Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/420 E. 2022/42 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/420 Esas
KARAR NO: 2022/42
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 27/06/2019
KARAR TARİHİ: 20/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının—– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —- istikametine doğru seyir halinde iken seyir halinde bulunduğu şeride göre sol şeritte bulunan sürücü —- sevk ve idaresindeki —— bir anda sağ tarafa manevra yapması sebebiyle mezkur kaza meydana geldiği, sürücü —- sevk ve idaresindeki aracın sinyal vermeksizin ani bir şekilde sağa doğru gerçekleştirdiği manevra sonucu müvekkili —–halinde bulunduğu şeriti kapattığı, bu nedenle müvekkilin seyrettiği şeridi kapatan ——- çarpmamak için hareket edebileceği bir alanı olmadığı gibi fren tedbirine başvurmasına rağmen kazayı önleyecek bir imkanı bulunmadığı, mezkur kaza sebebi ile —- sayılı — sürücüsü müvekkili — araçta yolcu konumunda bulunan müvekkili —-ağır yaralandığı, meydana gelen kazada sürücünün asli ve tam derecede kusurlu olduğu, kaza meydana gelmeden önce müvekkili—- kendi istikametinde—- belirlenen kurallara ve hız limitlerine uygun olarak seyir halinde olması, müvekkili —- ise araçta yolcu konumda bulunması sebebiyle kazada bir kusuru bulunmadığı, sürücü —– dosyası kapsamında sanık sıfatı ile yargılandığı, bu dosya kapsamında alınan bilirkişi kusur raporunda sürücü —-%75 oranında asli kusur atfedildiği, müvekkili —- kusurlu olduğunu kabul etmemekle birlikte %25 oranında kusurlu olacağı kanaatine varıldığı, müvekkili —- kaza sonrası —– tedavi gördüğü, —-düzenlediği —- malul kaldığı—-aya kadar uzayabileceği tespit edildiği, müvekkil —- kaza sonras——- tarihli raporu ile müvekkili —- —- oranında malul kaldığı, iyileşme süresinin — aya kadar uzayacağı, bu sürede başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı tespit edildiği, davalı sigorta şirketinin kazaya sebep olan —- —— kapsamında sigortacısı olduğu,—– işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar…” hükmü gereğince davalı sigorta şirketi müvekkillerin tüm zararlarından poliçe limitleri dahilinde diğer sorumlular ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, bedensel bütünlüğü zedelenmiş olan müvekkillerin derin ıstırabını tam olarak hiçbir maddi değerin telafi etmesi olanaklı olmadığı ancak yukarıda anlatılan olaylar sebebiyle müvekkillerinin uğramış olduğu manevi zararların giderilmesi amacıyla iş bu davayı açma gereği hasıl olduğunu, davanın kabulü ile poliçe limitleri dahilinde kalmak kaydı ile — müvekkili — için, —müvekkili—- için olmak üzere toplamda—- manevi tazminatın davalı sigorta şirketine kazanın ihbar edildiği tarihten — iş günü sonra işleyecek ticari avans faizi mümkün görülmediği takdirde yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen — tarihli kazaya karıştığı belirtilen, —- plakalı aracın müvekkili şirkete — tarihleri arasında geçerli olmak üzere —- olduğu, söz konusu poliçede ——- kişi başına—- yapılarak teminat limitinin mahkememizce nazara alınması gerektiği, müvekkili sigortacı şirketin, üçüncü kişilerin uğramış olduğu zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu, ihtiyari mali mesuliyet manevi tazminat talepleri de teminat limitleri dahilinde değerlendirilmesi gerektiği, manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak öncelikle maluliyet tespiti yapılması gerektiği, hazırlanacak bilirkişi raporunda maluliyet tespit edilmesi halinde maluliyetin geçici nitelikte olup olmadığı, kaza ile netice arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığı ve maluliyetin sürekli olup olmadığı konuları belirlenmesi gerektiği, davacı kazazedenin kalıcı maluliyetinin mevcut olup olmaması neticesinde ve maluliyet derecesine göre manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, kalıcı maluliyet mevcut değil ise manevi tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiği, müterafik kusur durumu göz önünde bulundurulması gerektiği, davacının manevi tazminat taleplerinin kabulü sayılmamakla birlikte talepler fahiş olup manevi tazminata hükmedildiği takdirde makul olması gerektiği, manevi tazminat taleplerini kabul anlamına gelmemek kaydıyla hüküm tarihi itibariyle hakim takdiri ve yapılan incelemeler dahilinde talepler