Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/556 Esas
KARAR NO : 2021/1384
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/08/2019
BİRLEŞEN —-TARİHLİ DAVA
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eski ortağı olması nedeniyle ve ortaklık tasfiye kapsamında davalı şirketten olan alacağına karşılık—-muhatap firma tarafından inşaat aşamasında— tarihinde tapuda resmi satış sözleşmesi ile müvekkiline devredildiğini, ancak dairelerin taahhüt edilen —- tarihinde teslim edilmemesi nedeniyle —–yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı yana gönderildiğini, geciken döneme ait kira bedellerinin ödenmesi ve imalatın taahhüt edildiği hali ile teslimi için davetiye gönderilmesinin, eksiklikler tamamlanmaz ise müvekkilince tamamlanarak masrafların davalıya rücu edileceğinin bildirildiğini, davalı tarafından gönderilen ihtarname ile dairelerin mevcut hali ile teslim edileceğinin kararlaştırıldığının bildirildiğini, ancak sözleşmede dairelerin teknik şartnameye uygun olarak anahtar teslim şeklinde yapılacağının kararlaştırıldığını, müvekkilince —dosyası ile dairelerdeki eksikliklerin tespit edildiğini, tespit doğrultusunda eksik işlerin dava dışı—-yaptırıldığını ve fatura bedellerinin ödendiğini, ödenen bedellerin tahsili için davalı aleyhine ——icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dayandığı —ve —müvekkilinin imzasının bulunmadığını, protokolün davacı ile dava dışı —– yapıldığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, protokol metninde teslim süresine ilişkin herhangi bir taahhüdün bulunmadığını, taşınmazların protokol hükümlerine uygun olarak davacıya devredildiğini, devir ile birlikte müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, davacının yaptığı harcamalara ilişkin talebinin haksız ve fahiş olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep ve etmiştir.
Birleşen —-sayılı dosyasında;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eski ortağı olması nedeniyle ve ortaklık tasfiye kapsamında ayrıldığı şirketten olan alacağına karşılık yine bu şirketin bir projesi olan —- aldığını, sözleşmeye göre daireleri devretme taahhüdünün davalı tarafından verildiğini, davalının müvekkilinin şirketten ayrılmasından sonra ——- hakim ortağı olduğunu, bu ayrılmadan dolayı yapılan hesap mutabakatının imzalandığını, sözleşmeye göre —- mülkiyetinin inşaat aşamasında — tarihinde tapuda resmi satış sözleşmesi ile müvekkiline devredildiğini, ancak dairelerin taahhüt edilen —– yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı yana gönderildiğini, geciken döneme ait kira bedellerinin ödenmesi ve imalatın taahhüt edildiği hali ile teslimi için davetiye gönderilmesinin, eksiklikler tamamlanmaz ise müvekkilince tamamlanarak masrafların rücu edileceğinin bildirildiğini davalının sahibi olduğu müteahhit firmaya ihtar edildiğini, davalının cevap ihtarnamesinde taşınmazların ticari mutabakat çerçevesinde devredildiğini kabul ettiğini, sözleşmede dairelerin teknik şartnameye uygun olarak anahtar teslim şeklinde yapılacağının kararlaştırıldığını, müvekkilince —- dosyası ile dairelerdeki eksikliklerin tespit edildiğini, tespit doğrultusunda eksik işlerin dava dışı— yaptırıldığını ve fatura bedellerinin ödendiğini, ödenen bedellerin tahsili için dava dışı — sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, firma tarafından takibe haksız olarak itiraz edilmesi üzerine —dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, firma tarafından husumetin—yönlendirilmesi gerektiği yönünde savunmada bulunulduğunu, bu nedenle eldeki davanın açıldığı belirtilerek; — dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı yana—- tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK md 128. Uyarınca, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği anlaşılmıştır.
