Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/117 E. 2022/341 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/117 Esas
KARAR NO : 2022/341

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2020
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İş bu davaya —– ciro edilemez kaydına rağmen —– aynı zamanda sahibi ve yetkilisi olduğu davalı —– müvekkili şirketin dava dışı lehtar —— böyle bir borcu olmadığı, —– tarihinde —– tarihli —- protokole istinaden, davalı—- müvekkili tarafından mecburen işi almak için sadece teminat amacıyla, sözleşmenin tarafı olmayan davalı şirket yetkilisi adına keşide edildiği, müvekkilinin sözleşme imzalamak için mecbur bırakılarak kendisinden alınan bu senede teminat ve ciro edilemez kaydı yazmasındaki amacının senedin hiç devredilmeyip lehtarın elinde teminat olarak tutulmasının amaçlandığı,—– tarafı olduğu, sözleşme ile birlikte teminat için senedi alan kişi olduğu, senedin bedelsiz olduğunu bilerek müvekkilinin zararına hareket ettiği,——- müvekkili şirket ile birlikte işbu davaya konu bononun lehtarı, aynı zamanda davalı şirketin——— yani davalı tarafın müvekkili şirket ile birlikte kendi yetkilisi aleyhine de icra takibi başlattığı, teminat amacıyla verilen bu senet hakkında davalı şirketin müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmasının hukuka aykırı ve kötüniyetle yapılmış bir işlem olduğu, arz ve izah olunan nedenlerle davanın kabulünü, öncelikle ciro edilemez kaydına rağmen davalı ciranta tarafından takibe konulan —- bedelli bono ile iş bu bononun takibe konulduğu — —– takip dosyasında alacaklı olarak takip yapan davalının iş bu takibi yapmaya yetkili olmaması, alacaklı sıfatı bulunmaması, senedin bedelsiz olması, teminat için verilmesi ayrıca esasında da davalı şirkete hiç bir borçlarının bulunmaması, tam aksine bu şirketten alacaklı olmaları nedenleriyle senedin iptali ile borçlu olunmadığının tespitine ve takibin iptaline, kötü niyetli davalı/alacaklı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile ücret-i vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile davacı arasında ——-imzalandığı, işbu sözleşme kapsamında görülecek———— taşınmazın müvekkili tarafından davacıya verildiği ancak davacı —-sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediği, iş karşılığı kendisine verilmiş olan taşınmazları kötü niyetli olarak üçüncü kişilere satıp devrettiği, dava konusu senedin davacının yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda kullanılmak üzere—- müvekkiline verildiği, davacı firma sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği ve işleri tamamlamadığı, yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacı firma aleyhine——- dosyası ile icra takibi başlatıldığı, dava konusu senedin müvekkiline şirkete teminat senedi olarak verildiği, iş karşılığı—- davacının işi yapmaması durumunda senet ile işlem yapılmak için alındığı, davacının sözleşme gereği edimini yerine getirmediği —- arz ve izah olunan nedenlerden ötürü davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında verildiği iddia edilen senet nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir.
Davaya konu senedin; dava dilekçesinde açıklandığı üzere davacı ve davalının aralarında akdedilen —- tarihli—- istinaden teminat amacıyla verildiği iddia edilmektedir.
—- incelenmesinde; mahkememiz dosyası ve taraflarının—— davanın konusunun—— tarihli eser sözleşmesinden kaynaklı olduğu, dava tarihinin —- olduğu, iş bu dava dosyası ile —– dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır. HMK 166.maddesinin 2. fıkrası uyarınca; ayrı yargı çevresi içinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde davanın her aşamasında, talep üzerine ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması halinde davalar arasında bağlantı var sayılır. Tüm dosya kapsamına—-sayılı dava dosyası arasında HMK’nun 166. maddesinde ön görülen hukuki ve fiili bağlantının bulunduğu, davacı vekilinin birleştirme talep ettiği anlaşılmakla birleştirme koşullarının gerçekleştiği belirlendiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin iş bu dosyası—- arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğu anlaşılmakla, MAHKEMEMİZ DOSYASININ—– İLE BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasın bu şekilde kapatılmasına,
2-Birleştirme kararının derhal birleştirilen mahkemeye bildirilmesine ,
3-Yargılamanın— üzerinden devamına,
4-Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyada karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.