Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/88 E. 2021/1097 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/88 Esas
KARAR NO: 2021/1097
DAVA: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ: 11/03/2019
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı —- dosyada işlem gören — olarak çalışmakta iken davalı işveren —— yapılan beton kalıplarının çökmesi nedeniyle meydana gelen iş kazası sonucu yaralanarak meslekte kazanma gücünü —-oranında kaybettiğini, kazazedeye —- tutarında peşin değerli gelir bağlandığını, olay nedeni ile—- tarafından yürütülen —- sayılı dosyaya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, ayrıca — tarafından düzenlenen —–meydana gelen iş kazasında işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatının gereklerine aykırı hareket eden davalının kusurlu olduğu ve—– gereğince kurum zararından sorumlu olduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunulduğunu beyan ederek, kusur ve miktar bakımından fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, —— tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafa mahkememiz tarafından usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İlgili —- vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin mağdur —- meydana geldiği dönemde çalıştığı şirketle herhangi bir iş ilişkisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin —– faaliyet gösterdiğini, kazanın meydana geldiği —-bir çalışmayan müvekkili şirketin açılan davada tarafı sıfatının olmadığını, söz konusu hazır beton kalıplarının temin edildiği —– şirketi olmadığını, aynı unvana sahip olan başka bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin —tarafından hazırlanan inceleme raporunda belirtilen —olarak belirtildiğini, unvanları aynı olan iki şirketin —- birbirinden farklı olduğunu beyan ederek, müvekkili şirketin hasım gösterilerek açılan davanın taraf sıfatı yoksunluğu bulunduğundan davacı açısından bir hukuki menfaatin bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı noksanlığından davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, sıra cetveline itiraz ve neticelerini düzenleyen İİK’nun 235. ve 236. maddeleri hükmüne dayalı kayıt kabul davasıdır.
Davanın tevzi edildiği —–görevsizlik kararı verilerek dosyanın Mahkememize gönderilmiş ve Mahkememizin —- yargılamaya devam olunmuştur.
———- karar verilmiştir.
Dava, —- tarihinde görevsiz mahkemede açılmıştır.
İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren —-gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, — üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi —- gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar.—- alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, —– çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, —– alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir—-Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.
İİK 236 maddede, vaktinde deftere kaydettirilmiyen alacaklar iflasın kapanmasına kadar kabul olunacağı, geç kalmadan ileri gelen masraflar alacaklıya ait olduğu, alacaklı bu masrafları peşin vermeye zorlanabileceği, müracaattan evvel kararlaştırılmış paylaşmaya alacaklının iştirak hakkı olmadığı, —–alacağı kabul ederse alacaklılar sıra cetvelini düzeltir ve bunu ilan ile alacaklılara bildireceği, —-hükmü burada da cari olduğu hükmünü içermektedir.
Somut olayda, — dosyası ile ilgili vermiş olduğu —- sayılı dosyasında —- verildiğini, davacının——- alacak kayıt talebinde bulunduğu, ek sıra cetveli düzenlenmediğinden kabul veya red kararı verilmediği bildirilmiştir.
Davacı tarafından dosyaya sunulan —– raporunda özetle; kazanın meydana gelmesinde — % 10 oranında,—- % 90 oranında kusurlu bulunduğu belirtilmiştir.
—tarihli bilirkişi raporunda; —-sürekli iş göremezlik derecesinin — olduğu, —- raporunda özetle; kazanın meydana gelmesinde — % 10 oranında, —- % 90 oranında kusurlu bulunduğu, — doğumlu olan sigortalı-kazalı—- sürekli işgöremezlik durumuna girdiği — kaza tarihi itibariyle —- yaşında olduğu kabul edilerek — göre, muhtemel bakiye ömrü — yıl ve muhtemelen —yaşına kadar yaşayacağı, —- ayında– çalışması karşılığı aylık brüt ücreti —karşılığı brüt kazancının ise — olduğu, bunun yasal asgari ücret seviyesin olduğu, davacının pasif devresinin — olduğu, — tarihli cevap yazıları ekinde sunular belgelere göre, kazalı sigortalı —tarafından gelire giriş başlangıç tarihi — gelir peşin sermaye değerinin — olduğu, —–tarihleri arası istirahatli, olduğunu gösteren sağlık raporu bulunmasına rağmen kaza tarihinde —-sebebiyle geçici işgöremezlik ödemesi olarak yapılan —- borç tahakkuku yapılarak sigortalıdan istendiği, yıllara göre asgari ücret miktarlarına göre hesaplama yapıldığını,— tablosuna göre yapılan hesaplamada davacının maddi zararının —– olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itirazında özetle; kusur konusunda bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olmasına rağmen aktüer bilirkişiden rapor alındığını, öncelikle kusur raporu alınması gerektiğini, belirlenecek kusur oranına göre aktüer hesaplama yapılmasını talep etmiştir.
İş kazalarında uzman bilirkişiden alınan raporda özetle; — olarak çalışan kazalı —– istirahatli olduğu dönemde, işvereni tarafından beton dökülen farklı bir işyerinde —- arızalanması ile çağrılması ile olay yerine gitmesi, burada arızayı gidermesi sonrasında beton kalıplarının patlaması ile üzerine kalıpların düşmesi ile yaralanması şeklinde oluştuğu, Söz konusu beton pompa makinesindeki arızanın görevi olmayan, uzmanlık alanına girmeyen kazalı —– yaptırıldığı, makine bakımlarının yetkili kişilere yaptırılmaması ile işveren —– dair gerekli hassasiyetin oluşmadığı, Aracı iyi tanıması nedeni ile aracın kilitlenme gibi arızalarında kendisinin giderdiğini belirten kazalının bu durumunun süreklilik arz ettiğinin anlaşıldığı, görev ve yetkisi dışında iş yaptırılması, tehlikelerin kanıksanmış olduğu, iş organizasyonunda insiyatifin çalışana bırakılmış olması nedeniyle kazalı işverenin kaza oluşumunda sorumlu olduğu, ——- betonun döküldüğü şantiyede iş güvenliği kapsamındaki sorumluluğu nedeniyle, beton dökümü esnasında, kalıpların patlama riskine karşı riskli bölgede yetkili olmayan, çalışması zorunlu olanların dışındaki kişilerin bulunmaması yönünde hassasiyet göstermediği, kazalının alınan eğitim doğrultusunda istirahatli olduğu dönemde çok tehlikeli işin yapıldığı yerde, görev tanımı dışında çalışması ve bulunması nedeni ile iş güvenliği kurallarına uymadığı, olayın,—— olup, tedbirlerin varlığı ve bunların uygulanabilirliği dikkate alındığında iş kazasının meydana gelişi ile ilgili kazalı ve işveren açısından —- ilkesinin uygulanamayacağı, dava dışı işveren —- kazanın meydana gelmesinde — oranında KUSURLU bulunduğu, davalı —- kazanın meydana gelmesinde — oranında KUSURLU bulunduğu, kazalı — kazanın meydana gelmesinde %20 oranında KUSURLU bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Aktüer bilirkişi ek raporunda özetle; kusur raporları arasında çelişki olduğu, kazalı —- %20 oranına göre yapılan hesaplamada davacının maddi zararının —- olduğu belirtilmiştir.
