Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/249 Esas
KARAR NO: 2021/1273
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/07/2020
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin — satışı yaptığını, müvekkili —- başvuruda bulunduğunu ve markası koruma altına alındığını, müvekkilinin satışa sunduğu döküm tavaların ortalama ağırlığının—- civarında olmakla müşterilerden gelen talep üzerine müvekkili tarafından internet satış sayfasında dört adet defolu ham döküm tavanın satışa sunulduğunu, müvekkilinin satış ilanında “Arkadaşlar çok soran oluyor diye, elimde kullanıma hazır, ancak yüzeydeki ufak
tefek defodan dolayı satışa
sunmamış olduğum numune
—adet tavayı %50 fiyatına
satışa koyuyorum. fotoğrafları
ekteki gibi,lütfen iyi
inceleyip alınız.” şeklindeki açıklamayla defolu ürünleri satışa sunduğunu, Davalı —-defolu olduğu belirtilen ve yarı fiyatına satılan bu üründen —-tarihinde internet üzerinden bir adet sipariş verdiğini ve satın aldığını, ürünü bu şekilde bile isteye satın almasına rağmen “Ortada bir aldatmaca olduğunu düşünüyorum. Eğer burada tatmin edici bir cevap
alamazsam bu durumu ilgili olduğunuz bütün platformlarda dile getireceğimi bilmenizi
isterim.” şikayetleriyle müvekkiline —- tarihinde e-posta gönderdiğini, Müvekkilinin aynı gün tarihli e-posta ile cevaben ” ürünlerin numune olduğunu ancak kullanılabilir halde olması ve müşterilerin defolu ürün talebi nedeniyle satışa çıkarıldığını, satış sayfasında da bu durumu bildirdiğini ve dolayısıyla yarı fiyatına satıldığını bildirerek isterse tavanın uhdesinde kalarak ücret iadesi yapabileceğini” belirterek davalının e postasına cevap verdiğini, ancak müvekkilinin bu cevabından sonra davalının herhangi bir şekilde müvekkiline ulaşmadığını, talebinin ne olduğunu ve ücret iadesi için bir banka hesap numarası bildirmediğini, davalının—- başlıklı bir video yayınlayarak kötü niyetini ve kastını gerçeğe aykırı beyanlarla internet yayınına taşıdığını, —-
kullanıcı adıyla yaptığı yorumların içinde müvekkilini sahtekar olarak addetmekte kötü niyetli
olarak müvekkilinin ticari itibarına zarar vererek müvekkilinin diğer müşterilerinde haksız bir
tedirginlik ve şüpheye yol açtığını, davalının—- kullanmakla bu kullanıcı adını kullandığını ikrar ettiğini ileri sürerek
haksız rekabete sebebiyet veren paylaşımın tedbiren durdurulmasını, davalının haksız
rekabetinin tespiti ve men’i ile — maddi ve bakiye hakkı mahfuz kalmak kaydıyla
— manevi tazminatın davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya—–tarihinde usulüne uygun olarak dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma günü tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından 2 haftalık süre içerisinde davaya cevap verilmemiştir.
Davalı —-havale tarihli dilekçesinde özetle; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi görevde bir öğretmen olduğunu, hiçbir firma ya da marka
ile organik bağının bulunmadığını, davacının davaya konu ettiği haksız rekabete neden olacak
hiçbir gerekçesi bulunmadığını beyan ettiğini, davacının “Arkadaşlar çok soran oluyor diye elimde kullanıma hazır, ancak yüzeydeki ufak tefek defodan dolayı atışa sunmamış olduğum —– fiyatına satışa koyuyorum, fotoğrafları ekteki gibi, lütfen iyi inceleyip alınız” şeklindeki beyanının
doğru olduğunu, fakat davaya konu videoda yukarıda bahsi geçen defolara dair hiçbir eleştiride
bulunmadığını, “ortada bir aldatmaca olduğunu düşünüyorum, eğer burada tatmin edici bir cevap alamazsam bu durumu ilgili olduğunuz bütün platformlarda dile getireceğimi bilmenizi isterim” şeklindeki ifadesinde ——kelimesi ürün defolu olduğu için
söylenmediğini, satış ilanında ürünün sadece kozmetik olarak kusurlu olduğu vurgulanmış olmasına rağmen ürünün ölçülerinde de kusur olduğu anlaşıldığı için söylendiğini, ürünün satış ilanında belirtilen özellikleri taşımadığını, davacının “tava sizde kalabilir, isterseniz para iadesi
yapalım” beyanının doğru olduğunu, fakat karşılığı olmadığını, youtube adresinde yapmış
olduğu paylaşımda ürünün defosuyla ilgili hiçbir eleştiri bulunmadığını ileri sürerek şahsına
isnat edilen suçlamaların tamamının mesnetsiz olduğunu, suçlamaları kabul etmediğini, davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH:
Davacı vekilinin — tarihli dilekçesi ile, dava dilekçesinde —olarak belirttikleri maddi tazminat tutarını — artırarak — olarak ıslah ettiklerini, Islah ile birlikte toplam taleplerinin — maddi tazminat, — manevi tazminat olmak üzere — olduğunu beyan ederek, öncelikle haksız rekabete sebebiyet veren paylaşımın tedbiren durdurulmasını, davalının bilirkişi heyeti tarafından da tespit edilen haksız rekabetinin men’i ile — maddi ve —- manevi tazminatın davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davalının paylaştığı sosyal medya içeriğinin davacının kişilik haklarına zarar verdiği, davalının eyleminin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğu, iddiasına dayalı olarak TTK’nın 56. maddesi uyarınca açılmış bir maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmak suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi heyet raporunda özetle; davalının, davacıdan döküm tava aldığı,
döküm tavanın defolu olduğunu bildiği, zaten bu sebeple de indirimli aldığı, ancak davalı, defonun yüzeysel olduğunun belirtilmesine rağmen gramajının da vaad edilenden
farklı olduğunu, davacının ayıplı ürün açıklamasında buna değinmemesinin aldatıcı olduğunu
belirttiği, davacının —- —Arkadaşlar çok soran oluyor diye elimde kullanıma hazır ancak yüzeydeki ufak tefek defodan dolayı satışa sunmamış olduğum/numune— koyuyorum. fotoğrafları ekteki gibi, lütfen iyi inceleyip alınız. iade kabul edilmeyecektir..” şeklinde yazıldığı, davalının — tarihli şikayetini bildiren—– olduğunu, ortada bir aldatmaca olduğunu düşündüğünü,
tatmin edici bir cevap alamaması halinde, bütün—— bunu paylaşacağını belirttiği, davacı tarafından —— tarihinde davalının —- yazılan cevapta; Bazı açıklamalar yapıldıktan sonra—– kalmadıysanız, ürün sizde kalabilir,
ücretini de hesabınıza geri gönderebilirim, benim için gerçekten sorun değil,” şeklinde
cevap verildiği,
aynı konuda davalının —– uzantılı adreste yer alan paylaşımı yaptığı,
paylaşım tarihinin — olduğu, paylaşım başlığının ise —- ham döküm
tava aldım—- olduğu, davalının yaptığı yorumlarda davacı
—- nitelemesini yaptığı, —— üzerinden paylaştığı videoya yapılan olumsuz yorumlara davacı tarafından açıklamalar yapıldığı, ancak yorum ve açıklama yazılarının bir süre sonra davalı tarafından silindiği, bu konudaki ekran görüntülerinin dosyada mevcut olduğu, davacıdan aldığı
ürüne ilişkin yayınladığı videoda ürünün ayıplı, defolu, numune ürün olduğuna dair herhangi bir açıklama yapmadan ürün hakkında olumsuz değerlendirmede bulunduğu ve sanki
davacının tüm ürünleri bu vasıftaymış gibi bir izlenim bıraktığı, ayrıca tavanın “eti rezil ettiğini” de ifade ettiği, yine videosunda davacı için, iletişim adresinde bir isme de
rastlamadığını, kimle muhatap olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek, videoyu izleyen
ortalama bir kişide davacının güvensiz biri olduğu —–bıraktığı, davalının aldığı üründe söylenenden başka ayıplarının bulunduğu doğru kabul edilse bile, davalının bu açıklamalarını dürüst ve bozulmamış rekabet ortamı ile bağdaştırmanın olanaklı olmadığı,
davacı defter incelemesine esas olmak üzere sunduğu —
tablolarının incelendiği, gelir tablosunda davalı — kayıtlı olduğu, söz konusu kaydın; —- hesaplanan —– olmak üzere toplam — olarak kayıt
altına alındığı, davalı, davaya konu tavayı — tarihinde aldığı, davacının dosyaya sunmuş olduğu gelir tablosundaki gelirleri —- tarihine kadar olan süredeki gelirlerinin kaydının bulunmadığı, ancak, davalının dava konusu tavayı temmuz ayında satın aldığı göz önüne alındığında,
davalının yılın ilk — ayındaki gelirleri ile içinde söz konusu olayında yaşandığı son —aylık gelirleri karşılaştırıldığında; davacının son —— aylık süreç içinde davacının ciro, gelir ve karında azalma bulunduğuna dair herhangi bir somut veriye ulaşılamadığı, davacının — giderleri
olduğu, —- olduğunun hesaplandığı, yapılan bütün tespit ve değerlendirmeler neticesinde davacının dava konusu ettiği tazminat talebi ile ilgili somut verilere ulaşılamadığı, bu nedenle Türk Borçlar Kanunu’nun BK m. 50/2 uyarınca takdirin tamamen Sayın Mahkemeye ait bulunduğu mütalaa edilmiştir.Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazında özetle; davaya konu videoda kullanılan ifadeler ile davacıya ait tüm ürünlerin kötülenmediğini, müvekkilinin yaşadığı mağduriyeti anlatığını, başka bir satıcıya ait ürünlerin reklamının yapılmadığını, vidonun düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını, ürünün satış ilanında belirtilen ağırlıkta olmadığını, videodaki ifadelerin gerçeğe aykırı olmadığını, davacının zarara uğramadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Zamanaşımı itirazı yönünden; dava dilekçesi davalı tarafa — tarihinde tebliğ edilmesine rağmen 2 haftalık süre içerisinde davaya cevap verilmemiştir. Her ne kadar, davalı vekili —– tarihli tahkikat duruşmasında davanın zamanaşımına uğradığını bildirmiş ise de, savunmanın genişletilmesine davacı tarafından açıkca muvafakat edilmemiştir. 2 haftalık cevap süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunulmadığından zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalıya ——- başlıklı videoyu yayınladığı, davacı tarafın söz konusu videoda kullanılan ifadelerin haksız rekabet oluşturduğu gerekçesi ile maddi ve manevi tazminat talep ettiği, davalı tarafın ise davaya cevap vermeyerek davacı iddialarını inkar etmiş sayıldığı görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 54/2. maddesinde aldatıcı hareket veya dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız rekabet oluşturduğu düzenlenmiş, aynı yasanın 55. maddesinde sınırlayıcı değil örnekleyici şekilde haksız rekabet halleri sayılmıştır. TTK’nın 55/1-1 maddesinde başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemenin haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
TTK’nın 56. maddesinde ise; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zararın tazminini, TBK’nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlık bakımından önem arzeden TTK’nın 55(1)a-1. maddesinde “başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir. Belirtilen eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiği kabul edilse de; ifade özgürlüğü çerçevesinde olgu, olay ve şahsi fikirlerin açıklanması kural olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla asıl olan, maddi gerçeğin ve yorumların her zaman açıklanabileceğidir. Bir tacirin faaliyetleri ile ilgili yapılan olumsuz açıklama ya da beyanlar, tek başına haksız rekabet olarak değerlendirilemez. Açıklamanın kötüleme içermesi yanında, yanlış veya yanıltıcı ya da gereksiz yere incitici nitelikte bulunması halinde haksız rekabet olarak kabul edilebilir.
Somut olayda davalının yayınladığı videoda ürünün ayıplı, defolu, numune ürün olduğuna dair
herhangi bir açıklama yapmadan ürün hakkında olumsuz değerlendirmede bulunduğu ve sanki
davacının tüm ürünleri bu vasıftaymış gibi bir izlenim bıraktığı, ayrıca tavanın “eti rezil ettiğini” de ifade ettiği, —– davacı için, iletişim adresinde bir isme de
rastlamadığını, kimle muhatap olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek, videoyu izleyen
ortalama bir kişide davacının güvensiz biri olduğu intibasını bıraktığı, davalının yaptığı yorumlarda davacı
için —–nitelemesini yaptığı, davalı ifadelerinin —- gereksiz yere incitici açıklamalarla kötüleme olduğu, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği mahkememizce kabul edilmiştir.
Bilirkişi raporunda dava konusu tavanın temmuz ayında satın aldığı göz önüne alındığında,
davalının yılın ilk — ayındaki gelirleri ile içinde söz konusu olayında yaşandığı son —
aylık gelirleri karşılaştırıldığında; davacının son — aylık süreç içinde davacının ciro,
gelir ve karında azalma bulunduğuna dair herhangi bir somut veriye ulaşılamadığı,
davacının — giderleri
olduğu,—- olduğunun hesaplandığı,
yapılan bütün tespit ve değerlendirmeler neticesinde davacının dava konusu ettiği tazminat talebi ile ilgili somut verilere ulaşılamadığı belirtilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun zararın ve kusurun tespiti başlıklı 50. Maddesi ” Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmünü içermektedir.
Mahkememizce davalının haksız rekabette bulunduğunun tespit edilmesi karşısında, bilirkişi incelemesi ile davacı zararı tespit edilememiş olsa bile, davacının herhalükarda maddi bir zarara uğradığının kabulü gerekir. Ne var ki, davacı zarar tutarını ispat edememiş olup, mahkememizce davaya konu videonun izlenme sayısı, haksız fiil tarihi, davalıya satılan ürüne benzer nitelikte ürünlerden elde edilebilecek kar dikkate alınarak davacı yararına uygun bir miktar maddi tazminata hükmedilmiştir. —–
Manevi tazminat istemi bakımından ise; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, davaya konu vidoda kullanılan ifadeler, davacıların çektiği acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi hep birlikte değerlendirilerek; davacının —– manevi tazminat isteminin makul oranda olduğu görülmekle manevi tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir.
Vekalet ücreti yönünden; davacının aynı davalıya karşı ileri sürebileceği farklı istemlerini tek bir davada isteyebilmesi mümkün olup, bu duruma objektif dava birleşmesi denilmektedir. eldeki davada da haksız rekabetin tespiti, men’i ile maddi ve manevi tazminat olmak üzere üç ayrı dava açılmıştır. Mahkememizce davacının her bir talebi için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir—-
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
1—— gerçekleştirdiği eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalı haksız rekabet teşkil eden bu eylemlerinden menine, internet sitesinde yayınlanan videoya erişimin engellenmesine,
2-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, taktiren — maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Davacının manevi tazminat davasının KABULÜ ile, —- manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
KARAR HARCI
4- Haksız rekabetin tespiti ve meni davası için 59,30 TL, manevi tazminat davası için 68,31 TL, maddi tazminat davası için 204,93 TL olmak üzere toplam 332,54 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 102,47 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 1.622,36 TL olmak üzere toplam 1.724,83 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.392,29 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
6- Haksız rekabetin tespiti ve meni davası için Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı yönünden, Avukatlık asgari ücret tarifesi 13/2 maddesine göre davacı vekili için hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat davasının red edilen kısmı yönünden, Avukatlık asgari ücret tarifesi 13/3 maddesine göre davacı vekili için hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden, Avukatlık asgari ücret tarifesi 13/2 maddesine göre davacı vekili için hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
10-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 102,47 TL peşin harç, 7,80 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 164,67 TL ve karar harcı için mahsup edilen 332,54 TL olmak üzere toplam 497, 21 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından sarfedilen 1.800,00 TL bilirkişi ücreti ve 89,00 TL posta ücreti toplamda 1.889,00 TL’nin davanın kabul red oranı gözetilerek 74,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan 1.814,20 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile———— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/11/2021