somutlaşacağından karar tarihi itibariyle müvekkil şirketin sorumluluğunun doğacağı, işbu sebeple ihbar tarihi itibariyle faize hükmedilmemesi gerektiğini, davaya konu uyuşmazlık tamamen “haksız fiil”den kaynaklandığı, haksız filden kaynaklanan taleplerde de uygulanacak faizin kanuni faiz olacağı, kaldı ki halefiyet gereği sigortalı aracın özel araç olması durumunda müvekkil şirketin, sigortalısının sorumlu olduğu yasal faizden sorumlu olacağı hususu tartışmasız olacağını, tüm bu nedenlerle davanın reddini, kusur tespiti için dosyanın ——– gönderilmesini, sigortalı aleyhine manevi tazminata hükmedilecek ise yukarıda izah edilen sebepler dahilinde makul ve hakkaniyete uygun tazminat tutarına hükmedilmesini, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden, sigortalı aleyhine hüküm kurulması halinde teminat limitleri kapsamında karar tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanmasını, müvekkili aleyhine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ve uyuşmazlık trafik kazası neticesinde meydana gelen manevi zararının ——- kapsamında davalı şirketten tazmini hususlarındadır
Mahkememizce; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, tedavi evrakları, maluliyet raporu, kusur raporları,—- araştırmaları, bilirkişi raporu, ——- Esas sayılı dosyaları, sigorta poliçeleri, hasar dosyaları ile dosya içerisindeki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Davacı gerçek şahısların —– raporları dosyaya kazandırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan ——-esas alınmak kaydıyla bedensel özür oranı hesaplandığında A-) Kas-İskelet Sistemi başlığı altında omurgaya ait sorunlarda özürlülük, Yaralanma modeli veya tanı ilişkili değerlendirme, tablo 1.2——- oranları için —- olduğu, B-) El bileği eklem hareket açıklığına bağlı özürlülüğün hesaplanması; sağ el bileğinin fleksiyonunda 30 derece, ulnar deviasyonunda 5 derece kısıtlılık olduğu, şekil 2.6’ya göre——- özürlülük yüzdeleri toplamı %6 olduğu, tablo 2.3’e göre ——kişinin özürlülük oranına dönüştürülmesi sonucu kişinin özür oranı %4 olduğu, C-) —- uygulandığında %12 olduğu,—— tarihli trafik kazasına bağlı kişinin bedensel özür oranının %12 olduğu, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavi süresince bakıcı ihtiyatı süresinin 2 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı—– tarihli maluliyet raporunda davacının %8 oranında sürekli maluliyetinin bulunduğu bildirilmiştir.
—–tarafından düzenlenen raporda özetle; sanık sürücü —– tali kusurlu, müşteki sürücü —- asli kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların yüzdeli kusur oranlarının belirlenebilmesi açısından dosyamız —- özetle; Sürücü—–sevk ve idaresindeki —- ile seyirle olay mahalline geldiğinde sağ tarafında bulunan toprak yola dönüşünü; yol ayrımına gelmeden yolun en sağına yanaşacak şekilde ve sağ gerisini kontrol ettikten sonra müsait bir zamanda yapması gerekirken bu hususlara yeterince riayet etmeyip, yolu ortalar vaziyette ve gerekli ve yeterli kontrollerini yapmadan sağa dönüşe geçmesi neticesi meydana gelen olayda tali kusurlu olduğu, davacı sürücü —–sevk ve idaresindeki —– seyrini; mahal şartlarını ve araçların seyir durumunu dikkate alarak, yola gereken özeni gösterip kontrollü ve tedbir alabilecek bir şekilde, yine önündeki araçlar ile arasında yeterli takip mesafesini koruması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, önünde yolu ortalar vaziyette sağa manevraya başlayan kamyona karşı zamanında etkin tedbir almadan çarptığı olayda asli kusurlu olduğu, sürücü —, %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu, davacı sürücü —- %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