ISLAH
Davacı vekili — kurum alacağının tahsis onay tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için — kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; iş kazasının olduğu inşaatı, davalı —-tarafından yapıldığı, betonun pompa ile şantiyeye getirilip dökümünün ise —- yapıldığı, —-bütünü içinde birlikte organize olunarak yapıldığı ve inşaatın bir parçası olduğu, inşaatta yapılan diğer işlerden belirgin bir şekilde ayrılmış bir iş olmadığı, inşaat işlerinden ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımadığı, inşaata beton mikserinin sevk ve yönetilmesi, yanaştırılması, betonu döküm için hazır hale getirilmesi ve betonun dökümü aynı alanda birlikte organize olunan bir faaliyet olduğu, beton dökümününde bir bütün inşaatın içinde asıl iş olarak kabul etmek gerektiği, bu durumda, işi yapan—– nitelendirilebileceği, dava konusu iş kazasına maruz kalan kazalının işvereni —— de alt işveren olacağı, yasa hükmü gereğince alt işverenin işçisinin maruz kaldığı iş kazasında birlikte sorumlu ve kusurlu olacakları, beton sevkiyatı ve boşaltılmasında kullanılan beton pompasının, bakım ve kontrolü planlı ve periyodik yapılmasının esas olduğu, beton pompası ile beton sevkiyatı yapıldığından, beton santralinden beton yüklendikten sonra boşaltılacağı inşaat şantiyesine götürülüp, boşaltımı ile ortaya çıkabilecek arıza durumları, planlı bakım ve kontroller ile önlenebileceği, arızaya müdahale etmesinin yasak olduğu ve müdahalede bulunmayacağı, kesin yazılı talimatlarla imzası alınarak kazalıya verilmesinin işverene ait bir görev olduğu, beton pompası ile beton boşaltımı ve bakımı daha detaylı şekilde analiz edilerek, arıza sebepleri, bunun neden olacağı tehlike ve riskleri belirlenip, yukarıda belirtildiği gibi planlı bakımlar ile beton boşaltımı sırasında arıza oluşmasının önlenmesi dışında, şantiyede beton boşaltırken ortaya çıkan arızalara mesleki yeterliliği olan, bakımda uzman kişilerin müdahalesinin sağlanması gerektiği, bu hususa riayet edilmediği, olayın meydana gelişinde asıl tedbirsizliğin beton dökülen beton kalıbının kırılması olduğu, bu hususun inşaatı yapan firmanın sorumluluğunda olduğu, beton kalıpları tecrübeli ustalara, tekniğine uygun olarak yaptırılması gerekirken yapılmadığı, kazalı işçinin olay tarihinde —– yaşında, aklı selim sahibi, pompa sürücüsü olarak çalışmakta olsa da, pompa arıza yapınca böyle müdahaleleri yerinde yapmakta olduğundan, bulunduğu yerin inşaat şantiyesi olmasından, her türlü kötü duruma karşı kendi can emniyetini düşünerek, pompa betonu basmaya başlamadan, beton kalıbının açılma, kırılma veya çökme tehlikesini az çok idrak ederek, daha güvenli bir yer veya noktada durabiliceği, böyle yapmayarak, tedbirsizlik göstermiş olmasından, mülga —– — hükmüne aykırı davrandığı,—- % 90 oranında kusurlu olduğu, kazalı —- % 10 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Aktüer bilirkişi ek raporunda özetle; davalı işverenler —-% 90 kusurlu olduğu —– —kazalı — —– kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse,—- veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı,
sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir…” hükmünü içerdiği, söz konusu raporda, kazalının kusuru dışındaki kusur sorumluluğu, alt işveren ve üst
işveren sorumluluk kapsamında olması ve alt işveren – üst işveren ilişkisinin 3. kişi sorumluluğu değil, aynı hukuki sorumluluktan kaynaklanması sebebiyle —-göre, değerlendirme yapılmayacak; davaya konu olayda alt işveren ve üst işverenin aynı kapsamda sorumluluğuna göre değerlendirme yapıldığı, —tarafından bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin— kusur oranına isabet eden tutarın— olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı vekili dava ve ıslah dilekçesinde kazazede işçi—- sayılı dosyada işlem gören —- sigortalısı olarak çalışmakta iken davalı işveren —- yapılan beton kalıplarının çökmesi nedeniyle meydana gelen iş kazası sonucu yaralanarak meslekte kazanma gücünü —- oranında kaybettiğini, kazazedeye —–tutarında peşin değerli gelir bağlandığını, —- tarafından düzenlenen raporda meydana gelen iş kazasında işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatının gereklerine aykırı hareket eden davalının kusurlu olduğu ve —- kurum zararından sorumlu olduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunulduğunu beyan ederek, kusur ve miktar bakımından fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline talep etmiştir. Kazalı işçi —- işçisi olup, davaya konu iş kazası müflis —–şantiyede beton dökümü sırasında meydan gelmiştir. Hüküm esas alınan bilirkişi heyet raporunda inşaatta, beton mikseri ve pompası ile beton dökme işinin inşaatın bütünü içinde birlikte organize olunarak yapıldığı, inşaatın bir parçası olduğu, inşaatta yapılan diğer işlerden belirgin bir şekilde ayrılmış bir iş olmadığı, beton dökümünün bütün inşaatın içinde asıl iş olarak kabul etmek gerektiği, bu durumda, işi yapan —– asıl işveren nitelendirilebileceği, dava konusu iş kazasına maruz kalan kazalının işvereni —— olacağı, alt ve üst işverenlerin meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu olacağı, beton boşaltırken ortaya çıkan arızalara mesleki yeterliliği olan, bakımda uzman kişilerin müdahalesinin sağlanması gerektiği, bu hususa riayet edilmediği, olayın meydana gelişinde asıl tedbirsizliğin beton kalıbının kırılması olduğu, bu hususun inşaatı yapan firmanın sorumluluğunda olduğu, beton kalıplarının tecrübeli ustalara, tekniğine uygun olarak yaptırılması gerekirken yapılmadığı, kazalı işçinin bulunduğu yerin inşaat şantiyesi olmasından, her türlü kötü duruma karşı kendi can emniyetini düşünerek, pompa betonu basmaya başlamadan, beton kalıbının açılma, kırılma veya çökme tehlikesini az çok idrak ederek, daha güvenli bir yer veya noktada durabiliceği, böyle yapmayarak, tedbirsiz davrandığını, olayda kaçınılmazlık bulunmadığı, buna göre müflis şirketin % 90 oranında kusurlu olduğu, kazalı —- % 10 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Hükme esas alınan aktüer hesap bilirkişisi ek raporunda —- tarafından bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin — olduğu, % 90 kusur oranına isabet eden tutarın —olduğu hesaplanmıştır. Davacı vekili tahsis onay tarihi olan —- tarihiden itibaren alacağa yasal faiz işletilmesini talep etmiş ise de müflis şirketin —- tarihinde iflas ettiği, tahsis onay tarihinin iflas tarihinden sonra olduğu, kayıt kabul davalarında iflas tarihine kadar hesaplama yapılabileceği dikkate alınarak davacı alacağına faiz işletilmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacının ıslah dilekçesindeki talebi dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
—— sayılı kararı ile görevsizlik kararında; davalı şirketin vergi numarası dava dilekçesinde doğru olarak gösterilmekle birlikte ünvanın maddi hata sonucu farklı yazıldığı, davacı vekilinin — tarihli dilekçesi ile davalı şirketin —- olarak düzeltilmesini talep ettiği, HMK 124/3 maddesi nazara alınarak talebin kabul edildiği, davaya devam olunduğu belirtilmiştir.
Davanın ilk yönlendirildiği —— maddesinde yer alan—– kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” düzenlemesi karşısında lehine maktu vekalet ücreti ve yargılama gideri ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE ——– dosyasında düzenlenen sıra cetveline kayıt ve kabulüne,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli——–masasına kaydı ile hazineye irad kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için taktir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin —– işlem gören Müflis——-masasına kaydına,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre ilgili kişi —- maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak ilgili —- verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından sarfedilen—- iflas sayılı dosyasında işlem gören Müflis—— masasına kaydına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——— Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.19/10/2021