Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/502 E. 2021/358 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/502 Esas
KARAR NO : 2021/358

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari ilişki sonucunda davalı şirkete—-satıldığını, davalı şirket aleyhine İstanbul—- İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyası ile bakiye 5,754,73 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğini, takibe konu faturalara konu malların davalı yana teslim edildiğini, davalının itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, alacağın likit olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete dava dilekçesi 02/09/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafça yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK md 127. Uyarınca, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği kabul edilmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, ——– kayıtları, İstanbul —-. İcra Müdürlüğü’nün——- Esas sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
İstanbul ——. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından bakiye cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine 5.754,73 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 05/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 10/03/2019 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 24/09/2020 tarihli raporda özetle; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmediği, davacı tarafından davalı yana toplamda 5.754,73 TL tutarlı 2 adet fatura düzenlendiği, davalı tarafından ödeme yapılmadığı, taraflar arasında başkaca bir ticari ilişki bulunmadığı, faturaların davalı yanın —- formlarında yer almadığı, faturalara ait sevk irsaliyelerinin imzalı olduğu, davacın yanın kayıtlarına göre davacının 5.754,73 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce dava konusu cari hesap alacağını oluşturan faturalara konu malların davalı yana teslimine ilişkin sevk irsaliyeleri altındaki imzaların davalı şirket yetkilisine veya çalışanına ait olup olmadığı hususunda davalı şirkete isticvap davetiyesi çıkarılmış, çıkarılan davetiye davalı şirkete TK md. 35’e davalı yana —- tarihinde tebliğ olunmasına rağmen belirlenen duruşma gün ve saatinde davalı şirket adına hazır kimsenin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça cari hesap alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; takip konusu 2 adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak — düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ————-veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay—— Sayılı İlamı)
Somut olay bakımından ise; davacı tarafından düzenlenen 2 adet faturanın ticari defterlerine kayıt edildiği, davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı lehine delil teşkil ettiği, davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, faturalar davalı tarafça vergi beyannameleri ile bildirilmemiş ise de, 5.000,00 TL altında düzenlenen faturaların beyan zorunluluğunun bulunmadığı, fatura konusu malların teslimine ilişkin sevk irsaliyelerinin teslim alan kısmı altında yer alan imzaların davalı şirket yetkilisine veya çalışanına ait olup olmadığı hususunda davalı yana çıkarılan isticvap davetiyesine cevap verilmediği, bu hali ile takip konusu faturalara konu malların davalı yana teslim edildiğinin kabulünün gerektiği, davacı yanın davalı taraftan 5.575,73 TL tutarında alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile,
Sabit olan 5.754,73 TL alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının İstanbul —. İcra Müdürlüğü’nün ——- esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 393,11 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 69,51 TL peşin harç ile icra dosyasında peşin alınan ve dava açılırken mahsup ettirilen 28,77 TL peşin harç olmak üzere toplam 98,28 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 294,83 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça icra dosyasından ve iş bu dosyadan yatırılan toplam 98,28 TL peşin harç ve 44,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 142,68 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 164,15 TL posta gideri olmak üzere toplam 764,15 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan ——- göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu.