Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/402 E. 2021/548 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/402 Esas
KARAR NO : 2021/548
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2019
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında —— tarihli —– imzalandığını, sözleşme ile belirlenen araçlar için servis hizmeti verileceğinin kararlaştırıldığını, ancak gelişen ticari ilişki neticesinde sözleşmede belirlenen araçlar dışındaki araçlara da hizmet verildiğini, verilen servis hizmetlerine ilişkin düzenlenen fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine —— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini, alacağın likit olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa —— tarihinde dava dilekçesinin tebliğ edilmiş, ancak yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK 128 madde hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, ——— dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
———– sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından cari hesap alacağına ilişkin olarak davalı aleyhine —-alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek —– oranında avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —-tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından ——- tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ——- tarihli raporda özetle; davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafından davalı yana toplam ——–adet fatura kesildiği, davalı tarafından —– parça halinde toplam —- ödeme yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının —– bakiye alacağının bulunduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça, cari hesap alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, cari hesabı oluşturan fatura konusu hizmetlerin verilip verilmediği ve fatura bedellerinin ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça; takip konusu cari hesabı oluşturan —— adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun ——-, kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi ——— halinde alacaklının —–HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. ——-
Somut olay bakımından ise; davalı tarafça davaya cevap verilmediği, icra takibine yapılan itiraz ile aradaki ticari ilişki inkar edildiği, davacı yana ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu, kendisi lehine delil niteliğinde olduğu, davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, davacı yanın cari hesap alacağının ——- bedelli, ——- adet faturadan kaynaklandığı, anılan faturaların e-fatura olarak düzenlendiği ve davalı yana elektronik ortamda tebliğ edildiği, ———- bedelli faturalara konu hizmetin verildiğine ilişkin olarak iş emirlerinin dosyaya sunulduğu, bu hali ile anılan faturalar nedeniyle davacı yanın —– toplam alacağının bulunduğu, ———— bedelli faturalara konu hizmetin verildiğine dair verilen kesin süreye rağmen dosyaya herhangi bir delilin ibraz edilmediği, davacı tarafından yemin deliline de dayanılmadığı, bu hali işbu faturalar yönünden hizmetin verildiğinin ispat edilemediği ve istemin reddinin gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak davacı tarafça takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- oranında avans faizi isteminde bulunmuştur. Bu hali ile davacının talebi HMK md. 26 uyarınca aşılamayacağından ———— taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık —– avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafından dava açılmadan önce arabuluculuk toplantısına katılınmadığından, ———- uyarınca, davalı taraf yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuştur.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere ——– ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Sabit olan —- alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık ——- oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının ——— dosyasına yapılan itirazın Kısmen iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Aşan istemin reddine,
Kabul olunan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 318,80.-TL’den icra dosyasında peşin alınan ve dava açılırken mahsup ettirilen 51,32 TL ve dava açılırken yatırılan 123,97.-TL olmak üzere toplam peşin harç olarak alınan 175,29.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 143,51.-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından icra dosyasından ve iş bu dosyadan yatırılan toplam 175,29.-TL peşin harç ve 44,40.-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 219,69.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 186,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 936,20.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7. Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ——-nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 27/04/2021