Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/107 E. 2021/649 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/107 Esas
KARAR NO : 2021/649
ASIL DAVADA
DAVA TARİHİ: 05/03/2020
BİRLEŞEN —–SAYILI DAVA DOSYASI
BİRLEŞEN DAVADA
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/10/2020
KARAR TARİHİ: 08/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVADA
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; yanlar arasında —– hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında şirketçe uygun bulunan adayların firma üzerinden kiralama yoluyla çalıştırılması işinin müvekkili tarafından ifa edildiğini, bu kapsamda davalı tarafa ——bedelli faturaların düzenlendiğini ve teslim edildiğini, davalının buna karşılık toplam —ödeme yaptığını, ödenmeyen — alacağın tahsili için —-sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, itiraz üzerine takibin durduğunu, halbuki davalının — tarihli mutabakat mektubuyla müvekkilinin —– alacaklı olduğunu ikrar ettiğini öne sürerek itirazın iptaline ve %20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yanlar arasında —– tarihli hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile müvekkilinin kendi bünyesinde çalıştırılmak üzere ve yine müvekkili tarafından yapılan mülakat sonucu işçi alımı yapıldığını, bu kapsamda davacıya her bir işçinin brüt ücreti üzerinden %8 komisyon ödendiğini, daha sonra hizmet sözleşme içerisinde— teşvikleri ile ilgili kanuni değişiklikler yapıldığını ve —-ödemeleri için —–tarafından bir takım teşvikler getirildiğini, bu kapsamda 7103 sayılı yasa ile prim indirimi 7103 sayılı yasa ile iş sigorta prim indirimi, 6111 yılı yasa ile prim indirimi 5510 sayılı yasanın 8/1 maddesi ile indirim teşviklerinin getirildiğini, davacının bu teşviklerin tamamından —–aylarında faturalarını zamanında ödeyen müvekkil sayesinde alt işveren sıfatı ile faydalandığını, ancak bu hususu müvekkili şirkete bildirmediğini, sanki —- tam ödenmiş gibi brüt ücret hesabı yaptığını ve müvekkili bu şekilde hazırladığı faturaları gönderdiğini, davacının müvekkili işçileri için eksik prim ödeneğinden haberi olmayan müvekkili şirketin sanki tam prim ödemesi yapılıyormuş gibi kesilen faturaları eksiksiz olarak ödediğini, davacının sonraki aylarda da aldığı indirimleri müvekkile iade etmediğini, müvekkil şirketten teşvik öncesi prim tutarı hesabı ile %8 ödeme aldığını ve sonrasında aldığı teşvik indirimlerine kasasına koyduğunu, bu doğrultuda — yılı için müvekkilden haksız olarak alınan fazla miktarın — olduğunu, bu kapsamda davacıya —– bedelli fatura hazırlanarak gönderildiğini, ancak davacının noter kanalıyla buy faturaya itirazla faturayı iade ettiğini, akabinde de dava konusu icra takibini başlattığını takas/mahsup yoluyla müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında —– imzalandığını, davacı tarafından davalı şirket tarafından bildirilen sayı ve bordrolu elamanı olarak müvekkili şirkette görev yapmak üzere yine müvekkilinin belirleyeceği özelliklere sahip adayların bulunması ve müvekkilince uygun bulunacak adayların davalı şirkette çalıştırılacağını, sözleşmenin 4. Maddesinde müvekkili birimlerinde görev yapacak personelin bizzat müvekkilinin belirleyeceği ücretler ve şartlara göre istihdam edileceğini, sözleşme gereği müvekkili, davalı şirket tarafından düzenlenen faturalar kendilerine ödendiğini, davalı şirket tarafından—– teşvik tutarlarını faturaya dahil ettiğini, ödenen ücretin tahakkuklar ve yasadan kaynaklı iade edilmesini talep edildiğini ancak, müvekkiline her hangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili tarafından davalı adına —– sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı ancak davalı taraf takibe itiraz ettiğini, itiraz nedeniyle takibin durduğunu, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı adına %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bu davayı açmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacı tarafından ödenmeyen — asıl alacak ve — işlemiş faiz için —- esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davacının —alacaklının borcu var itirazı üzerine takibin durduğunu, yargılamanın ——esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, davacının yargılama devam ederken aynı bedellere ilişkin fatura düzenlemesi ve faturaya itiraz üzerine takibe koymasında hiçbir hukuki yarar bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiği, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, öncelikle hukuki yarar yokluğundan davanın reddini aksi halde esastan reddi ile % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Asıl dava, — adet faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Birleşen dava, —- adet faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Asıl davaya konu —– sayılı icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında —— açıklaması ile- adet faturaya dayalı olarak — asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam —– alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede borca itiraz ettiği, iş bu davanın yasal — yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Birleşen davaya konu—- Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında ——- asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede borca itiraz ettiği, iş bu davanın yasal — yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; ihtarata rağmen davalının ticari defterlerini sunmadığı, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle—- alacaklı olduğu belirtilmiştir.
6111 sayılı Kanun istihdam teşvikini, kadınların ve gençlerin işgücüne katılımını ve istihdamını artırmak, yeni istihdam yaratılışını teşvik etmek amacıyla kabul edilen bir yasa olup, 4447 sayılı Kanunun geçici 10.maddesi ile düzenlenen, bünyesinde ilave istihdam yaratan işverenlerin toplamda — olan sigorta primlerinin — kısmının hazine tarafından, — kısmının ise işsizlik sigortası tarafından karşılanması düzenlemesini içerdiği, 7103 sayılı kanunla asgari ücret düzeyinde — primi —- fonu tarafından karşılanacağı düzenlemesini içerdiği, 5510 sayılı Kanunun m.81/1 bendinde, “Bu kanunun 4.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran —-, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük. Yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır” hükmünü içerdiği görülmüştür.
Asıl dosya yönünden Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın, —— kapsamında davalıya verilen hizmetlerden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalının söz konusu sözleşme ile müvekkilinin kendi bünyesinde çalıştırmak üzere işçi alımı yaptığını bu kapsamda davacıya brüt ücret üzerinden —- ödendiğini, 7103 Sayılı yasa ile Prim İndirimi, 7103 Sayılı Yasa ile İş. Sig. Prim İndirimi, 6111 Sayılı Yasa ile prim indirimi, 5510 Sayılı Yasanın 81. maddesi ile indirim yapıldığını, teşviklerden müvekkilinin yararlanması gerekirken müvekkiline yansıtılmadığını beyanla davanın reddini savunduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşmenin konusu başlıklı 2. maddesinin “Şirket tarafından Hizmet Kuruluşuna bildirilen sayıda ve hizmet kuruluşunun bordrolu elemanı olarak şirketin birimlerinde görev yapmak üzere, şirketin belirleyeceği özelliklere sahip adayların bulunması ve şirketçe uygun bulunan adayların firma üzerinden kiralama yoluyla çalıştırılmasıdır” hükmünü içerdiği, buna göre davacı tarafından istihdam edilen işçilerin davalı şirkette hizmet alım yoluyla görevlendirildiği, 5510 sayılı Kanun, 6111 sayılı kanunu ve 7103 sayılı kanun ile hazine tarafından işverene yardım sağlandığı, bu indirimlerin işsizliğin azaltılması ve yatırımların istihdam odaklı artırılması amaçlı teşvik olması nedeniyle işverene hazinece sağlanan ek bir katkı olduğu, dolayısıyla söz konusu hazine yardımının işveren olarak davacının yararlanması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmede hazine teşviklerinin brüt ücrete yansıtılacağına dair düzenlemenin de olmadığı, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle —– alacaklı olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Bunun yanında takip öncesinde davalının temerrüde düşürüldüğüne dair delil sunulmamış olması nedeniyle davacı tarafın işlemiş faiz talebi haklı görülmemiştir. Alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebi ise haklı görülmüştür. Açıklanan nedenlerle asıl davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Birleşen dosya yönünden Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın —- tarihli —kapsamında —– ve davalıya ödenen hazine teşviklerinin iadesi amacıya düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalının hazine teşviklerinden işveren olarak müvekkilinin yararlanması gerektiğini beyanla davanın reddini savunduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşmenin konusu başlıklı 2. maddesinin ” Şirket tarafından Hizmet Kuruluşuna bildirilen sayıda ve hizmet kuruluşunun bordrolu elemanı olarak şirketin birimlerinde görev yapmak üzere, şirketin belirleyeceği özelliklere sahip adayların bulunması ve şirketçe uygun bulunan adayların firma üzerinden kiralama yoluyla çalıştırılmasıdır” hükmünü içerdiği, buna göre davalı tarafından istihdam edilen işçilerin davacı şirkette hizmet alım yoluyla görevlendirildiği, 5510 sayılı Kanun, 6111 sayılı kanunu ve 7103 sayılı kanun ile hazine tarafından işverene yardım sağlandığı, bu indirimin işsizliğin azaltılması ve yatırımların istihdam odaklı artırılması amaçlı teşvik olması nedeniyle işverene hazinece sağlanan ek bir katkı olduğu, dolayısıyla söz konusu hazine yardımının işveren olarak davalının yararlanması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmede hazine teşviklerinin brüt ücrete yansıtılacağına dair düzenlemenin de olmadığı, davacı icra takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının tazminat talebinde haklı görülmediği anlaşılmakla birleşen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Mahkememizin —– sayılı davası yönünden;
1-Davanın Kısmen Kabulü İle, davalının —-esas sayılı takibe yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin —-asıl alacak ile buna takip tarihinden itibaren yıllık —-oranını aşmamak kaydıyla avans faizi uygulanmak sureti ile devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacak likit olmakla kabul edilen — alacağın %20’si oranında belirlenen —- icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
B- Birleşen —- sayılı davası yönünden;
1-Davanın Reddine,
2-Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
KARAR HARCI
2-Asıl dava olan Mahkememizin —Esas sayılı dosya yönünden Alınması gerekli —harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.769,35 TL harçtan mahsubu ile kalan 11.974,31 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Birleşen —– sayılı davası yönünden Alınması gerekli 59,30 TL harcın harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.320,50 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 3.261,2‬0 TL harcın karar kesinleştikten sonra birleşen davanın davacısına iadesine,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4-Asıl dava olan Mahkememizin —-sayılı dosya yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 23.558,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Asıl dava olan Mahkememizin —- sayılı dosya yönünden red edilen miktar olan 13.463,47 TL üzerinden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Birleşen —–sayılı davası yönünden dava değeri olan ve tamamı red edilen 274.932,02 TL üzerinden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 27.695,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
7-Asıl dava olan Mahkememizin —- sayılı dosya yönünden Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 2.831,55 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Asıl dava olan Mahkememizin — sayılı dosya yönünden davacı tarafından sarf edilen 1.286,00 TL bilirkişi ücreti ve 80,00 TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.366,00 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 1.285,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan 80,20 TL ‘nin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Asıl dava olan Mahkememizin —- sayılı dosya yönünden davalı tarafından sarf edilen 250,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 14,68 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan 235,32 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Birleşen —- sayılı davası yönünden birleşen davanın davacısı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
11-Birleşen —- sayılı davası yönünden birleşen davanın davalısı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
12-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, asıl dosya davacı vekili birleşen dosya davalı vekili ve asıl dosya davalı vekili birleşen dosya davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/06/2021