Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/14 E. 2020/85 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/14 Esas
KARAR NO : 2020/85
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ: 27/08/2018
KARAR TARİHİ: 29/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, İİK 285 ve TTK 286 maddeleri hükümleri gereği müvekkili hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini dava ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı kanun ile değişik icra iflas kanunu 285 ve devamı madde hükümleri gereğince konkordato geçici mühleti, kesin mühleti ve sonucunda konkordatonun onanmasına karar verilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı ile birlikte diğer grup şirketleri ile açılan konkordatonun tasdiki davası, davacı———–yönünden Mahkememizin ——– Esas sayılı dava dosyasından tefrik edilerek mahkememizin ——- Esas sayılı numarasına kaydedilmiş, duruşma açılmış bu konuda ticaret sicil ve basın ilan kurumu kanalı ile duruşma günü, ilanen tebliğ edilmiştir.
204 Sayılı İİK’nun 285. Maddesinde yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada iflasa tabi olan borçlu için İİK’nun 154. Maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin 1. ve 3. fıkradaki yazılı yerlerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır.
Somut olayda davanın davacı tüzel kişinin yerleşim yerindeki yer Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı ve 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 74. Maddesinde belirtilen şekilde davacı vekilinin vekaletnamesinin de konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Konkordato borçlu ile alacaklıları arasında Mahkemenin gözetiminde yapılan ve borçlunun mal varlığının iflas usulü ile tasfiyesini önleyen veya durduran bir borç tasfiyesi sözleşmesidir.
Yapılacak olan tasfiye sözleşmesi, yani konkordatonun tasdiki, alacaklıların çoğunluğunun kabulüne ve İİK’nun 305/a-b-c-d-e maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesine bağlıdır.
Konkordato davasında, geçici mühlet kararı İİK’nun 286. Maddesinde belirtilen belgelerin dava dilekçesinin ekinde yer alması ile verilmektedir. Bu belgelerin tamam olduğu görülmesi ile birlikte İİK’nun 287. Maddesi gereğince davacı borçluya geçici mühlet kararı verilerek yasada yer alan tedbirlere karar verilmiştir.
İİK’nun 287. Maddesinin 5. Fıkrası kesin mühlete ilişkin 291 ve 292. Maddelerin geçici mühlet bakımından da kıyasen uygulanacağını ön görmektedir. İİK’nun kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflasın açılması başlıklı 292. Maddesinde iflasa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi durumunda komiserin yazılı raporu üzerine Mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar verir.
a-borçlunun mal varlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa,
b-konkordatonun başarıya ulaşmayacağı anlaşılıyor ise,
c-borçlu 297. Maddeye aykırı davranır ve komiserin talimatlarına uymazsa,
d-borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif konkordato talebinden feragat ederse,
İflasa tabi olmayan borçlu bakımından ise 1. Fıkranın b ve c bentlerindeki hallerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebini reddine resen karar verir. Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder. Diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder. denilmektedir.
Bu madde hükmüne göre geçici mühlet içinde iyileşme ümidinin olmaması ve konkordato tasdiki ihtimalinin görülmemesi halinde geçiii mühlet içinde konkordato talebinin red edilebileceği gibi davacı iflasa tabi ise ve 292. Maddedeki şartlardan biri gerçekleşmiş ise davacının iflasına da karar verilecektir.
Davacı tüzel kişi borçlunun açmış olduğu davada borca batık değil ise konkordato talebini reddi ile birlikte tedbirlerin kaldırılacağı ön görülmektedir.
Davacı ———— birlikte ——— Esas sayılı dava dosyasında geçici mühlet ve akabinde konkordato komiserleri tarafından sunulan raporlar dikkate alınmak suretiyle kesin mühlet kararları verilmiştir.
Konkordato komiserleri tarafından mahkememizin ——— Esas sayılı dava dosyasına alacaklılar toplantısı sonucunda meydana gelen oluşumla ilgili olarak rapor düzenlemek suretiyle mahkememize sunulmuştur.
Mahkememizce dava dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, kök ve ek rapor alınmıştır.
