Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/645 E. 2020/219 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/645 Esas
KARAR NO: 2020/219
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/04/2019
KARAR TARİHİ: 04/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA ;Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının uzun yıllardan beri inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir tacir olduğunu, maliki bulunduğu ——————— numaralı bağımsız bölümü davalıya sattığını, davacının, davalı ile satış sözleşmesinin görüşmeleri sırasında satış bedelinin nasıl ödeneceği konusunda anlaşarak ———— tarihli ———– imzaladıklarını, bu sözleşmenin 2. Maddesinde ödeme konusunda müvekkiline ———— tarihli çek ile ödeme yapılacağının belirtildiğini, davalının taşınmazı bu sözleşme kapsamında ön ödemesini yapıp kalan borcu için ipotek tesis edildikten sonra davacının gayrimenkul sözleşmesi kapsamında kendisine verlien keşideci————– olan,————– Şubesi, —— çek numaralı, —— vade tarihli —- bedelli çekin vadesini beklediğini, müvekkilinin çekin vadesi geldiğinde muhatap bankaya ibraz ettiğini, ancak karşılığının olmadığını görünce çekin arkasını yazdırmadan davalı ile görüşerek durumu izah ettiğini, ancak çek bedelinin ödenmediğin,i davalı hakkında icra takibi başlattığını davalının takibe itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve % 20’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine ————– İcra Müdürlüğünün ———– esas sayılı takip dosyasından yapılan icra takibine karşı, davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkememizce ——— tarihinde verilen —– esas —– sayılı kararın İstinaf edilmesi üzerine,——- Adliye Mahkemesi — Hukuk Dairesinin ——– tarih —— esas ———-karar sayılı ilamı ile ” tarafların sıfatı ve dayanılan maddi vakıalar kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenerek, dava konusu uyuşmazlığın çözüm yerinin Tüketici Mahkemesi veya genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olup olmadığı belirlendikten sonra görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden mahkememiz kararının kaldırılmasına” karar verilmiştir.
Davacı Avukatı ——— tarihli oturumda , müvekkili davacının şahıs şirketi olduğunu, mütahitlik yaptığını, yaptığı taşınmazları sattığını, bir adet konut niteliğinde dubleks daireyide davalı satın aldığını, arsa satın alıp, arsa maliki olarak üzerine bina yapıp bunu müşterilerine sattığını, müşterilerinden birinin de davalı olduğunu belirtmiştir.
Mahkememizce oluşturulan ———- tarihli duruşma ara kararının 1. Madde hükmü gereğince davalı Avukatı da ibraz ettiği ———tarihli istem dilekçesi ile müvekkili davalının aile konutu olarak kullanmak üzere söz konusu taşınmazı davacıdan satın aldığını, halen ailesi ile birlikte taşınmazda ikamet ettiğini, davacının kendisinin mütahitlik yaptığını, yapmış olduğu taşınmazları satmak suretiyle tacir sıfatına haiz olduğunu belirtmiştir.
——— Madde hükümlerinde her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın bu kanunda yazılı hususlardan kaynaklanan davaların ticari dava olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafta tacir olmadığı gibi, Türk Ticaret Kanununda yazılı konulardan kaynaklanan bir ticari dava niteliğinde değildir.
HMK 115 madde hükmü gereğince Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflarda dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
HMK 114/1-C madde hükümlerinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak belirtilmiştir. Bu nedenle Mahkememizce görev hususu resen dikkate alınmıştır.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sona kapsam başlıklı ikinci maddesinde; ” bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar ” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal alış verişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayrı maddi malları ifade eder, satıcı kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar, tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta daire satımı yönünden davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasada tanımlanan şekilde satış sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını ön görmüştür, taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının kendi ihtiyacı için davacıdan satın aldığı ve daha sonra tapuda devrinin sağlandığı anlaşılan daire bedelinin ödenmemesinden kaynaklanmakta olup, taraflar arasındaki satış işlemi Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlığın daire satışı yönünden Tüketici Mahkemelerinin göre alanı dahilinde kaldığı belirlenmiştir. ———-
Somut olayda taraf avukatlarının beyanları ve dosya içeriği dikkate alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlığın düzenlenen gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili ipoteğin paraya çevrilmesi yönünde yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline yönelik bulunduğu, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, bu nedenle Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleşip, talep halinde dava dosyasının ——-Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın ———-Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-Yargılama gideri, harç, ve vekalet ücreti konusunda görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/03/2020