koordine edilmesiişleri için»20-KDV hizmet bedeli alması gerektiği,Sözleşme hükümleri doğrultusunda %20+KDV olan hizmet bedelinin ise davacını mali kayıtlara göre dava konusu iş için 20.05.2019-13.02.2020 tarihleri arasında yaptığı harcamaların tespiti sonucunda hesaplanması gerektiği,Dosyadaki 23.03.2022 tarihli Bilirkişi Raporunun 5.2.Maddesinde özetle; davacının ticari defterlerine göre 13.02.2020 tarihi itibarıyla toplam inşaat maliyetinin 895.033,75.-TL olduğu belirtilmiş olup, işbu bedelin geçerli görülmesi halinde davacının talep edebileceği hizmet bedelinin: 895.033,75.-TL x %20 x 1,18 (KDV) = 211.228.-TL olduğu, bu bedelin davacının icra takibine konu ettiği alacaktan daha düşük olduğu, ancak davacı tarafından söz konusu ticari defterler sunulmamış olduğundan heyetimizce bu yönde bir tespit yapılamadığı,Davacının mali kayıtları üzerinden harcamaların tespitinin yapılmamış olması göz önüne alınarak tarafların beyanları ve seviye tespit tutanağı doğrultusunda fesih tarihine kadar yapılan işlerin toplam bedeli ile buna bağlı olarak davacıya ödenmesi gereken hizmet bedelinin aşağıdaki gibi olduğu,31.12.2019 tarihli Seviye Tespit Tutanağına göre inşaatın (Kazı ve temel üst kotuna kadar olan) gerçekleşme oranı % 20’dir. Davacı sözleşmeyi 13.02.2020 tarihinde feshetmiş olup, seviye tespit tutanağı tarihinden fesih tarihine kadar bodrum kat perde duvar imalatlarının da tamamlandığı anlaşıldığından fesih tarihindeki inşaat seviyesinin % 25 olduğu kanaatine varılmıştır. Buna göre ——– esas alınarak inşaat maliyeti aşağıda hesaplanmıştır.(…)Genel Top.: 657.783.-TL + 130.401.- TL = 787.783.-TL % 18 KDV = 929.584.-TLŞözleşmeye göre davalının talep edebileceği hizmet bedeli:929.584.-TL x %20 =185,918.-TL + KDV = 219.382.-TLDavalı tarafından icra takibine konu edilen toplam bedel ise 166.340.-TL+KDV196.281,20.-TL olup, takdiri Sayın Mahkeme’ye aittir.
İnşaatın tamamlanmış olması nedeniyle bu aşamada mahallinde keşif yapılarak herhangi bir teknik bilgi veya tespit yapılamayacağı” belirtmelerine yer verilmiştir.Mahkememizce tanık anlatımları ile 23/03/2022 tarihli rapordaki piyasa uygulamalarına dair tespitler göz önünde bulundurularak, sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği kabul edildiğinden, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları mali şart ve kabuller üzerinden hesaplama yapılan ikinci rapor değil, piyasa rayiç maliyetleri ve yönetim danışmanlık uygulaması ile yine bu hizmetin rayiç maliyetleri üzerinden hesaplama yapılan 23/03/2022 tarihli ilk rapor hükme esas alınmıştır.Tüm dosya kapsamı ve hükme/denetime elverişli 23/03/2022 tarihli rapor içeriğine göre, davalı ——–tarafından davacıya verilmiş ve dikkate alınmaya/hesaplanmaya değer herhangi bir mali avantaj veya hizmetin bulunmadığı, sözleşmenin yaklaşık yedi (7) ay kadar yürürlükte kaldığı, fesih bildirimi tarihi itibariyle inşaatın yaklaşık %25 inin tamamlandığı, piyasa rayici ve birim inşaat maliyetinin 800,00 TL/m2 olduğu, yapı ruhsatındaki metrajın 1798,63 m2 olduğu, sözleşme ile kararlaştırılan hizmet bedellerinin davalıya verilen hizmetlere karşılık gelmediği, fahiş olduğu, proje yönetim bedellerinin genel olarak %5-%7 seviyelerinde olması gerektiği, bu durumda, taraflar arasında imzalanmış sözleşmeden tamamen bağımsız olarak ve piyasa uygulamaları & teamüllerinden hareketle yapılan hesaplamalar sonucunda, davalı – ——-( toplam yapı alanı ) x 800 TL / m2 ( rayiç değerlerle birim inşaat maliyeti – takdiren ) x % 25 (inşaat tamamlanma seviyesi – takdiren) x % 5 (hizmet bedeli oranı – takdiren) x 1.18 (KDV )] olabileceği, sözleşme ile kararlaştırılan asıl edimin ifa edilmemesi nedeniyle fesih haklı ise de inşaatın tamamlandığı ve edimlerin geriye dönük iadesinin mümkün olmadığı, buna göre sözleşme fesholunduğundan ancak rayiç değerler üzerinden yapılacak hesaplama ile feshi tarihine dek tamamlanmış kısım dikkate alınarak davalının alacak miktarının tespit edilmesi gerektiği, buna göre de davalı ——– kesin hakedişinin 21223,83 TL olduğu, dolayısıyla takibin kalan kısmı olan 175.057,37.-TL lık kısmı yönünden davacının davalı ——–borçlu olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; davalının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu tespit edilemediğinden davanın kabul edilen kısmı yönünden davalı aleyhine tazminatahükmedilmesine yer olmadığına; icra takibi,——-sayılı kararı ile tedbiren durdurulduğundan, davanın reddedilen tutarı üzerinden hesaplanan (175.057,37 x %20) 35.011,47.-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Davacı şirket tarafından açılan menfi tespit davasının KISMEN KABULÜ/REDDİ ile;
a.)—— Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen 196.281,20.-TL ‘nin 175.057,37.-TL lık kısmı yönünden davalı alacaklı ——- borçlu olmadığının TESPİTİNE, bu miktar itibariyle takibin İPTALİNE, 21.223,83.-TL yönünden davanın REDDİNE, takibin 21.223,83.-TL üzerinden DEVAMINA,
b.)Davalının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu tespit edilemediğinden davanın kabul edilen kısmı yönünden davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
c.)İcra takibi, —- sayılı kararı ile tedbiren durdurulduğundan, davanın reddedilen tutarı üzerinden hesaplanan (175.057,37 x %20) 35.011,47.-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.-Kabul edilen kısım yönünden alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 11.958,17.-TL’den, dava açılırken yatırılan 3.352,00.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 8.606,17‬.-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 3.352,00.-TL peşin harç, 54,40.-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.406,40.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 195,00.-TL posta giderinin davada haklı çıktığı %89 haklılık oranına göre 173,55‬ davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından yapılan 38,00.-TL posta ücreti, 8.000,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.038,00.-TL yargılama giderinin %11 haklılık oranına göre 884,18‬.-TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 27.258,61.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili davalıya verilmesine,
8.Eldeki dava ara buluculuk şartına tabi bulunmadığından; davacı tarafından sebebiyet verildiği belirtilen düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde —– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 17/01/2023