Konkordato komiserleri tarafından sunulan raporda davacı————-toplam ——– TL imtiyazlı borcunun bulunduğunun belirtildiği, dosyada mevcut ——- raporunda———- olan borçları imtiyazlı olarak değerlendirilmesi sebebiyle konkordato nisabında dikkate alındığının tespit edildiği, fakat yine aynı raporun 9. Sayfasındaki tablodan———– alacaklarına teminat olarak gösterilen taşınmazların borçlu———— ait değil de şirket ortağına ait olduğu görülmüştür.
Konkordato da bir alacaklının alacağının rehinli alacak olarak nitelendirilebilmesi için rehin konusu malın mülkiyetinin konkordato borçlusuna ait olması gerektiği, şayet alacaklının alacağı 3. Kişi tarafından rehinle güvence altına alınmış ise bu alacağın da konkordato nisabına dahil edileceği, zira konkordatonun tasdikinin, alacağı 3. Kişiye ait bir mal ile güvence altına alınan alacaklı bakımından da mecburiyet doğuracağı, bu nedenle somut olayda normalde adi olarak nitelendirilmesi gerekirken rehinli alacak olarak nitelendirilen ———TL’lik alacağın da konkordato nisabında hesaba katılması ve nisabın sağlanıp sağlanmadığı belirlenmesi gerekir.
Nitekim Yargıtay ——. Hukuk Dairesinin ——- tarihli, ——– Esas ve ———- Karar sayılı ilamında da ” … Olayımızda üçüncü şahsın verdiği ipotek söz konusudur. Şirket ortaklarının, şirket grubunun veya temsilcilerinin aynı kişiler olması sonucu etkilemez. Şirketlerin her biri ayrı tüzel kişiliğe sahiptir. Alacaklının rehinleri paraya çevirtip alacağını tahsil etmesi halinde, müteselsil kefil veya rehin veren üçüncü kişi, kendisinden bu suretle tahsil olunan para için borçluya rücu etme hakkına haizdir. Bu halde merhun borçlunun hanesine dahil edilemeyeceği gibi, alacaklı hakkında İİK. 297. Maddesi hükmü uygulanmaz. Rücu hakkından önceden feragat, ipotek veren üçüncü kişi durumundaki şirket de konkordato teklifinde bulunduğundan, durumu değiştirmez. Alacak üçüncü şahsa ait rehinle karşılanmış ve konkordato talep eden borçlu şirket de bu borcundan dolayı şahsen sorumlu olduğundan, bu borcun konkordato nisabına dahil edilmesi gerekir…” şeklinde karar verilerek üçüncü kişi tarafından verilen rehinin adi alacak olarak değerlendirilerek konkordato nisabında hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
İİK’nun 302/8 de komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder hükmünün yer aldığı, bu hükme göre konkordatonun tasdikinin uygun olup olmadığına dair hazırlanacak gerekçeli raporla birlikte konkordatoya ilişkin tüm belgelerin mahkemeye sunulmasının zorunlu olduğu vurgulanmıştır.
HMK 74. Madde hükmüne göre konkordatoya muvafakat verilmesinin davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren hallerden olduğu, nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——-. Hukuk Dairesinin ——-Tarih ve —– E —– K sayılı ilamlarında da vurgulandığı üzere konkordatoyu vekil aracılığı ile kabul edenlerin vekaletnamelerinde özel yetki bulunup bulunmadığının resen araştırılması gerektiğinin belirtilmesi gerektiğinin belirtildiği, fakat dosya kapsamında konkordatoya vekil aracılığıyla kabul ettiklerini bildiren alacaklılara ait vekaletnamelere dava dosyası içerisinde rastlanamamıştır.
Yine bilindiği üzere bir alacaklının alacağı borçlunun ticari defterlerinde kayıtlı ise söz konusu alacaklı alacağını İİK’nun m.299 çerçevesinde yazdırmamış olsa bile ticari defterlerde kayıtlı alacak rakamı üzerinden konkordato nisabında hesaba katılacağı düzenlenmiştir.
Davacı———–. Tarafından önem arz eden husus ise 3. Kişi konumundaki şirket ortağı tarafından konkordato borçlusu lehine tesis edilen ipoteklerden kaynaklı alacakların imtiyazlı alacak olarak değerlendirilip, değerlendirilmeyeceği üzerinde toplanmaktadır.
