Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/638 E. 2021/1001 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/638 Esas
KARAR NO : 2021/1001

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 01/11/2019
KARAR TARİHİ : 01/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– davacı şirketin % 55 hisse paylı ortağı olduğunu bu nedenle adı geçen şirket—— ilişkili kişilerden biri ve—–sorumlu müdürü—- sadece ortak sıfatı bulunmamakta —–açıklandığı üzere şirketin işletme faaliyeti çerçevesinde keşide ettiği çeklerde müteselsil/ — bulunduğunu, şirketin —- sürecine girmesi ile birlikte, alacaklıların kefalet nedeniyle ——aleyhine takibe başlayacaklarının aleni olduğunu, icra ve haciz baskısı altında şahsi mal varlıkları haczedilip yok pahasına satılacak, teminat verildikleri borçları dahi kapatamayacak, yıllarını şirketinin büyümesi için heba eden bu kişinin evine dahi — geleceğini, böyle bir durumda icra—–uğraşmaktan ticari faaliyetlerini devam ettiremeyeceklerinde, hem ticari hayatı sonlanacak, hemde ailesini hayatını dahi idare ettiremeyecek duruma geleceğini, —– talebi ile mühlet verilmesi halinde ilgili şirketin ——belirtildiği üzere gerek—— şahsi mal varlığının satışından elde edilecek gelirin kaynak olarak şirkete konması , gerek yapacağı sermaye artışları, gerekse ilgili şirketin — geçirerek şirket borçlarının tamamını ödeyebileceğini, davacıların içinde bulundukları ekonomik durumdan—- doğruya etkilenmekte ve İİK. mad. 285.anlamında kendisi de borç ödemeden aciz tehlikesi altında bulunduğunu belirterek İİK 287 maddesi uyarınca üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine, gerekli görüldüğünde İİK 284/4 maddesi gereğince bu sürenin iki ay daha uzatılmasına, tensiben ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve davacılara — tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı kanun ile değişik icra iflas kanunu 285 ve devamı madde hükümleri gereğince — mühleti, kesin mühleti ve sonucunda —- onanmasına karar verilmesi isteğine ilişkindir.
—– talebi, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya —-yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için— talep edebilir.
Konkordato; vade konkordatosu— konkordatosu olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrım İcra ve İflas Kanununda yer almamakla birlikte öğretide genellikle kabul edilen bir ayrımdır.
—- konkordatosunda alacaklılar, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçerler ve borçlu borçlarını konkordatoda kabul edilen kısmını (yüzdesini) ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulur.
Vade —– ise borçlu borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade ister veya borçlarını taksitlendirir.
Uygulamada borçlu tarafından hem vade, hem de —— istemekte ve böylece —— teklif edilmektedir. Borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden aciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu istemesi mümkündür. Diğer bir deyişle mevcudu borçlarının tamamını ödeyebilecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçlarını ödemesi mümkün değilse, o zaman borçlu borçlarını %100 yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir ( vade konkordatosu )
Bu durumdaki bir borçlunun normal olarak —— isteyebilmesi mümkün değildir. Zira böyle bir teklif ödenmesi “teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması” şartına uygun düşmez.
Nitekim İcra İflas Kanunu Konkordatonun tasdiki şartlarını içeren 305.maddenin (a) bendinde adi konkordato da teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması mal varlığının terki suretiyle konkordato da paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen — edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması, ( b ) bendinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması tasdik şartları içerisinde gösterilmiştir.
7101 sayılı kanun ile değişik 285.maddenin hükümet gerekçesi de bu yöndedir.
Mahkememizce, davacıların geçici mühlet talebini değerlendirirken, talep edenin İİK.nun 286.maddesinde sayılan belgeleri eksiksiz olarak sunup sunmadığını incelemek ve denetlemekle yetinilmiştir.
İİK’nun 287/1. Maddesinde; —– mahkememizce, 286. Maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinden geçici mühlet kararı verilip ve 297. Maddenin 2. Fıkrasındaki hallerde dahil olmak üzere, borçlunun mal varlığının muhafazası için gerekli tüm tedbirlerin alınması konusunda tedbir kararı verilmiş, geçici mühlet sonuunda istem üzerine, kesin mühlet kararı verilmiştir.
——- tarafından sunulan 09/08/2021 tarihli raporda ; Borçlu şirketin —–tarihli nihai projesine göre borcun——– olan tüm kambiyo senetlerinin ödeneceğinin belirtildiği,——- yılının ilk 6 ayı şeklinde düzenlenerek sürenin uzatıldığı ve nakit akım tablosuna olan uyumsuzluğun ortadan kaldırıldığı,——- net kar hedeflendiği, şirketin kar tahmininin gerçekçi olmadığı, şirket maliyetlerini düşük göstererek kar tahmininde bulunulduğu, ——- görülerinde hesaplama, satılan malın maliyeti net satış hasılatının % 25’i ve brüt kar maliyetin 3 katı olarak dikkate alındığı, yani satın alınan malların maliyetinin 3 katı karla —- kar) satılacağının varsayıldığı, şirket ——satış hasılatı elde ettiği, bu satışa konu malların maliyetinin 6.092.023,00 TL olduğu, satılan malın maliyeti net satış hasılatının %40 olduğu ve brüt kar maliyetin 1,5 katı olduğu, 2020 yılında ise şirket ——– net satış hasılatı elde ettiği, bu satışa konu malların maliyeti 2.707.285,87 TL olduğu, satılan malın maliyeti net satış hasılatının % 56’sı olduğu ve brüt kar maliyetin % 40 olduğu, gerçekleşme durumları dikkate alındığında —-gelir tahminlerinin gerçekçi olmadığı, şirketin borç ödeme kaynaklarından en önemlisi olarak ——- gösterdiği kar beklentisinin gerçekleşmesi gerçekçi görülmediği,——- ve 2027 yılının ilk 6 ayı şeklinde düzenlendiği, yani borç ödeme sürelerinin uzatıldığı——, ticari alacak tahsili:——- (tamamı net satışlardan oluşmaktadır.), ——– sermaye artışı hariç. ) nihai projede çıkartıldığı, diğer bir ifadeyle daha önce öngörülen 5.000.000,00 TL tutarındaki sermaye artışının—– yılında ön görülen 500.000,00 TL tutarındaki sermaye artışının ve ödemesinin —— yer almadığı, ——— alan sermaye artırım ve ödeme açıklaması —- yer alan —– uyumsuz olduğu, Sermaye ödemesine ilişkin ——— görülmüşken bu tutarın —- olarak öngörüldüğü, —– sermaye artırımı ve ödemesi ön görüldüğü, 2020 yılı için ön görülen sermaye artışı ve ödemesinin 2021 yılında gerçekleştirildiği, 2021 yılında ön görülen sermaye artış ve ödemesinin ise nihai projede 500.000,00 TL olarak ön görüldüğü, (ön projede 3.000.000,00 TL) henüz artırım ve ödeme gerçekleştirilmediği, bu tutarın—— yer almadığı, —– açıklama olarak yer —- sonuna kadar —– görüldüğü, şirket faaliyetlerinden elde edilmesi ön görülen —— ödeme kaynağı olarak gösterildiği, ——- gerçekçi olmadığı, —- konkordato talebinden feragat etmesi hususunun değerlendirileceğinin belirtildiği gerekirse ——-gayrimenkullerin satışı yoluyla şirkete kaynak aktarabileceği belirtildiği, bu durumun gerçekçi görülmediği, çünkü —– gayrimenkullerini satarak şirkete koymasının 2 yolu olduğu, bu seçeneklerin sermaye artırımına gitmek veya şirkete borç vermek olduğu, ön projede borç ödeme kaynakları arasında 2021 yılında şirketin sermayesinin 3.000.000,00 TL artırılacağı ve aynı yıl sermaye ödemesi yapılacağı belirtildiği, nihai projede ise bu tutarın 500.000,00 TL’ye