Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/253 E. 2021/804 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/253 Esas
KARAR NO : 2021/804
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2019
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının —-yargılama yapmaya görevli ve yetkili —— yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili amacı ile —- sayısı ile ikame edilen davada verilen—- sayılı görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiğini —- sayılı dosyasında yapılan yargılamada verilen —– kararla dava şartı arabulucuya başvurulmadan açılan davanın usulden reddine karar verildiğini, bunun üzerine—— sayılı arabuluculuk dosyasında yapılan görüşmelerin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine işbu davayı ikame etme zarureti hasıl olduğunu, müvekkilinin davalı şirket ile akdettiği sözleşme gereği —– ayına kadar davalı şirket bünyesinde oluşturulan —–dalında tamgün hizmet verdiğini, bu süre içerisinde müvekkilinin ücretlerini ——davalı şirketin tahakkuk ederek müvekkile bildirdiği föydeki bilgiler doğrultusunda düzenlediği —- ile bilahare kurduğu —— tarafından düzenlediği —– karşılığında tahsil etmekte olduğunu, ancak sözleşmenin imzalanmasından kısa bir süre sonra — yılında davalı şirket müvekkilinin verdiği——- adı altında kesinti yapmaya başladığını, müvekkilinin bu gibi durumlarda sözleşmenin —— bendinde açıklandığı üzere mesleki hata ihmal ve/veya acemilik nedeniyle hastalara verdiği zararlar sonucu hasta ve/veya yasal mirasçılarının tazminat taleplerine karşı kapsamlı —— yaptırdığını, dolayısı ile ücretlerinden oransal kesinti yapılmasının hukuki olmadığını söylemiş ise de kabul ettiremediğini ve yapılan kesintinin bilahare kendisine iade edileceği sözüne de güvenerek aralarındaki ikili ilişkinin bozulmaması için çalışmasına devam ettiğini, davalı şirketçe haklı bir neden gösterilmeksizin müvekkili ile yapılan hizmet sözleşmesi tek taraflı olarak fesh edildiğini ve —— tarihi itibariyle hastane ile ilişiği kesildiğini, davalı şirketçe haklı bir neden olmadan sözleşmesi sona erdirilen müvekkilinin hakettiği ücretlerinden oransal kesinti adı altında yapılan kesintilerin ödenmesi müvekkiline sözlü olarak talep edildiğini ve fakat sonuç alınamadığını, talebe rağmen müvekkil alacağının ödenmemesi nedeniyle yasal yollara başvurma amacı ile —–numaralı ihtarnamesi ile yazılı talepte bulunulduğunu, fakat —– tarihi itibariyle ve usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen ihtarnameye cevap verilmediğini ve herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirketin menkul ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, yargılama sırasında tespit, ıslah ve harcı ikmal edilecek müvekkil alacağının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik —- kesintinin yapıldığı her ay itibariyle hesaplanacak faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, davalı şirketin sözleşme dışı insiyatif kullanarak ve kötü niyetli olarak müvekkilinin hakettiği ücretlerinden —– oransal kesinti yapıp verdiği söze, tüm yazılı ve sözlü taleplere rağmen tamamen kötü niyetli olarak ödemeye yanaşmaması gözetildiğinde aynı saikle malvarlığını kaçırması da olası olduğundan davalı şirketin menkul ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve yargılama giderlerinin davalı şirkete yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işten ayrıldığı tarihe kadar müvekkil hastanede hekim olarak hizmet verdiğini, bu süre içindeki eksik aldığını iddia ettiği alacaklarını talep ettiğini, talep edilen alacaklar bakımından zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı ve müvekkil arasındaki ilişkinin, iş hukukunun genel ilkeleri kapsamındaki işçi işveren ilişkisi olmaması nedeniyle İş mahkemelerin görevli olmadığını bu nedenle görev itirazında bulunduklarını, davacıya talep ettiği her bedelin ödeneceği taahhüt edilmediğini ancak bugüne kadar talep ettiği tüm bedeller resmi olarak kendisine ödendiğini, davacıya ödenen hakedişler her dönem tarafların anlaşmasına uygun şekilde hesaplandığını beyanla, ihtiyati tedbir talebinin reddine, görev itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli ticaret mahkemelerine gönderilmesine ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; davacının davalı şirkete ait hastanede tam zamanlı hekimlik sözleşmesi ile yaptığı çalışması neticesinde hak ettiği ücretten —– oranında yapılan orantısal kesintinin davalıdan tahsil edilip edilmeyeceğine ilişkindir.
