Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/639 E. 2021/366 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/639 Esas
KARAR NO : 2021/366
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 04/03/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)), Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ———– dosyası ile iflasının istendiğini, iflasın kesinleştiğini, iflas masasının kurularak göreve başladığını, davalının —— sayılı dosyası ile açtığı takipte, davacının gerçekte almadığı ve borçlu olmadığı halde ——— taahhüdünü ilamlı icra takibine konu ettiğini, İİK m. 184’de iflasın açıldığı zamanda müflisin malları nerede bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder ve alacakların ödenmesine tahsis olunur denildiğini, İİK m. 193 de de iflasın açılması ile takiplerin duracağı ve iflasın kesinleşmesiyle de takiplerin düşeceğinin emredici şekilde düzenlendiğini, davacı hakkında ——- açılan iflas dosyası itibarıyla davacının bütün mal varlığının iflas masasına dahil olduğunu, iflas tasfiye memurunun görevinin devam ettiğini, bu itibarla iflasın hangi ülkede açıldığının önemli olmayıp, iflasın açıldığı —–alacaklının alacağına ilişkin iflas masasına alacağın kaydının yaptırılarak iflas sürecinin takip edilmesi gerektiğini, ——- —- kararma göre, —–verilen iflas kararının tanınmasının mümkün olduğunu, davalının —– kesinleşen iflas kararı gereğince iflas masasına müracat etmeksizin davacı hakkında takip yapmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davacı hakkında açılan takibin İİK m. 193/2 gereğince düşürülmesi, ——- davası ve icra takibine sunulmak üzere davacı hakkında verilen iflas kararının tanınmasını talep etmiş ve ———– sayılı dosyası ile açılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına, kesinleşen ————– gereğince tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelinde davacıdan alınan —– tutarındaki alacağın tahsili için ——– sayılı takibin bulunduğunu, senedin davacı tarafından —— huzurunda düzenlendiğini, ancak davacının borcu süresinde ödemediğini, bu alacağın tahsili için ——–takip başlatıldığını, bu kapsamda davacının ilk olarak ilamlı icra takibinde bulunulamayacağı itirazında bulunduğunu ancak ————–ile noter senedinin usulüne uygun olarak düzenlendiği ülkenin resmi makamınca onaylanmış olması sebebiyle ilamlı icraya konu olabileceğine karar verildiğini, davacının ilamlı icra takibi yapılamayacağına ilişkin itirazının reddi üzerine bu sefer yine davayı sürümcemede bırakmak amacıyla ——alındığı iddia edilen iflas kararı sebebiyle şikayet yoluna başvurulduğunu, davacının tanıma davasını açma sebebinin icra takibini sürümcemede bırakmak olduğunu, bunun kötüniyetli bir iddia olduğunu, dava konusu uyuşmazlıkta yargılamanın basit usule tabi olarak yapılması gerektiğini, yine mahkemenin görevi yönünden itirazda bulunarak görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının teminat yatırması gerektiğini, tanıma ve tenfiz şartları açısından dosyaya sunulmuş bir mahkeme kararının bulunmadığını, kararın mahkeme kararı niteliğinde olsa bile ilam mahiyetini taşımadığını, kararın maddi anlamda kesinleşmiş olmadığını, somut uyuşmazlıkta tanınması istenen kararın şahsi bir iflas karan olduğunu,—— göre iflas kararlarının verilmesinde ——yetkisinin münhasır nitelikte olduğunu, (İİK m. 154/III), bu nedenle yabancı mahkemelerden verilmiş olan iflas kararlarına —– etki tanımanın mümkün olmadığını, yine kararın —– düzenine aykırı olduğunu, davacı tarafça dava dilekçesinde belirtilen ——-kararında aranan şartların da yerine getirilmemiş olduğunu, ——– arasında ——– herhangi bir anlaşma bulunmadığını, MOHUK m. 50 vd. da aranan şartların da yerine gelmemiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava ; —— tanınması isteğine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ve ek raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
