Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/589 E. 2020/378 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/589 Esas
KARAR NO : 2020/378

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2019
KARAR TARİHİ : 09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari satım ilişkini bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirkete ——yaptığını, satışa ilişkin kayıtların, ticari defterlerin cari hesaplarında bulunduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasındaki satımın —-cinsinden yapıldığını, Davalı tarafın —- cinsinden kendisine gönderilen proforma faturalarının kaşe ve imzası ile onaylaması ve buna ilişkin mailin de satım bedelinin — cinsinden belirlendiğini gösterdiğini, faturaların VUK hükümleri gereği TL olarak düzenlenmekte olduğunu, bu zorunluluğun, satım bedelinin —- olarak belirlendiği gerçeğini değiştirmeyeceğini, davalının faturaları, oluşan kur farkı ilavesiyle ödemesi sebebiyle, müvekkili şirket tarafından söz konusu kur farkı ödemesinin,—- tutarındaki fatura tanzim edilerek davalıya tebliğ edildiğini, davalının, yapmış olduğu 357.000 TL tutarındaki ödemeyle uyumlu şekilde bu faturayı defterine işlemesi gerekirken, bunu yapmayarak müvekkili şirkete haksız ve mesnetsiz olarak faturayı iade ettiğini, takip tarihi itibariyle cari hesapta müvekkili şirket, davalı yandan 9.485,72 TL alacaklı durumda olup, davalı yanın bu takibe tamamen hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, davanın kabulüyle, davalının İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyasındaki takibe vaki itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yan dava dilekçesinde taraflar arasında mal alımına ilişikin para biriminin ——— olduğunu beyan etmiş ise de, bu durumun gerçeği yansıtmadığını, tarafların ticari defterleri incelendiğinde taraflar arasında süre gelen bir cari çalışmanın olduğunu ancak herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını müvekkili şirketin davacı taraftan ev gereçleri alımı yaptığını ve bu mal alımını da — olarak yapıldığını, kesilen faturalarda — cinsinden olduğunu, ticari defterler incelendiğinde zaten mal alımının ve satımının TL üzerinden yapıldığını, bakiye alacağını müvekkilinin 9.977,31 TL iken davacı tarafın müvekkiline——- farkı adı altında fatura düzenleyip gönderdiğini, müvekkil şirketin kur farkını kabul etmediğini—— iade fatura kestiklerini, davacı yan da sonrasında ise müvekkiline yaklaşık — tarihinde yine—– farkı faturası kestiğini, ——- tarihli ihtarname ile iade edildiğini, iade edilen faturanın davacı tarafından müvekkiline — tarihinde tebellüğ edildiğini, Bakırköy —–. Noterliğinin — yevmiye numaralı ihtarı ile tebliğ edilmek istenmiş ise de bu faturanın da Karşıyaka——. Noterliğinin —- yevmiye nolu ihtarı ile davacıya iade edildiğini ve kayıtlara alınmadığını, açılan davanın reddi ile %20 den aşağı olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında cari hesaba dayalı olarak 9.485,72 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede borca itiraz ettiği, iş bu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin ——ödediğini, davalı tarafından yapılan ödemelerin yapıldıkları tarihlerdeki kur itibari ile ———- tekabül ettiğini, ödemelerin anılan 2 fatura toplamından çıkarıldığında ——- kaldığını, kur farkı ödemesi için ———– bedelli kur farkı faturası düzenlendiğini, davalının faturayı iade ettiğini bildirerek icra takibine yönelik itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde müvekkili şirkete kesilen —–faturaları karşılığında davacı tarafa —bedelli çeklerle ödendiğini, müvekkilinin ödemelerini davalının iddia ettiği gibi EURO para birimi ile değil TL ile ödediğini, müvekkilinin davacıdan mal almaya devam ettiğini, yapılan fazla ödemelerin alınan mal bedellerinden düştüğünü, kur farkının istenebilmesi için taraflar arasında sözleşme olması gerektiğini veya faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılması gerektiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkememizce ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun davacının düzenlendiği 2 adet fatura bedelini, davalının 2 adet çek ile ödediği, davacının kur farkı talep edip edemeyeceği şeklinde belirlenmiştir. Yargıtay —. Hukuk dairesi —— Karar numaralı kararı ile “….Taraflar arasındaki uyuşmazlık kur farkı alacağından kaynaklanmaktadır. Davacı tarafından düzenlenen faturaların —– cinsinden olduğu görülmekle kural olarak kur farkı istenebilmesi mümkün ise de; dava konusu uyuşmazlıkta davalının çekle ödemede bulunduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi— üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekirken,….” içtihadında bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle davalının kur farkı alacağının dayanağını oluşturan iki adet fatura karşılığını Türk Lirası üzerinden düzenlediği iki adet çek ile ödediği, davacının çek ile yapılan ödemeleri kabul ettiği, bu durumda davacının artık kur farkı talep edemeyeceği değerlendirilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Bunun yanında davacı takibi başlatmakta haksız ise de kötü niyeti sabit olmadığından davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşullar oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
KARAR HARCI
3-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 114,57 TL harçtan mahsubu ile kalan 60,17 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4———tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.