Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/456 E. 2021/1328 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/456 Esas
KARAR NO: 2021/1328
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/07/2019
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağı olduğunu, alacağın tahsili amacıyla —- ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek; itirazın —- asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yana dava dilekçesi —-tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK md.128 uyarınca dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği kabul edilmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; davacı vekilinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz edilen tüm deliller,—–, —-sayılı dosyası, alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
— incelenmesinde; davacı tarafından cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine —-alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık—- oranında avans faiziyle birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya — tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından —- tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli raporda özetle; davacının — ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı yanın — yılından devreden alacağının— olduğu, davacı tarafından —-yılından itibaren davalıya toplamda — tutarında — adet fatura düzenlendiği, davalı tarafından davacıya toplamda — ödeme yapıldığı, davacının takip tarihi itibariyle — alacaklı göründüğü, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, davacı tarafından düzenlenen ve — beyan sınırı üzerinde olan faturaların karşılıklı —- bildirildiği, diğer faturaların davalı yana teslimi noktasında ihtilaf olmadığı, davalı tarafından faturalara itiraz edildiğine dair dosyada belge bulunmadığı, davacının —- alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı yanın itirazları dikkate alınarak tarafların — yılına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli ek raporda özetle; davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, davacının —-yılına ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı yanın — yılından devreden alacağının — olduğu, davacı tarafından —adet fatura düzenlendiği, davalı tarafından davacıya toplamda —-alacaklı göründüğü, dosyaya sunulan faturalarda teslim eden – alan kısımlarında imza bulunmadığı, davacı tarafından düzenlenen ve — beyan sınırı üzerinde olan faturaların karşılıklı —- formları ile bildirildiği, diğer faturaların davalı yana teslimi noktasında ihtilaf olmadığı, davalı tarafından faturalara itiraz edildiğine dair dosyada belge bulunmadığı, davalı yan tarafından yapılan —- tarihli ödeme ile davacı yanın alacak bakiyesinin sıfırlandığı, bu tarihten önce düzenlenen faturalar nedeniyle herhangi bir alacağının bulunmadığı, davacının —- alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce gelen kayıtlar ve cari hesap alacağını oluşturan faturalar ile sınırlı olarak inceleme yapılmak üzere bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli ek raporda özetle; davacı tarafından düzenlenen ve — sınırı üzerinde olan tüm faturaların davalı tarafından eksiksiz olarak bildirildiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ihtilafsız olduğu, davacının — bildirimine konu faturalara konu hizmetin verildiğinin kabulü halinde davacı alacağının— olduğu, davalı tarafından yapılan —– tutarlı ödemenin işbu alacaktan düşülüp düşülmemesinin mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça cari hesap alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmayarak dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, fatura konusu hizmetin veriliğ verilmediği ve fatura bedellerinin ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça; takip konusu alacağını oluşturan faturalar düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun —–, kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi —-halinde alacaklının —- maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. —–
Somut olay bakımından ise; davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı tarafından ticari defter ve belgelerin ibraz edilmediği, ancak davacı tarafından düzenlenen ve — hariç — tutarının üzerinde kalan fatura bedellerinin — ile davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, —- ticari defter kayıtlarının uzantısı olduğundan anılan faturaların davalı yanın ticari defterlerine kayıt edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, davalı tarafından bildirime konu edilen faturalara itiraz edildiğine dair herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, anılan ———da belirtildiği üzere, işbu faturalara konu hizmetin davacı tarafından verildiğinin kabulü gerektiği, alınan bilirkişi raporu ile — bildirimine konu edilen faturaların tutarının — tutarlı ödemenin davacı alacağından düşülmesi gerektiği savunulmuş ise de, taraflar arasında geçmiş yıllara dayanan bir ticari ilişki mevcut olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin açık hesap şeklinde işlediği, anılan ödemenin fatura bedellerini karşılamadığı, kısmi ödeme olarak kabulünün gerektiği, ödemenin takip konusu faturalara istinaden yapıldığına dair dosyaya herhangi bir delilin ibraz edilmediği, bu nedenle takip konusu edilmeyen faturalara istinaden yapıldığının kabulü ile davacı alacağından düşülemeyeceği, bu hali ile dava alacağının—– olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi raporu ile —-formları ile bildirilmeyen faturalar yönünden taraflar arasında muhasebesel çekişme olmadığı ve hizmetin verildiği belirtilerek anılan faturalar nedeniyle de davacı yanın alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiş ise de; davalı tarafından süresi içinde cevap dilekçesi sunulmayarak dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği, yargılama sırasında da hizmetin verildiğine dair herhangi bir ikrar beyanının sunulmadığı, davalı yanın defterlerine münhasır delil olarak dayanılmadığından davacı yanın ticari defter kayıtlarının tek başına ispata yeterli olmadığı, verilen kesin süreye rağmen fatura konusu hizmetin verildiğine dair herhangi bir servis raporu vs delilin dosyaya ibraz edilmediği, davacı tarafça verilen kesin süreye rağmen yemin deliline de başvurulmadığı, bu hali ile davacı alacağının ispat edilemediği anlaşıldığından, bildirime konu edilmeyen faturalar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak davacı tarafça takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık — oranında avans faizi isteminde bulunmuştur. Bu hali ile davacının talebi HMK md. 26 uyarınca aşılamayacağından —– taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık —-avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
Kabul edilen kısım yönünden, takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere ——- gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
—- alacağın, takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık — oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere, borçlu davalının ——- sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Aşan istemin reddine,
Kabul olunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.009,18 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 514,98 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan ‬494,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 514,98 TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 559,38 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.150,00 TL bilirkişi ücreti, 91,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.241,70 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %49 oranında olmak üzere 608,43 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 400,00 TL bilirkişi ücretinin davada haklı çıktığı %51 oranında olmak üzere 204,00 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davanın kabul/red oranına göre 646,80 TL’sinin davalıdan, bakiye 673,20 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ————-nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 09/12/2021