Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/569 E. 2020/100 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/569 Esas
KARAR NO : 2020/100

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/08/2019
KARAR TARİHİ : 04/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—– plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde—– numaralı ve ——– vadeli —- poliçesi ile sigortalı olduğunu, 28/12/2017 tarihinde —— plakalı araçların karıştığı dava konusu kazanın meydana geldiğini, sigortalı tarafından araçta meydana gelen hasarın ödenmesi için müvekkili şirkete başvuruda bulunulduğunu, hasara uğrayan sigortalı aracın incelenmesi neticesinde aracın tamiri için kendileri tarafından —— maddi tazminat ödendiğini, yapılan iş bu ödemeler ile TTK md.1472 hükmü gereği sigortacı müvekkilinin kanuni halef olduğunu beyan ederek, kusura ve hasar miktarı ile ilgili fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ve müvekkili şirketin ödemiş olduğu miktarın davalı şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsünün müşterek ve müteselsil %100 kusur oranına tekabül eden 33.000 TL’nin ödeme tarihi olan 16/02/2018 tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ve daalı sigorta şirketi açısından protokol gereği temerrüdün müeyyidesi olarak 5 puan fazla faizin, masraf ve ücreti vekalet ile birlikte sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz olarak ——— olması nedeniyle İstanbul Adliyesi Mahkemelerinin yetkili olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun genel yetki kurallarını düzenleyen 6’ncı maddesine göre genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu beyan ederek, yetkisizlik kararı verilmesine, davaya esas konu hakkında açılmış bir icra takibi bulunduğundan derdestlik nedeniyle davanın reddine, esasa girilmesi halinde dava konusu olay şantiye-maden sahasında gerçekleştiğinden ve ZMSS poliçesi teminatında bulunmadığından davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen hasar bedelinin, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesini düzenleyen davalıdan rucuen tahsiline ilişkindir.
Davacı vekili, 16/10/2008 tarihinde davacının kasko sigorta poliçesi ile sigortaladığı —– plakalı araç ile davalının —–ile sigortaladığı ——-plakalı araçların karıştığı kaza sonucu davacının sigortaladığı araçta oluşan hasar bedelini sigortalısına ödediğini bildirerek ödenen bedeli davalıdan rücuen tahsili talep etmiştir.
Davalı vekilinin,—— olması nedeniyle İstanbul Adliyesi Mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirerek mahkememizin yetkisine itiraz ettiği görülmüştür.
Olay yeri görgü tespit tutanağının—– tarafından düzenlendiği, buna göre kaza yerinin ——- olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının kasko sigorta poliçesi ile sigortaladığı —- plakalı araç maliki ——–adresinin —— olduğu görülmüştür.
Davalının —- sigorta poliçesi ile sigortaladığı— plakalı araç maliki ———- olduğu görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nun 6/1.maddesinde “Genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişiliğin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmü düzenlenmiştir.
HMK’nun 16. Maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlık aynı zamanda Karayolları Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi’nden kaynaklandığından 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. Maddesi’nde ise, “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda seçimlik hakka sabittir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir. (Yargıtay—–. Hukuk Mahkemesi’nin —– karar)
Yukarıda açıklanan yasal hükümlere göre davacının sigortalısına halef olduğu, buna göre sigortalı şirketin merkezi yönünden yetkili mahkeme ——Ticaret Mahkemesi, kazanın meydana geldiği yer kuralına göre yetkili mahkeme—– Mahkemesi, davalı tüzel kişi sigorta şirketinin yerleşim yeri kuralına göre ise yetkili mahkeme İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olup, davacı ise bu seçimlik haklarını aşmak suretiyle davayı İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açmıştır. Bu nedenle de seçimlik hakkın bu aşamada davalıya geçtiği ve davalı sigorta şirketinin seçimlik hakkını İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olarak belirlemiş olması karşısında mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı tarafın yetki itirazının Kabulü ile, Mahkememizin Yetkisizliği nedeniyle Davanın Usulden Reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılamaya gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.