Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/140 E. 2021/169 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/140 Esas
KARAR NO : 2021/169

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine —- tarihli faturadan kaynaklanan bakiye 6.300,00 TL alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —— esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe fatura konusu malların iadesinin yapıldığından bahisle haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı tarafça borç münasebetinin ve fatura içeriğinin kabul edildiğini, ispat külfetinin davalı üzerinde olduğunu, alacağın likit olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete dava dilekçesi TK md. 35’e göre——— tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmamış, HMK 128 madde hükmü gereği davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından bakiye fatura alacağına istinaden davalı aleyhine 6.300,00.-TL asıl alacak 1.186,43.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.486,43.-TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %19,50 oranında avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —–tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 27/03/2019 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —– tarihli raporda özetle; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ——— tarihinde başladığı, davacının davalıya——- düzenlendiği, davalının davacıya ödeme yapmadığı, davacının davalıdan —– alacaklı olduğu, tarafların—- kayıtlarının birbiri ile ———– davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı tarafça —— bildirildiği, davacının takip tarihi itibari ile davalıdan —— alacaklı olduğu, ancak icra takibi ile 6.300,00 TL’nin talep edildiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça faturadan —- alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça davaya cevap verilmeyerek dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; takip konusu 1 adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle —— ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren —- faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay—— Sayılı İlamı)
Somut olay bakımından ise; davalı tarafça ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, ancak davacı tarafça düzenlenen 5 adet faturanın davalı tarafça —– bildirildiği, bu hali ile davacı tarafından düzenlenen faturaların ticari defterlerine kayıt edildiğinin anlaşıldığı, karşılığında yapılan ödeme bulunmadığı, ancak davacı tarafından yalnızca—— tarihli faturadan kaynaklı bakiye alacağın tahsilinin talep edildiği, bu nedenle incelemenin yalnızca bu fatura üzerinden dikkate alınmasının gerektiği, davalı tarafça davaya cevap verilmediği, icra takibine sunulan itiraz dilekçesi ile davacıya ürün iadesi yapıldığından bahisle itiraz edildiği, ancak buna ilişkin herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, anılan Yargıtay içtihadında da belirtildiği üzere; davalının dava konusu faturayı ticari defterlerine kayıt etmesinin fatura konusu hizmetin verildiğine ———– ettiği, bu hali ile taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, davacının fatura konusu malların davalı tarafa teslim edildiğinin kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça dava değeri olarak asıl alacak miktarı olan 6.300,00 TL’nin gösterildiği, mahkememizin ön inceleme duruşmasında da işlemiş faize ilişkin itirazın dava konusu edilmediği bildirilmiş olduğundan, işlemiş faize yapılan itiraza ilişkin herhangi bir inceleme yapılmamıştır.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak davacı tarafça takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında avans faizi isteminde bulunmuştur. Bu hali ile davacının talebi HMK md. 26 uyarınca aşılamayacağından (Yargıtay ——. Hukuk Dairesi’nin —– Karar Sayılı İlamı); taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %19,50 avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ İLE;
Sabit olan ——-asıl alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %19,50 oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğü’nün ———- esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 430,35.-TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 107,59.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 322,76.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 107,59.-TL peşin harç ve 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 161,99.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 650,00 TL bilirkişi ücreti ve 87,00.-TL posta gideri olmak üzere toplam 737,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan ——— göre belirlenen 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6.Davalı tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.