Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/252 E. 2020/446 K. 18.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/252 Esas
KARAR NO : 2020/446

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 18/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ——- 4 farklı diş hastanesi ile faaliyet gösteren ———— olduğunu, davalının ise bir süre müvekkili şirkette çalıştığını, aynı zamanda diş tedavisini müvekkili şirkette yaptırdığını, davalının şirkette çalıştığı dönemde kendisine diş tedavisi yapıldığını, ——————- kaplama ücret ———–implant üstü zirkonyum kaplama ————, set doku– ——, kemik tozu ve ———–olmak üzere toplam ———- —— davalı tarafından müvekkili şirkete ödenmediğini, davalının ihtarnameye rağmen borcunu ödemediğini, İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü ————- esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun bu takibe de hiçbir gerekçe göstermeksizin itiraz ettiğini, ilamsız icra takibine yapılan itirazın kendilerine tebliğ edilmediğini, dosyanın haricen fiziksel olarak icra dairesinde kontrol edilmesi ile 04/07/2019 tarihinde borçlunun itirazına muttali olunduğunu ve aynı gün ———— arabuluculuk dairesine başvurulduğunu, yapılan görüşmelerin de netice vermediğini, 06/08/2019 tarihli anlaşamama tutanağı tutalarak görüşmelere son verildiğini, aradan geçen zamana rağmen ısrarla borcunu ödenmediğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20 oranından aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu itibariyle ticari dava olmadığını, dava konusu tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklar olması nedeniyle davanın usuli yönden Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacı yanın açtığı davanın esas sebebinin kendilerine karşı ——- İş Mahkemesi ——- esas dosyasında —- tarihinde açılan işçilik alacakları konulu dava olduğunu, davacı yanın tek amacının gerçeğe aykırı fatura da düzenleyerek müvekkili yıldırmaya ve haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu, dosyaya sunulan palanlama adı altındaki çizelgeye bakıldığında, ilk iki işlemde tarih olduğu ve doktor adının yazıldığını, diğer işlemlerde ise tarih olarak ——— yazıldığı görüldüğünü, davacı şirketin gerçeğe aykırı şekilde fatura düzenlendiğini, karşılığı olmayan sonradan ve tek seferde düzenlenmiş usulsüz fatura ve sair evrakların hiç birini kabul etmediğini, anılan nedenlerden dolayı davanın reddine karar verilmesini, %20 den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı şirkete yüklenmesini talep etmiştir.
Dava; İİK’nun 67/1. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, eski personeli olan davalının yapılan tedavilerine karşılık gelen bedelleri ödemediğinden bahisle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup mahkemenin görevinin dava şartı olduğu belirtilmiştir. Dava şartları yargılamanın her aşamasında Mahkemece resen değerlendirilmelidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (A) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Eldeki dava bakımından; her ne kadar davacı taraf ticari bir şirket olsa da, davalı yanın şahıs olduğu, dosyada mevcut bilgi ve beyanlardan anlaşıldığı üzere davalının tacir olmadığı, eldeki davanın TTK’da sayılan mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşıldığından; mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır. Görevli mahkemenin tespiti bakımından ise; davacı tarafça, eski çalışanı olan davalı yanın yapılan diş tedavisi nedeniyle düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğinin iddia olunduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1.madde ve fıkrasında tanımlara yer verildiği, maddeye göre; satıcının, ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi olduğu, tüketicinin ise, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olduğu, tüketici işleminin ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlandığı, taraflar arasında kurulan sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu, davacı yanın satıcı, davalının ise tüketici olduğu, dava konusu işlemin tüketici işlemi olduğu, bu nedenle; görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu ve davanın usulden reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.20 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi.