Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/154 E. 2021/94 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/154 Esas
KARAR NO : 2021/94

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 28/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından cari hesap borcu nedeniyle davalı aleyhine ——–asıl alacak istemi ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, takipten sonra davalı——–ödeme yapıldığını, yapılan incelemede ödeme de düşüldükten sonra davalının borcunun ———— olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle davalıdan ———– tutarlı———- ———edildiğini, ancak davalı tarafından borcun tamamı reddedilerek—————- iade faturası düzenlendiğini, müvekkilince de tekrar fatura düzenlenmek durumunda kalındığını, bu durumun defalarca tekrarlandığını, davalının borcun varlığını ———kabul ettiğini, borcun sebebinin ———– kaynaklandığını, davalıya ait araçların müvekkile———————– yaptığını, davalı tarafça takibe haksız ve kötü —- edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin ——- üzerinden devamına ve davalının alacağın %20’si oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından başlatılan icra takibinin ve açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafından düzenlenen faturaların ödendiğini ve müvekkilinin kayıtlarına işlenildiğini, müvekkili kayıtları dışında herhangi bir kaydın mevcut olmadığını, davacının alacağının likit olmadığını, kötü niyetli olduğunu,—– yapılmaya çalışıldığını savunarak; davanın reddine ve davacı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların ———- ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu tüm dilekçeler ve ibraz ettiği tüm deliller, İstanbul Anadolu ——- İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
İstanbul Anadolu ———- İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağına ilişkin olarak —— alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —— tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından—- tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 23/10/2020 tarihli raporda özetle; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, her iki tarafın ticari defterinde de takip tarihi itibari ile davacı yanın davalıdan——- dönemine ait olduğu, davalı tarafından ——- ilişkiden———- bedelli iade faturası düzenlenerek davacı yana gönderildiği, davacının iade faturasını kayıtlarına alarak süresi içerisinde aynı miktarda iade faturası düzenlenerek davalı yana gönderildiği, bu şekilde faturalaşma işleminin —- ettiği, davalı tarafça kesilen iade faturasının ispata muhtaç olduğu, davacının takip tarihi itibari ile talebi ile bağlı kalınarak 16.848,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın kısmen iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; takip konusu cari hesabı oluşturan faturalar düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak —– düzenlenmesi, adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren —– faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu —————faturayı veren tarafa ait——————- sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ——- alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay ————– Sayılı İlamı)
Somut olay bakımından ise; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu noktasında uyuşmazlık bulunmadığı, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere, her iki tarafında usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter ve kayıtlarında davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların yer aldığı, davacı yanın takip tarihi itibari ile ———- alacaklı olarak göründüğü, takipten sonra davalı yan tarafından 2.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, davacı tarafından düzenlenen ve davalı tarafça da ticari defterlerine kayıt edilen son faturadan yaklaşık 8 ay sonra davalı tarafından 18.000,00 TL tutarında iade faturası düzenlendiği, davacı yanın iş bu iade faturasına karşılık yasal süresi içerisinde aynı tutarda iade faturası düzenlendiği, bu şekilde faturalaşmanın defalarca sürdüğü, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlığın davalı tarafından düzenlenen —— tutarlı iade faturasından kaynaklandığı, işbu faturanın düzenlenme sebebinin davalı tarafça ispat edilmesi gerektiği, ancak dosya içerisinde bunu ispata yarar herhangi bir beyan ve delilin bulunmadığı, anılan Yargıtay içtihatında da belirtildiği üzere dava konusu cari hesabı oluşturan faturalara konu hizmetin davalı yana verildiğinin kabulünün gerektiği, —— göre davacının davalıdan 18.000,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı alacağının 18.000,00 TL olduğu tespit edilmiş ise de davacı tarafından dava dilekçesi ile müvekkili alacağının 16.848,00 TL olduğu belirtilerek bu miktar üzerinden dava açıldığı anlaşılmakla, HMK md. 26 uyarınca, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının davalıdan 16.848,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafından icra takibi ile talep edilen işlemiş faiz istemi yönünden yapılan itiraz dava konusu edilmediğinden bu hususta ayrıca inceleme yapılmamıştır.
Davacı tarafından asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yasal faiz isteminde bulunulduğundan taleple bağlılık ilkesi uyarınca bu şekilde karar verilmiştir.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile
Sabit olan—– alacağın, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda uygulanacak yasal faizi ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının İstanbul Anadolu —-. İcra müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatı davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.150,89 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 187,43 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 963,46 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 187,43 TL peşin harç ve 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 241,83 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 48,25 TL posta gideri olmak üzere toplam 848,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan ——— göre belirlenen 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6.Davalı tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.