indirildiği, yani 2.500.000,00 TL tutarındaki sermaye artırım taahhüdünden ve ödemesinden vazgeçildiği, diğer bir hususun—– itibariyle olan 1.026.740,57 TL alacağı 31.05.2021 tarihinde 803.300,58 TL’ye düştüğü, azalma tutarı 223.439,99 TL olduğu,—– kaynak aktarmadığı gibi şirketin mevut kaynaklarını çektiği, şirketin hem ——- şahsi gayrimenkullerinin bir kısmının satılarak borç ödemede kullanılacağı belirtildiği ancak yaklaşık 2 yıllık süreçte somut hiçbir adım atılmadığı, her iki durumda —- şahsi gayrimenkullerini şirketin borçlarında kullanacağının gerçekçi olmadığı, ön projede borç ödeme kaynağı olarak alacakların tahsili gösterilirken nihai projede gösterilmediği, nihai projenin gerçekleşmesinin mümkün görülmediği, iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı yaklaşık %37,07 olduğu, borçlu şirket ise sunduğu nihai projede, alacaklıların alacağının %100’ünü faizsiz bir biçimde, her bir alacaklının alacak tutarının ilk taksiti mahkemenin tasdik kararını takip eden yılda (2022 yılında) başlamak üzere 3 ayda bir ödemeler halinde——– kadar tüm kambiyo senetleri borçları ödemeyi teklif ettiği, —— ortalama 5 yıl sürdüğü ve yukarıdaki hesaplamalara göre iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının yaklaşık % 37,07 olduğu dikkate alındığında,——lehine olduğu, şirketin toplam borcunun——- olduğu, şirketin güncel durumda —— olarak (—- görüleceği gibi) hesaplandığı, şirketin borç toplamı 18.736.190,00 TL olduğuna göre, ödemelerin gerçekleştirilmesinin—– tutarındaki kısmının 2021 yılında sermaye artış ve ödemesinden, 15.078.698,05 TL tutarındaki kısmının— sonunda sona eren faaliyet dönemlerinde elde edilecek net kardan oluştuğu, konkordatonun başarıya ulaştırılmasının mümkün olup olmadığının incelendiği bölümde açıklandığı gibi, şirketin projede yer verdiği hedeflere ulaşabilmesi mümkün görülmediği, ilgili bölümde belirtildiği üzere net kar hesaplamalarının gerçekçi olmadığı, bunun sağlanmasının ancak —- bazı gayrimenkul satışları ile mümkün olduğu, her ne kadar—— gayrimenkullerinin satılarak borç ödeme kaynağı olarak kullanılabileceği belirtilmiş ise de buna ilişkin somut adımlar atılmadığı, aynı ifadelerin konkordato başvurusuna eklenen ön projede de yer aldığı, 72 ayın uzun bir süre olduğu, bu sürede hedef belirlemenin zor olduğu, şirket ortağının şahsi gayrimenkullerinin bir kısmını satıp şirketin borç ödemelerinde kullanması halinde şirketin borçalrını daha kısa vadede ödeme imkanının olacağı,—– olduğu gayrimenkullerin rayiç değerinin bilirkişi raporu ile 96.744.218,00 TL olarak tespit edildiğini, netice itibariyle, bu haliyle şirketin mevcut kaynaklarının ve ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı 72 aylık dönemde yaratabileceği belirtilen kaynaklardan en büyüğü olan net karın gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, net karın tespitinde en önemli unsur olan brüt karın emtiaların (ticaret konusu malların) maliyetinin 3 misli fiyatla (300) satılacağı şeklinde—- hesaplamaya dayandığı, geçen yıl bu kar oranının %40 olduğu, şirketin—– kapatmasına rağmen, karlı addedilen mağazalarında bu oranda kar gerçekleşmediği, —– alacaklılar toplantısında mal varlığının fazlasıyla yeterli olduğunu belirttiği ve gerekirse borç ödemesinde kullanacağını ifade ettiği, benzeri açıklamaların hem ——-somut bir adım atılmadığı, borç ödeme kaynağı olarak gösterilen—- bununda şirkete yeni kaynak aktarılması konusunda istekli olunmadığının göstergesi olduğu, —- gayrimenkul satarak şirkete ancak borç verme veya sermaye artışı yoluyla kaynak aktarabileceği, bunun aksine sermaye artış taahhüt tutarının—— itibariyle şirketten olan 1.026.740,57 TL alacağının 223.439,99 TL azalarak 803.300,58 TL’ye düştüğü, bununda gayrimenkul satarak borç ödeme iradesiyle pek bağdaşmadığı, nihai projeden önce Sayın Mahkemenize sunduğumuz raporlarda da projenin uygulanmasının mümkün olmadığının belirtildiği ve —– gerektiği açıklanmışken, nihai projede borç ödeme kaynaklarının gerçekçi olmayan, somut ifadelere dayanan, tek somut kaynak olan sermaye artışında azaltmaya gidildiği, aksine şirket kaynaklarından çekişler olduğu, şirketin —- hedeflenen gelir hedeflerini gerçekleştirmediği gibi sürekli zarar ettiği, bütün bu nedenlerle somut verilere dayanmayan borç ödeme kaynaklarının konkordato teklifi ile orantılı olmadığı, İ.İ.K 302. maddeye göre konkordato projesinin kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısı veya kaydedilmiş alacakların dörtte birini ve alacaklıların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılacağı, alacaklı sayısının 50 ve alacak tutarının 13.237.676,67 TL olduğu, teklifin en az 26 alacaklı tarafından kabul edilmesi bu alacakların nisaba mesnet teşkil edecek alacak toplamının 6.618.883,35 TL’ fazla olması gerektiği veya teklifin en az 13 alacaklı tarafından kabul edilmesi bu alacakların nisaba mesnet teşkil edecek alacak toplamının 9.928.257,52 TL’den fazla olması gerektiği, teklifi kabul eden alacaklı sayısının 8 ve alacak toplamının 2.079.969,00 TL olduğu, teklifi kabul edenlerin tüm alacaklılar içerisinde % 16 olduğu, teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borların içinde % 15,71 olduğu, konkordato teklifinin alacaklılar tarafından kabul edilmediği, davacı şirket vekili tarafından mahkemeye sunulan dilekçe ekinde yer alan alacaklılar toplantısı oy kullanma tutanaklarının geçerli kabul edilmesi halinde teklif kabul eden alacaklı sayının 29 olduğu ve alacaklarının toplamının 7.352.598,61 TL olduğu, teklifi kabul edenlerin tüm alacaklılar içerisinde % 58 olduğu, teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borların içinde % 55,54 olduğu, bu durumda mahkemeye sunulan oy kullanma tutanaklarında yer alan kabul oyu geçerli kabul edildiğinde ise konkordato projesinin kabul edildiği sunucuna ulaşılabileceği, —–esas itibariyle şirket çek ve senetlerine —– kaynaklı borcu bulunduğu, alacaklılar listesinde 9 alacaklı ve 4.014.339,00 TL alacak kaydı bulunduğu, hiçbir alacaklının oy kullanmadığı, İİK 302 md düzenlemesinde aranan alacaklı sayı çoğunluğu ve nisap sağlayamadığı için nihai konkordato projesinin kabul edilmediği, borçlu şirketin 31/05/2021 tarihi itibariyle kaydi — olarak hesaplandığı, şirketin kaydi —- borca batik olmadığı, rayiç değerlere göre ise borca batık durumda olduğu,— ayında biten 3 ayda bir eşit taksitler halinde faizsiz 22 taksitte ve 72 ayda ödemeli teklif yapıldığı, ödeme süresinin nihai projede ön projeye göre oldukça uzun olduğu, borçlu şirketin mevcut kaynaklarının ve ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı 72 aylık dönemde yaratabileceği belirtilen kaynaklardan en büyüğü olan net karın gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, net karın tespitinde en önemli unsur— emtiaların —şeklinde afaki bir hesaplamaya dayandığı, geçenyıl bu kar oranının %40 olduğu, şirketin karlı olmayan mağazalarını kapatmasına rağmen, karlı addedilen mağazalarında bu oranda kar gerçekleşmediği, —- alacaklılar toplantısında mal varlığının fazlasıyla yeterli olduğunu belirttiği ve gerekirse borç ödemesinde kullanacağını ifade ettiği, benzeri açıklamaların hem ön projede hem de nihai projede yer aldığı, yaklaşık 2 yıllık sürede somut bir adım atılmadığı, borç ödeme kaynağı olarak gösterilen ve ön projede ön görülen 2021 yılında 3.000.000,00 TL sermaye artış ve ödemesinin nihai projede 500.000,00 TL’ye çekildiği, bununda şirkete yeni kaynak aktarılması konusunda istekli olunmadığının göstergesi olduğu, ——– şirkete ancak borç verme veya sermaye artışı yoluyla kaynak aktarabileceği, bunun aksine sermaye artış taahhüt tutarının nihai projede ——alacağının 223.439,99 TL azalarak 803.300,58 TL’ye düştüğü, şirkete borç vermek değil çekişler olduğu, bununda gayrimenkul satarak borç ödeme iradesiyle pek bağdaşmadığı, nihai projeden önce Sayın Mahkemenize sunduğumuz raporlarda da projenin uygulanmasının mümkün olmadığının belirtildiği ve revize gerektiği açıklanmışken, nihai projede borç ödeme kaynaklarının gerçekçi olmayan, somut ifadelere dayanan, tek somut kaynak olan sermaye artışında azaltmaya gidildiği, aksine şirket kaynaklarından çekişler olduğu,——hedeflenen gelir hedeflerini gerçekleştirmediği gibi sürekli zarar ettiği, bütün bu nedenlerle somut verilere dayanmayan borç ödeme kaynaklarının konkordato teklifi ile orantılı olmadığı,) Borçlu şirketin konkordatoya tabi alacaklı—– olduğu, İİK m.302’de “kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini” şeklindeki her iki alternatifli sunulduğu, borçlu şirket vekili tarafından Sayın Mahkemenize —- içinde dilekçe ekinde sunulan, ıslak imzanın Heyetimiz nezdinde atılmadığı ve ıslak imzanın görülmediği, yine belgeler arasında vekaletname, imza sirküleri ve kimli bilgilerinnin bulunmadığı, “——(%58 kabul) ve 7.352.598,61 TL (55,54 kabul) alacak tutarı ile alacaklıların nihai projeyi kabul etmiş şayılacağı, eğer tutanaklar geçerli sayılmazsa—— alacak tutarı ile alacaklıların —– ret etmiş sayılacağı, eğer konkordato tasdik edilecekse, konkordatonun tasdik edilebilmesi için, mühlet içerisinde —— tutarındaki ticari borç ve işçi borçlarından kaynaklı olarak tahakkuk eden ve İİK m.206’nın 1. sırası kapsamına dahil olan 398.937,87 TL tutarındaki işçi borcu için toplamda 1.894.992,28 TL teminat gösterilmesi gerektiği, eğer konkordato tasdik edilecekse, konkordatonun tasdik edilebilmesi için, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre 30.049,53 TL tutarında harç yatırılması gerektiği, konkordato tasdik edilecekse, teminat koşulunun sağlanması ve tasdik harcının yatırılması durumunda konkordatonun tasdikine karar verilebileceği mütalaa edilmiştir.
Davacı şirketin Borca batıklık durumunun şirketin marka değeri de gözetilerek yeniden değerlendirilmesi için dosyanın komiser heyetine tevdiine karar verilmiştir.