Bilindiği üzere konkordatoda bir alacağın imtiyazlı alacak olarak kabulünün önemli sonuçları bulunmaktadır. Bu sonuçlardan en önemlisi alacaklının konkordato teklifine tabi olmadan alacağını teminat kapsamında tamamen tahsil edebilmesidir. Bununla birlikte, konkordato sürecinde bu alacaklılara faiz de işlemeye devam edecektir. Hatta kanun koyucu konkordatonun tasdikinden sonra rehinli alacaklıların muhafaza ve satış yapmalarının belirli koşulların varlığı halinde bir yıl süreye kadar ertelenebileceğini de İİK m.307’de hükme bağlamıştır. Konkordato sürecinde bu imtiyazlara sahip olan alacaklının konkordatonun kaderine etki edecek oylamaya katılması ancak teminatı aşan kısım bakımından mümkün olabilecektir.
Somut uyuşmazlıkta ise 3. Kişiye ait olan taşınmazla güvence altına alınan alacakların imtiyazlı alacak olup olmadıklarıdır.
Yukarıda açıklandığı üzere alacaklılarına teminat olarak gösterilen taşınmazların davacı borçlu ———– değil, şirket ortağına ait olduğu, konkordato da bir alacaklının alacağının rehinli alacak olarak nitelendirilebilmesi için rehin konusu malın mülkiyetinin konkordato borçlusuna ait olması gerektiği, şayet alacaklının alacağı 3. Kişi tarafından rehinle güvence altına alınmış ise bu alacağın da konkordato nisabına dahil edileceği, zira konkordatonun tasdikinin, alacağı 3. Kişiye ait bir mal ile güvence altına alınan alacaklı bakımından da mecburiyet doğuracağı, adi alacak olarak nitelendirilmesi gereken alacağın rehinli alacak olarak nitelendirildiği, oysaki adi alacak olarak konkordato nisabına dahil edilerek nisabın buna göre belirlenmesi gerekmektedir.
Konkordato komiserleri tarafından davacı borçlu şirketin mal varlığının tespiti sonucunda yaptırılan bilirkişi incelemesi kapsamında davacı——— borca batık durumda olmadığı belirlenmiştir.
İİK’nun 302. Madde hükümlerinde alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluğun ;
a- kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısının veya,
b- kaydedilmiş olan alacaklıların1/4 ve alacakların 3/2’sini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir.
İİK’nun 206. Maddenin 1. Sırasında yazılı imtiyazlı alacaklıların alacaklıları ve borçlunun eşi, anası, babası ve çocuğu alacaklı ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmayacağı, rehinle temin edilmiş olan alacaklılar ——tarafından taktir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılacağı, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemece karar verileceği, konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı kabul ve red oylarını içerecek şekilde imza olunacağı, toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen intihaklarda kabul olunacağı, —–intihak süresinin bitiminden itibaren en geç 7 gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi edeceği belirtilmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda ibraz olunup, mahkememizce de benimsendiği üzere 3. Kişilere ait mal varlığı değerleri ile teminat altına alınan alacakların adi alacak olarak değerlendirilip konkordato nisabında dikkate alınması gerektiği, İİK’nun 302/3 maddesinde ön görülen nisapların sağlanamadığı, bu nedenle konkordato tasdik şartlarının gerçekleşmediği belirtilmiş, rapor mahkememizce de benimsenmiştir.
Bu itibarla iflas ertelemeden farklı olarak konkordato kurumunun alacaklıların kabulüne bağlı olduğu, konkordatonun tasdiki için yukarıda belirtilen nisapları sağlaması gerektiği, alacaklıların konkordato projesini kabul etmemeleri halinde, konkordato tasdik koşullarının gerçekleşmeyeceği, konkordato süreci içerisinde yeniden alacaklılar toplantısı yapılmasının hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı ————borca batık olmadığından konkordato tasdiki davasının reddine, bu dava ile ilgili verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına, ——— görevine son verilmesine, kararın ilanı ile ilgili yerlere bildirilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi Ayrıntılı Kararda Açıklandığı Üzere ;
1-DAVANIN REDDİNE,
Bu dava ile ilgili verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına,
——— görevine son verilmesine,
Kararın ilanına,
İlgili yerlere hemen müzekkere yazılmasına,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafından dava açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 18,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/01/2020