Tanınması istenen —— kesinleşmiş olan iflas kararının —-tarafından verilmiş bir karar olduğu, MÖHUK m. 50/1 de yer alan ön şartlar açısından yapılan değerlendirmeye göre, kararın özel hukuk davasına ilişkin ilam mahiyetinde bir karar olduğu, kararın kesinleşmiş ve icra edilebilir nitelikte olduğu, ———— taraf olduğu, bu kapsamda, kararın —- örneğinin ve tercüman tarafından yapılan ———–şerhli tercümesinin dosyaya sunulduğu, bu ilâmın kesinleştiğini gösteren yazının kararın üstünde yer aldığı, yine —- de kararın ——- yılında kesinleştiğinin ifade edildiği, dolayısıyla kararın kesinleşmiş olduğu,
MÖHUK m. 54 de yer alan esasa ilişkin şartlar açısından yapılan değerlendirmede, somut uyuşmazlıkta yabancı iflas kararının tanınması istendiğinden MOHUK m.54/1 (a) bendinde yer alan karşılıklık şartının aranmayacağı, İÎK m. 154/3’e göre ——— münhasır yetkili bir mahkeme bulunmadığı,
MÖHUK m. 54/1 (b) kapsamında bir tanıma engeli olmadığı, kamu düzenine açıkça aykırılık olup olmadığı konusunda yapılan incelemede, ———– vermiş olduğu kararda davacının tacir olup olmadığı anlaşılmamakla ve ——- göre ticari bir işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kişilerin tacir olarak değerlendirilip değerlendirilmediği bilinmemekle birlikte, davada yabancı iflas kararının tenfızi değil tanınması istendiğinden, kamu düzenine ilişkin YİBK’da yer alan temel ilkeler, tacir olmayan kişiler hakkında yabancı mahkemeler tarafından iflas kararı verilmiş olmasının otomatik olarak kamu düzeni engeli olarak değerlendirilmeyeceği şeklindeki doktrindeki görüşler, kararın tenfızinin değil tanınmasının talep edilmesi ve tanıma durumunda icrai nitelik olmayacağından, tenfız edilecek olması ihtimalinde gündeme gelebilecek sakıncaların ortaya çıkmayacağı dikkate alındığında, sonuç itibarıyla tacir olmayan gerçek kişi hakkında yabancı mahkeme tarafından verilmiş olan iflas kararının; ——sadece gerçek kişi tacirler hakkında iflas kararı verilebildiği gerekçesiyle, sırf bu niteliğinden dolayı kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturmayacağı, bu kapsamda MOHUK m.54/1 (c) de yer alan kamu düzenine açıkça aykırılık oluşmadığı,
Savunma hakkının kullanılmasıyla ilgili —– kapsamında dosyada bir itirazın bulunmadığı ve bu bent kapsamında da tanıma engeli bulunmadığı, MOHUK m. 55/2’ye göre de dosyada bir itiraz bulunmadığı belirlenmiştir.
Davacının, —- sayılı davası ve —— dosyası ile açılan icra takibine sunulmak üzere davacı hakkında —– verilen iflas kararının tanınması talep ettiği, bir başka davada kesin delil-kesin hüküm olarak kullanılmak üzere davacının ——- verdiği kararın tanınmasını talep etmekte hukuki yararının olduğu, sonuç itibarıyla MÖHUK kapsamında ——— tarafından verilen iflas kararının tanınmasına engel bir durum bulunmadığı, kararın tanınması için koşulların var olduğu belirlenmekle davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile ;
———kararının tanınmasına,
2-KARAR HARCI
Alınması gerekli 59,30 TL maktu karar harcının 44,40 TL’si dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan geriye kalan 14,90 TL karar harcının davalıdan tahsiline,
3-AVUKATLIK ÜCRETİ
Davada avukatla temsil edilen davacılar yararına belirlenen 4.080,00 TL maktu avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 6,40 TL vekaletname harcının ve yapılan 105,00 TL tebligat gideri, 1.000 TL bilirkişi inceleme gideri, 800 TL ek bilirkişi inceleme gideri ve 750,00 TL ek bilirkişi inceleme gideri olmak üzere toplam 2.750,20 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/03/2021