Asıl dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası, birleşen dosya ise ticari satımdan kaynaklanan protokole dayalı alacak davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, taraflar arasında düzenlenen protokol, tapu kayıtları, belediye kayıtları, teslim tutanakları,— sayılı icra dosyası, bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—- dosyasının incelenmesinde; takibin ilk olarak — sayılı dosyası ile başlatıldığı, davalının yetki itirazı sonucunda dosyanın– kaydedildiği, davacı tarafından davalı aleyhine— alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek— oranında faiziyle birlikte tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmediği, davalı tarafından —- sayılı dosyasının incelenmesi neticesinde; mahkememiz davacısı tarafından asıl davalı şirket aleyhine, dava konusu taşınmazlardaki eksikliklerin tespiti amacıyla delil tespiti isteminde bulunulduğu, istemin kabulü üzerine alınan bilirkişi raporu ile dairelerdeki eksikliklerin tespit edildiği, raporun taraflara tebliğ edildiği ve herhangi bir itirazda bulunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce uyuşmazlık konularına ilişkin olarak bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; dava konusu dairelerin davacıya teslim ve kabul tutanakları ile şerhli olarak eksiklikleri ile teslim edildiği, tespit edilen eksikliklerin giderildiği ve taşınmazların hali hazırda kullanıldığı, verilen malzeme ve yapılan işler karşılığında dava dışı şirket tarafından —- bedelli fatura düzenlendiği, fatura bedelinin malzeme ve işçilik tutarlarının piyasa rayiç fiyatlarıyla layıkında olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; asıl ve birleşen davada davacı tarafça, devralınan taşınmazların eksik teslim edildiği belirtilerek eksikliklerin giderilmesi için 3. Kişiye ödenen bedelin tahsilinin talep edildiği; davalılar tarafından ise, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Asıl dava bakımından; davalı tarafından husumet itirazında bulunulmuş ise de, eldeki davanın itirazın iptali davası olduğu, davaya konu icra takibinin davalı —-başlatıldığı, itirazın iptali davalarında husumetin takip borçlusuna karşı yöneltilmesi gerektiği, bu hali ile davalı yanın husumet itirazının yerinde olmadığı, dava konusu dairelerin inşaat aşamasında davacı yana — tarihinde devredildiğinin sabit olduğu, dosyada mevcut bulunan ve imzası inkar edilmeyen teslim tesellüm tutanakları ile dairelerin davacı yana — tarihinde teslim edildiği, teslim tutanağına dairelerde yer alan eksikliklerin davacı tarafından şerh edildiği, keza dairelerde yer alan eksikliklerin —- tespit dosyasından alınan rapor ile de tespit edildiği, alınan raporun davalı şirkete tebliğ edildiği ve itiraz edilmediği, davalı şirketin projenin müteahhidi olduğu, daireleri eksiksiz olarak sahiplerine teslim ile yükümlü olduğu, bu hali ile tespit olunan eksikliklerden davalı şirketin sorumlu olduğu, dairelerdeki eksikliklerin davacı tarafından dava dışı—–bedelle yaptırıldığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dava dışı şirkete yapılan ödeme tutarının piyasa rayiçlerine göre kadri maruf bulunduğunun tespit edildiği, bu hali ile davalı şirketin anılan bedelden sorumlu olduğu, davalı şirketin başlatılan icra takibi ile temerrüde düşürüldüğü, anılan bedele takip talebindeki talep ile bağlı kalınarak takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceği, alacağın miktarının belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiği, likit olmadığı, bu nedenle davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Birleşen dava yönünden; davacı ile davalı şahıs arasında imzalanan —tarihli protokol ile inşaatı devam eden dava konusu dairelerin davacı yana devrolunacağının kararlaştırıldığı, dairelerin davacı — tarihinde devredildiğinin sabit olduğu, devir ile birlikte davalı şahsın protokol ile üstlendiği edimini yerine getirdiği, dairelerin inşaatının tamamlanıp eksiksiz tesliminin ise asıl davalı şirketin sorumluluğunda olduğu, sunulan —- tarihli protokolde davalı şahıs tarafından dairelerin eksiksiz teslim edileceği ve eksik teslim halinde sorumluluğunun bulunduğuna dair herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, bu hali ile davalı şahsa husumet yöneltilemeyeceği, her ne kadar davalı şahıs tarafından davacı ile yapılan —- tarihli sulh ve ibra sözleşmesine göre karar verilmesi talep edilmiş ise de, anılan sulh protokolünün mahkeme dışı sulh niteliğinde olduğu, mahkemem dışı sulh söz konusu olduğunda taraflarca yapılan sulhe göre karar verilmesinin talep edilmemesi halinde işin esasına girilip karar verilmesi gerektiği, davacı tarafından da anılan sulh protokolüne göre karar verilmesinin talep edilmediği, bu nedenle mahkeme dışı sulh niteliğinde olan sulh protokolünün dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere —-gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Asıl dava yönünden;
1.Davanın KABULÜ ile,
Sabit olan — alacağın takip tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere, borçlu davalının—-takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
Likit bir alacak bulunmadığından icra inkar tazminatının reddine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 12.511,31.-TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 3.127,83.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 9.383,48.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça yatırılan toplam 3.127,83.-TL peşin harç, 44,40.-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.172,23.-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından posta gideri olarak yapılan 222.-TL posta gideri, 2.000,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.222,00.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 21.270,84.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8.Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
B-Birleşen dava yönünden;
1.Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 59,30.-TL’nin davacı tarafça dava açılırken yatırılan 3.127,83.-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 3.068,53.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafından yapılan 27,15.-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5.Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye md. 7/2 ye göre 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7.Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde — İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 16/12/2021