Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/250 E. 2023/52 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/250 Esas
KARAR NO: 2023/52
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 02/07/2020
KARAR TARİHİ: 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (abone sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin—– gereği davalı kurumdan hizmet aldığını, Müvekkilinin—- ayına kadar tüm fatura ödemelerini eksiksiz şekilde yaptığını, —- bedelli fatura, fahiş tutarı nedeni ile müvekkil şirket çalışanı —– numaralı su sayacının analizinin talep edildiğini, analizin neticesinde, itirazın ret edildiğini, faturaya 23/09/2019 tarihinde itiraz edildiğini, olup yapılan itiraz tarihinden 31/01/2020 tarihinde kadar yaklaşık 4 ay boyunca da, yine müvekkil şirkete herhangi bir fatura gönderilmediğini, —– fatura numaralı ve bu kez de 290.528,00 TL bedelli fatura gönderilerek, son ödeme tarihi olan 17/02/2020 tarihine kadar ödenmesi istendiğini, gelen ikinci fatura ile, ilk fatura bedelinde herhangi bir değişikliğe gidilmediğini, müvekkilinin mağduriyetinin katlandığını, davalı kurumun hukuki dayanaktan yoksun usulsüz uygulamaları, en temel hizmet olan suyun kesilmesi tehdidine ulaştığını, itiraz sürecindeki —– toplam —— kullanım için tahakkuk eden fatura bedeli de 58.020,00.-TL olarak gösterilmiştir. Müvekkili şirketin bu tutarda bir kullanımının mevcut olmadığını, söz konusu döneme ilişkin düzenlenen fatura bedelini kabul etmediklerini, hem yapılan işlemlerin gerekçesini talep etmek hem de sonraki dönem faturalarına da itiraz etmek için davalı kuruma 07/02/2020 tarihinde iadeli taahhütlü posta yoluyla dilekçe gönderildiğini, davalı kurumun 11/02/2020 tarihinde tebliğ aldığını, iptal işleminin gerekçesinin bilinmediğini, müvekkili şirketin toplu ödeme değil, aylık periyotlar halinde ödeme ile mükellef olduğunu, kullanılan su bedeli ve yan giderlerin ancak 30 güne tekabül eden kısmının tek seferde ödenebileceğini, müvekkiline gönderilen faturanın tam —— güne tekabül ettirildiğini, müvekkiline gönderilen faturada son ödeme tarihi olarak —- tarihi bildirildiğini, bu tarihte borcun ödenmemesi halinde su kesintisi yapılacağının ihtar edildiğini, müvekkili şirkete çeşitli ödeme planları sunulduğunu, 40.013,00 TL ödeme yapılarak suyun kesilmesinin engellendiğini belirterek davalı tarafından taraflar arasındaki abonelik sözleşmesine aykırı şekilde talep olunan fatura bedelinden, yapılan vade farklı ödeme planı gereği vadesi gelmiş olanlar ve henüz ödenmemiş taksitler hakkında —— teminatsız veya teminatlı olarak ihtiyaten durdurma kararı verilmesini, ödenmiş —–kısma ilişkin yasal hakları saklı kalmak kaydıyla 288.806,00 TL’lik sözleşmeye aykırı olarak talep edilen haksız ve dayanaksız borcun fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL tutarı hakkında, davacı müvekkil şirketin; hiçbir bildirimde bulunmadan, verilen hizmetin gereklerine aykırı olarak, denetime tamamen elverişsiz, kaynağı gösterilmeyen ve üstelik davacı müvekkil tarafından tek bir fatura günü dahi geçirilmediği halde hem gecikme zammı hem de vade farkı uygulayarak haksız kazanım sağlayan davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu —– numaralı sözleşmeye yüklenen fatura bedellerine ilişkin olarak yapılan incelemede tahakkukların doğru olduğunun tespit edildiğini, 13.08.2001 tarihinde yapılan —— sözleşmesi ile günlük su tüketimlerinin genel averajının ortalaması—- olarak su kullandıklarını, 24.03.2017 tarihinde feshedildiğini, bu sayacın en son okuması 02.03.2017 olduğunu, tarihinden sonra ise ——–sayaç ile şebeke suyu olarak yapılan aboneliğe ait su kullanımına devam edildiğini,—- tarihinde yapılan aylık okumasında sayacın çalışmadığının tespit edildiğini, —- sayaç değiştir iş emri ile 05.04.2019 tarihinde sayacın sökülerek, yerine —– yeni sayacın takıldığını, sayacın çalışmadığının tespit edilmesi üzerine tahakkukların doğru yapılabilmesi için önceki okumalar araştırıldığını, ve sayaç su tüketimlerinde 01.07.2017 tarihinden sonra anormal bir düşüş olduğunun görüldüğünü, averajın daha önce ——düştüğünü, yeni takılan — numaralı sayacın ise —– olduğunu, yeni takılan —- numaralı sayacın günlük su tüketimleri ile geçmiş dönemlerdeki tahakkuk endekslerine bakılarak,——- dönemi için yeniden hesaplama yapılarak 262.383,00 TL fatura bedeli hesaplandığını, 01.07.2017 tarihi ile 02.08.2019 tarihleri arasında daha önce tahakkuk eden faturaların davacı tarafından ödenen 30.175.69 TL’lik bedeli bu tutardan düşüldüğünü, mahsuplaşma sebebiyle 232.207.00 TL tutarında itiraz faturası düzenlendiğini, itiraz faturasına yapmış olduğu itiraz sebebiyle —- numaralı sayacın abone talebi doğrultusunda doğru çalışıp çalışmadığı ile ilgili yapılan teknik analizi sonucunda, sayacın — sayacın hatalı sarfiyat kaydettiğini, hatalı çalıştığının tespit edildiğini, bu tespit sonrasında ise; —–numaralı sözleşmeye ait analizi yapılmak üzere sökülen sayacın yerine takılan —–no’lu sayacın su tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak arada geçen sürelerde kullanılan suyun bedeli de eklenerek yeniden 31.01.2020 tarihli itiraz faturası tahakkuk ettirildiğini, müdürlüklerince yapılan incelemeler neticesinde, —–numaralı sözleşmeye ait tahakkuklarında herhangi bir hata bulunmadığını, davacının daha önce feshettiği sözleşmedeki su tüketim miktarları ile sağlam sayaç takıldıktan sonraki su tüketim miktarları, davacının dilekçesinde ifade ettiği kadar az su kullanımının olmadığının açık olduğunu, davacının bu borçtan sorumlu olduğunu, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini talep etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve NeticeDava, abonelik sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir ———Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder ——–. Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıdadır (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacıdadır.
Taraflar arasında sözleşmenin var olup olmadığıyla ilgili bir uyuşmazlık bulunmadığına göre, bu sözleşme (hukuki ilişki) nedeniyle borçlu bulunmadığını davacı taraf ispat edecektir.
Tensip zaptı doğrultusunda, davalıya müzekkere yazılarak davacı ile aralarında imzalanan abonelik sözleşmesi ve fatura kayıtlarının onaylı suretleri gönderilmesi istenilmiş, ayrıca—— numaralı celsede, —–tarafından gönderilen yazı cevabının taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin bulunmadığı anlaşılmakla, —-yeniden müzekkere yazılarak taraflar arasında imzalanan — nolu sözleşme ile bu sözleşmeye dayalı olarak —- tarihleri arasına ait tüm tüketim kayıtlarının, ayrıca, —– nolu sözleşmenin gönderilmesi istenilmiştir.
Tüm evrakın temin edilmesini müteakip, dosya, davacının —–defter ve kayıtları ile dosya üzerinde inceleme yapılmak üzere, bir mali müşavir bilirkişi ile su aboneliği alacaklarında uzman teknik bir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek davalı tarafından düzenlenen—- tarihli faturanın yerinde olup olmadığı, anılan fatura nedeniyle davacı yanın davalı yana borçlu olup olmadığı hususlarında ilişkin rapor alınmasına karar verilmiştir.
7/1/2022 tarihli raporda özetle, ——- tahakkuklarının —- uygun olarak yapıldığını, sayacın okunamaması nedeniyle yapılan sayacın sökülerek ——– gönderilmesinin ve sökülen sayacın eksik ve hatalı yazdığının tespitine ilişkin alınan sayaç endeksleri ve yeni takılan sayaç endeksleri üzerinden yapılan okumalar sonucunda tüketilen su bedeline tahakkuk ettirilen faturanın —— uygun olarak yapılmış olduğunu, davacının menfi tespit talebinin ise yerinde olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır” belirlemelerine yer verilmiştir. Bu rapora itiraz üzerine aynı heyetten bu sefer —— tutarlı fatura yönünden değerlendirme yapılması istenilmiştir.
