Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/94 E. 2020/741 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/987 Esas
KARAR NO: 2020/685
DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki —- plakalı — davalılardan —-kullandığı ve maliki olduğu —– plakalı araç ile —— üzerinde çarpıştığını ve bu çarpışma neticesinde tutulan trafik kaza raporuna göre davalı sürücünün %50 kusurlu sayıldığını, ayırca bu kazada müvekkilinin vücudunun farklı bölümlerinde çoklu kırıklar oluştuğunu ve müvekkilinin 1 hafta yoğun bakımda kaldığını, davalı sigorta şirketinin —- plakalı aracı——numarası ile sigortaladığını, müvekkilinin eşinin bakımına muhtaç kaldığını, tüm bu nedenlerle dava konusu trafik kazası nedeniyle müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6100 sayılı yasanın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatı ile———-manevi tazminatın sigorta şirketi için poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere , sigorta şirketi için dava tarihinden, davalı şahıs için kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, ———- plakalı aracın trafik kaydına tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ——–plakalı aracın müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, ancak dava konusu somut olayda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun kanıtlanması gerektiğini, davacının manevi tazminata yönelik taleplerinin —–kapsamında olmadığını, bu nedenle manevi tazminat talebinin müvekkili sigorta şirketi bakımından reddine karar verilmesini, eldeki davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasının mümkün olmadığını, zira HMK 107.maddesindeki belirsiz alacak davası koşullarının oluşmadığını, davacının maluliyet oranının bir üniversite veya devlet hastanesinden alınacak sağlık kurulu raporu ile tespit edilebileceğini, tüm bu nedenlerle müvekkili şirket bakımından manevi tazminat talepleri ile haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; ———–tarihinde müvekkilinin emniyet şeridinde duraklama halindeyken davacının —— müvekkilinin arabasının sol arka yanına çarpmasıyla kazanın meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında yazıldığı üzere olay sırasında müvekkilinin aracının emniyet şeridinde duraklama halinde dörtlü ikaz lambaları açık bir şekilde bulunduğunu, müvekkilinin emniyet şeridinde duraklama halinde olmasının ise zorunlu bir sebepten kaynaklandığını, her ne kadar davacının müvekkilinin yüzde elli kusurunun tespit edildiğini belirtmişse de kaza tespit tutanağında böyle bir sonucun yer almadığını, tutanaklarda yer verildiği üzere davacının —— olan fenni muayene tarihini geçirdiğini, kazanın herhangi bir teknik arızadan kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılması gerektiğini, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin fahiş ve dayanaktan yoksun olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, poliçe ve hasar dosyası, davacının tedavi evrakları, ceza dosyası,SED araştırmaları, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—– maluliyet raporunda; davacı ——– tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen arızası nedeniyle 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle———– oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşmesinin 9 aya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
——–sayılı kararının incelenmesinde; dava konusu yargılamanın eldeki dava konusu olan —- tarihli trafik kazasına ilişkin olduğu, sanık olarak davalı araç sürücüsü —– olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda araç sürücüsü hakkında taksirle yaralama suçunu işlediği sabit olmadığından atılı suçtan beraatine karar verildiği, verilen kararın ——– sayılı kararı ile “Sanığın taksire dayalı kusurunun bulunmaması nedeni ile CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince Beraatine”ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verildiği,verilen kararın ——– tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
———— sayılı dosyasından alınan —— kusur raporunda özetle; —– tarihinde meydana gelen kazada davalı —— sevk ve idaresindeki —-emniyet şeridine park ettikten sonra arkadan gelen ——sebebiyet verdiği kazada atfı kabil kusuru bulunmadığı, davacı —— sevk ve idaresindeki motosikleti ile seyir halindeyken yolun düz, vaktin gündüz, görüşün açık olduğu mahalde emniyet şeridinde park halinde bulunan araca arkadan çarptığı, aracının hızını trafik, yol ve aracının teknik özelliğine göre ayarlamadığı, yola gereken dikkati vermediği, kazada dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile asli kusurlu, sonuç olarak davalı sürücü ——–kusursuz olduğu, davacı ——- asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi ——- tarihli kusur raporunda özetle; davacı sürücü —– sevk ve idaresindeki —–plakalı —- ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 47/c,d, Madde 52/b , Madde 54/a, Madde 56 , Madde 73, Madde 84/d.L ve kanununa bağlı yönetmeliğin Madde 95/c,d, Madde 101/b, Madde 104/a, Madde 107, Madde 145 , Madde 157/a-11 bendinde açıklanan hükümler gereği yukarıda açıklanan trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın meydana gelişinde 4/8 oranında %50 kusurlu olduğu, davalı sürücü — sevk ve idaresindeki —-plakalı aracı ile Kanununa bağlı yönetmeliğin Madde 95/c,d, Madde 113 ve 115, Madde 104/a Madde 157/a 11, Madde 157/b bentlerinde açıklanan hükümler gereği yukarıda açıklanan trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın meydana gelişinde 4/8 oranında %50 kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı hakkında düzenlenen maluliyet raporunun kaza tarihi itibariyle maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliğine göre belirlenmesi için dosya yeniden —– gönderilmiştir.
