Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/112 E. 2022/243 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/112 Esas
KARAR NO : 2022/243

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/03/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Şirketin,dava dışı—- — davalı şirketin sunulan——– karşılığında—- tutarında fatura borcu bulunduğu, dava dışı —-müvekkili yana temlik edikliği, müvekkili tarafından alacağın tahsili için—dosyası ile icra takibi başlattıkları, borçlu davalının itirazı ile takibin dunduğunu belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptalini ve davalı şirketin takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen— tutarındaki alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar ve fiili ödeme tarihindeki — mevduata uygulanan en yüksek yıllık % 5 faiz ve değişen oranlardaki faiz ile birlikte yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan herhangi bir sözleşme bulunmadığını, takibe konu fatura— hizmetin verildiğine ilişkin dosyaya ispata yarar herhangi bir belgenin sunulmadığını, düzenlenen faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini gösterir hiçbir delilin dosyaya sunulmadığını, müvekkili tarafından temlik eden sıfatına haiz şirketten herhangi bir hizmet alınmadığını beyan ederek davanın reddine, davacı tarafın kötü niyet tazimatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller,— dosyası ve mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—- esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine—- alacak, asıl alacağa takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar işleyecek — faizi tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, —tebliğ edildiği, davalı tarafından — icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların sunduğu deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi—uzmanı bilirkişi heyeti tarafından inceleme yapılmak üzere rapor alınmasına karar verilmiştir.
——tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı tarafından incelemeye sunulan —- yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, davacı ticari defterlerinde dava dışı — alacağının, davacı — yevmiye numaralı—– yevmiye no ile kayıtlı olduğunun görüldüğü, davalı tarafından incelemeye sunulan — ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, davalı ticari defterlerinde dava dışı — tutarlı — tutarlı faturanın kayıtlı olmadığının görüldüğü, her ne kadar takibe konu ——-davalı —– kayıtlı olduğu tespit edilememişse de davalı yanın ————göre davacı yana takiptarihi ———- borçlu olduğu, davalı yanın ticari defterlerinde— kayıtlar üzerinde yapılan incelemede taraflarınca tespit edildiği, huzurdaki davaya konu davalı tarafından itirazla duran takibin dayandığı —— davacı tarafından verildiği, davalının ——- kendisine düzenlenen——— kayıtlara alındığı, ancak iki faturanın kayıtlarda yer almadığı, bu faturaların — tarafından düzenlendiğinden —– almamasının, faturayı düzenleyen —- tarafından bir yaptırımı olmayacağından, —arsında bir —– edecek– tespit edildiği, ancak Söz konusu– davalı kayıtların alınması, dava dışı temlik verenin bu hizmeti verdiğine karine teşkil ettiği, dosyaya sunulan veriler kısıtlı olduğundan, davalı şirketin kendisine düzenlenen navlun faturalarını kendisinin——- düzenlediği tespit edilemediği, ticari kayıtlarda yer almayan iki adet fatura da dahil olmak üzere, davalının kayıtlarında, takip tarihi– olduğu görülmekle, davalının dava dışı temlik veren —, davacının dava dışı —— gönderdiği dosyaya sunulu olan ihtarnamelerden anlaşıldığı, sonuç itibariyle, davacı temlik alanın, temlik aldığı firmanın davalı firmadan—– üzerinde borcunun olduğu kendi — —-, davacı almış olduğu ——dayanarak talep edebilecek olup, bu alacak için başlatmış olduğu takibe davalının vaki itirazının iptalini talep edebileceği, davacının alacağı, CMR hükümleri gereği bir hasar veya zayiden değil, navlun alacağından kaynaklanmakta olduğundan, davacının takipteki %5 faiz talebi ise yerinde olmayacağı, davacı temlik aldığı alacağına takip öncesi ihtarnameyle davalıyı temerrüde düşürmesine rağmen, işlemiş faiz talebinde bulunmadığından, temlik aldığı alacağına takip tarihinden itibaren 3095 SK 4/a maddesi gereği, Kamu bankalarının ——– uyguladığı en yüksek faiz oranında faiz talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı vekilinin celse arasında davayı kabul ettiğine —- tarihli dilekçe sunduğu, davalı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde kabul beyanında bulunabileceğine dair yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; HMK’nın 308.maddesinde “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur” düzenlemesine ve 311.maddesinde de “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.(…)” düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre, davalı vekilinin vekaletnamesinde davayı kabule yetkili olduğu, kabul beyanının davayı sonuçlandıran işlemlerden olduğu, karşı tarafın veya mahkememizin kabulüne bağlı olmadığı, kabulün ifade edildiği anda sonuç doğurduğu ve karşı taraf ile Mahkememizin kabulüne bağlı olmadığı anlaşılmakla davanın kabul nedeniyle kabulüne karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın davalının vaki kabul sebebi ile KABULÜ ile
Davalının —-Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 323.363,78-TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince değişen ve değişecek oranlarda işleyecek faizi ile birlikte aynen devamına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3- KARAR HARCI;
492 Sayılı Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca davayı kabul vuku bulduğundan ve mahkememiz dosyasının ön incelemesi yapıldığından, karar ve ilam harcının 2/3’ü olarak belirlenen 14.725,98-TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.522,48-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.203,5‬0-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
a—-ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 5.522,48-TL peşin harç, 54,40-TL başvurma harcı toplamı 5.576,88-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 3.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 186,05-TL posta ücreti olmak üzere toplam 3.186,05-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan —–arabuluculuk ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre; arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.