Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/198 E. 2023/843 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/198
KARAR NO : 2023/843

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 08/11/2023

Davacılar tarafından —–Asliye Ticaret Mahkemesine açılan dava aynı Mahkemenin 20/06/2019 tarih ve —- esas —– sayılı kararı ile yetki itirazı nedeni ile Mahkememize gönderilen—-esas sayılı ve mahkememiz dava dosyası ile birleştirilen—– Asliye Ticaret Mahkemesinin—–esas sayılı dava dosyasının ve birleşen—- Asliye Ticaret Mahkemesinin —– esas sayılı dava dosyasının yapılan açık yargılamaları sonunda;

ASIL DAVADA; dava
Davacı vekili dava dilekçesinde , müvekkili tarafından o tarihlerde ortağı olduğu şirkete içinde bulunduğu nakit sıkışıklığı nedeniyle muhtelif tarihlerde ve değişen miktarlarda borç verildiğini, müvekkilinin daha sonra şirket hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığını, şirkette bulunan alacaklarının bir kısmının muhtelif terminlerle kendisine ödendiğini, yapılan ödemeler neticesinde müvekkilinin 2011 sonu itibari ile davalı şirketten 1.013.926,01-TL alacaklı olduğunu, bu alacağın 2011 yılı bilançosunda ve defter kayıtlarında yer aldığını, para USD olarak gönderilmesine rağmen muhasebe mevzuatından kaynaklanan nedenlerle TL olarak kaydedildiğini, mevzuata göre alacağın USD cinsinden işlenerek bilançoya yansıtılmasının. Mümkün olmadığını, nakit ihtiyacı devam ettiği için 2012 yılı Ocak ayında müvekkili tarafından davalı şirket hesabına 500.000,00-USD”’nin banka havalesi ile gönderildiğini ve 2012 yılı şirket defterlerine ve bilançosuna şirketin borcu olarak işlendiğini, 2011 yılında verdiği borca mahsuben müvekkiline 2012 ve 2013 yıllarında taksitler halinde 1.000.000,00-FL ödeme yapıldığını, TL cinsinden yapılan bu ödeme neticesinde şirketin 500.000,00-USD dışında 13.926,01-TL borcu daha kaldığını, alacaklarının ödenmemesi nedeniyle —– Noterliği’nin 08-04-2013 tarih ve—— yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ettiklerini, ihtarname ile bakiye 13.926,01-TL ve ayrıca 500.000,00-USD alacağın ihtarnamenin tebliğini izleyen 10 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine—–. İcra Müdürlüğü’nün —–Sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibinde bulunularak işlemiş faizi ile birlikte 509.397,26-USD’nin tahsilinin talep edildiğini, borçlu şirketin takibe itirazları ile takibi durdurduğunu, itiraz dilekçesinde borç ilişkisinin inkar edildiğini, herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığına dair iddianın geçersiz olduğunu, müvekkili tarafından gönderilen paranın şirkete borç vermekten başka hiçbir sebebi olamayacağını, müvekkilinin şirketle herhangi bir alım satım ilişkisi, sermaye payı borcu veya şirketten borç alması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğunu, davalının haksız ve kötü niyetle itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu belirterek davanın kabulüne, davalının haksız ve kötü niyetle yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde ;davacının, müvekkili şirkete borç verdiğini iddia ettiği tarihlerde müvekkili şirketin kurucu ortağı olduğunu, 17-07-2012 tarihinde tüm hisselerini devrettiğini, şirketle olan tüm borç alacak ilişkisini de bu tarihte sonlandırdığını, davacının müvekkili şirketten alacaklı olsa idi tüm hisselerini hiçbir hak ve alacağı kalmamış bir şekilde devretmeyeceğini, müvekkili şirketin tüm muhasebe kayıtlarının davacı, davacının kardeşi ve yine davacının arkadaşının uhdesinde olduğunu, defterler üzerindeki borç alacak işlemlerinin bu kişiler tarafından oluşturulduğunu, şirketten ayrıldıktan sonra da bu kayıtları müvekkiline teslim etmediklerini, haklarında —–Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —– hazırlık numarası ile suç duyurusunda bulunulması üzerine defterlerin ancak 24-04-2013 tarihinde tutanakla ve kolluk aracılığıyla teslim alındığını, davacı ve kardeşi … kayıtlar üzerinde gerçeğe aykırı işlemler yaptıklarını, haklarında —-Cumhuriyet Savcılığı’nın—– hazırlık numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, şirketle hukuki bir bağı kalmadığı halde defter ve kayıtları teslim etmeyip ardından alacak davası açmalarının gerçeğe aykırı işlemler yaptıklarına dair fiili karine oluşturduğunu, defterler kolluk tutanakları ile teslim alındıktan sonra yapılan inceleme neticesinde verilen denetim raporunda davacılar tarafından müvekkili şirketin kasa hesaplarında 8.000 TL’yi aşan, mutat olmayan işlemlerin yapıldığı, ortaklar cari hesapları ve kasa hesaplarında dayanak belgelerinin bulunmadığının ve usulsüzlükler yapıldığının tespit edildiğini, bu usulsüzlüklerden dolayı 27-12-2013 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında o dönemdeki yönetim kurulu başkanı olan davacı ve diğer ilgili kişilerin ibra edilmeyerek haklarında gerekli yasal işlemlerin başlatılmasına karar verildiğini, davacıya ait olduğu ileri sürülen havalenin bir borç ödemesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, yönetim kurulu üyesinin genel kuruldan bu konuda bir yetki almadan şirket ile borçlandırıcı işlem yapamayacağını, yapar ise bu işlemin batıl olduğunu, davacının yönetim kurulu üyesi olmasa da şirketin kurucu ortağı ve yine kardeşinin de yönetim kurulu başkanı olduğunu, etik olarak da böyle bir işlem yapmasının doğru olmayacağını, davacının ödünç olgusunun ispatı için ayrıca vergi mükellefiyeti oluşturması gerektiğini, bunun olmaması halinde ise ödünçten söz edilemeyeceğini, davada geçmiş yılları da içerecek şekilde çok ayrıntılı bir kasa denetimi yapılması ve dayanak belgeleri de dahil olacak şekıîde bilanço kalemlerinin incelenmesi gerektiğini, bu şekilde yapılacak incelemede borç verildiği iddia edilen tarihferde müvekkili şirketin kasasında nakit olarak 380.000.-USD’den fazla para olduğunun açıkça görüleceğini, davacının sahibi olduğu şirketin halen de muhasebecisi olan —–tarafından müvekkili şirket ortağı —–e-posta yoluyla gönderilen 08-11-2012 tarihli çizelgenin gerçek durumu gösterdiğini, davacının müvekkili şirketten alacaklı olmayıp diğer kardeşi ile birlikte borç olduğunu iddia ettiği havaleden sonra bile müvekkili şirkete (2012 yılı sonu itibari ile) 3.553.616,61-USD borçlu olduğunu, davacıya ait şirkette çalışan bu kişinin o dönem müvekkili şirket kayıtlarını tutan kişi olduğunu, davacıların kendilerince tuttukları kayıtlarla kendilerini borçlu iken alacaklı hale getirdiklerini, müvekkili şirketin ticari ve sermaye durumu dikkate alındığında borç alınmasını gerektirecek bir durum olmadığını savunarak; davanın reddine, kötü niyetli icra takibi nedeniyle davacının % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN—- ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN —– ESAS SAYILI DAVASINDA,

DAVA

Davacı vekili tarihli dava dilekçesinde ; müvekkilinin, ortağı olduğu dönemde şirketin nakit ihtiyacı doğduğunda muhtelif tarihlerde ve miktarlarda davalı şirkete borç verdiğini, şirkette bulunan alacaklarının bir kısmının muhtelif terminlerle kendisine ödendiğini yapılan ödemeler neticesinde müvekkilinin 2011 sonu itibari ile davalı şirketten 974.084,93-TL alacaklı olduğunu, bu alacağın 2011 yılı bilançosunda ve|defter kayıtlarında yer aldığını, para USD olarak gönderilmesine rağmen muhasebe mevzuatından kaynaklanan nedenlerle TL olarak kaydedildiğini, şirketin nakit ihtiyacı devam ettiği için 30.01.2012 tarihinde davalı şirkete 500.000,-USD daha banka havalesi ile gönderildiğini ve 2012 yılı şirket defterleri ve bilançosuna da şirketin borcu olarak işlendiğini, müvekkilinin alacağına karşılık 2012 ve 2013 yıllarında taksitler halinde 1.000.000,-TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemeden 974,084,93-TL’lik alacak düşülüp 25.915,07-TL tutarındaki farkın Amerikan dolarına çevrildiğini, karşılığı 14.662-USD’nin 500.000.-USD tutarındaki borçtan düşüldüğünü ve —- Noterliği’nin 08-04-2013 tarih ve —- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 485.338,-USD tutarındaki alacağın ihtarnamenintebliğini müteakip 10 gün içinde ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine —-. İcra Müdürlüğü’nün —-Sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatılarak işlemiş faizi ile birlikte 494 .459,70-USD alacağın tahsilinin talep edildiğini, borçlu şirketintakibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borç ilişkisinin inkar edildiğini, müvekkilinin gönderdiği paranın şirkete borç vermekten başka hiçbir sebebi olamayacağını, müvekkilinin şirketle herhangi bir alım-satım ilişkisi, sermaye payı borcu veya şirketten borç alması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğunu, davalının haksız ve kötü niyetle itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu iddia ederek; davanın kabulüne ve takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının borç verdiğini iddia ettiği tarihlerde müvekkili şirketin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, 17-07-2012 tarihinde tüm hisselerini devrederek şirketle olan tüm borç-alacak ilişkisini sonlandırdığını, şirketin tüm muhasebe kayıtlarının davacı (kardeşi ve davacının arkadaşı) uhdesinde olduğunu, defterler üzerindeki tüm borç alacak işlemlerinin bu kişiler tarafından oluşturulduğunu, davacının şirketten ayrıldıktan sonra da bu kayıtları şirkete teslim etmediğini, kayıtların bu kişiler tarafından tutulmaya devam edildiğini, bu nedenle haklarında—- Cumhuriyet Savcılığına —-Sor. numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, bunun üzerine defterlerin ancak 24-04-2013 tarihli tutanak ve kolluk aracılığıyla teslim alındığını, bunun davacının kayıtlarda dilediği gibi işlem yapması ve kasadan çektiği paralara dair belgeleri de yok etmesi anlamına
gelen bir olgu olduğunu, gerçek dışı kayıtlar nedeniyle davacı ve diğer yetkili kişi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, şirketle hukuki bir bağı kalmadığı halde defter ve kayıtların teslim edilmemesi ve ardından da bu davanın açılmasının gerçeğe aykırı işlem yapıldığına dair fiili bir karine oluşturduğunu, defterler teslim alındıktan sonra alınan denetim raporunda davacılar tarafından müvekkili şirketin hesaplarında 8.000,-TL’yi aşan mutad olmayan işlemlerin yapıldığı, ortaklar cari hesapları ve kasa hesaplarında dayanak belgelerin bulunmadığı ve usulsüzlüklerin tespit edildiğinin belirtildiğini, 27-12-2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında bu usulsüzlüklerden dolayı o dönemki yönetim kurulu başkanı olan davacı ve diğer ilgili kişiler ibra edilmeyerek haklarında yasal işlem başlatılmasına karar verildiğini, davacıya ait olduğu ileri sürülen havalenin bir borç ödemesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, yönetim kurulu üyesinin genel kuruldan yetki almaksızın şirketi ile borçlandırıcı işlem yapamayacağını, yaparsa bu işlemin batıl olduğunu, Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereğince davacının ödünç olgusunun ispatı için vergi mükellefiyeti oluşturması gerektiğini, aksi halde ödünçten de söz edilemeyeceğini, davada geçmiş yılları da içerecek şekilde çok ayrıntılı bir kasa denetimi yapılması ve dayanak belgeleri de dahil olacak şekilde bilanço kalemlerinin incelenmesi gerektiğini, bu şekilde yapılacak incelemede borç verildiği iddia edilen tarihlerde müvekkili şirketin kasasında nakit olarak 380.000,-USD’den fazla para olduğunun açıkça görüleceğini, davacıların sahibi olduğu şirketin halen de muhasebecisi olan —- tarafından müvekkili şirket ortağı—-e-posta yoluyla gönderilen 08-11-2012 tarihli çizelgenin gerçek durumu gösterdiğini, davacının müvekkili şirketten alacaklı olmayıp diğer kardeşi ile birlikte borç olduğunu iddia ettiği havaleden sonra bile müvekkili şirkete (2012 yılı sonu itibari ile) 3.553.616,61-USD borçlu olduğunu, davacıların kendilerince tuttukları kayıtlarla kendilerini borçlu iken alacaklı hale getirdiklerini, müvekkili şirketin ticari ve sermaye durumu dikkate alındığında borç alınmasını gerektirecek bir durum olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. BİRLEŞEN —- ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN—– ESAS SAYILI DAVASINDA;
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortağı olduğu dönemde şirketin nakit ihtiyacı doğduğunda muhtelif tarihlerde ve miktarlarda davalı şirkete borç verdiğini, şirkette bulunan alacaklarının bir kısmının muhtelif terminlerle kendisine ödendiğini, yapılan ödemeler neticesinde müvekkilinin 2011 sonu itibari ile davalı şirketten 1.013.926,01-TL alacaklı olduğunu, bu alacağın 2011 yılı bilançosunda ve defter kayıtlarında yer aldığını, para USD olarak gönderilmesine rtağmen muhasebe mevzuatından kaynaklanan nedenlerle TL olarak kaydedildiğini, şirketin nakit ihtiyacı devam ettiği için 30.01.2012 tarihinde davalı şirkete 500.000,-USD daha banka havalesi ile gönderildiğini ve 2012 yılı şirket defterleri ve bilançosuna da şirketin borcu olarak işlendiğini, müvekkilinin verdiği borca mahsuben 2012 ve 2013 yıllarında taksitler halinde 1.000.000,-TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödeme neticesinde davalı şirketin 500.000,-USD dışında 13.926,01-TL borcu kaldığını, ödeme yapılmaması nedeniyle—- Noterliği’nin 08-04-2013 tarih ve —– yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bakiye 13.926,01-TL ve ayrıca 500.000.- USD alacağın ihtarnamenin tebliğini mütcakip 10 gün içinde ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine —–İcra Müdürlüğü’nün —– Sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatılarak işlemiş faizi ile birlikte 14.440,13-TL alacağın tahsilinin talep edildiğini, 500.000-USD tutarındaki alacağın ayrı bir icra takibinin konusunu oluşturduğunu, borçlu şirketin takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borç ilişkisinin inkar edildiğini, müvekkilinin gönderdiği paranın şirkete borç vermekten başka hiçbir sebebi olamayacağını, müvekkilinin şirketle herhangi bir alım-satım ilişkisi, sermaye payı borcu veya şirketten borç alması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğunu, davalının haksız ve kötü niyetle itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu iddia ederek; davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatınındavalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE;
Asıl dava ve birleşen davalar; ortaklık ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67/1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Davacı … davalı şirket aleyhine —–. İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı icra dosyası ile 500.000,00 USD asıl alacak, 9.397,26 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 509.397,26 USD alacağın tahsili için ilamsız icra takibine başladığı,Davacı … davalı şirket aleyhine —-. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı dosyası ile; 13.926,01 TL asıl alacak, 514,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.440,13 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibine başladığı,
Davacı … davalı şirket aleyhine —- İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı icra dosyası ile 485.338,00 USD asıl alacak, 9.121.70 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 494.459,70 USD alacağın tahsili için ilamsız icra takibine başladığı,Davalıların süresinde takibe itiraz ettikleri ve davaların süresinde açıldığı anlaşılmıştır.Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır. Düzenlenen bilirkişi raporları ve ek raporları kısmen gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce kısmen benimsenen bilirkişi raporları ve ek raporları, tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davacılar, davalı şirketin ortakları ve davacılardan … yönetim kurulu üyesi iken, hisselerini devir ederek, ortaklıktan ve yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmışlardır.
Davacılar, davalı şirkete banka kanalı ile para göndermişlerdir. Bunun tahsili için icra takibine geçmişlerse de, itiraz nedeniyle takip durmuş ve itirazın iptali konulu iş bu davalar açılmıştır.
Davalı —–Şirketi, —-Ticaret Sicili Müdürlüğü’nde—– sicil numarasıyla kayıtlıdır. Davacılar hisselerini devir etmeden önce sermayesi 4.300.000.- TL dir. Bu sermaye; beheri; 500.- TL kıymetinde, 8600 adet hisseye ayrılmıştır. Davalı şirketin —-Noterliği’nden 12-04-2006 tarihinde —–yevmiye numarası ile tasdikli ortaklar pay defterindeki kayıtlara göre;
Davacı … 301.000.- TL sı nominal değerindeki 602 adet hissesini 17-07-2012 tarihinde —– devretmiştir.Davacı … 215.000.- TL sı nominal değerindeki 430 adet hissesini 17-07-2012 tarihinde —–devretmiştir.Davacı … 516.000.- TL sı nominal değerindeki 1032 adet hissesini 17-07-2012 tarihinde —–devretmiştir.Görüleceği üzere davacılar 17-07-2012 tarihinde, davalı şirketteki hisselerinin tamamını devir ederek ortaklıktan ayrılmışlardır.
Davalı şirketin yönetim kurulu seçimine ilişkin genel kurul tarihleri şu şekildedir:
13-11-2008 tarihli genel kurulda davacılardan …,—– ile birlikte yönetim kuruluna seçilmişlerdir. Temsil yetkisi müşterektir.08-12-2011 tarihli genel kurulda davacılardan …, —– ile birlikte yönetim kuruluna seçilmişlerdir. Temsil yetkisi bazı işlemlerde müşterek, bazı işlemlerde münferittir. :23-03-2012 tarihli genel kurulda … seçilmemiştir. Seçilen kişiler:—-. —–şirketi münferiden temsile yetkilidir.Davalı şirketin 23-03-2012 tarihli genel kurul toplantısında davacı … yönetim kurulu üyesi olarak seçilmemiştir. Genel kurul toplantısından yaklaşık dört ay sonra da hissesini devir ederek ortaklıktan ayrılmıştır.Asıl ve birleşen davaların dayanağı takip dosyalarında davacıların alacağın sebebi olarak ” şirkete ortakken ekteki banka havaleleriyle verilen borçtan kalan bakiye alacak ” açıklamasına dayanak ekinde banka dekontu sundukları, ancak sunulan banka havale dekontlarında paranın ne için gönderildiğinin belirtilmediği, havale işleminin kural olarak ” borç ödeme vasıtası ” olduğu, ispat yükü üzerinde olan davacıların banka havalesi ile gönderilen paranın ” ödünç” olarak gönderildiği iddiasını yazılı delillerle ispatlayamadığı görülmüştür. Davalıya ait incelenen ticari defterlerde;
Davacı … 28-03-2011 tarihinde davalı şirkete gönderdiği 1.625.000.- Amerikan Doları havalenin karşılığı olan 2.507.862,50 Türk Lirası, davalı şirketin kayıtlarında 28-03-2011 tarihinde, —–kod numaralı ve “—— …’ cari hesabının alacağına işlenmiştir. Bu işlemden ötürü …, davalı şikkete karşı 533.229,87 Türk Lirası borçlu iken 1.974.632,63 Türk Lirası alacaklı hale geçmiştir. … 1.974.632,63 Türk Liralık alacağı, davalı şirketin kayıtlarında 31-03-2011 tarihinde,—-kod numaralı “— isimli … cari hesabının alacağına virmanlanmıştır. Bu virman işleminden sonra … ödemeler yapılmış ve 2011 senesi sonunda …alacağı 1.013.926,01 Türk Lirası’na kadar gerilemiştir. … bu alacağı 2012 senesine devir etmiştir. Netice itibarıyla, davalı şirketin kayıtlarına göre; cari hesap ilişkisinden sonra davacı …, davalı şirketten olan bakiye alacağı 561.776,01 Türk Lirası’dır.
Davacı … 28-03-2011 tarihinde davalı şirkete gönderdiği 1.625.000.- Amerikan Doları havalenin karşılığı olan 2.507.862,50 Türk Lirası, davalı şirketin kayıtlarında 28-03-2011 tarihinde, —-kod numaralı ve—–” isimli ..cari hesabının alacağına işlenmiştir. Bu işlemden ötürü …, davalı şirkete karşı 636.389,83 Türk Lirası borçlu iken 1.871.472,67 Türk Lirası alacaklı hale geçmiştir. 2012 senesine gelindiğinde; davacı .. 30-01-2012 tarihinde davalı şirkete gönderdiği 500.000.- Amerikan Doları havalenin karşılığı olan 887.850.- Türk Lirası, davalı şirketin kayıtlarında 30-01-2012 tarihinde, —– kod numaralı —–isimli … cari hesabının alacağına işlenmiştir. Sene başındaki devir ile birlikte … cari hesabındaki alacağı artmışsa da, kendisine yapılan bir takım ödemelerden sonra … alacağı 18-07-2012 tarihi itibarıyla 817.934,93 Türk Lirası’na düşmüştür. … hesabı 18-07-2012 tarihinden sonra hareketsiz kalmış ve 817.934,93 Türk Liralık alacak bakiyesi 31-12-2012 tarihinde “ortaklık bittiği için” açıklaması ile “Diğer Çeşitli Borçlar Hesabına” virmanlanmıştır. Netice itibarıyla, davalı şirketin kayıtlarına göre; cari hesap ilişkisinden sonra davacı …, davalı şirketten olan bakiye alacağı 567.934,93 Türk Lirası’dır.Yapılan tespit cari hesap bakiyesinin tespitidir. Özellikle ilk havalenin gönderildiği 28-03-2011 tarihi itibarıyla, davacılar davalı şirkete karşı borçlu durumdadırlar.Asıl ve birleşen davalar itirazın iptali davası olup, takiple sıkı sıkıya bağlı davalardır ve takip dayanağı banka dekontlarında herhangi bir açıklamanın bulunmadığı görülmekle; TBK 555. Maddesi uyarınca havale, havale edenin, kendi hesabına para, kıymetli evrak yada diğer bir nisbi eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini, bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlemdir. Emsal Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere havale dekontlarında havalenin ne amaçla yapıldığı belirtilmedikçe kural olarak havale bir borcun tediyesine yönelik olarak yapılır ” davacıların davalıya “borç” verdikleri yönünde ididalarını ispatlayamadığı, davacıların davalıya ait incelenen ticari defter kayıtlarıyla cari hesaptan alacaklarının bulunduğu, ancak takip dosyalarında ” cari hesaptan ” kaynaklanan alacağa dayanmadıkları, kaldıki davacıların 2011 yılında borç olarak verdikleri parayı 2012 yılında şirketten ayrıldıktan sonra 2013 yılında aradan uzunca bir süre geçtikten sonra takibe konu etmelerinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacıların davalı şirkete borç para verildiği iddiasını yazılı delillerle kanıtlayamadığı, yemin deliline de dayanmadıkları görülmekle asıl ve birleşen davaların reddine, takiplerin kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatının reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-ASIL ve birleşen —- Asliye Ticaret Mahkemesinin —-. Birleşen—–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Sayılı davalarının Kanıtlanamadığından REDDİNE,
2-Davalının koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-ASIL DAVADA;
a-KARAR HARCI;
Alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcının 13.862,75 TL’si dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 13.592,90 TL karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
b-AVUKATLIK ÜCRETİ
Davada avukata temsil edilen davalı yararına belirlenen 151.447,44 TL nisbi avukatlık ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
c-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ;
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yatırılan 11,50 TL vekaletname harcının davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,Davalı tarafında yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4—- ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN —— ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
a-KARAR HARCI;
Alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcının 246,65 TL’si dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan geriye kalan 23,20 TL karar harcının davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b-AVUKATLIK ÜCRETİ
Davada avukata temsil edilen davalı yararına belirlenen 14.440,13 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
c-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ;
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-BİRLEŞEN —- ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN —- ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
a-KARAR HARCI;
Alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcının 13.456,10 TL’si dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 13.186,25 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
b-AVUKATLIK ÜCRETİ
Davada avukata temsil edilen davalı yararına belirlenen 147.886,11 TL nisbi avukatlık ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
c-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ;
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yatırılan 3,80 TL vekaletname harcının davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —-Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.