—-raporu taraflara tebliğ olunmuş, Ceza Mahkemesince alınan kusur raporu ile dosyamızda mevcut bulunan kusur raporu arasında çelişki olduğu anlaşılmakla, kusur yönünden çelişkinin giderilmesi elzem olmuş ve mahkememizce —- oluşturulan bir heyete dosya tevdi edilerek kusur oranının aydınlatılması maksadı ile rapor düzenlenmesi istenilmiş ve —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; sürücü —- olay sırasında, yönetimindeki kamyon ile, bir —- gelip, sağa doğrultu değiştirme manevrası ile hafriyat dökme alanına giriş yapmak istediği, belirtilen durumda kendisinin, yüksek hızlara izin verilen yol üzerinden manevra yaparken toplu dikkat halinde bulunması, emniyetli mesafe önceden sinyalini de vererek, sağ şeride geçmiş olması, hızını tedricen azaltması ve aynı yolu kullanan diğer sürücüler için emniyetli seyir şartlarını bozmayacak formda bir dar kavisle, manevrasını salimen gerçekleştirmesi gerekeceği, mevcut bilgiler ve olayın cereyan tarzından, sürücü ——- belirtilen hususlara uygun davranmadığının anlaşıldığı, kendisinin, dönüş yapacağı kesime sağ şeridi takiben yaklaşmak yerine aksine bir davranışla, son ana kadar sol şeridi takiben geldiği, aynı yolu paylaştığı ve geriden gelmekte olan taşıt sürücülerinin, yol içindeki konum ve pozisyonlarını kontrol etmeden, yolun her iki şeridini aynı anda tarayacak ve bu sürücüler bakımından iki şerit işgalli kararsız seyir pozisyonu alıp, tamamen kontrolsüzce ve yine arkadan gelecek taşıtların olası hızlarına göre çok düşük kalacak bir hız ve açık yörünge ile hantal bir manevraya giriştiği, bu hareketi ile her iki şerit üzerinde de alan tarayıp, geriden gelip aynı yönde ilerleyen sürücüler için engel teşkil edecek, yoldaki emniyetli seyir şartlarını ortadan kaldıracak tarzda davrandığı, nitekim davacı sürücü yönetiminde yüksek hızla gelen —— kazaya karıştığı açıklık kazandığı, sürücü —–, kurallara aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce, özen yükümlülüğü gözetilmemiş hatalı davranışının olayın meydana gelmesinde ekili olduğu, davalı sürücü —— dağınık dikkat halinde bulunduğu, açık görüş imkanına rağmen ön ilerisinde seyreden ——, yol içinde aldığı pozisyonu, aralarındaki mesafeyi, taşıtının hizini, yoölün enine doğrultudaki geometrik özelliklerini birlikte değerlendirip, isabetli bir takdirde bulunmadığı, keza sol şeritten ilerleyip, sağa yönelerek arkadan gelenler için iki şerit işgalli kararsız seyir —– hareketlerini değerlendirmek bakımından kendisine zaman sağlamak ve ihtiyatlı olmak için hızını derhal ve gerektiği ölçüde azaltmadığı, aracını tehlike halinde zamanında durdurmak bakımından hazırlıklı olmadığı, frenlemede geç kalmak suretiyle kamyona çarptığı, dava konusu somu olayda sürücü—- hatalı sevk ve idaresinin, kazanın meydana gelmesinde asli derecede ve %50 oranında etkili bulunduğu, davacı sürücü——- hatalı sevk ve idaresinin, kazanın meydana gelmesinde birinci asli derecede ve %50 oranında etkili bulunduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; açılan davanın trafik kazası sebebiyle ihtiyari mali mesuliyet poliçesi çerçevesinde manevi tazminat davası olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, davacıların meydana gelen kaza sebebiyle duyduğu acı ve elem, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ancak caydırıcı da olması gerektiği, davacıların maluliyet oranları, davacı —- de kazanın meydana gelmesinde %50 kusurlu olması , diğer davacı —— ise hatır yolcusu olduğunun hazırlıktaki ifadesiyle sabit olması da dikkate alınarak takdiren davacı —- olmak üzere toplam ——-manevi tazminata hükmedilmiş, dava öncesinde davalı temerrüde düşürülmediğinden temerüdün dava tarihi itibari ile oluşacağı değerlendirilmiş, davalının——- ile sigortaladığı araç ticari olmakla faizin nevisi talep gibi avans faizi olarak tesbit edilmiş ve açılan davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davacı —-, davacı —- manevi tazminatın dava tarihi olan—–tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davanın kabul edilen — bölümü üzerinden belirlenen —nisbi karar harcının —- bölümü dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan, geriye kalan — karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından harç olarak yatırılan 351,8‬0-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacılar tarafından sarfedilen 3.000,00-TL bilirkişi ücreti, 723,00-TL —- Fatura ücreti ve 190,15-TL posta ücreti olmak üzere toplam 3.913,15-TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 1.086,99-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalan 2.826,16-TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan 1.980,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre; arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre 1.430,00-TL’sinin davacılardan, 550,00-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde——-nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 20/01/2022