Dava önce—- ikame edilmiş mahkemece verilen — sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya —- mahkemece de — sayılı dosyasında yapılan yargılamada verilen —– ilamla dava şartı arabulucuya başvurulmadan açılan davanın usulden reddine karar verilmiş bunun üzerine davacı vekili —— sayılı arabuluculuk dosyasında yapılan görüşmelerin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine işbu davayı tekraren ——- numarası ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize tevzi olunmuştur.
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin kararı tarihi itibariyle 7036 sayılı yasa yürürlüğe girmiş olup bu kanunun 5. Maddesinde İş Mahkemelerinin görevleri yönünde yeni düzenlemeler getirilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta bu kanunun göreve ilişkin hükmü kanunun yürürlük tarihi olan —- itibaren geçerli olacağından bu tarihten sonraki Borçlar Kanunu kapsamında kalan hizmet sözleşmelerine İş Mahkemeleri bakacaktır. Dolayısıyla görevsizlik kararı tarihinde bu kanun yürürlüğe girdiğinden taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda İş Mahkemeleri görevlidir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalı ile yapılan hizmet sözleşmesinden kaynaklanan oransal kesinti alacağının tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve 115.maddesinde de dava şartlarının bulunmaması halinde davanın usulden reddedileceği düzenlemesine yer verilmekle birlikte Mahkemenin görevi de dava şartı olarak belirtilmiştir. Mahkememizin görev alanı TTK’nın 4.maddesinde belirtilmekle birlikte bir davanın ticari dava olması için madde metninde yer alan davalardan olması veya her iki tarafın tacir olması ve davanın ticari işletmelerden kaynaklanıyor olması gerekmektedir. Eldeki dava bakımından davanın dayanağını oluşturan hizmet sözleşmesinin madde metninde sayılardan davalardan olmadığı, bu hali ile mutlak ticari dava bulunmadığı, bununla birlikte davalının tacir olduğunda kuşku bulunmamakla birlikte davacının doktor olarak davalı hastanede hizmet verdiği, doktor olan davacının tacir sıfatına haiz olmadığı, bu nedenle davanın nisbi ticari davalardan da sayılamayacağı, her ne kadar hizmet sözleşmesi ile davalının hastanesinde doktor olarak hizmet veren davacının kimi zaman serbest meslek makbuzu düzenleyerek , kimi zaman ise kendi kurduğu —— adına düzenlediği faturalar ile davalıdan alacağını tahsil ettiği iddia edilse de, davamızın davacısının gerçek kişi doktor olan ve davalı ile tam zamanlı hekimlik sözleşmesi imzalayan—- olduğu, uyuşmazlığın da davacının kendisinin imzaladığı tam zamanlı hekimlik sözleşmesinden kaynaklandığı, bu hali ile somut uyuşmazlığın 7036 sayılı yasanın 5. Maddesinde İş Mahkemelerinin görevleri yönünde yapılan yeni düzenlemeler ile beraber değerlendirildiğinde iş hukukunu ilgilendirdiği, bu hali ile mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmıştır. Görevli mahkeme bakımdan ise; iş bu davanın hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bir dava olduğu, davacının davalı şirket nezdinde doktor olarak ücret karşılığında çalıştığı, uyuşmazlığın hizmet sözleşmesinden kaynaklanmasına göre, somut olayda görevli Mahkemenin İş Mahkemesi olduğu, bu hali ile Mahkememizin görevsiz olduğu ve davaya bakmakla görevli mahkemenin İş Mahkemesine ait olduğu ve davanın usulden reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli —— Mahkemesine gönderilmesine,
Yargılama gideri ve harcın görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Kararın İstinaf yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde meydana gelen görev uyuşmazlığı nedeni ile merci tayini yönünden dosyanın ——– Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde——– nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/07/2021