Temin edilen bu ek raporda özetle,
“(…) Kök raporda—— son ödeme tarihli fatura üzerinde değerlendirme yapılmıştır,Sayın Mahkemece talep edilen ve davacı vekilinin itirazlarına konu olan 17.02.2020 son ödeme tarihli fatura üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler:—-hesap kesim tarihli —– ait hesap hareketleri incelendiğinde; abonenin ———olduğunu ve yapılan kontrolde sayacın %5 hata payı ile hatalı yazdığını tespitedildiğini, 26.09.2019 tarihinde —— sayacın işaretinin— olduğunu,—günlük sayaç averajının günlük —- tüketilen suyun miktarının —- olduğu görülmektedir. Buna göre tanzim edilen 31.01.2020 tarihli fatura bedeli (…) Genel toplam 290,523,72 TL.sı olmaktadır” şeklinde belirlemelere yer verilmiştir.İtiraz üzerine yeni bir heyet teşkil ettirilmiş, 6/6/2022 tarihli heyet raporunda özetle;
“(…) Sayın Mahkeme’nizce Heyetimize tevdii edilen görev doğrultusundadava dosyası üzerinden davalı idarenin beyan etmiş olduğu evraklar, ilgili yönetmelik, davacının geçmiş dönemde tüketmiş su miktarları cüz halinde değerlendirildiğinde;
Davalı —— tahakkuklarının Yönetmeliklere uygun olduğu, hatalı okuma yapan sayacın ölçüm değerleri ile doğrulanarak davalı idare tarafından tahakkuk edilen geçmiş dönem fatura bedeli olan —- son ödeme tarihli — bedellinin ve ortalama tüketim değerleri ile davacıya tahakkuk edilen — son ödeme tarihli —- fatura bedelinin ilgili yönetmeliğe göre hesaplandığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacının talep ettiği 20.000 TL bakımından menfi tespit talebinin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır” şeklinde belirlemelere yer verilmiştir.
——–Sayacın muhafazası, muayenesi ve değiştirilmesine ilişkin hususlar” başlıklı 42 nci maddesi;Sayacın muhafazası, muayenesi ve değiştirilmesine ilişkin ğ bendinde açıklanan husus şöyledir:
(ğ) Sayacın hatalı çalıştığı tespit edilirse, yeni sayacın endeksi ile geçmiş dönemlerdeki 11 tahakkuk endekslerine bakılarak ortalaması alınır, hatalı dönemlere ait tahakkuklar itiraza alınarak düzelltilir.
Raporda belirtildiği üzere, anılı madde dayanarak, yeni takılan —— numaralı sayacın günlük su tüketimleri ile geçmiş dönemlerdeki tahakkuk endekslerine bakılarak,—- dönemi için yeniden hesaplama yapılarak — fatura bedeli hesaplanmış olduğu ve davacının itirazına konu—– tarihleri arasında daha önce tahakkuk eden faturaların davacı tarafından ödenen 30.175.69 TL’lik bedeli bu tutardan düşürüldüğü; mahsup nedeniyle 232.207.00 TL tutarında itiraz faturası düzenlendiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla, dava dosyasına taraflarca beyan olunan evrakların tamamı ayrı ayrı irdelendiğinde gerek ilgili yönetmelik maddesi, gerek davacının —– yılları arasındaki su tüketimleri tablolarından da açıkça görüleceği üzere davalı kurumun tahakkuklarının yönetmeliğe uygun olarak yapıldığı sonucuna varıldığı anlaşıldığından denetim ve hüküm tesisine elverişli rapora göre, tahakkuklarının Yönetmeliklere uygun olduğu, hatalı okuma yapan sayacın ölçüm değerleri ile doğrulanarak davalı idare tarafından tahakkuk edilen geçmiş dönem fatura bedeli olan —– bedellinin ve ortalama tüketim değerleri ile davacıya tahakkuk edilen 17/02/2020 son ödeme tarihli (yuvarlama ile) 290.528,00 TL fatura bedelinin ilgili yönetmeliğe göre hesaplandığı anlaşıldığından (kısmi olarak açılan) menfi tespit davasının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Davanın REDDİNE,
2.-Alınması gerekli 179,90.-TL karar ve ilam harcının, dava açılırken davacı tarafça yatırılan 341,55.-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 161,65.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.-Davalı tarafından yapılan 19,00.-TL posta ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5.-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta süre içerisinde —— Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 24/01/2023