Mahkememizce ——–tarihli maluliyet raporunda özetle; davacı —– tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası nedeniyle, 03/08/2013 tarihli 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespiti işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde maluliyet oranının sorulduğu ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin Çalışma Gücü kaybı (malulen emeklilik) ile ilgili bir cetvel olduğu, meslekte kazanma gücü kaybı oranına ilişkin herhangi bir cetvel içermediği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
——- tarihli maluliyet raporunda özetle; davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası nedeniyle 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliği dikkate alındığında; kişinin tüm vücut engellilik oranının % 7 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, özürlülük kavramı ile meslekte kazanma gücü kaybı kavramlarının farklı olduğu, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, bu nedenle düzenlenmiş özürlülük raporu ile maluliyet raporunun mukayese edilemeyeceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafça, meydana gelen trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tazmininin talep edildiği; davalılar tarafından davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
—– tarihinde davalı sürücü —- sevk ve idaresindeki — plaka sayılı otomobilini güney —-üzerinde —– istikametinden —– istikametine giden yolun sağ tarafına emniyet şeridine park ettiği esnada aynı istikamette arkadan seyreden davacı —— sevk ve idaresindeki —— plaka sayılı ——–davalı sürücünün sevk ve idaresindeki araca arkadan çarpması neticesi meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK nın 85. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmü düzenlenmiştir.Yine aynı kanunun 86/1 maddesinde ise, “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” hükmü düzenlenmiştir.
Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine etkisi 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 74. Maddesinde düzenlenmiş olup, hukuk hâkimi ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Borçlar Kanununun 74. maddesinde, “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleri ile bağlı olmadığı gibi ceza hakimi tarafından verilen beraat kararı ile de bağlı değildir. Aynı şekilde ceza hakiminin, kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz.” hükmü öngörülmüştür.Bu hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ceza Mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun Hukuk Mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir ———Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından Ceza Hâkiminin Hukuk Hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir Ceza Mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki Hukuk Mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır.——–
Dava konusu olayda ceza mahkemesince davacı sürücü ——olayda asli ve tam kusurlu bulunduğu, davalı sürücü ——- kusursuz olduğu gerekçesi ile beraat kararı vermiştir. Ceza dosyası, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.
Ceza dosyasında ———— tarafından ibraz edilen raporun bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli hazırlandığı görülmüştür.
Ceza dosyası ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; sigortalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığı, davacının olayda asli ve tam kusurlu bulunduğu, ceza dosyasındaki kesinleşen maddi olgular gözetildiğinde davacının davalı ——-yönelik maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olayda, KTK’nun 86/1. maddesi uyarınca sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeniyle sigorta şirketinin de meydana gelen zarardan sorumluluğunun ortadan kalktığı ————- kanaatine varılmakla davacının maddi tazminat isteminin reddine, davacı, davalı sigorta şirketi hakkında da manevi tazminattan sorumlu olmaları yönünden talepte bulunmuş ise de poliçe kapsamında sorumluluğu olmadığından husumetten reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı——önelik açtığı maddi ve manevi tazminat davasının REDDİNE,
2-Davacının davalı —– yönelik açtığı maddi tazminat talebinin REDDİNE,
3- Davacının davalı ——yönelik manevi tazminat davasının husumetten REDDİNE,
4-Alınması gereken karar ve ilam harcı 54,40 TL maktu harcın dava açılışı esnasında peşin alınan 208,35 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 153,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı —- tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı — —- verilmesine,
7-Davalı —- tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
8-Davalı —– kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ne göre belirlenen 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davanın reddedilen manevi tazminat davası yönünden davalı —– yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT m.10/3 e göre belirlenen 3.400 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, davalı —— verilmesine,
10-Davalı ——yararına manevi tazminat davası yönünden belirlenen 3.400 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, davalı sigorta şirketine verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davalı —— vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta şirketinin ve davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——- nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 05/11/2020