Konkordato komiserleri tarafından sunulan 24/09/2021 tarihli raporda ; şirketin 31.08.2021 tarihli mali verileri esas alındığında, kaydi —— hesaplandığı, kaydi olarak borca batık olmadığı, şirket tarafından tespit —- kaydi olarak dikkate alınmasa bile kaydi—- olduğu ve borca batık olmadığı, heyetimizce görevlendirilen, ——- itibariyle —–hesaplandığı, rayiç değerlere göre borca batık olmadığı, hesaplamada 1.653.395,00 TL tutarında ortaklara olan borcun, ön —- kapsamında ödenecek borçlar arasında yer almadığı için borç olarak dikkate alınmadığı, 170.823,81 TL tutarındaki kıdem tazminatı karşılığının ise borç olarak dikkate alındığı mütalaa edilmiştir.
Davacı—– olduğu diğer davacı şirketinin çek ve senetlerine —– borcu bulunduğu, alacaklılar listesinde —– bulunduğu, hiçbir alacaklının oy kullanmadığı, İİK 302 md düzenlemesinde aranan alacaklı sayı çoğunluğu ve nisap sağlayamadığı için —- kabul edilmediği anlaşılmakla bu davacı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı şirket yönünden; İ.İ.K 302. maddeye göre—–alacakların yarısı veya kaydedilmiş alacakların ——çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılacağı, davacı şirket alacaklı sayısının ——– nisaba mesnet teşkil edecek alacak toplamının 6.618.883,35 TL’den fazla olması gerektiği veya teklifin en az 13 alacaklı tarafından kabul edilmesi bu alacakların nisaba mesnet teşkil edecek alacak toplamının 9.928.257,52 TL’den fazla olması gerektiği, teklifi kabul eden alacaklı sayısının 8 ve alacak toplamının 2.079.969,00 TL olduğu, teklifi kabul edenlerin tüm alacaklılar içerisinde % 16 olduğu, teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borçların içinde % 15,71 olduğu, konkordato teklifinin alacaklılar tarafından kabul edilmediği, davacı vekilinin 02/08/2021 tarihli dilekçesi ile dosyaya sunduğu oy kullanma tutanaklarının alacaklılar tarafından —- mahkememize ibraz edilmediği,—— teklifini kabul ettiklerine dair komiser heyetine veya mahkememize sunulmuş beyanlarının olmadığı dolayısıyla söz konusu oy kullanma tutanaklarının mahkememizce denetlenemediği, diğer yandan davacı şirketin mevcut kaynaklarının ve ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı 72 aylık dönemde yaratabileceği belirtilen kaynaklardan en büyüğü olan net karın gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, net karın tespitinde en önemli unsur olan brüt karın emtiaların — şeklinde —- bir hesaplamaya dayandığı, geçen yılda bu kar oranının %40 olduğu, şirketin karlı olmayan mağazalarını kapatmasına rağmen— bu oranda kar gerçekleşmediği, borç ödeme kaynağı olarak gösterilen ve —– düşürüldüğü, davacı—- tarihi itibariyle şirketten —–davacı şirket yetkilisi —- şirketten para çektiği,—- kaynak olan sermaye artışında azaltmaya gidildiği, — hedeflenen gelir hedeflerini gerçekleştirmediği gibi sürekli zarar ettiği, bütün bu nedenlerle somut verilere dayanmayan borç ödeme kaynaklarının konkordato teklifi ile orantılı olmadığı anlaşılmakla davacı şirket yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bu itibarla; gerek davacı şirketin ve gerekse gerçek kişi davacının—- başarıya —-mümkün bulunmadığı belirlendiğinden, davacı —- kişinin de borca batık olmaması nedeniyle her iki davacı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Her iki davacı yönünden koşulları oluşmayan DAVANIN REDDİNE,
2-Mahkememiz tarafından verilen tedbir kararlarının kaldırılmasına,
3——– görevlerine son verilmesine,
4-İlgili yerlere hemen yazı yazılmasına,
5-Kararın ilanına,
6-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının 44,40 TL’si dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan geriye kalan 14,90 TL karar harcının davacılardan tahsiline,
7-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.